Siyasal Gelişmemimizdeki Çıkmaz V: Millî İradenin Harekete Geçişi

Başlık: 
Siyasal Gelişmemimizdeki Çıkmaz V: Millî İradenin Harekete Geçişi 
Kaynak: 
Ulus, "Uzaktan" s. 3 
Tarih: 
1957-07-31 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/36 
Metin: 
UZAKTAN

Siyasal gelişmemizdeki çıkmaz : V

Millî iradenin harekete geçişi

BUNDAN önceki dört yazımızda belirtmeğe çalıştığımız etkenler gözönünde tutulursa, Türkiye'de 18 inci yüzyıl ortalarındaki askerî ve sosyal reform hareketleriyle başlıyan siyasal gelişmenin, Osmanlı Devleti yıkılıncaya kadar, umulan sonuçları vermemiş, memlekete demokratik bir idare getirecek yerde, tersine, tarihimiz boyunca görülmemiş sınırsız, mutlak bir idareye yol açmış olmasından, Türk halkının sorumlu sayılamayacağına hükmetmek gerekir.

O zamanki denemelerin başarısızlığından Türk halkının demokratik idare tarzına uyarlanma yeteneği hakkında kötümser sonuçlar çıkarmak, büyük haksızlık olur.

Zaten, Osmanlı Devleti yıkılıncaya kadar, demokratik idare tarzına kavuşmak için yapılan bütün teşebbüsler, bir zümre hareketi olarak kalmış, halka yayılma imkânını bulamamış ve daha önceki yazılarımızda belirtiğimiz sebepler yüzünden, bu hareketi başlatan elit zümrenin dar kadrosu içnde kısırlaşıp çıkmaza saplanmıştır.

Bir anayasa hazırlamakla beraber, eskiden Şeriata bekçilik eden kuvvetler yerine, bu sefer anayasaya bekçilik edebilecek kuvvetler ortaya çıkmadığı için, baştaki idare meşru yollardan sınırlanamamıştır. Yeniçeri teşkilâtı yerine kurulan yeni askerî teşkilât ta, ondan kuvvet alan politikacıların idare başına geçmesiyle, artık eskiden olduğu gibi, idarenin sınırlanmasını kolaylaştırmak şöyle dursun, tersine, bunu hemen hemen imkânsız hale getirmiştir. Aynı zamanda idarenin, Osmanlı tarihi boyunca görülmedik derecede merkezileştirilmesi, merkezî idareye, uyrukların yayış ve düşünüşünü her zamankinden daha sıkı bir kontrol altına alma imkânını verdiğinden, demokratik idareyi düştüğü çıkmazdan kurtarabilmek için halk arasında bir hareket meydana gelmesi de önlenmiş oluyordu.

Öylelikle, bundan önceki yazılarımızda belirtmeğe çalıştığımız gibi, Osmanlı Devletini yıkılıp dağılmaktan, Türk halkını gerilikten kurtarmak için, iyiniyetle ve Batıdaki demokratik akımların esiniyle girişilen teşebbüsler, Osmanlı Devletinin siyasal düzenine demokratik bir nitelik verecek yerde, karanlık bir mutlâkiyete yol açmıştı.

Bu çıkmazdan ancak, demokrasi hareketini halka mal etme yolu bulunmakla kurtulunabilirdi.

Kurtuluş Savaşı, Mustafa Kemal ve arkadaşlarına işte bu fırsatı sağlamış oldu.

İstanbul'daki idarenin yabancı egemenliğine boyun eğmesiyle, artık o idareyi tanımamak meşru bir hak haline gelmiş oluyordu. Mustafa Kemal, bu haktan, sadece yurdu işgalden kurtarmak ve yeni bir bağımsız devlet kurmak için değil, aynı zamanda, İstanbul'la bir kaç başka büyük şehirde küçük bir zümre hareketi olarak başlayıp o zümrenin dar kadrosu içinde çıkmaza saplanmış demokrasi hareketini bu çıkmazdan kurtarmak için de istifade etmek basiretini gösterdi.

«Basiret» diyoruz, çünkü herhalde Mustafa Kemal, demokrasi ülküsüne bağlılığından ötürü olduğu kadar, Kurtuluş Savaşını ancak demokratik bir idareye dayanarak kazanmanın mümkün olacağını takdir ettiği için de bu yolu seçmiştir.

Yorgun, silâhsız, yarı aç ve topraklarının büyük kısmı işgal altındaki bir milletle, bir yandan dünyanın en güçlü devletlerine, öte yandan da Halife Sultanın harekete geçirttiği «Yeşil Ordu» ya karşı savaşıp bağımsızlığı kurtarmak düşüncesi, birçok iyiniyetli kimselere bile, gerçekleştirilmesi imkânsız bir hayat gibi görünüyordu. O derece güç şartlar altında zafere ulaşmak bir mucize olurdu. Oysa artık mucizelere umut bağlanacak günler geçmişti.

Fakat Mustafa Kemal, millî iradenin böyle bir «mucize» yi sağlıyabileceğine inanıyordu. Çünkü milletine inanıyordu. Kurtuluş Savasını yürütürken yalnız küçük bir idealist asker ve aydın zümresini değil, doğrudan doğruya ve en geniş anlamda millî iradeyi harekete geçirebilir, o idareye dayanabilirse, en çetin engelleri bile yenebileceğine inanıyordu.

Kurtuluş Savaşı ile siyasal gelişmemiz arasında bu şekilde kurulan bağlantının, demokrasi hareketini halka mal etmek bakımından taşıdığı önemi gelecek yazımızda belirtmeğe çalışacağız.

Cambridge, MASS.

BÜLENT ECEVİT 

Dosyalar

1957.07.31.jpg
1957.07.31_B.jpg
1957.07.31_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Siyasal Gelişmemimizdeki Çıkmaz V: Millî İradenin Harekete Geçişi,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 16 Nisan 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/861 ulaşıldı.