Milleti Tatmin Etmenin İki Şartı
Başlık:
Milleti Tatmin Etmenin İki Şartı
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Tarih:
1958-06-15
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
BÜLENT ECEVİT
Milleti tatmin etmenin iki şartı
TÜRKİYE'de ekonomik buhran Demokrat Partili milletvekillerinin de artık bilmezlikten gelemiyecekleri, üzerine kaygı ile eğilmek zorunluluğunu duyacakları bir ölçüye vardı.
Toplantı hürriyeti, basın hürriyeti ve Meclisteki denetleme imkânları kısılır, Millî Korunma Kanunu hükümleri sertleştirilirken, «kalkınma hamleleri» ni rahatça, tedirgin edilmeksizin yürütebilme isteği başlıca mazeret olarak ileri sürülmüştü.
Fakat tenkid ve denetleme önlenmekle veya mümkün olan asgarî hadde indirilmekle, piyasa polis kontrolü altına alınmakla, bozuk bir ekonomik düzenin, daha doğrusu ekonomik düzensizliğin müspet sonuçlar veremiyeceği artık anlaşılmış olmalıdır. Basının ve muhalefetin tenkid ve denetleme imkânları son derece kısıldığı, piyasadaki polis kontrolü ancak harb yıllarında hoş görülebilecek kadar sıkıştırıldığı halde, ekonomik buhranın önlenememiş, tersine, günden güne artmış olması sorumluluğun muhalefete, basına, tüccar ve esnafa yüklenemiyeceğini açıkça göstermiştir.
Şimdi Demokrat Parti, buhranın bütün sorumluluğunu kendi saflarında aramak zorundadır.
D.P. Meclis Grupu içinde böyle bir kıpırdanış da seziliyor. Ancak, milletin tatmin edilebilmesi için, sorumluluk millet önünde ve tam bir açıklıkla aranmalıdır.
D.P. Meclis Grupu, ekonomik buhranı bir memleket meselesi değil de Demokrat Partinin bir iç meselesi sayıp, milletten büsbütün gizli olarak, kapalı grup toplantılarında görüşmekle yetinirse, bu, milleti hiç tatmin etmiyecektir.
Dertlerin millet önünde gereği gibi deşilebilmesi için birinci şart açıklığı önleyici tedbirlerin kaldırılmasıdır.
Demokrat Partili milletvekilleri, ekonomik buhranı artık görmüş veya inkâr edemez duruma gelmiş olsalar bile, henüz ekonomik buhranla rejim buhranı arasındaki bağlantıyı görmez gibi davranmaktadırlar.
Basınına ispat hakkı tanınmayan, siyasal toplantılarında gerçeklerin açıklanmasına engel olunan bir memlekette, düzensizliklerin gereği gibi izlenip önlenebilmesi imkânsızdır.
Ekonomik alanda düzensizliğe karşı en etkili silâhlar serbest tenkid ve denetlemedir. Bu silâhlardan yoksun olarak, veya gereği gibi faydalanmaksızın içinde bulunduğumuz buhranla mücadele edilemez.
Dertlerin millet önünde gereği gibi deşilebilmesi, çareleri aranabilmesi için ikinci şartsa, Bay Adnan Menderes'in Başbakanlıktan ayrılmasıdır.
Bugün düşülen çıkmaz, D. P. Hükümetlerinin 8 yıllık tutumunun sonucudur. 8 yıl da D.P. iktidarı 5 hükümet değiştirmiştir. Bu 5 hükümetin bugüne kadar yerinden kıpırdamamış tek üyesi ise Başbakan Adnan Menderes'tir. Bay Menderes'i yerinde bırakıp kabinenin başka üyelerini, yani «çevre» yi değiştirmenin çıkar yol olmadığını, hiç bir müspet sonuç veremiyeceğini, Bay Menderes'in kendi dilediği gibi bir «çevre» yi nasıl olsa gene kurmaktan geri durmayacağını, Demokrat Parti Meclis Grupu, 1955 güzündeki denemeden anlamış bulunmalıdır.
Aynı denemenin şimdi bir daha tekrarlanması, memlekete bir hizmet sayılamıyacağı gibi, Demokrat Parti Meclis Grupunu da sorumluluk yükünden kurtaramıyacak ve millet gözünde büsbütün zayıf düşecektir.
