Acı Örnekler
Title:
Acı Örnekler
Source:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Date:
1957-01-07
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/34
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
ACI ORNEKLER
3 Ocak 1957 Perşembe günü; Siyasal Bilgiler Fakültesi Fikir Kulübü, Fakülte salonunda bir toplantı yaparak kuruluşunun birinci yılını kutlayacaktı. Ertesi gün gazetlerde okuduğumuza göre, Dekanlık bu toplantıya izin vermemiştir. Toplantıda bulunmak üzere gelenler Fakülte kapısında polis kuvvetleri tarafından geri çevrilmişlerdir.
Oysa, İngiliz gazetelerinden öğrendiğimize göre, bu hâdiseden tam bir hafta önce, 27 Aralık 1956 Perşembe günü, Stalingard Üniversitesi öğrencileri bir miting yapıyorlardı. Mitingde tartışılmak üzere ele alınan konu, «fikir hürriyeti» idi.
Türk Üniversite öğrencilerinin Macaristan'daki Sovyet baskısını takbih etmek için yapmak istedikleri toplantıya, hattâ bir başka öğrenci toplantısında Türk gençlerinin Macar gençlerine sadece bir sempati mesajı yollamalarına emniyet makamlarınca engel olduğunu öğrenmiştik.
Oysa, gene İngiliz gazetelerinde okuduğumuza göre, son zamanlarda Moskova Üniversitesi öğrencileri Macaristan meseleleriyle ilgili olarak sık sık mitingler tertiplemektedirler. Bu mitinglerde öğrencilerin büyük bir kısmı hararetle Macar milliyetçilerini destekleyerek bu memleketteki Sovyet baskısını takbih etmektedir.
İktidar sözcüsü gazete, Türkiye'de gençliğin ve Üniversitelerin durumunu belirtebilmek için demirperde gerisi memleketlerden böyle örnekler vermemize üzülüyor. Fakat Türkiye'deki durumu belirtebilmek için demirperde gerisinden bile örnekler verebilir hâle gelmiş olmak bizi daha çok üzmektedir..
Türk milleti Batı dünyasına sadece güvenlik kaygısı ile bağlanmış değildir. Hele İkinci Dünya Harbinden beri, bizi Batı dünyasına bağlıyan daha çok, hürriyet ve demokrasi ülküsünü benimsemiş olmamızdır.
Herhangi bir Batı ülkesinde hürriyetlerin bizdekinden daha geniş olması, bizi imrendirse, hattâ kıskandırsa da, hayal kırıklığına uğratmayabilirdi. Çünkü demokrasi yoluna bizden çok daha önce girmiş Batılı milletler elbette şimdi o yolda bizden daha ileri gitmiş olacaklardı.
Ama, bizde kısılan bazı hürriyetlerin son zamanlarda demirperde gerisinde bile yayılmağa başladığına dair gelen haberler, Türkiyede demokrasi ülküsüne bağlamış herkesi derin bir hayal kırıklığına uğratıyor olmalıdır.
Bir Fakülte öğrencilerinin bir «Fikir Kulübü» kurmaları ve zaman zaman bu ada lâyık tartışmalı toplantılar yapmaları, Üniversite öğrencilerinin ciddi meseleler üzerinde kafa işletmelerini, hür düşünceli insanlar olarak yetişmelerini özleyen her Türkü sevindirmek gerekirdi. Çok partili demokratik rejime geçişimizin 12 inci yılında böyle teşebbüslerin batlalanması değil, başka Fakültelere de yayılmak üzere teşvik edilmesi beklenirdi.
1957 Türkiyesînde, bir «Fikir Kulübü» toplantısında bulunmak üzere Siyasal Bilgiler Fakültesine giden gençlerin kapıda kendilerini ge ri çevirmek üzere bekleyen polislerle karşılaşmaları, öğünülecek, içlere huzur ve sevinç verecek bir manzara olmasa gerektir. Stalingardda bile polis «Fikir hürriyeti» mitingine müdahale etmemiş, ancak bu mitingden sonra yapılan bir gösteri yürüyüşüne engel olmak istemiştir.
Türk gençliğinin haklarını savunabilmek için Stalingrad'dan, Moskova'dan örnekler vermeğe mecbur kalmak hiç birimizin hoşuna gitmez. Ama ne kadar acı da olsa gerçeğe gözümüzü kapatamayız.
Dünyada hürriyet akımı artık hiç bir kuvvetin önliyemiyeceği kadar hızlanmış ve yayılmıştır. Bu akımın gücü karşısında, yıkılmaz sanılan demirperdenin bile çatırdadığı duyulmaktadır. Batılı milletler topluluğunun bir üyesi olan ve harb sonrasının karanlık dünyasına hürriyet ve demokrasi için en parlak umut ışığını getirmiş bulunan Türkiye, bu akımın tersine bir yol tutamaz. Türkiye'de şimdi bu ters çığırı açmak isteyenler yirminci yüzyılın ikinci yarısındaki gerçeklere artık uymalıdırlar!
