"Böylesine Geri Bir Memleket..."
Başlık:
"Böylesine Geri Bir Memleket..."
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Tarih:
1957-12-08
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/36
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
"BÖYLESİNE GERİ BİR MEMLEKET...,,
(Son hükümet programında Türk Başbakanının kendi memleketi hakkında kullandığı söz)
Bülent ECEVİT
Türkiye'yi 6 ayda cennete çevirmek vaadiyle iktidara gelen partinin Genel Başkanı, iktidarda 7 buçuk yıl kaldıktan ve 5 hükümet kurduktan sonra, şimdi, Türkiye hakkında «böylesine geri bir memleket» yargısına varıyor.
Son hükümet programında Bay Menderes,
«Böylesine geri bir memlekette» diyor, «siyasi istikrarın esaslı temellere istinat etmekte olduğunu farz ve kabul etmek tehlikeli bir hatâ teşkil eder. Bu itibarla, gaye, milletin emniyet ve selâmeti, refah ve saadeti olduğuna göre siyasi nizam ve müesseselerin, siyasi hareket ve faaliyetlerin bu gayenin tahakkukuna hadim bulunması gerektiğini elbette unutamayız. Bu gayeyi bir takım vehimelere ve aldatıcı ifade ve iddialara feda edemeyiz. Aksi halde gaye ve esası şekle, usule ve vasıtaya feda etmek mevkiine düşülür ki, bundan da memleket telâfisi güç, büyük zararlar görmüş olur.»
Bu memleket bazı alanlarda «geri bir memleket» belki sayılabilir. Ama her alanda bu memleketin seviyesi, Menderes idaresinin temsil ettiği zihniyetten ve bu zihniyetin bu memlekete reva gördüğü idare tarzından çok daha ileridir.
Bu memleket 7 buçuk yıldır ayakta duruyorsa, Menderes idaresinin temsil ettiği zihniyet sayesinde değil, o zihniyete rağmen ayakta durabilmektedir.
Eğer bu memlekette siyasi istikrarın sağlam, hem de çok sağlam, başka hiç bir memlekette bulunamıyacak kadar sağlam temelleri olmasa idi, 7 buçuk yıllık Menderes idaresinin yarattığı sarsıntılara her halde dayanamazdı.
Ama şüphesiz bu memlekette de siyasi istikrarın sınırları vardır, ve Bay Menderes'in liderliği altındaki Demokrat Parti şimdi, maddî ve manevî hiç bir desteği kalmadığı halde iktidarı muhafaza edebilmek için, bu sınırları zorlamaktadır.
«Siyasi istikrarı esaslı temellere istinat ettirmek» bahanesiyle alınan, alınmakta olan, daha da alınması beklenen «tedbirler» le bu sınırların aşılmasından, ve Türkiye'de istikrarın gerçek bir tehlikeye düşürülmesinden, artık ne kadar kaygılanılsa yeridir.
«Gaye ve esas, şekle, usule ve vasıtaya» feda edilememzmiş!..
«Şekil, usul ve vasıta» diye, Bay Menderes'in bir kenara ittiği kavramlar nelerdir?.. Millet çoğunluğunu aldatabilen bir kabiliyetle, gerçek hüviyet ve niyetini saklama kabiliyetiyle, Bay Menderes'in, 14 Mayıs 1950 ye kadar bizzat bayraktarlığını yapar göründüğü bu kavramlar, hürriyet, adalet ve demokrasidir!
Bugün Bay Menderes, Büyük Millet Meclisi huzurunda, üstü pek yetersizce kapanmış bir dille açıklıyor ki, Türkiye, hürriyet, adalet, demokrasi gibi «şekil, usul ve vasıta» lara bağlı kalırsa kalkınamıyacaktır; «emniyet ve selâmet» e, «refah ve saadet» e kavuşamıyacaktır!