BÜLENT ECEVİT
Milleti tatmin etmenin iki şartı
TÜRKİYE'de ekonomik buhran Demokrat Partili milletvekillerinin de artık bilmezlikten gelemiyecekleri, üzerine kaygı ile eğilmek zorunluluğunu duyacakları bir ölçüye vardı.
Toplantı hürriyeti, basın hürriyeti ve Meclisteki denetleme imkânları kısılır, Millî Korunma Kanunu hükümleri sertleştirilirken, «kalkınma hamleleri» ni rahatça, tedirgin edilmeksizin yürütebilme isteği başlıca mazeret olarak ileri sürülmüştü.
Fakat tenkid ve denetleme önlenmekle veya mümkün olan asgarî hadde indirilmekle, piyasa polis kontrolü altına alınmakla, bozuk bir ekonomik düzenin, daha doğrusu ekonomik düzensizliğin müspet sonuçlar veremiyeceği artık anlaşılmış olmalıdır. Basının ve muhalefetin tenkid ve denetleme imkânları son derece kısıldığı, piyasadaki polis kontrolü ancak harb yıllarında hoş görülebilecek kadar sıkıştırıldığı halde, ekonomik buhranın önlenememiş, tersine, günden güne artmış olması sorumluluğun muhalefete, basına, tüccar ve esnafa yüklenemiyeceğini açıkça göstermiştir.
Şimdi Demokrat Parti, buhranın bütün sorumluluğunu kendi saflarında aramak zorundadır.
D.P. Meclis Grupu içinde böyle bir kıpırdanış da seziliyor. Ancak, milletin tatmin edilebilmesi için, sorumluluk millet önünde ve tam bir açıklıkla aranmalıdır.
D.P. Meclis Grupu, ekonomik buhranı bir memleket meselesi değil de Demokrat Partinin bir iç meselesi sayıp, milletten büsbütün gizli olarak, kapalı grup toplantılarında görüşmekle yetinirse, bu, milleti hiç tatmin etmiyecektir.
Dertlerin millet önünde gereği gibi deşilebilmesi için birinci şart açıklığı önleyici tedbirlerin kaldırılmasıdır.
Demokrat Partili milletvekilleri, ekonomik buhranı artık görmüş veya inkâr edemez duruma gelmiş olsalar bile, henüz ekonomik buhranla rejim buhranı arasındaki bağlantıyı görmez gibi davranmaktadırlar.
Basınına ispat hakkı tanınmayan, siyasal toplantılarında gerçeklerin açıklanmasına engel olunan bir memlekette, düzensizliklerin gereği gibi izlenip önlenebilmesi imkânsızdır.
Ekonomik alanda düzensizliğe karşı en etkili silâhlar serbest tenkid ve denetlemedir. Bu silâhlardan yoksun olarak, veya gereği gibi faydalanmaksızın içinde bulunduğumuz buhranla mücadele edilemez.
Dertlerin millet önünde gereği gibi deşilebilmesi, çareleri aranabilmesi için ikinci şartsa, Bay Adnan Menderes'in Başbakanlıktan ayrılmasıdır.
Bugün düşülen çıkmaz, D. P. Hükümetlerinin 8 yıllık tutumunun sonucudur. 8 yıl da D.P. iktidarı 5 hükümet değiştirmiştir. Bu 5 hükümetin bugüne kadar yerinden kıpırdamamış tek üyesi ise Başbakan Adnan Menderes'tir. Bay Menderes'i yerinde bırakıp kabinenin başka üyelerini, yani «çevre» yi değiştirmenin çıkar yol olmadığını, hiç bir müspet sonuç veremiyeceğini, Bay Menderes'in kendi dilediği gibi bir «çevre» yi nasıl olsa gene kurmaktan geri durmayacağını, Demokrat Parti Meclis Grupu, 1955 güzündeki denemeden anlamış bulunmalıdır.
Aynı denemenin şimdi bir daha tekrarlanması, memlekete bir hizmet sayılamıyacağı gibi, Demokrat Parti Meclis Grupunu da sorumluluk yükünden kurtaramıyacak ve millet gözünde büsbütün zayıf düşecektir.
Koleksiyon
Alıntı
“Milleti Tatmin Etmenin İki Şartı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 26 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/992 ulaşıldı.