Bülent ECEVİT
ACI ORNEKLER
3 Ocak 1957 Perşembe günü; Siyasal Bilgiler Fakültesi Fikir Kulübü, Fakülte salonunda bir toplantı yaparak kuruluşunun birinci yılını kutlayacaktı. Ertesi gün gazetlerde okuduğumuza göre, Dekanlık bu toplantıya izin vermemiştir. Toplantıda bulunmak üzere gelenler Fakülte kapısında polis kuvvetleri tarafından geri çevrilmişlerdir.
Oysa, İngiliz gazetelerinden öğrendiğimize göre, bu hâdiseden tam bir hafta önce, 27 Aralık 1956 Perşembe günü, Stalingard Üniversitesi öğrencileri bir miting yapıyorlardı. Mitingde tartışılmak üzere ele alınan konu, «fikir hürriyeti» idi.
Türk Üniversite öğrencilerinin Macaristan'daki Sovyet baskısını takbih etmek için yapmak istedikleri toplantıya, hattâ bir başka öğrenci toplantısında Türk gençlerinin Macar gençlerine sadece bir sempati mesajı yollamalarına emniyet makamlarınca engel olduğunu öğrenmiştik.
Oysa, gene İngiliz gazetelerinde okuduğumuza göre, son zamanlarda Moskova Üniversitesi öğrencileri Macaristan meseleleriyle ilgili olarak sık sık mitingler tertiplemektedirler. Bu mitinglerde öğrencilerin büyük bir kısmı hararetle Macar milliyetçilerini destekleyerek bu memleketteki Sovyet baskısını takbih etmektedir.
İktidar sözcüsü gazete, Türkiye'de gençliğin ve Üniversitelerin durumunu belirtebilmek için demirperde gerisi memleketlerden böyle örnekler vermemize üzülüyor. Fakat Türkiye'deki durumu belirtebilmek için demirperde gerisinden bile örnekler verebilir hâle gelmiş olmak bizi daha çok üzmektedir..
Türk milleti Batı dünyasına sadece güvenlik kaygısı ile bağlanmış değildir. Hele İkinci Dünya Harbinden beri, bizi Batı dünyasına bağlıyan daha çok, hürriyet ve demokrasi ülküsünü benimsemiş olmamızdır.
Herhangi bir Batı ülkesinde hürriyetlerin bizdekinden daha geniş olması, bizi imrendirse, hattâ kıskandırsa da, hayal kırıklığına uğratmayabilirdi. Çünkü demokrasi yoluna bizden çok daha önce girmiş Batılı milletler elbette şimdi o yolda bizden daha ileri gitmiş olacaklardı.
Ama, bizde kısılan bazı hürriyetlerin son zamanlarda demirperde gerisinde bile yayılmağa başladığına dair gelen haberler, Türkiyede demokrasi ülküsüne bağlamış herkesi derin bir hayal kırıklığına uğratıyor olmalıdır.
Bir Fakülte öğrencilerinin bir «Fikir Kulübü» kurmaları ve zaman zaman bu ada lâyık tartışmalı toplantılar yapmaları, Üniversite öğrencilerinin ciddi meseleler üzerinde kafa işletmelerini, hür düşünceli insanlar olarak yetişmelerini özleyen her Türkü sevindirmek gerekirdi. Çok partili demokratik rejime geçişimizin 12 inci yılında böyle teşebbüslerin batlalanması değil, başka Fakültelere de yayılmak üzere teşvik edilmesi beklenirdi.
1957 Türkiyesînde, bir «Fikir Kulübü» toplantısında bulunmak üzere Siyasal Bilgiler Fakültesine giden gençlerin kapıda kendilerini ge ri çevirmek üzere bekleyen polislerle karşılaşmaları, öğünülecek, içlere huzur ve sevinç verecek bir manzara olmasa gerektir. Stalingardda bile polis «Fikir hürriyeti» mitingine müdahale etmemiş, ancak bu mitingden sonra yapılan bir gösteri yürüyüşüne engel olmak istemiştir.
Türk gençliğinin haklarını savunabilmek için Stalingrad'dan, Moskova'dan örnekler vermeğe mecbur kalmak hiç birimizin hoşuna gitmez. Ama ne kadar acı da olsa gerçeğe gözümüzü kapatamayız.
Dünyada hürriyet akımı artık hiç bir kuvvetin önliyemiyeceği kadar hızlanmış ve yayılmıştır. Bu akımın gücü karşısında, yıkılmaz sanılan demirperdenin bile çatırdadığı duyulmaktadır. Batılı milletler topluluğunun bir üyesi olan ve harb sonrasının karanlık dünyasına hürriyet ve demokrasi için en parlak umut ışığını getirmiş bulunan Türkiye, bu akımın tersine bir yol tutamaz. Türkiye'de şimdi bu ters çığırı açmak isteyenler yirminci yüzyılın ikinci yarısındaki gerçeklere artık uymalıdırlar!
Bülent ECEVİT
Collection
Citation
“Acı Örnekler,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/767.