Öyle anlaşılıyor ki, Bay Menderes'e göre, Türkiye için, yani «böylesine geri bir memleket» için, bu gayeye ulaşmanın tek yolu, Bay Menderes'in diktatörlüğünü, Bay Menderes'in bahşedeceği vesayeti kabul etmektir! O Menderes ki, kendi şahsî itibarını zedeleyecek olanlara ağır cezalar biçen kanunlar çıkartır, ama kendisi, Başbakanı bulunduğu memleketin, o memlekette yaşayan milletin itibarını bütün dünya gözünde böylesine ağır bir ifadeyle zedelemekten, ve bütün milletin dünyadaki itibarını kırıcı bu ifadeyi, dünya halkoyu gözünde, kendi diktatörlüğünün mesnedi haline getirmekten çekinmez!
Eğer Atatürk bu memleketi, bundan 37 yıl önce bile, Menderes'in kendi 7,5 yıllık iktidarı sonunda gördüğü kadar geri görse idi, bir kurtuluş savaşı, bir ölüm-dirim savaşı içinde Türk milletini gerçek parlâmanter hayata kavuşturmağa cesaret edemezdi.
Eğer İnönü, bundan 12 yıl önce bile, bu memleketi, Menderes'in bugün gördüğü kadar geri görse idi, Türk milleti için çok partili demokratik hayat yolunu açmağa kalkışamazdı.
Ve nihayet Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı, bundan 7 buçuk yıl önce bile bu memleketi, Menderes'in bugün gördüğü kadar geri görse idi. Türk milletinin, bazı sahte hürriyet kahramanlarını idare başında denemelerine imkân vermeyi göze alamazdı.
Türkiye'yi idare etmeğe, ancak, Türk milletinin olgunluğuna, erginliğine inananlar lâyıktırlar.
Bay Menderes kendi kendini, Türkiye'yi idare edemez bir duruma düşmüş görüyorsa, bundan muhalefeti, veya hürriyet, adalet, demokrasi gibi «şekil, usul ve vasıtalar» ı değil, doğrudan doğruya kendisinin Türkiye'yi, kendi öz memleketini, hor görüşünü, her bakımdan «geri bir memleket» olarak görüşünü sorumlu tutmalıdır!
"BÖYLESİNE GERİ BİR MEMLEKET...,,
(Son hükümet programında Türk Başbakanının kendi memleketi hakkında kullandığı söz)
Bülent ECEVİT
Türkiye'yi 6 ayda cennete çevirmek vaadiyle iktidara gelen partinin Genel Başkanı, iktidarda 7 buçuk yıl kaldıktan ve 5 hükümet kurduktan sonra, şimdi, Türkiye hakkında «böylesine geri bir memleket» yargısına varıyor.
Son hükümet programında Bay Menderes,
«Böylesine geri bir memlekette» diyor, «siyasi istikrarın esaslı temellere istinat etmekte olduğunu farz ve kabul etmek tehlikeli bir hatâ teşkil eder. Bu itibarla, gaye, milletin emniyet ve selâmeti, refah ve saadeti olduğuna göre siyasi nizam ve müesseselerin, siyasi hareket ve faaliyetlerin bu gayenin tahakkukuna hadim bulunması gerektiğini elbette unutamayız. Bu gayeyi bir takım vehimelere ve aldatıcı ifade ve iddialara feda edemeyiz. Aksi halde gaye ve esası şekle, usule ve vasıtaya feda etmek mevkiine düşülür ki, bundan da memleket telâfisi güç, büyük zararlar görmüş olur.»
Bu memleket bazı alanlarda «geri bir memleket» belki sayılabilir. Ama her alanda bu memleketin seviyesi, Menderes idaresinin temsil ettiği zihniyetten ve bu zihniyetin bu memlekete reva gördüğü idare tarzından çok daha ileridir.
Bu memleket 7 buçuk yıldır ayakta duruyorsa, Menderes idaresinin temsil ettiği zihniyet sayesinde değil, o zihniyete rağmen ayakta durabilmektedir.
Eğer bu memlekette siyasi istikrarın sağlam, hem de çok sağlam, başka hiç bir memlekette bulunamıyacak kadar sağlam temelleri olmasa idi, 7 buçuk yıllık Menderes idaresinin yarattığı sarsıntılara her halde dayanamazdı.
