Buhranın Onuncu Gününde
Başlık:
Buhranın Onuncu Gününde
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Tarih:
1955-12-09
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Metin:
Günün IŞIĞINDA
Buhranın onuncu gününde
«Kabine buhranı«» denilince akla gelen durum başka olmakla beraber, pek olağan sayılamayacağı için özel bir adı bulunmayan, o yüzden de gene «kabine buhranı» diye anılan garip ve üzücü bir kararsızlık halinin, bugün — yazımız çıktığı sırada kabine hâlâ kurulmamışsa — onuncu gününe giriyoruz.
Görülüyor ki iktidar önderi Bay Menderes için hükümet kurmak, devlet işlerini en iyi yürütebilecek bir kurul meydana getirme meselesi olmaktan çıkmış, partisi içindeki bölüntüleri denkleştirme ve öylelikle, her ne pahasına olursa olsun mevkiinde tutunabilme meselesi haline gelmiştir.
Bu, particiliği ve şahsî düşünceleri her şeyin üstünde tutma huyuna ister istemez alışmış olduğumuz iktidar önderinin, asıl görevlerini ne kadar geri plânlara itmiş olduğuna yeni bir delildir.
Son olaylar üzerinde düşünülünce Bay Menderes'in, hükümet kurmakla görevlendirildikten üç gün sonra henüz bu yolda bir teşebbüs ve temasta bulunmadığına dair vermiş olduğu demeç, gerçeğe yakın görülebiliyor: Belli ki Bay Menderes, hükümet kurmak üzere teşebbüs ve temaslara başlamadan önce, kendi kendini ayakta tutabilecek bazı teşebbüs ve temaslarda bulunmak ihtiyacındadır. Bütün gayreti parti içinde kendi sebep olduğa bölüntüleri bu maksatla denkleştirme gayesine yönelmiş görünmektedir.
On gündür vatandaşlar, kaygı içinde, memleket işlerini yetkiyle yürütebilecek bir hükümet kurulmasını beklerken, gazetelerde bütün okuyabildikleri, kabineye dair her gün değişen birtakım söylentilere, iktidar ileri gelenlerince hizip başlarına verilen ziyafetlere ve hizipcilikle suçlandırılan bazı parti ileri gelenlerinin partiden çıkarılması yolundaki karşılıklı teşebbüslere dair haberlerdir.
Şu her bakımdan en sıkıntılı günlerimizdeki kadar ziyafet bolluğu, Türkiye'nin siyasî tarihinde işitilmemiş olsa gerektir. Bu ziyafet sofralarında görüşülenlerse, memleket işleri, hükümet işleri değil, yolunu şaşırmış, hizmet gücünü yitirmiş bir partinin iç kavgalarıdır.
Hükümet kurulmasındaki gecikmenin nasıl izah edilebileceğini sorduğumuz hukukçulardan, Sayın Prof. Turhan Feyzioğlu, dün ULUS'ta çıkan sözlerini, «bugünkü gecikmenin sebeplerini anlamaktan ve ilmen izahtan âciz olduğumu itiraf ederim» diye bitiriyordu. Görüşlerini rica ettiğimiz hukukcu profesörlerden bazısı ise, «bu olup bitenler bizim okuduklarımız ve okuttuklarımızla izah edilemez, onun için bize sormayın» dediler.
Memlekette en yetkili ve tarafsız hukukçuların bile anlamaktan ve izahtan âciz kaldığı blr siyasi durum yaratmış olan Bay Menderes, bugün yahut daha ilerde birgün, bir hükümet kurulabilse bile, bir siyaset adamı olarak artık kendisinin bu memlekete bir yararı dokunamıyacağını kabul etrı dokunup dokunmayacağını ciddi olarak düşünmelidir.
Bülent ECEVİT
Buhranın onuncu gününde
«Kabine buhranı«» denilince akla gelen durum başka olmakla beraber, pek olağan sayılamayacağı için özel bir adı bulunmayan, o yüzden de gene «kabine buhranı» diye anılan garip ve üzücü bir kararsızlık halinin, bugün — yazımız çıktığı sırada kabine hâlâ kurulmamışsa — onuncu gününe giriyoruz.
Görülüyor ki iktidar önderi Bay Menderes için hükümet kurmak, devlet işlerini en iyi yürütebilecek bir kurul meydana getirme meselesi olmaktan çıkmış, partisi içindeki bölüntüleri denkleştirme ve öylelikle, her ne pahasına olursa olsun mevkiinde tutunabilme meselesi haline gelmiştir.
Bu, particiliği ve şahsî düşünceleri her şeyin üstünde tutma huyuna ister istemez alışmış olduğumuz iktidar önderinin, asıl görevlerini ne kadar geri plânlara itmiş olduğuna yeni bir delildir.
Son olaylar üzerinde düşünülünce Bay Menderes'in, hükümet kurmakla görevlendirildikten üç gün sonra henüz bu yolda bir teşebbüs ve temasta bulunmadığına dair vermiş olduğu demeç, gerçeğe yakın görülebiliyor: Belli ki Bay Menderes, hükümet kurmak üzere teşebbüs ve temaslara başlamadan önce, kendi kendini ayakta tutabilecek bazı teşebbüs ve temaslarda bulunmak ihtiyacındadır. Bütün gayreti parti içinde kendi sebep olduğa bölüntüleri bu maksatla denkleştirme gayesine yönelmiş görünmektedir.
On gündür vatandaşlar, kaygı içinde, memleket işlerini yetkiyle yürütebilecek bir hükümet kurulmasını beklerken, gazetelerde bütün okuyabildikleri, kabineye dair her gün değişen birtakım söylentilere, iktidar ileri gelenlerince hizip başlarına verilen ziyafetlere ve hizipcilikle suçlandırılan bazı parti ileri gelenlerinin partiden çıkarılması yolundaki karşılıklı teşebbüslere dair haberlerdir.
Şu her bakımdan en sıkıntılı günlerimizdeki kadar ziyafet bolluğu, Türkiye'nin siyasî tarihinde işitilmemiş olsa gerektir. Bu ziyafet sofralarında görüşülenlerse, memleket işleri, hükümet işleri değil, yolunu şaşırmış, hizmet gücünü yitirmiş bir partinin iç kavgalarıdır.
Hükümet kurulmasındaki gecikmenin nasıl izah edilebileceğini sorduğumuz hukukçulardan, Sayın Prof. Turhan Feyzioğlu, dün ULUS'ta çıkan sözlerini, «bugünkü gecikmenin sebeplerini anlamaktan ve ilmen izahtan âciz olduğumu itiraf ederim» diye bitiriyordu. Görüşlerini rica ettiğimiz hukukcu profesörlerden bazısı ise, «bu olup bitenler bizim okuduklarımız ve okuttuklarımızla izah edilemez, onun için bize sormayın» dediler.
Memlekette en yetkili ve tarafsız hukukçuların bile anlamaktan ve izahtan âciz kaldığı blr siyasi durum yaratmış olan Bay Menderes, bugün yahut daha ilerde birgün, bir hükümet kurulabilse bile, bir siyaset adamı olarak artık kendisinin bu memlekete bir yararı dokunamıyacağını kabul etrı dokunup dokunmayacağını ciddi olarak düşünmelidir.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Buhranın Onuncu Gününde,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/520 ulaşıldı.