"İşçiler İçin"
Title:
"İşçiler İçin"
Source:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Date:
1958-07-03
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/38
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
BÜLENT ECEVİT
«İŞÇİLER İÇİN»
BUGÜN bütün Batılı demokratik ülkelerin benimsediği işçi hakları uzun, sert ve bazan kanlı mücadeleler sonunda sağlanabilmiştir. Bazı ülkelerde işçiler, bu haklardan bir çoğuna, ancak kendi görüşlerini temsil eden siyasal partiler kurup iktidara geçirebilecek kadar çoğaldıktan ve kuvvetlendikten sonra kavuşabilmişlerdir.
Cumhuriyet Türkiyesi, işçi haklarının sağlanmasında bu geleneği yıkan, bu alışılmış yolu değiştiren devletlerin başında gelir.
Cumhuriyet Türkiyesi, önlenmesi imkânsız ve gerçekleşmesi toplum yararına olan hemen bütün gelişmeleri önceden hesaplıyarak hızlandırmıştır. Bir başka deyişle, toplum hayatının bir çok kesimlerinde evrimin uzun, yorucu, ıstırap verici yolu yerine, devrim yolunu seçmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı sırasında, işçi haklarının sağlanması bakımından seçilen yol da işte bu kestirme yoldur.
İşçi hakları alanındaki Türk devriminin hızını, kapsamını, önemini, C.H.P. Araştırma Bürosunun yayınladığı «İşçiler İçin» adlı kroşür özlü bir dille belirtiyor.
Bu broşürden de anlaşılabileceği gibi, C.H.P, iktidarı sırasında devlet, işçi hakları konusuyla, işçiler henüz kendi hakları için mücadele edebilecek kadar taazzuv etmeden, hattâ medenî demokratik toplumlarda işçi haklarının neler olduğu, neler olmak gerektiği işçiler arasında henüz iyice öğrenilmeden, ilgilenmeğe başlamıştır.
Bir plân ve program içinde yeni yeni iş alanları yaratan devlet, bu alanlar için gerekli Türk iş gücünün işçi haklarıyla beraber gelişmesini sağlamıştır.
Öylelikle Türk işçisi, Batılı demokratik ülkelerin toplum düzenine ancak uzun mücadeleler sonunda yerleşebilmiş bir çok işçi haklarına, o haklar uğrunda mücadele etmeğe mecbur kalmadan, hattâ bazı hallerde böyle bir mücadele ihtiyacını duymasına bile vakit kalmadan kavuşmuştur. Bir hakkın lüzumunu idrâk edecek merhaleye vardığında, devletin o hakkı kendisine tanımağa razı ve önceden hazırlıklı olduğunu görmüştür.
*
1950 Mayısının 14 ü, Cumhuriyet Türkiyesinde, daha bir çok devrim hareketleri gibi, bu mutlu gelişmenin de durduğu tarihtir.
Her konuda devrim aleyhtarı olan Demokrat Partinin, işçi hakları konusunda da devrimciliğe ne kadar aleyhdar olduğu o tarihten sonra ortaya çıkmıştır.
Gerçi Cumhuriyet devrimlerinin en önemlilerinden biri olan çok partili demokratik hayata geçildikten sonra, 1945 ile 1950 arasında, Demokrat Parti muhalefetinin, başka hiç bir memlekette görülmemiş bir hızla ve bir program gereğince ardı ardına tanınan işçi haklarını bile yetersiz gibi gösterdiğine, Türk işçisini, iş hayatımızdaki ve ulusal ekonomimizdeki gelişmenin - sorumlular nazarında - gerekli ve mümkün kıldığından daha fazla haklar ardında koşturduğuna, bu haklara bir an önce kavuşmak için sabırsızlandırdığına şahit olunmuştu. Demokrat Parti muhalefetinin bu yoldaki gayretleri - ne kadar samimiyetsiz olduğu sonradan anlaşılmış bulunsa bile - uyandırıcı ve uyarıcı idi. Uyandırıcı ve uyarıcı olduğu için de yararlı idi.
