Genç Devletin Genç Partisi
Title:
Genç Devletin Genç Partisi
Source:
Ulus, "Uzaktan" s. 3
Date:
1957-06-20
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/35
Text:
UZAKTAN
GENÇ DEVLETIN GENÇ PARTISI
Seçimlere en çok bir yıl kala, partilerin oy kazanmak için çalışmalarını hızlandırdıkları; o arada Demokrat Partinin, kuruluşundan beri en güvendiği ve bol keseden harcadığı kuvvet kaynağı olan, geriliğe, taassuba, cehalete taviz politikasını yeniden olanca hızıyla harekete geçirmeğe hazırlandığı bir sırada, Cumhuriyet Halk Partisi, iktidara gelme uğrunda ilkelerinden en küçük bir tavize razı olamayacağını, böyle tavizlere zaten ihtiyaç da duymadığını bir kere daha gösterdi. Camideki vaaz kürsüsünü Demokrat Parti propagandasına âlet eden, Demokrat Partiye inanmıyan Türkleri kâfir ilân eden bir sözde din adamının affına dair teklif görüşülürken, İsmet İnönü'nün ve başka birçok C.H.P. sözcülerinin Büyük Millet Meclisinde yaptıkları konuşmalar, her şeyden önce devrimci oldukları, Cumhuriyet Devrimine inandıkları için bu partiye bağlananların öğüncünü, güvenini, iç huzurunu bir kat daha tazelemiş olmalıdır.
Bundan önce, kaybedilmiş bir seçimin ertesinde, «Biz inkılâpların bekçisiyiz» diyerek, C.H.P. lilere, iktidarda da muhalefette de gerçek ödevlerinin ne olduğunu hatırlatmış olan İnönü, şimdi bu ödevi, yeni bir seçim öncesinde, varlığını, özgürlüğünü, şerefini o inkılâplara borçlu bulunan bütün Türklere hatırlatmıştır.
Dinî siyasete âlet etmenin Türkiye için ne büyük tehlikeler taşıdığına dair Meclis kürsüsünde İnönü'nün andığı tarihî gerçekleri, Demokrat Partili politikacılar da hiç şüphesiz bilmekte idiler. Bunları bile bile, partilerinin kurulduğu günden beri, iktidar hırsı yüzünden, Cumhuriyet Türkiyesinin temel taşlarını yerinden oynatmağı göze almalarını, bu Türkiye'de yetişen genç kuşaklar bağışlamamış ve bağışlamıyacaklardır.
O kadar ki, iktidarda bulunan Demokrat Parti, artık kendi kadrosu içinde bir gençlik teşkilâtı bile barındıramamakta, hâlâ kendilerini «milletin sevgilisi» sanan bazı Demokrat Partililer artık, üniversite gençliğinin hazır bulunduğu toplantılarda görünmeği bile göze alamamaktadırlar.
Birçok üyeleri memleket idaresinde kilit mevkilere geçebilecek çağa erişmiş Cumhuriyet kuşağını kendinden bu derece soğutan, uzaklaştıran bir partinin, hilâfet, şeriat, Arapça, peçe ve «taaddüdü zevcat» özleyen unsurlara vereceği tavizleri ne kadar arttırsa veya demokratik usullerden ne kadar ayrılsa da, Cumhuriyet Türkiyesini daha uzun zaman idare edebileceği düşünülemez. Böyle bir ihtimal tarihin akışına aykırıdır.
Türkiye gibi kültür değişimi içinde bulunan bir memlekette, gençliği kendine çekemiyen, kendinden her gün daha çok uzaklaştıran parti, ihtiyarlamış partidir. Bu ölçüyle, 12 yaşındaki Demokrat Parti, şimdiden Türkiye'nin en ihtiyar, en göçkün partisidir. Yakın zamana kadar bu parti liderlerinin ömrünü doldurmuş olduğundan söz ettikleri Cumhuriyet Halk Partisi ise, gençliğin, Cumhuriyet kuşağının memleket hayatında etkisini arttırmasiyle birlikte gençleşmekte, güç kazanmaktadır.
Cumhuriyet Türkiyesinde yetişen ve toplum hayatının bütün kesimlerinde yerini almağa başlıyan kuşakla, Cumhuriyet Devrimi, en sağlam inancasına (teminatına) kavuşmuştur. Öyle ki, C.H.P. için irticaa ve cehalete taviz vermemek, birkaç yıl önceye kadar belki ancak idealistlik sayılabilirdi ama, bugün artık, idealistlik olduğu kadar iyi bir siyaset te sayılır.
C.H.P. yalnız genciyle değil, yaşlısıyla da gençtir. C.H.P. nin içinde, örneğin bir Feyzioğlu yaşıyla ne kadar gençse, örneğin bir Dursunoğlu da başıyla o kadar gençtir.
Cumhuriyet Türkiyesi kadar genç bir devlette, iktidar, ancak Cumhuriyet Halk Partisi kadar genç kalabilen bir partinin yeri ve hakkı olabilir. Yaşça veya başça genç olmayanlara taviz vermeyi siyaset alanında geçer akça sanan partiler ve politikacılar, Türkiye,de zamanın kendi aleyhlerine işleyeceğini hesap edemiyecek kadar kısa görüşlü davranmışlardır. Bu kısa görüşlülüğün cezasını, güvendikleri zihniyetle beraber kısa zamanda yaşlanıp çökerek ödemektedirler.
