Türkiye'de Dış Haber Sansürü
Başlık:
Türkiye'de Dış Haber Sansürü
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-03-17
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/30
Metin:
Günün IŞIĞINDA
Türkiye'de dış haber sansürü
Türkiye'nin Ortadoğu siyasetine dair üç yazımızda (x), bu bölgedeki meselelerden bir çoğunun bizi yakından ilgilendirmediğini, üstelik bn meselelerle ilgili gelişmeleri yakından takibetme imkânlarını da bulamadığımızı belirtmiş, böyle olunca da, kaderimizi batılı dostlarımızın Ortadoğu siyasetine bugünkü kadar sıkı sıkıya bağlamaktan kaçınmamız gerektiğini öne sürmüştük.
Fakat, üzerinde durduğumuz bütün sakıncalara rağmen, bugünkü Ortadoğu siyasetimize bağlı kalınacaksa, Türk basınına, Türk halkına ve milletvekillerimize bir büyük görev düşer: Dış siyasette beraberlik ilkesini, her şeye rağmen yürütülecek bir beraberlik olmaktan çıkarıp, demagojiden uzak, devamlı ve tesirli bir denetleme altında yürütmeğe çalışmak..
Böyle bir denetlemenin yapılabilmesi için birinci şart halkoyunun Ortadoğu meseleleriyle bugünkünden daha ciddi olarak ilgilenmesidir. Bunu da ancak basın sağlıyabilir.
Oysa bugün Türk basının, Türkiye ile yakından ilgili siyasi gelişmeleri gerektiği gibi takibedebilme imkânı yoktur. Türk basını, Guatemala'daki bir ayaklanmanın içyüzünü günü gününe ve en gizli teferruatına kadar öğrenip Türk halkoyuna bildirebilir. Ama komşumuz olan herhangi bir Ortadoğu memleketinde, bizim de üyesi bulunduğumuz Bağdat Paktına karşı bir ayaklanma çıkacak olsa, Türk basını, Türk halkoyuna bu konuda yeteri kadar aydınlatıcı bilgi veremez. Gerçi bu bilgiyi verebilmesi için ortada herhangi bir kanuni engel yoktur. Fakat tatbikatta, dış haber kaynakları görünmez bir sansüre tabidir. Bu sansür Anadolu Ajansı yolu ile işler.
Türk gazetelerinin, istedikleri yabancı memlekette devamlı muhabir bulundurmaları fiilen imkânsızdır. Çünkü, Türk gazeteleri bunun için yeteri kadar para ayırabilecek durumda olsalar bile - ki pek çoğu değildir - gerekli döviz müsaadesini alamazlar. Böyle olunca da, Türk gazetecileri, dış haberler için, geniş ölçüde, büyük yabancı ajanslara güvenmek zorunda kalırlar.
Dünyadaki başlıca haber ajanslarının sayısı dörttür: Reuter, Associated Press, United Press, Agence France Presse.. Bunlardan ancak birine, Associated Press Ajansına, Türk gazeteleri doğrudan doğruya abone olabilirler. Öbür üç haber ajansının, yani Reuter, United Press ve Agence France Presse'in haber servislerine ise, yalnız, dünyaya kendini yarı resmi» hattâ yerine göre belki de özel bir ajans diye tanıtmakla beraber, gerçekte resmi bir ajans olarak çalışan Anadolu Ajansı abonedir. Anadolu Ajansı, exclusive» olarak abone bulunduğu bu üç ajansın haberlerini istediği gibi sansür eder. Sansür süzgecine takılıp kalan haberleri -ki bunlar hiç şüphesiz Türkiye'yi en yakından ilgilendiren haberlerdir - 20 ile 25 arasında basılan gizli bir bültene alıp sadece bazı yüksek makamlara yollar. Bu bültende neler yazılı olduğunu, hükümetin dış münasebetlerini denetlemekle görevli milletvekilleri bile bilemezler.
Dış haberler bahsinde bu gizli sansür kaldırılmadıkça, Türk basınının Türkiye ile ilgili milletlerarası meseleleri günü gününe gerektiği gibi takibedebilmesi imkânsızdır.
Gelecek yazımızda, bu gizli sansürden kurtulma çareleri üzerinde duracağız.
Bülent ECEVİT
(x) — 14, 15 ve 16 Mart tarihli Ulus'larda.