Fakat bu gayretlerin işçi oylarını toplamaktan başka bir hedefi olmadığı, D.P. iktidara gelince görüldü. Türk işçisi, D.P. nin muhalefette iken kendisine verdiği senetlere iktidarda itibar göstermiyeceğini bunların karşılıksız senetler olduğunu, ancak iş işten geçtikten sonra anlıyabildi.
Türk işçisi aldatılmıştı!
Fakat bu aldanışta onun suçu yoktu.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı sırasında, bütün yurttaşlar gibi Türk işçisi de, devlet idaresi sorumluluğunu yüklenen kimselerin, ancak; «bir hususu ya hiç vaadetmeyen veya yapacağız dediği şeyi yapan» kimseler olmasına alışmıştı.
Muhalefetteyken sendikacılık hürriyetinin darlığını ileri süren bir partinin iktidara gelince sendikacılık hürriyetini büsbütün daraltıp sendika birliklerini kapatacağına; muhalefetteyken işçinin fikir hürriyetini yetersiz bulan bir partinin, iktidara gelince işçi seminerlerini bile baskı altına alacağına; muhalefetteyken «grev hakkı olmadıkça sendika olamaz» diyen bir partinin, iktidara geldikten 7-8 yıl sonra bile, Türk işçisinin henüz grev hakkını kullanabilecek erginliğe erişmediğini ileri sürebileceğine; muhalefetteyken işçilere yapılan evleri az gören bir partinin, iktidara gelince, işçi evleri yapılması için kanunlarla sağlanmış geniş imkânları hemen hemen kullanılamaz hale getireceğine; muhalefetteyken sosyal güvenlik yolundaki ilerlemeyi ağır bulan bir partinin, iktidara gelince, sosyal güvenlik ilkelerini ekonomik kalkınmaya engel gibi gösterip baltalıyacağına; iktidar mevkiinde ancak «bir hususu ya hiç vaadetmeyen veya yapacağız dediği şeyi yapan» kimseler görmeğe alışmış iyiniyetli Türk işçisi, elbette ihtimal veremezdi.
*
C.H.P. Araştırma Bürosunun «İşçiler İçin» broşüründe, Demokrat Partinin Türk işçisini nasıl ve ne ölçüde aldattığı gözler önüne serildiği gibi, Cumhuriyet Halk Partisinin, iktidara yeniden gelince, Türk işçisine, başta grev hakkı olmak üzere, tanımayı vaadettiği bütün yeni hak ve imkânlar da sıralanmıştır.
Bu vaadlerin, D.P. vaadleri gibi birer karşılıksız senet olmadığına en inandırıcı deliller, gene aynı broşürün C.H.P. icraatını özetleyen sayfalarındadır. Bu sayfalar okundukça görülür ki, C.H.P. nin iktidar yıllarında yapmamış olduğu şeyler, ancak yapmayı - henüz sırası gelmediğini düşündüğü için - vaadetmemiş olduğu şeylerdir. Buna karşılık, C.H.P., işçiler için, yapacağım dediği her şeyi yapmış, tanıyacağım dediği her hakkı tanımıştır.
C.H.P. nin geçmiş iktidar devresindeki bu tutumu, gelecek iktidar devresi için verdiği sözlerin teminatıdır.
Büyük ve dürüst insan İnönü, 17 Şubat 1956 günü İstanbul İsçi Sendikaları Birliğinde Türk işçisine söylediği sözlerle bu teminatı en özlü ifadesine kavuşturmuştur:
«Biz bir hususu ya hiç vaad etmeyiz veya yapacağız dediğimiz şeyi yaparız.»