Ama şüphesiz bu memlekette de siyasi istikrarın sınırları vardır, ve Bay Menderes'in liderliği altındaki Demokrat Parti şimdi, maddî ve manevî hiç bir desteği kalmadığı halde iktidarı muhafaza edebilmek için, bu sınırları zorlamaktadır.
«Siyasi istikrarı esaslı temellere istinat ettirmek» bahanesiyle alınan, alınmakta olan, daha da alınması beklenen «tedbirler» le bu sınırların aşılmasından, ve Türkiye'de istikrarın gerçek bir tehlikeye düşürülmesinden, artık ne kadar kaygılanılsa yeridir.
«Gaye ve esas, şekle, usule ve vasıtaya» feda edilememzmiş!..
«Şekil, usul ve vasıta» diye, Bay Menderes'in bir kenara ittiği kavramlar nelerdir?.. Millet çoğunluğunu aldatabilen bir kabiliyetle, gerçek hüviyet ve niyetini saklama kabiliyetiyle, Bay Menderes'in, 14 Mayıs 1950 ye kadar bizzat bayraktarlığını yapar göründüğü bu kavramlar, hürriyet, adalet ve demokrasidir!
Bugün Bay Menderes, Büyük Millet Meclisi huzurunda, üstü pek yetersizce kapanmış bir dille açıklıyor ki, Türkiye, hürriyet, adalet, demokrasi gibi «şekil, usul ve vasıta» lara bağlı kalırsa kalkınamıyacaktır; «emniyet ve selâmet» e, «refah ve saadet» e kavuşamıyacaktır!
Öyle anlaşılıyor ki, Bay Menderes'e göre, Türkiye için, yani «böylesine geri bir memleket» için, bu gayeye ulaşmanın tek yolu, Bay Menderes'in diktatörlüğünü, Bay Menderes'in bahşedeceği vesayeti kabul etmektir! O Menderes ki, kendi şahsî itibarını zedeleyecek olanlara ağır cezalar biçen kanunlar çıkartır, ama kendisi, Başbakanı bulunduğu memleketin, o memlekette yaşayan milletin itibarını bütün dünya gözünde böylesine ağır bir ifadeyle zedelemekten, ve bütün milletin dünyadaki itibarını kırıcı bu ifadeyi, dünya halkoyu gözünde, kendi diktatörlüğünün mesnedi haline getirmekten çekinmez!
Eğer Atatürk bu memleketi, bundan 37 yıl önce bile, Menderes'in kendi 7,5 yıllık iktidarı sonunda gördüğü kadar geri görse idi, bir kurtuluş savaşı, bir ölüm-dirim savaşı içinde Türk milletini gerçek parlâmanter hayata kavuşturmağa cesaret edemezdi.
Eğer İnönü, bundan 12 yıl önce bile, bu memleketi, Menderes'in bugün gördüğü kadar geri görse idi, Türk milleti için çok partili demokratik hayat yolunu açmağa kalkışamazdı.
Ve nihayet Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı, bundan 7 buçuk yıl önce bile bu memleketi, Menderes'in bugün gördüğü kadar geri görse idi. Türk milletinin, bazı sahte hürriyet kahramanlarını idare başında denemelerine imkân vermeyi göze alamazdı.
Türkiye'yi idare etmeğe, ancak, Türk milletinin olgunluğuna, erginliğine inananlar lâyıktırlar.
Bay Menderes kendi kendini, Türkiye'yi idare edemez bir duruma düşmüş görüyorsa, bundan muhalefeti, veya hürriyet, adalet, demokrasi gibi «şekil, usul ve vasıtalar» ı değil, doğrudan doğruya kendisinin Türkiye'yi, kendi öz memleketini, hor görüşünü, her bakımdan «geri bir memleket» olarak görüşünü sorumlu tutmalıdır!
Koleksiyon
Alıntı
“"Böylesine Geri Bir Memleket...",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/927 ulaşıldı.