Bizimle İlgilenen Dünya
Başlık:
Bizimle İlgilenen Dünya
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-10-06
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/33
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Bizimle ilgilenen dünya
Bir Amerikan gazetecisi, Başbakan Menderes’ten, basın ve toplantı hürriyetlerini kısan son kanunlara dair izahat rica ettiğinde,
— Sizi ilgilendirmez! cevabını almış.
«Bütün dünyayı ilgilendirir» başlıklı bir başyazıda, küçük bir Amerikan kasabasının gazetesi (x), Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu hâli kısaca anlatarak, «Menderes'in verdiği sert cevaba rağmen, bu hâl başkalarını da ilgilendirir» diyor.
Son aylarda Amerikan basınında çıkan, Türkiye’deki yeni gelişmelerle ilgili yüzlerce başyazı, bu başyazının da bir paragrafını bile tam tercüme etmek yeni kanun hükümlerince ağır bir suç sayılacağından, bu kadariyle yetinmek zorundayız.
Ama hükümetin ve «resmî sıfatı haiz» kimselerin dışarıdaki itibarını, ne bizim böyle yazıları tercüme ve iktibas edemeyişimiz, ne de devlet adamlarımızın kendilerinden izahat isteyen yabancı gazetecileri «sizi ilgilendirmez» diye terslemeleri koruyabilir.
Medenî dünya memleketimizce, «bir fırtınalı denizin orta-bizim iç işlerimize karışma isteğinden değil, bize umut bağlamış olmaktan doğan bir ilgidir. Buna üzülmek değil, bununla öğünmek, bu ilgiden kuvvet ve cesaret almak gerekir.
Başbakan, Türkiye diye sadede, «bir fırtınalı denizin ortasında bir sulh ve istikrar adası»ndan, «sulh cephesinin bir mümtaz kalesi»nden bahsediyor. Türkiye’nin Batılı dostlar gözünde taşıdığı mâna ise, Türk Başbakanının bu ifadesinde belirtildiğinden çok daha geniş ve yüksektir. Bu dostların gözünde Türkiye, demokratik hayat tarzının bütün Doğu âleminde öncülüğünü yapabilecek bir memlekettir.
Bu dostlar bize sadece Batı güvenliğinin Doğu’daki bir bekçisi gözüyle baksalardı; Başbakanın ister göründüğü gibi, Türkiye’ye sadece «fedakâr, vatansever, modern ordusu ile maddî kuvveti» için bağlansalar, onu sadece «bu hüviyet ve haysiyetiyle» yardıma lâyık görselerdi, ancak o zaman alınıp gücenmeğe hakkımız olurdu.
Eğer Batılı dostlarımız Türk milleti için,
— «Fedakâr» ordusunu el altında bulundursun, «sulh cephesinin mümtaz bir kalesi» olarak bizim güvenliğimizi korusun da, o «mümtaz kale»nin içinde ne hali varsa görsün!... deselerdi, ancak o zaman kendimizi milletce bu dostların ihanetine uğramış sayabilirdik.
Bize demokrasinin Doğu’daki öncüsü olarak umut bağlamış dostlar, şimdi bu umutlarını sarsacak gelişmeleri görüp de kaygıya düşüyorlar diye kızmak, medenî dünyanın bize ve rmak, medenî dünyanın bize verlunduğu mevkie kendilimizi lâyık görmemek olur.
Medenî dünya bizim şeker ve çimento sanayiimizden önce, demokrasi yolunda atacağımız adımlarla ilgilidir. Bununla ilgilenmesi, bizim bu yolda ilerleyip hedefe ulaşabilecek kadar olgun bir millet olduğumuza inanmasındandır.
Bu inancın bir ifadesi olan sorulara verilecek cevap,
— Sizi ilgilendirmez! olmamalıdır.
Denileraşırı bir dost ülkedeki bir küçük kasaba gazetesinin bizim hürriyet ve demokrasi dâvamızı «bütün dünyayı ilgilendirir» bir mesele olarak görmesi, bize bugün, 35 yıl önceki bir «hasta adam» gibi umut kesilip kaderine terkedilmemiş, dünyada yapayalnız bırakılmamış olmanın, kaderine bütün medenî dünyanın umut bağladığı bir memleket haline gelmiş olmanın gurur ve huzurunu vermelidir.
Bülent ECEVİT
(x) — «Greensburg Tribüne -Review», 20 Ağustos 1956.
