DP'nin Tutabileceği Yol
Başlık:
DP'nin Tutabileceği Yol
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", s. 2
Tarih:
1957-11-11
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/36
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
D.P.'NİN TUTABİLECEĞİ YOL
Bülent Ecevit
Tatsız şartlar altında geçen bir seçim sona erdi. Gene iktidarda kalan Demokrat Parti şimdi huzurlu çalışma şartları arar görünüyor. İktidardaki bir partinin böyle bir arayış elbette hakkıdır.
Ancak muhalefetin de bazı hakları vardır. Üstelik, muhalefet çoğunlukta olduğuna göre, üç muhalefet partisinin hiç değilse müşterek bazı hak talepleri, milletçe, Demokrat Partinin hak taleplerinden daha çok destekleniyor demektir. Demokrat Parti, aradığı huzurlu çalışma şartlarını, muhalefetin müşterek haklarını büsbütün çiğnemek suretiyle gerçekleştirmeğe kalkışırsa, elbette çetin engellerle karşılaşacak ve bu engeller yüzünden kendi kendini de, memleketi de, elbette daha derin bir huzursuzluk içine sürükleyecektir.
Farzedelim ki, gazeteler susturuldu, muhalefet partileri Mecliste bile ses çıkaramaz hale getirildi, hattâ son günlerde kapalı kapılar ardından yayılan akıl almaz söylentileri gerçekleştirmeğe âlet olabilecek eller bulunup, muhalefete gözdağı verilmek üzere bir kaç suçsuz vatansever meydanlarda sallandırıldı!.. Acaba böylelikle huzursuzluğun kaynağı kurutulmuş olacak mıdır?
Tam tersi!.. Çünkü basın ve muhalefet partileri huzursuzluğun kaynağı değil, ancak ifade vasıtalarıdır. Aslında huzursuzluk milletten gelmektedir. Basın ve muhalefet partileri, olsa olsa, milletin şikâyetlerini düzenli, güvenilir kanallara sevkederek, tehlikeli taşmaları önlemeğe hizmet etmektedirler.
Bu kanallar tıkanırsa milletin nasıl bir tepki gösterebileceğini seçim kampanyası sırasındaki dolaşmaları sırasında farkedememiş olmak için, Demokrat Parti sorumluları, gözlerini, bulaklarını bilhassa kapalı tutmuş olmalıdırlar.
Basın ve muhalefet millet çoğunluğunun, kendilerinden beklediği ödevi yerine getiremiyecek duruma düşürülürlerse, o çoğunluğun boynunu büküp kaderine katlanacağını sanmak, Türk halkının 1957 güzüne kadar süregelen bir gelişme sonunda varmış bulunduğu demokratik erginliği, siyasal hak ve hürriyetlerine verdiği değeri inkâr etmek olur.
O halde, iktidardaki azınlık partisinin, bugün içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulabilmek için tutabileceği yol nedir?
Şüphesiz, tutulacak yolların ideali, son seçimlerin en basit bir demokrasi anlayışıyla bile bağdaşamıyacak bir tarzda yapıldığını teslim etmek ve kısa zamanda, hiç değilse 1950 deki şartlarla seçimleri yenileyip vatandaş oyuna yeniden başvurmaktır.
Ama bugünkü iktidar partisinden böyle bir şey beklemek, aşın bir hayalcilik olur.
Fakat, iktidar partisinden, hiç değilse, azınlıkta bulunduğunu bile bile «kahir ekseriyetle» seçimleri kazandığı milletin son seçimde, 7 buçuk yıllık D.P. icraatı için tam tasvibini bildirdiği yolundaki sahte iddialardan vazgeçmesini beklemek, çok şey istemek olmasa gerektir.
Muhalefetin seçimler hakkındaki şikâyet ve itirazları reddedilse bile, partilerin resmen almış bulundukları oylar böyle bir isteği desteklemeğe yeter.
Bir defa gerçeği bu şekilde kabul ettikten sonra, iktidardan beklenecek olan, halk çoğunluğunun niçin muhalefeti desteklediğini araştırıp düşünmesi, ve ona göre, gerek iktisadî alanda, gerek rejim meselelerinde çoğunluğun isteklerine uygun bir yol takip etmesi, hiç değilse, inatla bu isteğin tersi yolda gitmekten vazgeçmesidir.
Demokrat Parti, ancak buna razı olursa, bir azınlık partisi olarak iktidarda bulunmasına rağmen, vatandaş çoğunluğunca yeteri kadar desteklenme ve öylece kendi kendine nisbeten huzurlu çalışma şartları sağlama imkânını elde edebilir.
Böyle bir yol tutulacak yerde basını büsbütün susturmaktan, muhalefetin Meclis içinde ve dışında büsbütün elini kolunu bağlamaktan, kısacası, rejim meselelerini hafifletecek yerde büsbütün ağırlaştıracak tedbirlerden, hele, bu kadarla da kalınmayıp, daha ileri şiddet usullerine başvurmaktan bahsedildiğini işitmek, insana hüzün .acı, karamsarlık veriyor.
