Kıbrıs "Siyasetimiz!"
Title:
Kıbrıs "Siyasetimiz!"
Source:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Date:
1956-03-30
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/30
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Kıbrıs ''Siyasetimiz!„
Son yıllarda Türk dış siyasetinden sorumlu kimselerin Kıbrıs meselesi için söyledikleri hemen bütün sözler 3 kelimeyle özetlenebilir: «Statükonun muhafazasını istiyoruz»...
Görünüşe göre, Türk Hükümetinin Kıbrıs konusunda «siyaset» i bundan ibarettir.
Oysa, Heraklitus'tan, yani 2500 yıldanberi, değişmez hiç bir şeyin olmadığı bilinegelmiş bir dünyada, herhangi bir siyasi meseleyi barışçı yollardan çözebilmek için tek çare olarak, statükonun, yani halihazırdaki durumun, muhafazasını ileri sürmek, siyaset sayılamaz.
Gerçek odur ki Türk Hükümeti, Kıbrıs meselesinde kendine «siyaset» adı verilebilecek bir yol çizememiş, veya çizmek lüzumunu duymamıştır.
Tarihte tek bir siyasi mesele gösterilebilir mi ki «statükonun muhafazası» ile bir hal çaresine bağlanabilmiş olsun?.. Yirminci yüzyılda yaşamış insanlar, yalnız kendi kısa ömürleri içinde, dünya haritasının kaç kere bir baştan bir başa değiştiğini gördüler.. Bir kere siyasi meselelere konu olunca kutuplarda bile statüko muhafaza edilemezken, nerede kalmış Kıbrıs'ta bu mümkün olsun!
Değil mi ki Kıbrıs, biz ne kadar «suni» diye vasıflandırırsak vasıflandıralım, bir «mesele» haline gelmiştir, statüsünde ergeç değişiklik olacaktır. Nitekim, hukuken değilse bile, gerçekten olmaktadır. Kıbrıs'ın 5 yıl, 1 yıl, 6 ay, hattâ 1 ay önceki durumlarile bugünkü durumu bir midir?
Türk Hükümeti, şimdi bizzat İngiliz Hükümetinin bile durumunda değişiklik yapmağa razı göründüğü bir İngiliz müstemlekesi için «statükoyu muhafaza» diye ayak direrse, buna «siyaset» denilebilir mi?
Kıbrıs meselesi için, statükonun muhafazasını istemekten başka, elle tutulur, yapıcı hiç bir hal çaresi ileri sürmemek bir «siyaset» olmaktan o kadar uzaktır ki, en yakın dost ve müttefikimiz Birleşik Amerika'nın bile, şimdi Kıbrıs meselesine açıktan açığa karışırken, «Türk siyaseti» diye, «Türk görüşü» diye bir unsuru hiç hesaba katmadığını, bunu sadece İngiltere ile adalı Rumlar ve Yunanistan arasında halledilecek bir mesele saydığını görüyoruz.
Gerçi Türkiye'nin kendine Kıbrıs meselesinde bîr siyaset çizebilmesi, bir çok bakımlardan güçtür. Günden güne daha da güçleşmektedir. Ancak, «statükoyu muhafaza» diye ayak diremenin bir «siyaset» sayılamıyacağını teslim etmek bu güçlüğü yenme yolunda ilk adım olabilir.
Bülent ECEVİT
Kıbrıs ''Siyasetimiz!„
Son yıllarda Türk dış siyasetinden sorumlu kimselerin Kıbrıs meselesi için söyledikleri hemen bütün sözler 3 kelimeyle özetlenebilir: «Statükonun muhafazasını istiyoruz»...
Görünüşe göre, Türk Hükümetinin Kıbrıs konusunda «siyaset» i bundan ibarettir.
Oysa, Heraklitus'tan, yani 2500 yıldanberi, değişmez hiç bir şeyin olmadığı bilinegelmiş bir dünyada, herhangi bir siyasi meseleyi barışçı yollardan çözebilmek için tek çare olarak, statükonun, yani halihazırdaki durumun, muhafazasını ileri sürmek, siyaset sayılamaz.
Gerçek odur ki Türk Hükümeti, Kıbrıs meselesinde kendine «siyaset» adı verilebilecek bir yol çizememiş, veya çizmek lüzumunu duymamıştır.
Tarihte tek bir siyasi mesele gösterilebilir mi ki «statükonun muhafazası» ile bir hal çaresine bağlanabilmiş olsun?.. Yirminci yüzyılda yaşamış insanlar, yalnız kendi kısa ömürleri içinde, dünya haritasının kaç kere bir baştan bir başa değiştiğini gördüler.. Bir kere siyasi meselelere konu olunca kutuplarda bile statüko muhafaza edilemezken, nerede kalmış Kıbrıs'ta bu mümkün olsun!
Değil mi ki Kıbrıs, biz ne kadar «suni» diye vasıflandırırsak vasıflandıralım, bir «mesele» haline gelmiştir, statüsünde ergeç değişiklik olacaktır. Nitekim, hukuken değilse bile, gerçekten olmaktadır. Kıbrıs'ın 5 yıl, 1 yıl, 6 ay, hattâ 1 ay önceki durumlarile bugünkü durumu bir midir?
Türk Hükümeti, şimdi bizzat İngiliz Hükümetinin bile durumunda değişiklik yapmağa razı göründüğü bir İngiliz müstemlekesi için «statükoyu muhafaza» diye ayak direrse, buna «siyaset» denilebilir mi?
Kıbrıs meselesi için, statükonun muhafazasını istemekten başka, elle tutulur, yapıcı hiç bir hal çaresi ileri sürmemek bir «siyaset» olmaktan o kadar uzaktır ki, en yakın dost ve müttefikimiz Birleşik Amerika'nın bile, şimdi Kıbrıs meselesine açıktan açığa karışırken, «Türk siyaseti» diye, «Türk görüşü» diye bir unsuru hiç hesaba katmadığını, bunu sadece İngiltere ile adalı Rumlar ve Yunanistan arasında halledilecek bir mesele saydığını görüyoruz.
Gerçi Türkiye'nin kendine Kıbrıs meselesinde bîr siyaset çizebilmesi, bir çok bakımlardan güçtür. Günden güne daha da güçleşmektedir. Ancak, «statükoyu muhafaza» diye ayak diremenin bir «siyaset» sayılamıyacağını teslim etmek bu güçlüğü yenme yolunda ilk adım olabilir.
Bülent ECEVİT
Collection
Citation
“Kıbrıs "Siyasetimiz!",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 23, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/577.