Türkiye'de dış haber sansürü
Türkiye'nin Ortadoğu siyasetine dair üç yazımızda (x), bu bölgedeki meselelerden bir çoğunun bizi yakından ilgilendirmediğini, üstelik bn meselelerle ilgili gelişmeleri yakından takibetme imkânlarını da bulamadığımızı belirtmiş, böyle olunca da, kaderimizi batılı dostlarımızın Ortadoğu siyasetine bugünkü kadar sıkı sıkıya bağlamaktan kaçınmamız gerektiğini öne sürmüştük.
Fakat, üzerinde durduğumuz bütün sakıncalara rağmen, bugünkü Ortadoğu siyasetimize bağlı kalınacaksa, Türk basınına, Türk halkına ve milletvekillerimize bir büyük görev düşer: Dış siyasette beraberlik ilkesini, her şeye rağmen yürütülecek bir beraberlik olmaktan çıkarıp, demagojiden uzak, devamlı ve tesirli bir denetleme altında yürütmeğe çalışmak..
Böyle bir denetlemenin yapılabilmesi için birinci şart halkoyunun Ortadoğu meseleleriyle bugünkünden daha ciddi olarak ilgilenmesidir. Bunu da ancak basın sağlıyabilir.
Oysa bugün Türk basının, Türkiye ile yakından ilgili siyasi gelişmeleri gerektiği gibi takibedebilme imkânı yoktur. Türk basını, Guatemala'daki bir ayaklanmanın içyüzünü günü gününe ve en gizli teferruatına kadar öğrenip Türk halkoyuna bildirebilir. Ama komşumuz olan herhangi bir Ortadoğu memleketinde, bizim de üyesi bulunduğumuz Bağdat Paktına karşı bir ayaklanma çıkacak olsa, Türk basını, Türk halkoyuna bu konuda yeteri kadar aydınlatıcı bilgi veremez. Gerçi bu bilgiyi verebilmesi için ortada herhangi bir kanuni engel yoktur. Fakat tatbikatta, dış haber kaynakları görünmez bir sansüre tabidir. Bu sansür Anadolu Ajansı yolu ile işler.
Türk gazetelerinin, istedikleri yabancı memlekette devamlı muhabir bulundurmaları fiilen imkânsızdır. Çünkü, Türk gazeteleri bunun için yeteri kadar para ayırabilecek durumda olsalar bile - ki pek çoğu değildir - gerekli döviz müsaadesini alamazlar. Böyle olunca da, Türk gazetecileri, dış haberler için, geniş ölçüde, büyük yabancı ajanslara güvenmek zorunda kalırlar.
Dünyadaki başlıca haber ajanslarının sayısı dörttür: Reuter, Associated Press, United Press, Agence France Presse.. Bunlardan ancak birine, Associated Press Ajansına, Türk gazeteleri doğrudan doğruya abone olabilirler. Öbür üç haber ajansının, yani Reuter, United Press ve Agence France Presse'in haber servislerine ise, yalnız, dünyaya kendini yarı resmi» hattâ yerine göre belki de özel bir ajans diye tanıtmakla beraber, gerçekte resmi bir ajans olarak çalışan Anadolu Ajansı abonedir. Anadolu Ajansı, exclusive» olarak abone bulunduğu bu üç ajansın haberlerini istediği gibi sansür eder. Sansür süzgecine takılıp kalan haberleri -ki bunlar hiç şüphesiz Türkiye'yi en yakından ilgilendiren haberlerdir - 20 ile 25 arasında basılan gizli bir bültene alıp sadece bazı yüksek makamlara yollar. Bu bültende neler yazılı olduğunu, hükümetin dış münasebetlerini denetlemekle görevli milletvekilleri bile bilemezler.
Dış haberler bahsinde bu gizli sansür kaldırılmadıkça, Türk basınının Türkiye ile ilgili milletlerarası meseleleri günü gününe gerektiği gibi takibedebilmesi imkânsızdır.
Gelecek yazımızda, bu gizli sansürden kurtulma çareleri üzerinde duracağız.
Bülent ECEVİT
(x) — 14, 15 ve 16 Mart tarihli Ulus'larda.
Koleksiyon
Alıntı
“Türkiye'de Dış Haber Sansürü,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/566 ulaşıldı.