Makul Muhalefete Örnek Veriyoruz
Title:
Makul Muhalefete Örnek Veriyoruz
Source:
Ulus, "Günün Işığında", Sayı: 11678, s. 1
Date:
1955-06-25
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Text:
GÜNÜN Işığında
Makul muhalefete örnek veriyoruz
İKTİSADİ gelişmemizde umit verici bir safhaya girdik. Gerçi bu gelişmesin tabii tezahürleri olan bazı sıkıntılar da yok değil.
Meselâ demirsizlikten bazı yerlerde yapı işleri, benzinsizlikten bazı yerlerde taşıtlar durdu.
Haziran sonuna geldik, yaz sebzeleri, yemişleri bi kaç yıl öncesinin turfandasından pahalı.
Zaman zaman ekmek bulunmaz, tuz bulunmaz oldu.
Çay, kahve, şeker gibi şeyler de bulunamamakla beraber, esasen su da olmadığı için bunlara pek lüzum kalmadı.
Bazı yerlerde şekerin karaborsa fiyatı 5 liraya çıkarak harbin son yıllarında eski iktidardan neler çekmiş olduğumuzu hafızamızda yeniden canlandırdı.
Şeker yahut çay dağıtılan yerlerden bazısında düzen sağlamak için polis biraz çop kullandı, itfaiye halkın üstüne biraz su sıktı.
Gazetelerde çıkan resmî istatistiklerden öğrendiğimize göre son 5 ay içinde yeniden 237 milyon liralık bir dış ticaret açığı verilmiş.
Dostumuz geçinen birkaç hayırsız memleketin tüccarları da birkaç yıllık borcumuz birikti diye bize ihracatı durdurdular.
Daha sayıp da yazıyı uzatmanın mânası yok. Hem zaten yerimiz buna müsait değil.
Fakat işte sıkıntılarımız aşağı yukarı bu gibi şeylerden ibaret.
Bunlara da sevine sevine katlanıyoruz.
Çünkü, duyduğumuza göre son zamanlarda sorumlu devlet adamlarımız, anti-demokratik kanunlar, seçim güvenliği, yargıç teminatı, basın hürlüğü gibi akademik konulardan yanlarında söz açanlara acır gibi bakıp, şimdi kendilerinin memlekette bir iktisadi mucize yaratmakla meşgul olduklarını söylüyorlarmış.
Yaratmakta oldukları bu iktisadi mucizenin milletçe hayranıyız.
Hele, milletin değilse bile, temsilcilerinin satınalma gücünde kaydedilen baş döndürucu yükseliş bu hayranlığımızı büsbütün artırmaktadır.
İktisadiyatımızın bu kadar mucizevi olması bir yana, demokrasimiz de son derece «tedrici» ve «makul» dür.
Durum yalnız bize böyle görünmüyor. Geçen gün iki Amerikalı senatörün Anadolu Ajansınca nakledilen sözleri, dünya efkârının da memleketimizdeki son iktisadi ve demokratik gelişmeleri hayranlıkla takibetmekte olduğuna en kesin bir delil sayılır.
Nitekim geçenlerde, Amerika'nın iktisadi gelişmemizi verimsiz ve tehlikeli bulduğu için 300 milyon dolarlık kredi isteğimizi reddettiğine dair uygunsuz bir haber yayınlayan en büyük Amerikan ajansı da tuttuğu bu hatalı yoldan dönmüş ve Amerika'nın, her ne kadar «bu isteği tamamiyle yerine getirmeğe muvaffak olamamışsa da Türkiye'nin gayeleri için en yakın bir sempati beslemekte (1) ve durumu daimî surette göz altında tutmakta» olduğunu Washingtondaki bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsüne atfen itiraf etmek zorunda kalmıştır.
Gerçi vaktiyle halkımız bugünkünden daha hafif bazı iktisadi sıkıntılara tahammül edemiyerek ilk fırsatta iktidarı devirmişti. Fakat itiraf etmeliyiz ki o zaman bu tahammülsüzlüğü göstermekte hakkı vardı. Çünkü şartlar değişikti: Korkunç bir dünya harbi sınırlarımızı sarmış, 2 milyona yakın vatan evlâdı silâh altına alınmıştı.
Bugün ise dünya sulh ve sükûn içindedir ve ordumuzun mevcudu azalmıştır.
Demokrasimiz ne kadar makulse, bu şartlar altında günümüzün iktisadi sıkıntılarına sevine sevine katlanmamız da şüphe yok ki bir o kadar makul ve üstümüze vazifedir.
En sıkıntılı durumlarımızda dahi bize mucizeler vaadedecek kadar cömert ve düşünceli idarecilerimize karşı bu, en azından bir şükran borcudur!