Bizimle ilgilenen dünya
Bir Amerikan gazetecisi, Başbakan Menderes’ten, basın ve toplantı hürriyetlerini kısan son kanunlara dair izahat rica ettiğinde,
— Sizi ilgilendirmez! cevabını almış.
«Bütün dünyayı ilgilendirir» başlıklı bir başyazıda, küçük bir Amerikan kasabasının gazetesi (x), Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu hâli kısaca anlatarak, «Menderes'in verdiği sert cevaba rağmen, bu hâl başkalarını da ilgilendirir» diyor.
Son aylarda Amerikan basınında çıkan, Türkiye’deki yeni gelişmelerle ilgili yüzlerce başyazı, bu başyazının da bir paragrafını bile tam tercüme etmek yeni kanun hükümlerince ağır bir suç sayılacağından, bu kadariyle yetinmek zorundayız.
Ama hükümetin ve «resmî sıfatı haiz» kimselerin dışarıdaki itibarını, ne bizim böyle yazıları tercüme ve iktibas edemeyişimiz, ne de devlet adamlarımızın kendilerinden izahat isteyen yabancı gazetecileri «sizi ilgilendirmez» diye terslemeleri koruyabilir.
Medenî dünya memleketimizce, «bir fırtınalı denizin orta-bizim iç işlerimize karışma isteğinden değil, bize umut bağlamış olmaktan doğan bir ilgidir. Buna üzülmek değil, bununla öğünmek, bu ilgiden kuvvet ve cesaret almak gerekir.
Başbakan, Türkiye diye sadede, «bir fırtınalı denizin ortasında bir sulh ve istikrar adası»ndan, «sulh cephesinin bir mümtaz kalesi»nden bahsediyor. Türkiye’nin Batılı dostlar gözünde taşıdığı mâna ise, Türk Başbakanının bu ifadesinde belirtildiğinden çok daha geniş ve yüksektir. Bu dostların gözünde Türkiye, demokratik hayat tarzının bütün Doğu âleminde öncülüğünü yapabilecek bir memlekettir.
Bu dostlar bize sadece Batı güvenliğinin Doğu’daki bir bekçisi gözüyle baksalardı; Başbakanın ister göründüğü gibi, Türkiye’ye sadece «fedakâr, vatansever, modern ordusu ile maddî kuvveti» için bağlansalar, onu sadece «bu hüviyet ve haysiyetiyle» yardıma lâyık görselerdi, ancak o zaman alınıp gücenmeğe hakkımız olurdu.
Eğer Batılı dostlarımız Türk milleti için,
— «Fedakâr» ordusunu el altında bulundursun, «sulh cephesinin mümtaz bir kalesi» olarak bizim güvenliğimizi korusun da, o «mümtaz kale»nin içinde ne hali varsa görsün!... deselerdi, ancak o zaman kendimizi milletce bu dostların ihanetine uğramış sayabilirdik.
Bize demokrasinin Doğu’daki öncüsü olarak umut bağlamış dostlar, şimdi bu umutlarını sarsacak gelişmeleri görüp de kaygıya düşüyorlar diye kızmak, medenî dünyanın bize ve rmak, medenî dünyanın bize verlunduğu mevkie kendilimizi lâyık görmemek olur.
Medenî dünya bizim şeker ve çimento sanayiimizden önce, demokrasi yolunda atacağımız adımlarla ilgilidir. Bununla ilgilenmesi, bizim bu yolda ilerleyip hedefe ulaşabilecek kadar olgun bir millet olduğumuza inanmasındandır.
Bu inancın bir ifadesi olan sorulara verilecek cevap,
— Sizi ilgilendirmez! olmamalıdır.
Denileraşırı bir dost ülkedeki bir küçük kasaba gazetesinin bizim hürriyet ve demokrasi dâvamızı «bütün dünyayı ilgilendirir» bir mesele olarak görmesi, bize bugün, 35 yıl önceki bir «hasta adam» gibi umut kesilip kaderine terkedilmemiş, dünyada yapayalnız bırakılmamış olmanın, kaderine bütün medenî dünyanın umut bağladığı bir memleket haline gelmiş olmanın gurur ve huzurunu vermelidir.
Bülent ECEVİT
(x) — «Greensburg Tribüne -Review», 20 Ağustos 1956.
Koleksiyon
Alıntı
“Bizimle İlgilenen Dünya,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/710 ulaşıldı.