Yabancı Gözüyle ilk Osmanlı Meclisi
Title:
Yabancı Gözüyle ilk Osmanlı Meclisi
Source:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Date:
1956-07-12
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/32
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Yabancı gözüyle ilk Osmanlı Meclisi
Rus - Türk Harbine dair 19 uncu Yüzyıl sonlarında çıkmış İngilizce bir tarih kitabında, birkaç aylık çalışmadan sonra tatil edilen ilk Osmanlı Meclisi şu satırlarla anılır.
«Türk karakterinin lehinde bir husus olarak hatırda tutulmalıdır ki Osmanlı Meclisi her bakımdan başarısız bir deneme olmamıştır. Eğer teşril usûllere bu kadar yabancı kimseler onları benimsemekte tam bir yetersizlik göstermiş ve sırf icra kuvvetinin kararlarını tescille yetinmiş olsa idi, buna hiç de şaşılamazdı. Fakat İstanbul'daki Meclisi Mebusan aslâ öyle davranmamıştır. Bu Meclis, cesaret, canlılık, bağımsızlık ve tartışma yeteneği göstermiştir; millet hayatının her kesiminde varlığını duyurmuş; ve Batının kurtuluşunu sağlamış olan hürriyet düzeninin Türkiye için ne kadar gerçek bir umut kaynağı teşkil ettiğini ortaya koymuştur. Türk toplumunun aksayan yönleri ahenkli bir şekilde düzenlenmek istenirse, buna herhalde ancak serbest tartışma alanında imkân bulunabilecektir. Meclisi Mebusanı kapatmanın o müşkil devrede bir kaçınılmaz mazarrat olduğu kabul edilse bile, Türkiye'nin yeni bir hayata, kavuşması veya istikballe ilgilenir hâle gelebilmesi, ancak, meşrutiyetin ve genel seçimlerin geri gelmesiyle mümkün olacaktır.» (1)
Bu, bir yabancı tarihiçinin, Türk milleti hakkında, 80 yıl önceki müşahedelerine dayanarak vermiş olduğu bir büküm.
Bu 80 yıl içinde Türkiye'de Cumhuriyet idaresi kurulmuş; birkaç defa tek dereceli serbest seçimler yapılmış, 10 yıl süren çetin bir demokrasi ve hürriyet savaşını, Türk milleti, bütün hür dünyanın öğdüğü bir başarıyla geçirmiş.. Fakat aramızda hâlâ bir «demokrasi iklimi» yaratmak zorunluluğundan, «tedrici demokrasi» den söz edenler var.
Bu 80 yıl içinde, dünyada hür ve demokratik nice yeni devlet doğmuş, hakkında bizim için beslenen umutların yarısı beslenmiyen nice millet baskı rejimlerinden kurtulup hür ve demokratik bir hayata kavuşmuş.. Fakat bizim aramızda hâlâ, «Hürriyet denilen, demokrasi denilen çok nadir ve hassas nebat» in «neşvünema» bulabilmesi, «nâdan ellerde perişan» olmasının önlenebilmesi için o «nadan ellerin cesaretini kırmak» üzere alınması gerekli «tedbirler» i savunanlar var.
Biz kendi kendimize, Türk milletini yakından tanıma fırsatını bulmuş yabancıların beslediği inancı besliyebilsek, hâla «tedricî demokrasi» den, «demokrasi iklimi» yaratmak zorunluluğundan bahsetmenin bu millete karşı ne büyük bir haksızlık olduğunu kolayca görürdük.
Bir yabancı tarihçinin, Türk milleti hakkında, 80 yıl önceki ilk Osmanlı Meclisini görerek verdiği hükme, bu millet elbette lâyıktır. Tarih, onun bu liyakatinden şüphe edenleri utandıracak, türlü bahanelerle onun gerçek bir hürriyet düzenine kavuşmasını geciktirenleri mahkûm edecektir.
«Batının kurtuluşunu sağlamış olan hürriyet düzeninin Türkiye için de ne kadar gerçek bir umut kaynağı teşkil ettiği» ni bilmez görünenler, tarih sayfalarında, birinci Meclisi Mebusanı dağıtan hükümdardan daha iyi bir yer tutamıyacaklardır. Alacakları «ted bir» ler, kendi görüşlerince «kaçınılmaz» bile olsa, tarih kitaplarına birer «mazarrat» olarak geçecektir.
Bülent ECEVİT
----------
(1) «Cassel's Illustrated History of the Russo - Turkish War», Edmund Ollier: Oilt II, Sayfa 75.
