Suriye Olayları Karşısında Türkiye

Başlık: 
Suriye Olayları Karşısında Türkiye 
Kaynak: 
Ulus, "Uzaktan" s. 3 
Tarih: 
1957-08-26 
Lokasyon: 
Rahşan Ecevit Arşivi 
Metin: 
UZAKTAN

Suriye olayları karşısında Türkiye

BU yazı Türkiye'ye varıp yayınlanıncaya kadar Suriye'deki durumun nasıl birşekil almış olacağını kimse önceden kestiremez. Ancak hiç bir Ortadoğu meselesinin birkaç gün içinde kesin bir hal şekline bağlanamıyacağı da bellidir. Hele Batılı devletlerin ve onlarla beraber şimdiki Türk Hükümetinin, Ortadoğu meselelerine bakışı bir türlü satıhtan derine işliyemedigine göre, Suriye'de Sovyet taraftarı bir hizibin idareyi ele geçirmesiyle yaratılan son buhranlı durum Batı lehine değişse bile, bu değişiklik herhalde geçici olacak, geleceği teminat altına alamıyacaktır.

Gerek Batılı devletler, gerek Türkiye'deki Demokrat Parti idaresinin dış siyasetini yürüten sorumlular (bu sorumluların kimler olduğu hâlâ meçhûldür, bugüne kadar Ortadoğu'daki bazı Arap memleketlerinin Batıdan uzaklaşıp Sovyetler Birliğine yaklaşması sebeplerini, serin kanlılıkla, tarafsız bir gözle incelemek lüzumunu duymamış görünüyorlar. Onun için, arazını az çok görebildikleri, fakat niçin ve nasıl meydana geldiğini anlamadıkları veya anlamak istemedikleri bir hastalıkla mücadeleye çalışan birer doktor durumunda kalıyorlar. Bu yüzden, örneğin, Birleşik Amerika'nın, iyiniyetle, hastalığa deva olur umuduyla sunduğu «Eisenhover Doktrini» gibi bir yardım ilâcı, Ortadoğu bünyesinde büsbütün aksi tesir uyandırınca, kendi teşhislerinin ve tedbirlerinin yanlışlığına hükmedecek yerde, hayal kırıklığına uğruyor, umutsuzluğa, kötümserliğe düşüyorlar.

Amerikan gazetelerindeki haber ve yorumlardan, makalelerden sezilebildiğine göre, bu umutsuzluk ve kötümserlik o derece varmış olmalı ki, şimdi, Suriyenin hasta bünyesi üzerinde zecrî bir ameliyat bile düşünülmektedir. Bunun bizim bakımımızdan en kaygı uyandırıcı yönü de, görünüşe göre, böyle bir ameliyat için bütün umudun Türkiye'ye bağlanmış olmasıdır.

Satırlar arasından, Suriye deki durum daha çok ciddileşir veya şimdiki ciddiliğini muhafaza ederse, Türk ordularının bu memleketi istilâ etmesinin temenni edildiği, üstelik Türk hükümetinin de buna hazır olduğu, harekete geçmek için Batılı müttefiklerinden işaret beklediği anlamı çıkmaktadır.

Hattâ Nevyork Times, 19 Ağustos günü çıkan Beyrut kaynaklı bir haberinde bunu açık açık belirterek şöyle demiştir:

«Türkiye, eğer Şam'da Komünist veya Sovyet Kontrolü altında bir hükümet iş başına gelirse, Suriye içine ilerliyebileceğini geçmişte muhtelif vesilelerle belirtmiştir. Bu imalar, geçen sonbahar Mısır'a karşı İngiliz — Fransız ve İsrail tecavüzünün vuku bulduğu ve Rusların Ortadoğu'ya göndereceklerinden bahsettikleri, «gönüllüler» için en muhtemel menzili Suriye'nin teşkil ettiği bir sırada, basın kanalıyla etrafa yayılmıştı. Geçen Nisan ve Mayıs aylarında Suriye Ordusunun Ürdün'deki Batı aleyhdarı unsurları desteklemek için harekete geçmesi ihtimali üzerinede bu imalar tekrarlanmıştı. Her iki vesilede de Türkiye, iki — üç tümeninin, Suriye sınırındaki, resmen doğrulanmamakla beraber geniş ölçüde etrafa duyurulan hareketleriyle, bu sözünü desteklemişti.»

Gerçekten, bilhassa geçen ilkbahar Ürdün buhranı sırasında, Nevyork Times, Ankara kaynaklı haberlerinde de, Türk resmî ve askerî şahsiyetlerinin Suriye sınırındaki hazırlıkları ve bu hazırlıklar ardındaki niyeti saklamadıklarını bildirmişti.

Başbakan Menderes, iç meselelerimizle ilgili olarak Türk halkına birçok vaitlerde bulunmuş ve bu vaitlerden bir çoğunu tutmağa lüzum görmemiştir. Fakat öyle umulur ki Başbakan dış meselelerde olsun Türk halkına verdiği sözlere daha çok bağlı kalsın! Hatırımızda kaldığına göre, daha geçen sonbahar, Başbakan Menderes, Büyük Millet Meclisinde yaptığı bir konuşmada, Türkiye'nin, Ortadoğu için, resmî andlaşmalar dışında hiç bir teahhüt altına girmediğini belirtmiş ve bu söz muhalefetin ve dış siyasetimizdeki bazı gelişmeleri kaygı ile takip eden vatandaşların tasvibi ile karşılanmış içlere su serpmişti.

Ortadoğu için teahhütlerimizde o gün bugündür esaslı hiç bir değişiklik olmadığına göre, şimdi hükümetin Türkiye'yi, Ortadoğu'da, ne bizim ne de alsında Batılı dostlarımızın işine yarıyacak tehlikeli bir maceraya sürüklemeğe yetkisi yoktur.

Eğer Batılı müttefiklerimiz, Suriye'ye karşı zecrî tedbirler almak için mutlak bir lüzum görüyorlarsa, bunun bütün sorumluluğunu kendileri yüklenmelidirler. Türk Hükümetinin niyetleri hakkında yayılan haberlerin hiç bir aslı bulunmadığı, sorumsuz birer temenniden veya sondajdan ibaret bulunduğu, Türkiye'nin böyle bir teşebbüse âlet olmayı aslâ kabul etmeyeceği umulur.

Fakat bu yolda, çıkarılan haberlerin Türk Hükümetince resmen yayınlanmayışı bile çok üzücü ve gaygı vericidir. Sırf böyle haberlerin yayılmasına göz yummak bile, Türkiye'nin ve dolayısiyle üyesi bulunduğumuz milletler topluluğunun, Ortadağu'daki durumunu büsbütün sarsmağa yetmektedir.

Cambridge, MASS.

Bülent ECEVİT 

Dosyalar

1957.08.26.jpg
1957.08.26_B.jpg
1957.08.26_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Suriye Olayları Karşısında Türkiye,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 26 Nisan 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/875 ulaşıldı.