Işık Korkusu
Title:
Işık Korkusu
Source:
Ulus, "Günün Işığında", Sayı: 11733, s. 1
Date:
1955-08-22
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Text:
GÜNÜN Işığında
Isık korkusu
DÜNKÜ yazımızda, siyasetle ilgilenmeğe tenezzül etmedikleri için kendilerini bugünkü hürriyet mücadelesinin üstünde gören, ve bu mücadelede politikacıyı yalnız bırakan aydınlardan dert yanmıştık.
Fakat bunun istisnaları da vardır.
Üniversite öğretim kadrolarının bilhassa genç üyelerinden bazıları, son zamanlarda siyaset hayatımızda büyük bir boşluğu doldurmağa başlamışlardır. Partiler arasında mücadele konusu olan memleket meselelerini bilim ışığı ile aydınlatarak gerek iktidarın gerek muhalefet partilerinin bu meseleler üzerine daha anlayışlı bir şekilde eğilebilmeleri imkânını hazırlamağa, bir yandan da partiler arası mücadelenin hakemi durumunda olan halkı uyanık tutmağa çalışmaktadırlar.
Şimdi gazetelerde çıkan haberlerden, Hükümetin bu genç bilim adamlarına karşı bazı tedbirler düşündüğü anlaşılıyor.
İnönü bir konuşmasında, iktidar partisi temsilcilerine,
— Işıktan korkuyorsunuz!
demişti. Ve bütün iktidar partisi temsilcileri bu ithamı şiddetle reddetmişlerdi.
Eğer gazetelerde çıkan haberler doğru ise, eğer Hükümet, memleket meseleleriyle ilgilenmeği hem bir vatandaşlık borcu hemde bir meslekî vazife bilen genç bilim adamlarına karşı tedbirler almağı gerçekten düşünüyorsa, bu, ışıktan korkmanın en açık bir delili olacaktır.
Beğenmediği, gerçeklere uygun bulmadığı söz ve yazıları cevaplandırmakta büyük bir hassasiyet gösteren, ve bunun için başta radyo olmak üzere elindeki her imkânı kullanan iktidar, bildiğimiz kadar, bu bilim adamlarının kendilerini rahatsız ettiği anlaşılan yazılarından bir tekine bile cevap vermiş değildir.
Cevap veremediğini susturmak!... Haklı olduğunu ispat etmenin yolu bu olmasa gerektir.
Bir avuç aydın ki ne siyasi mücadelede taraf tutarlar, ne o mücadelede şu yahut bu tarafın üstün gelmesinden kendi hesaplarına bir çıkarları vardır. Hiç birinin mazisinde, onları doğru bildiklerini söylemekten alıkoyacak bağlantılar da yoktur.
Işıktan korkmıyan bir iktidar, böyle insanların memleket meseleleriyle ilgilenmesinden ancak sevinç duyardı.
Bunun yerine huzursuzluk duyup da onları susturabilmek için ekmekleriyle oynamak, çok yersiz bir tedbir olacaktır.
Ancak, belirli bir seviyeye ulaşmış insanlarda doğru bildiğini söyleme hürriyetinin ekmekten daha büyük bir ihtiyyaç haline gelebileceğinden, habersiz kimselerdir ki böyle bir tedbir almağı düşünebilirler.
İçinde doğru bildiğini söyleme ihtiyacı yer etmiş bir bilgin, en verimli seviyeye ulaşmış, gerçek ve yaratıcı bilgin hüviyetini kazanmış demektir.
Böyle insanları üniversiteden ayırmakla, onların kendilerine değil, ancak üniversitelere zarar verilmiş olur.
Bülent ECEVİT
Isık korkusu
DÜNKÜ yazımızda, siyasetle ilgilenmeğe tenezzül etmedikleri için kendilerini bugünkü hürriyet mücadelesinin üstünde gören, ve bu mücadelede politikacıyı yalnız bırakan aydınlardan dert yanmıştık.
Fakat bunun istisnaları da vardır.
Üniversite öğretim kadrolarının bilhassa genç üyelerinden bazıları, son zamanlarda siyaset hayatımızda büyük bir boşluğu doldurmağa başlamışlardır. Partiler arasında mücadele konusu olan memleket meselelerini bilim ışığı ile aydınlatarak gerek iktidarın gerek muhalefet partilerinin bu meseleler üzerine daha anlayışlı bir şekilde eğilebilmeleri imkânını hazırlamağa, bir yandan da partiler arası mücadelenin hakemi durumunda olan halkı uyanık tutmağa çalışmaktadırlar.
Şimdi gazetelerde çıkan haberlerden, Hükümetin bu genç bilim adamlarına karşı bazı tedbirler düşündüğü anlaşılıyor.
İnönü bir konuşmasında, iktidar partisi temsilcilerine,
— Işıktan korkuyorsunuz!
demişti. Ve bütün iktidar partisi temsilcileri bu ithamı şiddetle reddetmişlerdi.
Eğer gazetelerde çıkan haberler doğru ise, eğer Hükümet, memleket meseleleriyle ilgilenmeği hem bir vatandaşlık borcu hemde bir meslekî vazife bilen genç bilim adamlarına karşı tedbirler almağı gerçekten düşünüyorsa, bu, ışıktan korkmanın en açık bir delili olacaktır.
Beğenmediği, gerçeklere uygun bulmadığı söz ve yazıları cevaplandırmakta büyük bir hassasiyet gösteren, ve bunun için başta radyo olmak üzere elindeki her imkânı kullanan iktidar, bildiğimiz kadar, bu bilim adamlarının kendilerini rahatsız ettiği anlaşılan yazılarından bir tekine bile cevap vermiş değildir.
Cevap veremediğini susturmak!... Haklı olduğunu ispat etmenin yolu bu olmasa gerektir.
Bir avuç aydın ki ne siyasi mücadelede taraf tutarlar, ne o mücadelede şu yahut bu tarafın üstün gelmesinden kendi hesaplarına bir çıkarları vardır. Hiç birinin mazisinde, onları doğru bildiklerini söylemekten alıkoyacak bağlantılar da yoktur.
Işıktan korkmıyan bir iktidar, böyle insanların memleket meseleleriyle ilgilenmesinden ancak sevinç duyardı.
Bunun yerine huzursuzluk duyup da onları susturabilmek için ekmekleriyle oynamak, çok yersiz bir tedbir olacaktır.
Ancak, belirli bir seviyeye ulaşmış insanlarda doğru bildiğini söyleme hürriyetinin ekmekten daha büyük bir ihtiyyaç haline gelebileceğinden, habersiz kimselerdir ki böyle bir tedbir almağı düşünebilirler.
İçinde doğru bildiğini söyleme ihtiyacı yer etmiş bir bilgin, en verimli seviyeye ulaşmış, gerçek ve yaratıcı bilgin hüviyetini kazanmış demektir.
Böyle insanları üniversiteden ayırmakla, onların kendilerine değil, ancak üniversitelere zarar verilmiş olur.
Bülent ECEVİT
Collection
Citation
“Işık Korkusu,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/452.