-----------
(1) — Zaten bize de krediden cok sempati lâzımdı!
Not:
Makul muhalefete örnek veriyoruz
İKTİSADİ gelişmemizde umit verici bir safhaya girdik. Gerçi bu gelişmesin tabii tezahürleri olan bazı sıkıntılar da yok değil.
Meselâ demirsizlikten bazı yerlerde yapı işleri, benzinsizlikten bazı yerlerde taşıtlar durdu.
Haziran sonuna geldik, yaz sebzeleri, yemişleri bi kaç yıl öncesinin turfandasından pahalı.
Zaman zaman ekmek bulunmaz, tuz bulunmaz oldu.
Çay, kahve, şeker gibi şeyler de bulunamamakla beraber, esasen su da olmadığı için bunlara pek lüzum kalmadı.
Bazı yerlerde şekerin karaborsa fiyatı 5 liraya çıkarak harbin son yıllarında eski iktidardan neler çekmiş olduğumuzu hafızamızda yeniden canlandırdı.
Şeker yahut çay dağıtılan yerlerden bazısında düzen sağlamak için polis biraz çop kullandı, itfaiye halkın üstüne biraz su sıktı.
Gazetelerde çıkan resmî istatistiklerden öğrendiğimize göre son 5 ay içinde yeniden 237 milyon liralık bir dış ticaret açığı verilmiş.
Dostumuz geçinen birkaç hayırsız memleketin tüccarları da birkaç yıllık borcumuz birikti diye bize ihracatı durdurdular.
Daha sayıp da yazıyı uzatmanın mânası yok. Hem zaten yerimiz buna müsait değil.
Fakat işte sıkıntılarımız aşağı yukarı bu gibi şeylerden ibaret.
Bunlara da sevine sevine katlanıyoruz.
Çünkü, duyduğumuza göre son zamanlarda sorumlu devlet adamlarımız, anti-demokratik kanunlar, seçim güvenliği, yargıç teminatı, basın hürlüğü gibi akademik konulardan yanlarında söz açanlara acır gibi bakıp, şimdi kendilerinin memlekette bir iktisadi mucize yaratmakla meşgul olduklarını söylüyorlarmış.
Yaratmakta oldukları bu iktisadi mucizenin milletçe hayranıyız.
Hele, milletin değilse bile, temsilcilerinin satınalma gücünde kaydedilen baş döndürucu yükseliş bu hayranlığımızı büsbütün artırmaktadır.
İktisadiyatımızın bu kadar mucizevi olması bir yana, demokrasimiz de son derece «tedrici» ve «makul» dür.
Durum yalnız bize böyle görünmüyor. Geçen gün iki Amerikalı senatörün Anadolu Ajansınca nakledilen sözleri, dünya efkârının da memleketimizdeki son iktisadi ve demokratik gelişmeleri hayranlıkla takibetmekte olduğuna en kesin bir delil sayılır.
Nitekim geçenlerde, Amerika'nın iktisadi gelişmemizi verimsiz ve tehlikeli bulduğu için 300 milyon dolarlık kredi isteğimizi reddettiğine dair uygunsuz bir haber yayınlayan en büyük Amerikan ajansı da tuttuğu bu hatalı yoldan dönmüş ve Amerika'nın, her ne kadar «bu isteği tamamiyle yerine getirmeğe muvaffak olamamışsa da Türkiye'nin gayeleri için en yakın bir sempati beslemekte (1) ve durumu daimî surette göz altında tutmakta» olduğunu Washingtondaki bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsüne atfen itiraf etmek zorunda kalmıştır.
Gerçi vaktiyle halkımız bugünkünden daha hafif bazı iktisadi sıkıntılara tahammül edemiyerek ilk fırsatta iktidarı devirmişti. Fakat itiraf etmeliyiz ki o zaman bu tahammülsüzlüğü göstermekte hakkı vardı. Çünkü şartlar değişikti: Korkunç bir dünya harbi sınırlarımızı sarmış, 2 milyona yakın vatan evlâdı silâh altına alınmıştı.
Bugün ise dünya sulh ve sükûn içindedir ve ordumuzun mevcudu azalmıştır.
Demokrasimiz ne kadar makulse, bu şartlar altında günümüzün iktisadi sıkıntılarına sevine sevine katlanmamız da şüphe yok ki bir o kadar makul ve üstümüze vazifedir.
En sıkıntılı durumlarımızda dahi bize mucizeler vaadedecek kadar cömert ve düşünceli idarecilerimize karşı bu, en azından bir şükran borcudur!
-----------
(1) — Zaten bize de krediden cok sempati lâzımdı!
Not:
Collection
Citation
“Makul Muhalefete Örnek Veriyoruz,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/397.