Yabancı gözüyle ilk Osmanlı Meclisi
Rus - Türk Harbine dair 19 uncu Yüzyıl sonlarında çıkmış İngilizce bir tarih kitabında, birkaç aylık çalışmadan sonra tatil edilen ilk Osmanlı Meclisi şu satırlarla anılır.
«Türk karakterinin lehinde bir husus olarak hatırda tutulmalıdır ki Osmanlı Meclisi her bakımdan başarısız bir deneme olmamıştır. Eğer teşril usûllere bu kadar yabancı kimseler onları benimsemekte tam bir yetersizlik göstermiş ve sırf icra kuvvetinin kararlarını tescille yetinmiş olsa idi, buna hiç de şaşılamazdı. Fakat İstanbul'daki Meclisi Mebusan aslâ öyle davranmamıştır. Bu Meclis, cesaret, canlılık, bağımsızlık ve tartışma yeteneği göstermiştir; millet hayatının her kesiminde varlığını duyurmuş; ve Batının kurtuluşunu sağlamış olan hürriyet düzeninin Türkiye için ne kadar gerçek bir umut kaynağı teşkil ettiğini ortaya koymuştur. Türk toplumunun aksayan yönleri ahenkli bir şekilde düzenlenmek istenirse, buna herhalde ancak serbest tartışma alanında imkân bulunabilecektir. Meclisi Mebusanı kapatmanın o müşkil devrede bir kaçınılmaz mazarrat olduğu kabul edilse bile, Türkiye'nin yeni bir hayata, kavuşması veya istikballe ilgilenir hâle gelebilmesi, ancak, meşrutiyetin ve genel seçimlerin geri gelmesiyle mümkün olacaktır.» (1)
Bu, bir yabancı tarihiçinin, Türk milleti hakkında, 80 yıl önceki müşahedelerine dayanarak vermiş olduğu bir büküm.
Bu 80 yıl içinde Türkiye'de Cumhuriyet idaresi kurulmuş; birkaç defa tek dereceli serbest seçimler yapılmış, 10 yıl süren çetin bir demokrasi ve hürriyet savaşını, Türk milleti, bütün hür dünyanın öğdüğü bir başarıyla geçirmiş.. Fakat aramızda hâlâ bir «demokrasi iklimi» yaratmak zorunluluğundan, «tedrici demokrasi» den söz edenler var.
Bu 80 yıl içinde, dünyada hür ve demokratik nice yeni devlet doğmuş, hakkında bizim için beslenen umutların yarısı beslenmiyen nice millet baskı rejimlerinden kurtulup hür ve demokratik bir hayata kavuşmuş.. Fakat bizim aramızda hâlâ, «Hürriyet denilen, demokrasi denilen çok nadir ve hassas nebat» in «neşvünema» bulabilmesi, «nâdan ellerde perişan» olmasının önlenebilmesi için o «nadan ellerin cesaretini kırmak» üzere alınması gerekli «tedbirler» i savunanlar var.
Biz kendi kendimize, Türk milletini yakından tanıma fırsatını bulmuş yabancıların beslediği inancı besliyebilsek, hâla «tedricî demokrasi» den, «demokrasi iklimi» yaratmak zorunluluğundan bahsetmenin bu millete karşı ne büyük bir haksızlık olduğunu kolayca görürdük.
Bir yabancı tarihçinin, Türk milleti hakkında, 80 yıl önceki ilk Osmanlı Meclisini görerek verdiği hükme, bu millet elbette lâyıktır. Tarih, onun bu liyakatinden şüphe edenleri utandıracak, türlü bahanelerle onun gerçek bir hürriyet düzenine kavuşmasını geciktirenleri mahkûm edecektir.
«Batının kurtuluşunu sağlamış olan hürriyet düzeninin Türkiye için de ne kadar gerçek bir umut kaynağı teşkil ettiği» ni bilmez görünenler, tarih sayfalarında, birinci Meclisi Mebusanı dağıtan hükümdardan daha iyi bir yer tutamıyacaklardır. Alacakları «ted bir» ler, kendi görüşlerince «kaçınılmaz» bile olsa, tarih kitaplarına birer «mazarrat» olarak geçecektir.
Bülent ECEVİT
----------
(1) «Cassel's Illustrated History of the Russo - Turkish War», Edmund Ollier: Oilt II, Sayfa 75.
Collection
Citation
“Yabancı Gözüyle ilk Osmanlı Meclisi,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 25, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/650.