Saguenay Vadisinde Hemen Her Şey Alüminyumdan (No. 12)
Başlık:
Saguenay Vadisinde Hemen Her Şey Alüminyumdan (No. 12)
Kaynak:
Ulus, "Kanada", s. 4
Tarih:
1955-09-08
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Metin:
KANADA
Yazan: Bülent ECEVİT
FOTOĞRAF ALTI: ALCAN'ın, Saguenay Nehri üzerinde yaptırdığı aliminyum köprü..
Sagıney vadisinde hemen her şey aliminyumdan
Aliminyum köprü, aliminyum duvar, aliminyum resim uvali.. - Endüstri bölgesinin ortasında el değmemiş ıssız tabiat..
Tefrika No. 12
Aliminyum imâli için bol miktarda elektrik enerjisine ihtiyaç var. Bir ton aliminyum yapabilmek için kullanılan elektrikle bir ev 15 yıl aydınlatılabilirmiş. O yüzden, Alcan (Kanada Alimunyum Şirketi), Segıney Vâdisindeki aliminyum endüstrini kurabilmek için önce muhtelif hidro - elektrik santralleri yaptırmak zorunda kalmış.
Bu kadar santral, fabrika ve araştırma lâboratuvarı, bir vâdiyi çirkin bir endüstri bölgesi haline getirmeğe yeterdi.
Fakat Kanadalılar, yeni kurulan endüstrilerinde, tabiat güzelliğini bozmamak, bilâkis, bu güzelliğe insan eliyle de bir şeyler katabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Tabiî bunda, arazinin genişliği de kendilerine yardım ediyor. Alcan, Segıney Vâdisindeki hidro - elektrik ve aliminyum tesislerini o kadar geniş bir araziye yayma fırsatını bulmuş ki hemen her tarafta insan, üzerinde değil bir fabrika, herhangi başka bir yapı bile görünmiyen kilometrelerce arazi bulup gözlerini dinlendirebiliyor.
Bilhassa enerji santrallerini elden geldiği kadar tabiata uydurmuş, hattâ bir kısmını tabiatın içinde gizlemişler.
İnsanın kendini endüstriden, medeniyetten, en uzak hissedebileceği bir otel, Seginey Vâdisinin tam ortasında ...
Her şeyi olduğu gibi, «Saguenay Inn» adlı bu oteli de Aliminyum Şirketi idare ediyor.
Otel bir çeşit misafirhane olarak kurulmuş. Salonlarından da balolar, ziyafetler, partiler için faydalanılıyor.
Bir eski Fransız şatosu gibi döşenilmiş bu otelin büyük oturma salonunun pencerelerinden görülen manzara, ıssız bir orman... Bu pencerelerden bakarken insan, bir endüstri bölgesinde olduğunu hatırına bile getirmiyor.
Mimarisi ve salonlarının döşenişiyile bu otel de, Kanadalının boş vakitlerinde kendini eski dünya rüyalarına bırakabilmesi için hazırlanmış yerlerden biri...
Nova Scotia'da İskoçya asıllılar çok olduğu için, orada görülen İskoçya rüyalarıydı... Burası, fransızca konuşan bölge.. Bu bölgedeki Kanadalı da elbette, rüya deyince, bir Fransız şatosunun rüyasını görmek ister. Oturma salonundaki eşya, hattâ duvar kaplamaları bile Fransa'dan getirtilmiş...
Fakat iş başında Kanadalı, eski dünyayı unutup, tamamen kendi yeni dünyasında yaşıyor Meselâ, eski bir Fransız şatosu gibi döşenilmiş bu otelin biraz ilerisindeki bir köprüyü aliminyumdan yapmışlar. Dünyanın ilk aliminyum köprüsü...
Bu köprüyü kurmaktan maksatları, aliminyumdan köprü de yapılabileceğini dünyaya göstermek...
Aliminyum, orta kuvvette çelik kadar sağlam ve dayanıklı olduğu halde, ağırlığı çeliğin ancak üçte biri kadar... Üstelik ne boya istiyor ne pas tutuyor. Buna benzer birçok avantajlarına rağmen, uzun yıllardanberi çelik, demir, çinko gibi maddeler kullanmağa alışmış endüstrileri aliminyum kullanmağa ikna edebilmek için, hâlâ, geniş ölçüde propaganda yapmak ihtiyacını duyuyorlar.
En iyi propagandanın da, Segıney Vâdisinde bol bol aliminyum kullanmak olduğunu düşünmüşler. Burada insan nereye gitse, aliminyumun, güneş ışığını hafifçe geçiren kapalı bir gökteki donuk aydınlığa benzer ışıltısı ile karşılaşıyor.
Enerji santralı binalarından birinin giriş yerindeki büyük duvar resmini bile aliminyum üstüne yapmışlar. Yağlı boya resim için aliminyumun muşamba tuvalden çok daha kullanışlı olduğunu iddia ediyorlar. Aliminyum üstünde fırça kullanmak daha kolay olduğu gibi, aliminyumun nesci de yağlı boyayı çok iyi tutar ve resim bozulmazmış.