D.P.'NİN TUTABİLECEĞİ YOL
Bülent Ecevit
Tatsız şartlar altında geçen bir seçim sona erdi. Gene iktidarda kalan Demokrat Parti şimdi huzurlu çalışma şartları arar görünüyor. İktidardaki bir partinin böyle bir arayış elbette hakkıdır.
Ancak muhalefetin de bazı hakları vardır. Üstelik, muhalefet çoğunlukta olduğuna göre, üç muhalefet partisinin hiç değilse müşterek bazı hak talepleri, milletçe, Demokrat Partinin hak taleplerinden daha çok destekleniyor demektir. Demokrat Parti, aradığı huzurlu çalışma şartlarını, muhalefetin müşterek haklarını büsbütün çiğnemek suretiyle gerçekleştirmeğe kalkışırsa, elbette çetin engellerle karşılaşacak ve bu engeller yüzünden kendi kendini de, memleketi de, elbette daha derin bir huzursuzluk içine sürükleyecektir.
Farzedelim ki, gazeteler susturuldu, muhalefet partileri Mecliste bile ses çıkaramaz hale getirildi, hattâ son günlerde kapalı kapılar ardından yayılan akıl almaz söylentileri gerçekleştirmeğe âlet olabilecek eller bulunup, muhalefete gözdağı verilmek üzere bir kaç suçsuz vatansever meydanlarda sallandırıldı!.. Acaba böylelikle huzursuzluğun kaynağı kurutulmuş olacak mıdır?
Tam tersi!.. Çünkü basın ve muhalefet partileri huzursuzluğun kaynağı değil, ancak ifade vasıtalarıdır. Aslında huzursuzluk milletten gelmektedir. Basın ve muhalefet partileri, olsa olsa, milletin şikâyetlerini düzenli, güvenilir kanallara sevkederek, tehlikeli taşmaları önlemeğe hizmet etmektedirler.
Bu kanallar tıkanırsa milletin nasıl bir tepki gösterebileceğini seçim kampanyası sırasındaki dolaşmaları sırasında farkedememiş olmak için, Demokrat Parti sorumluları, gözlerini, bulaklarını bilhassa kapalı tutmuş olmalıdırlar.
Basın ve muhalefet millet çoğunluğunun, kendilerinden beklediği ödevi yerine getiremiyecek duruma düşürülürlerse, o çoğunluğun boynunu büküp kaderine katlanacağını sanmak, Türk halkının 1957 güzüne kadar süregelen bir gelişme sonunda varmış bulunduğu demokratik erginliği, siyasal hak ve hürriyetlerine verdiği değeri inkâr etmek olur.
O halde, iktidardaki azınlık partisinin, bugün içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulabilmek için tutabileceği yol nedir?
Şüphesiz, tutulacak yolların ideali, son seçimlerin en basit bir demokrasi anlayışıyla bile bağdaşamıyacak bir tarzda yapıldığını teslim etmek ve kısa zamanda, hiç değilse 1950 deki şartlarla seçimleri yenileyip vatandaş oyuna yeniden başvurmaktır.
Ama bugünkü iktidar partisinden böyle bir şey beklemek, aşın bir hayalcilik olur.
Fakat, iktidar partisinden, hiç değilse, azınlıkta bulunduğunu bile bile «kahir ekseriyetle» seçimleri kazandığı milletin son seçimde, 7 buçuk yıllık D.P. icraatı için tam tasvibini bildirdiği yolundaki sahte iddialardan vazgeçmesini beklemek, çok şey istemek olmasa gerektir.
Muhalefetin seçimler hakkındaki şikâyet ve itirazları reddedilse bile, partilerin resmen almış bulundukları oylar böyle bir isteği desteklemeğe yeter.
Bir defa gerçeği bu şekilde kabul ettikten sonra, iktidardan beklenecek olan, halk çoğunluğunun niçin muhalefeti desteklediğini araştırıp düşünmesi, ve ona göre, gerek iktisadî alanda, gerek rejim meselelerinde çoğunluğun isteklerine uygun bir yol takip etmesi, hiç değilse, inatla bu isteğin tersi yolda gitmekten vazgeçmesidir.
Demokrat Parti, ancak buna razı olursa, bir azınlık partisi olarak iktidarda bulunmasına rağmen, vatandaş çoğunluğunca yeteri kadar desteklenme ve öylece kendi kendine nisbeten huzurlu çalışma şartları sağlama imkânını elde edebilir.
Böyle bir yol tutulacak yerde basını büsbütün susturmaktan, muhalefetin Meclis içinde ve dışında büsbütün elini kolunu bağlamaktan, kısacası, rejim meselelerini hafifletecek yerde büsbütün ağırlaştıracak tedbirlerden, hele, bu kadarla da kalınmayıp, daha ileri şiddet usullerine başvurmaktan bahsedildiğini işitmek, insana hüzün .acı, karamsarlık veriyor.
Koleksiyon
Alıntı
“DP'nin Tutabileceği Yol,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/915 ulaşıldı.