Dolmuş ve Belediye
Başlık:
Dolmuş ve Belediye
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", Sayı: 11750, s. 1
Tarih:
1955-09-08
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Metin:
GÜNÜN Işığında
Dolmuş ve Belediye
OTOBÜS işletmesini belediyenin üzerine aldığı bir şehirde, «dolmUş» ayıptır.
Ne demektir «dolmuş»?.. Otobüs işletmesini üzerine alan belediyenin, bu vazifeyi yapamıyacak durumda olması demektir.
Dolmuşçu şoförler alınmasınlar Cümlemiz onların duacısıyız. Cümlemizden de önce herhalde belediyemiz onların duacısıdır.
Çünkü bugün Ankara'da dolmuş olmasa, devlet dairelerinde işler, fabrikalarda makinalar, okullarda dersler durabilir.
Dolmuş olmasa, şehir halkının belki ancak yansı bir yerden bir yere zamanında gidebilecek, öbür yarısı ya evinde kalacak ya da Yenimahalle’den Bahçelievler’den, Kavaklıdere yahut Keçiören'den işine yürümek zorunda kalacaktır.
Bugün 15 kuruş, Bahçelievler - Kızılay yolculuğunun «resmî kur» üzerinden ücretidir. Ba yolculuğun gerçek değeri ise 30 kuruştur. Çünkü öğleyin işinden çıkan hiçbir memurun, evine yemeğe giderken, bir otobüs dolu geçtikten sonra ne zaman geleceği bllinmiyen ikinci bir otobüs beklemeğe vakti yoktur. İster istemez dolmuşa binip 30 kuruş verecektir.
Dairelerin açılış ve kapamş saatlerinde taşıtların dolu olması dünyanın her yerinde olağan sayılabilir. Ama dolu da olsa ihtiyacı karşılar.
Bizde ise otobüsler, yalnız dairelerin açılış ve kapanış saatlerinde değil, günün hemen her saatinde yolculardan birçoğunu alamıyacak kadar dolu artık... Nefes alınamıyacak kadar dolu.» Otobüs yolculuğu, «İşte verdiğin 15 kuruşun değeri budur» diye Ankaralının başına çalınan birşey olmuş, bir yerden bir yere gitmeyi bir işkence haline getirmiştir.
Harbin en sıkıntılı günlerinde bile otobüs yolculuğu belki bu kadar güç ve sıkıntılı değildi.
Yedek malzeme yok diye servisten otobüs mü çekilmiştir, Ankara’nın nüfusu artmış da eldeki otobüsler yetmez mi olmuştur? Bunlar, vatandaş olarak kendi vazifelerini yapan bir şehirliyi ilgilendirmez! Yedek parça yoksa yedek parçayı, otobüs yetmiyorsa otobüsü bulmak, belediyenin vazifesidir.
Eğer bu vazifesini yapamıyacaksa, Belediye, yapamıyacağım der, ve otobüs işletmeciliğinden vazgeçer. Hem otobüs işletmeciliğini belediye yapacak deyip hem de şehir halkını 2 misli ücretle «dolmuş» denen özel taşıtlarla yolculuk yapmağa mecbur bırakmak, doğru mudur?
Bir şehir halkının iş verimini arttırabilmek için, her şeyden önce, bir yerden bir yere vakit kaybetmeden gidebilmesi gerekir. Taşıt beklemek yüzünden her gün en az bir saatini otobüs yolculuklarında katlandığı eziyet yüzünden de çalışma gücünün büyük bir kısmını kaybeden bir şehir halkı, iş verimini bir seviyeden yukarı çıkartamaz.
Şehir içi otobüs servislerinin ihtiyacı karşılayabilir hale gelmesi, belki iktisadi güçlükler yüzünden mümkün olamıyordur ama, öte yandan da bir iktisadi zarurettir. Bu fasit daire bir yerinde kırılmalıdır!
Bülent ECEVİT
Dolmuş ve Belediye
OTOBÜS işletmesini belediyenin üzerine aldığı bir şehirde, «dolmUş» ayıptır.
Ne demektir «dolmuş»?.. Otobüs işletmesini üzerine alan belediyenin, bu vazifeyi yapamıyacak durumda olması demektir.
Dolmuşçu şoförler alınmasınlar Cümlemiz onların duacısıyız. Cümlemizden de önce herhalde belediyemiz onların duacısıdır.
Çünkü bugün Ankara'da dolmuş olmasa, devlet dairelerinde işler, fabrikalarda makinalar, okullarda dersler durabilir.
Dolmuş olmasa, şehir halkının belki ancak yansı bir yerden bir yere zamanında gidebilecek, öbür yarısı ya evinde kalacak ya da Yenimahalle’den Bahçelievler’den, Kavaklıdere yahut Keçiören'den işine yürümek zorunda kalacaktır.
Bugün 15 kuruş, Bahçelievler - Kızılay yolculuğunun «resmî kur» üzerinden ücretidir. Ba yolculuğun gerçek değeri ise 30 kuruştur. Çünkü öğleyin işinden çıkan hiçbir memurun, evine yemeğe giderken, bir otobüs dolu geçtikten sonra ne zaman geleceği bllinmiyen ikinci bir otobüs beklemeğe vakti yoktur. İster istemez dolmuşa binip 30 kuruş verecektir.
Dairelerin açılış ve kapamş saatlerinde taşıtların dolu olması dünyanın her yerinde olağan sayılabilir. Ama dolu da olsa ihtiyacı karşılar.
Bizde ise otobüsler, yalnız dairelerin açılış ve kapanış saatlerinde değil, günün hemen her saatinde yolculardan birçoğunu alamıyacak kadar dolu artık... Nefes alınamıyacak kadar dolu.» Otobüs yolculuğu, «İşte verdiğin 15 kuruşun değeri budur» diye Ankaralının başına çalınan birşey olmuş, bir yerden bir yere gitmeyi bir işkence haline getirmiştir.
Harbin en sıkıntılı günlerinde bile otobüs yolculuğu belki bu kadar güç ve sıkıntılı değildi.
Yedek malzeme yok diye servisten otobüs mü çekilmiştir, Ankara’nın nüfusu artmış da eldeki otobüsler yetmez mi olmuştur? Bunlar, vatandaş olarak kendi vazifelerini yapan bir şehirliyi ilgilendirmez! Yedek parça yoksa yedek parçayı, otobüs yetmiyorsa otobüsü bulmak, belediyenin vazifesidir.
Eğer bu vazifesini yapamıyacaksa, Belediye, yapamıyacağım der, ve otobüs işletmeciliğinden vazgeçer. Hem otobüs işletmeciliğini belediye yapacak deyip hem de şehir halkını 2 misli ücretle «dolmuş» denen özel taşıtlarla yolculuk yapmağa mecbur bırakmak, doğru mudur?
Bir şehir halkının iş verimini arttırabilmek için, her şeyden önce, bir yerden bir yere vakit kaybetmeden gidebilmesi gerekir. Taşıt beklemek yüzünden her gün en az bir saatini otobüs yolculuklarında katlandığı eziyet yüzünden de çalışma gücünün büyük bir kısmını kaybeden bir şehir halkı, iş verimini bir seviyeden yukarı çıkartamaz.
Şehir içi otobüs servislerinin ihtiyacı karşılayabilir hale gelmesi, belki iktisadi güçlükler yüzünden mümkün olamıyordur ama, öte yandan da bir iktisadi zarurettir. Bu fasit daire bir yerinde kırılmalıdır!
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Dolmuş ve Belediye,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 25 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/481 ulaşıldı.