Gençler ve Siyaset
Başlık:
Gençler ve Siyaset
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1956-03-09
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/30
Metin:
Günün IŞIĞINDA
GENÇLER VE SİYASET
«Gençlik» ten bir siyasî kuvvet olarak söz edildiğini, ancak, diktatörlükle idare edilen veya demokratik düzeni pek benimsiyememiş memleketlerde duyarsınız. «Falanca konuda Amerikan gençliği şöyle düşünüyor», «Filânca meselede İngiliz gençliği şu tepkiyi gösterdi,» denildiğini işittiniz mi hiç?
Gençlik ne bir sınıf ne bîr zümredir, ne bir meslek ne de belirli menfaatler çevresinde bir toplanıştır. Gençlik, her insanın geçirdiği veya geçirebileceği bir fizyolijik çağıdır. Demokratik bir düzende ise siyasî kuvvetler fizyolojik esaslara göre kurulamazlar.
Bir toplu kuvvet hayalile avutulup ta memleketin gerçek ve normal siyasî hayatı dışında bırakılan, bu hayattan tecrid edilen gençler, hiç farkına varmaksızın, memleket meseleleri karşısında pasif duruma, başka kuvvetlerin âleti oyuncağı durumuna düşmüş olurlar.
Onan için memlekete siyaset alanında gerçekten hizmet etmek isteyen gençler «Gençlik» olarak gösterdikleri sosyal veya siyasî faaliyetle yetinmemeli memleket meselelerinde partiler-üstü bir tavır takınmaktan kaçınarak, doğrudan doğruya parti çalışmalarına katılmalıdırlar. Hele, Türkiye gibi, demokrasiyi heneüz tam olarak benimsiyememiş bir memlekette, iktidar liderlerinin anti-demokratik eğilimlerine karşı ancak o yoldan tesirli bir mukavemet gösterebilirler.
Nitekim bugünkü iktidar liderlerini de kaygılandıran üniversiteli gençlerin «Gençlik» olarak toplanıp teşkilâtlanmaları, gösteriler, mitingler yapmaları değildir; iktidar böyle gösteri ve mitingleri istediği zaman tahrik edebilmekte, istediği zaman da -tahrik eden kendisi bile olsa- türlü baskı vasıtalarile dağıtılabilmekte, her türlü gençlik teşkilâtının kapısına kilit vurabilmektedir. İktidar liderlerini asıl kaygılandıran, gençlerin kendi aralarında toplanıp tecrit olunacakları yerde, birer vatandaş olarak siyasi partilere dağılmaları, veya tertipledikleri toplantılarda memleket meselelerini «Gençlik» olarak kararlara bağlamak yerine, birer vatandaş olarak görüşüp tartışmalarıdır.
Genç nesil, siyaset alanında da gerçek varlığını ancak böyle yollardan duyurabilmektedir.
Yüksek öğrenim çağındaki gençlerin son aylarda siyasî parti çalışmalarına gitgide artan bir ilgi göstermeleri bu bakımdan sevindiricidir. 6-7 Eylül hâdiselerinden sonra gençlik teşekküllerinin karşılaştığı ağır muameleler, gençler arasında bu teşekküllerin gerçekliğine, tesir gücüne karşı ciddi şüpheler uyandırmış ve böylelikle onları, kendi kabuklarından sıyırılarak, partiler arasında cereyan eden normal siyasî faaliyete katılmağa teşvik etmekte başlıca rolü oynamış olsa gerektir.
Gençlik bir yanda, partiler bir yanda durdukça, ne genç nesiller bu memleketin siyasî hayatında ciddî bir rol oynıyabilir, ne de partiler Türkiye gibi henüz demokrasi yoluna yeni girmiş bir memleketin gerekli kıldığı dinamizme kavuşabilirlerdi.
Siyasi partilerimizde faal rol oynayan gençlerin sayısı çoğaldıkça bu partiler dirileşmiş, demokratik gelişmemiz hızlanmış, ve bu gelişme hızı içinde Atatürk devrimlerinin bütünlüğü korunmuş olacaktır.
Siyaset alanında, ülkücülüğü menfaat kaygılarile gölgelenmemiş genç insanlara, şimdi her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.