Yazan: Bülent ECEVİT
FOTOĞRAF ALTI: ALCAN'ın, Saguenay Nehri üzerinde yaptırdığı aliminyum köprü..
Sagıney vadisinde hemen her şey aliminyumdan
Aliminyum köprü, aliminyum duvar, aliminyum resim uvali.. - Endüstri bölgesinin ortasında el değmemiş ıssız tabiat..
Tefrika No. 12
Aliminyum imâli için bol miktarda elektrik enerjisine ihtiyaç var. Bir ton aliminyum yapabilmek için kullanılan elektrikle bir ev 15 yıl aydınlatılabilirmiş. O yüzden, Alcan (Kanada Alimunyum Şirketi), Segıney Vâdisindeki aliminyum endüstrini kurabilmek için önce muhtelif hidro - elektrik santralleri yaptırmak zorunda kalmış.
Bu kadar santral, fabrika ve araştırma lâboratuvarı, bir vâdiyi çirkin bir endüstri bölgesi haline getirmeğe yeterdi.
Fakat Kanadalılar, yeni kurulan endüstrilerinde, tabiat güzelliğini bozmamak, bilâkis, bu güzelliğe insan eliyle de bir şeyler katabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Tabiî bunda, arazinin genişliği de kendilerine yardım ediyor. Alcan, Segıney Vâdisindeki hidro - elektrik ve aliminyum tesislerini o kadar geniş bir araziye yayma fırsatını bulmuş ki hemen her tarafta insan, üzerinde değil bir fabrika, herhangi başka bir yapı bile görünmiyen kilometrelerce arazi bulup gözlerini dinlendirebiliyor.
Bilhassa enerji santrallerini elden geldiği kadar tabiata uydurmuş, hattâ bir kısmını tabiatın içinde gizlemişler.
İnsanın kendini endüstriden, medeniyetten, en uzak hissedebileceği bir otel, Seginey Vâdisinin tam ortasında ...
Her şeyi olduğu gibi, «Saguenay Inn» adlı bu oteli de Aliminyum Şirketi idare ediyor.
Otel bir çeşit misafirhane olarak kurulmuş. Salonlarından da balolar, ziyafetler, partiler için faydalanılıyor.
Bir eski Fransız şatosu gibi döşenilmiş bu otelin büyük oturma salonunun pencerelerinden görülen manzara, ıssız bir orman... Bu pencerelerden bakarken insan, bir endüstri bölgesinde olduğunu hatırına bile getirmiyor.
Mimarisi ve salonlarının döşenişiyile bu otel de, Kanadalının boş vakitlerinde kendini eski dünya rüyalarına bırakabilmesi için hazırlanmış yerlerden biri...
Nova Scotia'da İskoçya asıllılar çok olduğu için, orada görülen İskoçya rüyalarıydı... Burası, fransızca konuşan bölge.. Bu bölgedeki Kanadalı da elbette, rüya deyince, bir Fransız şatosunun rüyasını görmek ister. Oturma salonundaki eşya, hattâ duvar kaplamaları bile Fransa'dan getirtilmiş...
Fakat iş başında Kanadalı, eski dünyayı unutup, tamamen kendi yeni dünyasında yaşıyor Meselâ, eski bir Fransız şatosu gibi döşenilmiş bu otelin biraz ilerisindeki bir köprüyü aliminyumdan yapmışlar. Dünyanın ilk aliminyum köprüsü...
Bu köprüyü kurmaktan maksatları, aliminyumdan köprü de yapılabileceğini dünyaya göstermek...
Aliminyum, orta kuvvette çelik kadar sağlam ve dayanıklı olduğu halde, ağırlığı çeliğin ancak üçte biri kadar... Üstelik ne boya istiyor ne pas tutuyor. Buna benzer birçok avantajlarına rağmen, uzun yıllardanberi çelik, demir, çinko gibi maddeler kullanmağa alışmış endüstrileri aliminyum kullanmağa ikna edebilmek için, hâlâ, geniş ölçüde propaganda yapmak ihtiyacını duyuyorlar.
En iyi propagandanın da, Segıney Vâdisinde bol bol aliminyum kullanmak olduğunu düşünmüşler. Burada insan nereye gitse, aliminyumun, güneş ışığını hafifçe geçiren kapalı bir gökteki donuk aydınlığa benzer ışıltısı ile karşılaşıyor.
Enerji santralı binalarından birinin giriş yerindeki büyük duvar resmini bile aliminyum üstüne yapmışlar. Yağlı boya resim için aliminyumun muşamba tuvalden çok daha kullanışlı olduğunu iddia ediyorlar. Aliminyum üstünde fırça kullanmak daha kolay olduğu gibi, aliminyumun nesci de yağlı boyayı çok iyi tutar ve resim bozulmazmış.
Koleksiyon
Alıntı
“Saguenay Vadisinde Hemen Her Şey Alüminyumdan (No. 12),” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/480 ulaşıldı.