Cambridge, MASS.
BÜLENT ECEVİT
GENÇ DEVLETIN GENÇ PARTISI
Seçimlere en çok bir yıl kala, partilerin oy kazanmak için çalışmalarını hızlandırdıkları; o arada Demokrat Partinin, kuruluşundan beri en güvendiği ve bol keseden harcadığı kuvvet kaynağı olan, geriliğe, taassuba, cehalete taviz politikasını yeniden olanca hızıyla harekete geçirmeğe hazırlandığı bir sırada, Cumhuriyet Halk Partisi, iktidara gelme uğrunda ilkelerinden en küçük bir tavize razı olamayacağını, böyle tavizlere zaten ihtiyaç da duymadığını bir kere daha gösterdi. Camideki vaaz kürsüsünü Demokrat Parti propagandasına âlet eden, Demokrat Partiye inanmıyan Türkleri kâfir ilân eden bir sözde din adamının affına dair teklif görüşülürken, İsmet İnönü'nün ve başka birçok C.H.P. sözcülerinin Büyük Millet Meclisinde yaptıkları konuşmalar, her şeyden önce devrimci oldukları, Cumhuriyet Devrimine inandıkları için bu partiye bağlananların öğüncünü, güvenini, iç huzurunu bir kat daha tazelemiş olmalıdır.
Bundan önce, kaybedilmiş bir seçimin ertesinde, «Biz inkılâpların bekçisiyiz» diyerek, C.H.P. lilere, iktidarda da muhalefette de gerçek ödevlerinin ne olduğunu hatırlatmış olan İnönü, şimdi bu ödevi, yeni bir seçim öncesinde, varlığını, özgürlüğünü, şerefini o inkılâplara borçlu bulunan bütün Türklere hatırlatmıştır.
Dinî siyasete âlet etmenin Türkiye için ne büyük tehlikeler taşıdığına dair Meclis kürsüsünde İnönü'nün andığı tarihî gerçekleri, Demokrat Partili politikacılar da hiç şüphesiz bilmekte idiler. Bunları bile bile, partilerinin kurulduğu günden beri, iktidar hırsı yüzünden, Cumhuriyet Türkiyesinin temel taşlarını yerinden oynatmağı göze almalarını, bu Türkiye'de yetişen genç kuşaklar bağışlamamış ve bağışlamıyacaklardır.
O kadar ki, iktidarda bulunan Demokrat Parti, artık kendi kadrosu içinde bir gençlik teşkilâtı bile barındıramamakta, hâlâ kendilerini «milletin sevgilisi» sanan bazı Demokrat Partililer artık, üniversite gençliğinin hazır bulunduğu toplantılarda görünmeği bile göze alamamaktadırlar.
Birçok üyeleri memleket idaresinde kilit mevkilere geçebilecek çağa erişmiş Cumhuriyet kuşağını kendinden bu derece soğutan, uzaklaştıran bir partinin, hilâfet, şeriat, Arapça, peçe ve «taaddüdü zevcat» özleyen unsurlara vereceği tavizleri ne kadar arttırsa veya demokratik usullerden ne kadar ayrılsa da, Cumhuriyet Türkiyesini daha uzun zaman idare edebileceği düşünülemez. Böyle bir ihtimal tarihin akışına aykırıdır.
Türkiye gibi kültür değişimi içinde bulunan bir memlekette, gençliği kendine çekemiyen, kendinden her gün daha çok uzaklaştıran parti, ihtiyarlamış partidir. Bu ölçüyle, 12 yaşındaki Demokrat Parti, şimdiden Türkiye'nin en ihtiyar, en göçkün partisidir. Yakın zamana kadar bu parti liderlerinin ömrünü doldurmuş olduğundan söz ettikleri Cumhuriyet Halk Partisi ise, gençliğin, Cumhuriyet kuşağının memleket hayatında etkisini arttırmasiyle birlikte gençleşmekte, güç kazanmaktadır.
Cumhuriyet Türkiyesinde yetişen ve toplum hayatının bütün kesimlerinde yerini almağa başlıyan kuşakla, Cumhuriyet Devrimi, en sağlam inancasına (teminatına) kavuşmuştur. Öyle ki, C.H.P. için irticaa ve cehalete taviz vermemek, birkaç yıl önceye kadar belki ancak idealistlik sayılabilirdi ama, bugün artık, idealistlik olduğu kadar iyi bir siyaset te sayılır.
C.H.P. yalnız genciyle değil, yaşlısıyla da gençtir. C.H.P. nin içinde, örneğin bir Feyzioğlu yaşıyla ne kadar gençse, örneğin bir Dursunoğlu da başıyla o kadar gençtir.
Cumhuriyet Türkiyesi kadar genç bir devlette, iktidar, ancak Cumhuriyet Halk Partisi kadar genç kalabilen bir partinin yeri ve hakkı olabilir. Yaşça veya başça genç olmayanlara taviz vermeyi siyaset alanında geçer akça sanan partiler ve politikacılar, Türkiye,de zamanın kendi aleyhlerine işleyeceğini hesap edemiyecek kadar kısa görüşlü davranmışlardır. Bu kısa görüşlülüğün cezasını, güvendikleri zihniyetle beraber kısa zamanda yaşlanıp çökerek ödemektedirler.
Cambridge, MASS.
BÜLENT ECEVİT
Collection
Citation
“Genç Devletin Genç Partisi,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/841.