(*) — «İşçiler İçin»: C.H.P. Genel Sekreterliği Araştırma ve Dokümantasyon Bürosu, Yayın No. 2 — Hazırlayan: C.H. P. eski Zonguldak Milletvekili Dr. Rebiî Barkın: yardım edenler: C.H.P. eski İstanbul Milletvekili Ali Rıza Arı ve C. H. P. Ankara Milletvekili İsmail İnan — Fiyatı 50 Kr. — Adres: Ove Han No. 8, Agâh Efendi Sokağı, Ankara
BÜLENT ECEVİT
«İŞÇİLER İÇİN»
BUGÜN bütün Batılı demokratik ülkelerin benimsediği işçi hakları uzun, sert ve bazan kanlı mücadeleler sonunda sağlanabilmiştir. Bazı ülkelerde işçiler, bu haklardan bir çoğuna, ancak kendi görüşlerini temsil eden siyasal partiler kurup iktidara geçirebilecek kadar çoğaldıktan ve kuvvetlendikten sonra kavuşabilmişlerdir.
Cumhuriyet Türkiyesi, işçi haklarının sağlanmasında bu geleneği yıkan, bu alışılmış yolu değiştiren devletlerin başında gelir.
Cumhuriyet Türkiyesi, önlenmesi imkânsız ve gerçekleşmesi toplum yararına olan hemen bütün gelişmeleri önceden hesaplıyarak hızlandırmıştır. Bir başka deyişle, toplum hayatının bir çok kesimlerinde evrimin uzun, yorucu, ıstırap verici yolu yerine, devrim yolunu seçmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı sırasında, işçi haklarının sağlanması bakımından seçilen yol da işte bu kestirme yoldur.
İşçi hakları alanındaki Türk devriminin hızını, kapsamını, önemini, C.H.P. Araştırma Bürosunun yayınladığı «İşçiler İçin» adlı kroşür özlü bir dille belirtiyor.
Bu broşürden de anlaşılabileceği gibi, C.H.P, iktidarı sırasında devlet, işçi hakları konusuyla, işçiler henüz kendi hakları için mücadele edebilecek kadar taazzuv etmeden, hattâ medenî demokratik toplumlarda işçi haklarının neler olduğu, neler olmak gerektiği işçiler arasında henüz iyice öğrenilmeden, ilgilenmeğe başlamıştır.
Bir plân ve program içinde yeni yeni iş alanları yaratan devlet, bu alanlar için gerekli Türk iş gücünün işçi haklarıyla beraber gelişmesini sağlamıştır.
Öylelikle Türk işçisi, Batılı demokratik ülkelerin toplum düzenine ancak uzun mücadeleler sonunda yerleşebilmiş bir çok işçi haklarına, o haklar uğrunda mücadele etmeğe mecbur kalmadan, hattâ bazı hallerde böyle bir mücadele ihtiyacını duymasına bile vakit kalmadan kavuşmuştur. Bir hakkın lüzumunu idrâk edecek merhaleye vardığında, devletin o hakkı kendisine tanımağa razı ve önceden hazırlıklı olduğunu görmüştür.
*
1950 Mayısının 14 ü, Cumhuriyet Türkiyesinde, daha bir çok devrim hareketleri gibi, bu mutlu gelişmenin de durduğu tarihtir.
Her konuda devrim aleyhtarı olan Demokrat Partinin, işçi hakları konusunda da devrimciliğe ne kadar aleyhdar olduğu o tarihten sonra ortaya çıkmıştır.
Gerçi Cumhuriyet devrimlerinin en önemlilerinden biri olan çok partili demokratik hayata geçildikten sonra, 1945 ile 1950 arasında, Demokrat Parti muhalefetinin, başka hiç bir memlekette görülmemiş bir hızla ve bir program gereğince ardı ardına tanınan işçi haklarını bile yetersiz gibi gösterdiğine, Türk işçisini, iş hayatımızdaki ve ulusal ekonomimizdeki gelişmenin - sorumlular nazarında - gerekli ve mümkün kıldığından daha fazla haklar ardında koşturduğuna, bu haklara bir an önce kavuşmak için sabırsızlandırdığına şahit olunmuştu. Demokrat Parti muhalefetinin bu yoldaki gayretleri - ne kadar samimiyetsiz olduğu sonradan anlaşılmış bulunsa bile - uyandırıcı ve uyarıcı idi. Uyandırıcı ve uyarıcı olduğu için de yararlı idi.
