Tesellisiz Baskı
Başlık:
Tesellisiz Baskı
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", Sayı: 11725, s. 1
Tarih:
1955-08-14
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Metin:
GÜNÜN Işığında
Tesellisiz baskı
BOLLUK içinde yaşıyan Arjantinliye bir Amerikalı gazeteci sorar:
-Bu kadar bolluk içinde olduğunuz halde siz de memleketinizdeki rejimden şikâyetçi misiniz?
Arjantinli zengin buna şu cevap verir:
Biz, hayat acılaştıkça kahvesine daha fazla şeker atan insanlar durumundayız!
Son yıllarda meydana gelmiş bir dil alışkanlığı ile başındaki rejimi Peron rejimine benzetmeyi âdet edinmiş bizler için böyle bir avunma yolu da yok. Bizim hem hayatımız hem kahvemiz acı.
Peron hiç değilse «descamidados» a (gömleksizler) gömlek giydirmiş... Bizlerse, hürriyetlerimizden kısılmak karşılığı refaha kavuşmuş olduğumuzu ancak temel atma törenlerindeki ve radyodaki bakan konuşmalarından duyuyoruz.
Zaten bir iktidarın, memlekete refah getirdiğine halkı inandırabilmek için bu kadar dil dökmeğe, refah olmadığından söz edenleri kanun dışı tedbirlerle susturmağa kendini mecbur hissetmesi de, içinde bulunduğumuz refahın, elle tutulmaz, gözle görülmez, ancak "cezbe" halindeki "vecd" halindeki iman sahiplerince varlığı anlaşılabilir bir refah olduğunu ortaya koyuyor.
Biz, böyle bir mistik sezgiden yoksun faniler, bugün müreffeh bir hayat sürdüğümüze ne kadar inanamıyorsak, bu idarenin Türkiye'ye yarın refah getirebileceğine inanmakta da o kadar güçlük çekiyoruz. Halkın refahını umumî rakamlarla ölçmek birşey ifade etmez. Eğer umumi rakamlar bir halkın refah içinde olduğunu isbata yetse idi, halkı sefaletten sürünen Ortadoğu şeyhlikleri bugün dünyanın en müreffeh memleketleri arasında sayılmak gerekirdi. Çünkü o şeyhliklerin yalnız petrolden gelirleri nüfuslarına nisbet edildikte bir çok ileri memleketlerin gelirini aşar.
Bizim hürriyetlerimizin iddia edildiği gibi refah karşılığında kısıldığına inanmak zordur.
Bizim hürriyetlerimiz, bir zamanlar olduğu gibi Türk toplumunu dünyanın ileri toplumlariyle bir seviyeye ulaştıracak devrimlerin memlekette kök salabilmesi için kısılmış değildir.
Bir idare ki halkı refah içinde olduğuna inandırıp iktidarda kalabilmenin tek yolunu, bunun aksini iddia edenlere baskı yapmakta görür, o idarenin kendi kendine inancı kalmamıştır.
Düzeltme: Bu sütunda çıkan dünkü yazıda, ikinci satırdaki «son birler», «onbirler» olacaktır. Son paragrafın ikinci satırında «özenen» kelimesi, «bzenen» diye çıkmıştır.
Bülent ECEVİT
Tesellisiz baskı
BOLLUK içinde yaşıyan Arjantinliye bir Amerikalı gazeteci sorar:
-Bu kadar bolluk içinde olduğunuz halde siz de memleketinizdeki rejimden şikâyetçi misiniz?
Arjantinli zengin buna şu cevap verir:
Biz, hayat acılaştıkça kahvesine daha fazla şeker atan insanlar durumundayız!
Son yıllarda meydana gelmiş bir dil alışkanlığı ile başındaki rejimi Peron rejimine benzetmeyi âdet edinmiş bizler için böyle bir avunma yolu da yok. Bizim hem hayatımız hem kahvemiz acı.
Peron hiç değilse «descamidados» a (gömleksizler) gömlek giydirmiş... Bizlerse, hürriyetlerimizden kısılmak karşılığı refaha kavuşmuş olduğumuzu ancak temel atma törenlerindeki ve radyodaki bakan konuşmalarından duyuyoruz.
Zaten bir iktidarın, memlekete refah getirdiğine halkı inandırabilmek için bu kadar dil dökmeğe, refah olmadığından söz edenleri kanun dışı tedbirlerle susturmağa kendini mecbur hissetmesi de, içinde bulunduğumuz refahın, elle tutulmaz, gözle görülmez, ancak "cezbe" halindeki "vecd" halindeki iman sahiplerince varlığı anlaşılabilir bir refah olduğunu ortaya koyuyor.
Biz, böyle bir mistik sezgiden yoksun faniler, bugün müreffeh bir hayat sürdüğümüze ne kadar inanamıyorsak, bu idarenin Türkiye'ye yarın refah getirebileceğine inanmakta da o kadar güçlük çekiyoruz. Halkın refahını umumî rakamlarla ölçmek birşey ifade etmez. Eğer umumi rakamlar bir halkın refah içinde olduğunu isbata yetse idi, halkı sefaletten sürünen Ortadoğu şeyhlikleri bugün dünyanın en müreffeh memleketleri arasında sayılmak gerekirdi. Çünkü o şeyhliklerin yalnız petrolden gelirleri nüfuslarına nisbet edildikte bir çok ileri memleketlerin gelirini aşar.
Bizim hürriyetlerimizin iddia edildiği gibi refah karşılığında kısıldığına inanmak zordur.
Bizim hürriyetlerimiz, bir zamanlar olduğu gibi Türk toplumunu dünyanın ileri toplumlariyle bir seviyeye ulaştıracak devrimlerin memlekette kök salabilmesi için kısılmış değildir.
Bir idare ki halkı refah içinde olduğuna inandırıp iktidarda kalabilmenin tek yolunu, bunun aksini iddia edenlere baskı yapmakta görür, o idarenin kendi kendine inancı kalmamıştır.
Düzeltme: Bu sütunda çıkan dünkü yazıda, ikinci satırdaki «son birler», «onbirler» olacaktır. Son paragrafın ikinci satırında «özenen» kelimesi, «bzenen» diye çıkmıştır.
Bülent ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Tesellisiz Baskı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/444 ulaşıldı.