Bülent ECEVİT
GENÇLER VE SİYASET
«Gençlik» ten bir siyasî kuvvet olarak söz edildiğini, ancak, diktatörlükle idare edilen veya demokratik düzeni pek benimsiyememiş memleketlerde duyarsınız. «Falanca konuda Amerikan gençliği şöyle düşünüyor», «Filânca meselede İngiliz gençliği şu tepkiyi gösterdi,» denildiğini işittiniz mi hiç?
Gençlik ne bir sınıf ne bîr zümredir, ne bir meslek ne de belirli menfaatler çevresinde bir toplanıştır. Gençlik, her insanın geçirdiği veya geçirebileceği bir fizyolijik çağıdır. Demokratik bir düzende ise siyasî kuvvetler fizyolojik esaslara göre kurulamazlar.
Bir toplu kuvvet hayalile avutulup ta memleketin gerçek ve normal siyasî hayatı dışında bırakılan, bu hayattan tecrid edilen gençler, hiç farkına varmaksızın, memleket meseleleri karşısında pasif duruma, başka kuvvetlerin âleti oyuncağı durumuna düşmüş olurlar.
Onan için memlekete siyaset alanında gerçekten hizmet etmek isteyen gençler «Gençlik» olarak gösterdikleri sosyal veya siyasî faaliyetle yetinmemeli memleket meselelerinde partiler-üstü bir tavır takınmaktan kaçınarak, doğrudan doğruya parti çalışmalarına katılmalıdırlar. Hele, Türkiye gibi, demokrasiyi heneüz tam olarak benimsiyememiş bir memlekette, iktidar liderlerinin anti-demokratik eğilimlerine karşı ancak o yoldan tesirli bir mukavemet gösterebilirler.
Nitekim bugünkü iktidar liderlerini de kaygılandıran üniversiteli gençlerin «Gençlik» olarak toplanıp teşkilâtlanmaları, gösteriler, mitingler yapmaları değildir; iktidar böyle gösteri ve mitingleri istediği zaman tahrik edebilmekte, istediği zaman da -tahrik eden kendisi bile olsa- türlü baskı vasıtalarile dağıtılabilmekte, her türlü gençlik teşkilâtının kapısına kilit vurabilmektedir. İktidar liderlerini asıl kaygılandıran, gençlerin kendi aralarında toplanıp tecrit olunacakları yerde, birer vatandaş olarak siyasi partilere dağılmaları, veya tertipledikleri toplantılarda memleket meselelerini «Gençlik» olarak kararlara bağlamak yerine, birer vatandaş olarak görüşüp tartışmalarıdır.
Genç nesil, siyaset alanında da gerçek varlığını ancak böyle yollardan duyurabilmektedir.
Yüksek öğrenim çağındaki gençlerin son aylarda siyasî parti çalışmalarına gitgide artan bir ilgi göstermeleri bu bakımdan sevindiricidir. 6-7 Eylül hâdiselerinden sonra gençlik teşekküllerinin karşılaştığı ağır muameleler, gençler arasında bu teşekküllerin gerçekliğine, tesir gücüne karşı ciddi şüpheler uyandırmış ve böylelikle onları, kendi kabuklarından sıyırılarak, partiler arasında cereyan eden normal siyasî faaliyete katılmağa teşvik etmekte başlıca rolü oynamış olsa gerektir.
Gençlik bir yanda, partiler bir yanda durdukça, ne genç nesiller bu memleketin siyasî hayatında ciddî bir rol oynıyabilir, ne de partiler Türkiye gibi henüz demokrasi yoluna yeni girmiş bir memleketin gerekli kıldığı dinamizme kavuşabilirlerdi.
Siyasi partilerimizde faal rol oynayan gençlerin sayısı çoğaldıkça bu partiler dirileşmiş, demokratik gelişmemiz hızlanmış, ve bu gelişme hızı içinde Atatürk devrimlerinin bütünlüğü korunmuş olacaktır.
Siyaset alanında, ülkücülüğü menfaat kaygılarile gölgelenmemiş genç insanlara, şimdi her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Gençler ve Siyaset,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/560 ulaşıldı.