Fakat bu gayretlerin işçi oylarını toplamaktan başka bir hedefi olmadığı, D.P. iktidara gelince görüldü. Türk işçisi, D.P. nin muhalefette iken kendisine verdiği senetlere iktidarda itibar göstermiyeceğini bunların karşılıksız senetler olduğunu, ancak iş işten geçtikten sonra anlıyabildi.
Türk işçisi aldatılmıştı!
Fakat bu aldanışta onun suçu yoktu.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı sırasında, bütün yurttaşlar gibi Türk işçisi de, devlet idaresi sorumluluğunu yüklenen kimselerin, ancak; «bir hususu ya hiç vaadetmeyen veya yapacağız dediği şeyi yapan» kimseler olmasına alışmıştı.
Muhalefetteyken sendikacılık hürriyetinin darlığını ileri süren bir partinin iktidara gelince sendikacılık hürriyetini büsbütün daraltıp sendika birliklerini kapatacağına; muhalefetteyken işçinin fikir hürriyetini yetersiz bulan bir partinin, iktidara gelince işçi seminerlerini bile baskı altına alacağına; muhalefetteyken «grev hakkı olmadıkça sendika olamaz» diyen bir partinin, iktidara geldikten 7-8 yıl sonra bile, Türk işçisinin henüz grev hakkını kullanabilecek erginliğe erişmediğini ileri sürebileceğine; muhalefetteyken işçilere yapılan evleri az gören bir partinin, iktidara gelince, işçi evleri yapılması için kanunlarla sağlanmış geniş imkânları hemen hemen kullanılamaz hale getireceğine; muhalefetteyken sosyal güvenlik yolundaki ilerlemeyi ağır bulan bir partinin, iktidara gelince, sosyal güvenlik ilkelerini ekonomik kalkınmaya engel gibi gösterip baltalıyacağına; iktidar mevkiinde ancak «bir hususu ya hiç vaadetmeyen veya yapacağız dediği şeyi yapan» kimseler görmeğe alışmış iyiniyetli Türk işçisi, elbette ihtimal veremezdi.
*
C.H.P. Araştırma Bürosunun «İşçiler İçin» broşüründe, Demokrat Partinin Türk işçisini nasıl ve ne ölçüde aldattığı gözler önüne serildiği gibi, Cumhuriyet Halk Partisinin, iktidara yeniden gelince, Türk işçisine, başta grev hakkı olmak üzere, tanımayı vaadettiği bütün yeni hak ve imkânlar da sıralanmıştır.
Bu vaadlerin, D.P. vaadleri gibi birer karşılıksız senet olmadığına en inandırıcı deliller, gene aynı broşürün C.H.P. icraatını özetleyen sayfalarındadır. Bu sayfalar okundukça görülür ki, C.H.P. nin iktidar yıllarında yapmamış olduğu şeyler, ancak yapmayı - henüz sırası gelmediğini düşündüğü için - vaadetmemiş olduğu şeylerdir. Buna karşılık, C.H.P., işçiler için, yapacağım dediği her şeyi yapmış, tanıyacağım dediği her hakkı tanımıştır.
C.H.P. nin geçmiş iktidar devresindeki bu tutumu, gelecek iktidar devresi için verdiği sözlerin teminatıdır.
Büyük ve dürüst insan İnönü, 17 Şubat 1956 günü İstanbul İsçi Sendikaları Birliğinde Türk işçisine söylediği sözlerle bu teminatı en özlü ifadesine kavuşturmuştur:
«Biz bir hususu ya hiç vaad etmeyiz veya yapacağız dediğimiz şeyi yaparız.»
(*) — «İşçiler İçin»: C.H.P. Genel Sekreterliği Araştırma ve Dokümantasyon Bürosu, Yayın No. 2 — Hazırlayan: C.H. P. eski Zonguldak Milletvekili Dr. Rebiî Barkın: yardım edenler: C.H.P. eski İstanbul Milletvekili Ali Rıza Arı ve C. H. P. Ankara Milletvekili İsmail İnan — Fiyatı 50 Kr. — Adres: Ove Han No. 8, Agâh Efendi Sokağı, Ankara
Collection
Citation
“"İşçiler İçin",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/995.