Ankara'nın İmarı: 4, "Müstakil" Ev Merakı
Title:
Ankara'nın İmarı: 4, "Müstakil" Ev Merakı
Source:
Ulus, "Günün Işığında", Sayı: 11674, s. 1
Date:
1955-06-21
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/29
Text:
GÜNÜN Işığında
Ankara'nın imarı 4:
«Müstakil» ev merakı
HAYALİNDE müstakil bir ev ve bahçe yaşatmıyan pek az olsa gerektir. Ankara'nın 30 yıllık gelişmesine hakim olan bazı şartlar da, ev yaptırabilecek durumda vatandaşların bu hayalini körüklemiştir.
Coğrafi durumu bakımından Ankara'nın yayılmaya müsait bulunması, şehir nüfusunda büyük bir yekûn tutan memurların kesesine ancak küçük evlerin elverişli olması, yüksek apartmanlara, yakın zamana kadar da kat mülkiyetine izin verilmesi, şehrimizde büyük ev inşaatını hızlandırmış, böylelikle Ankara, üzerinde kurula olduğu bozkıra yayıldıkça yayılmıştır.
Şehir nüfusundaki süratli artışa muvazi olarak merkezî bölgelerde arsa fiyatlarının süratle yükselmesi de, ev sahibi olmak istiyen dar gelirli vatandaşları merkezden uzak yerlerde ev yaptırmaya teşvik eden âmillerden biri olmuştur.
Birleşik Amerika ve Kanada gibi genç ve nüfus yoğunluğa düşük memleketlerde de halkın eğilimi, küçük müstakil evler yaptırıp şehir merkezlerinden uzağa, hattâ belediye sınırlarından dışarıya yayılmaktır.
Bu bakımdan, Ankara'deki gelişmenin, çağımızın genç ve ileri memleketlerindeki gelişmeye muvazi bir syir takibettiği düşünülebilir. Fakat, o mmleketlerle Türkiye'nin sosyal ve ekonomik şartları arasındaki ayrılıklar göz önüne getirildiği zaman, Birlerik Amerika ve Kanada için hayırlı sayılabilecek bir gelişmenin bizim bünyemize mutlaka uyması gerekmediğini de teslim etmek zorunda kalırız.
Yeni dünyanın bu iki müreffeh memleketinde fertlerin ortalama gelir seviyesi bizdekiyle kıyaslanamıyacak kadar yüksektir. O bakımdan, bu memleketlerde müstakil ev ve bahçeler gerçekten müstakil olabilmekte, evler geniş aralıklarla biribirlerinden ayrıldıkları için görüş sahaları da geniş ve çevreleri ferah kalabilmektedir.
Bizde ise orta gelirli vatandaşların geçim durumu büyük arsalar ortasında ev yaptırmaya elvermediği için, evler, şehir dışında bile küçük bahçeli, sıkışık, biribirleriyle iç içe olmaktadırlar. Bugün meselâ Bahçelievler'de yahut Yenimahalle'de «müstakil» denilen evlerin ne çevreleri Yenişehir'deki apartmanlarınkinden daha ferah ne de görüş sahaları daha geniştir. Üstelik tek daireli ev yaptırmak iktisadi olmadığı için «müstakil» evlerden çoğu 2-3 daireli yaptırılmaktadır. «Müstakil» ev ve bahçe sahibi olma hayaliyle girişilen teşebbüsler bu bakımdan da neticesiz kalmış olmaktadır.
Kaldı ki müstakil evlerin Amerika'daki geniş aralıklarla çevresine yaılması bizde zaten pratik olmazdı. Çünkü, hemen her Amerikalı ve Kanadalı için ayak kadar tabiî bir hale gelmiş ve mesafeyi önemsiz hale getirmiş olan otomobil bizde henüz lükstür ve daha çok uzun zaman da lüks olarak kalacaktır. Amerika'nın bir küçük şehrindeki kadar otomobil bugün bütün Türkiye'de yoktur. şehirlerin yol, otobüs, elektrik,
Öte yandan, süratle yayılan havagazı, kanalizasyon, temizlik, ağaçlandırma gibi zaruri ihtiyaçların, gereken sürat ve yeterlikle karşılamıya belediyelerimizin imkânları elvermemektedir.
Amerika'da, belediyelerin sorumluluk bölgesi dışında kalan inkişaf sahalarında halk, bu gibi medeni ve zaruri ihtiyaçlardan pek çoğunu kendi karşılar. Bizde ise banu yapmıya halkımızın ne gelir durumu ne de henüz gelişmemiş olan toplum şuuru elverişlidir.
Gene Amerika'da, küçük esnaf günden güne ortadan kalkıp onların yerini bütün memlekete yaygın büyük satış müesseseleri almaktadır. Bir şehrin merkezden uzağında yahut belediye sınırları dışında yeni bir mahalle kurulduğu zaman, bu büyük satış müesseseleri, ilk fırsatta o mahallelerde de şubeler açmakta, böylelikle şehir merkezlerinden uzakta yaşıyan halka, hemen bütün istihlâk maddeleri, fazla el değiştirip fiyatları yükselmeksizin ulaştırılmış olmaktadır.
Bütün bunların sonucu olarak, Birleşik Amerika ve Kanada'da, şehir merkezlerinden uzakta yaşıyanlar şehir merkezinde yaşamanın hemen bütün avantajlarına sahip olabildikleri gibi, tabiattan, açık ve temiz havadan ve göz doyurucu manzaradan da şehir merkezinde yaşıyanlara kıyasla çok daha fazla faydalanabilmektedirler.
Bizim memleketimizde, küçük «müstakil» ev inşaatına hız verip şehir merkezinden uzağa yayılmanın bu gibi kolaylık ve avantajlarından, görülüyor ki hiçbiri yoktur; üstelik böyle bir gelişme belediye hizmetlerinin aksamasından, şehirliler için medenî yaşama şartları sağlanmasını güçleştirmekten, hattâ geçimi zorlaştırmaktan başka bir sonuç vermemektedir.
Bülent ECEVİT
Düzeltme: Dünkü yazımızda üçüncü sütununun 2 nci paragrafında satırlar karışmıştır. Bu paragrafın doğru şekli söyledir:
«Fakat bir kısım vatandaşların medeni evlerde yaşıyamıyacak kadar yoksul olması kadar, medenî evlerde yaşama ihtiyacını, duyamıyacak derecede medeniyetten uzak olması da, sorumluluğunu bilen bir devlet idaresine bir takım vazifeler yüklese gerektir.
Ankara'nın imarı 4:
«Müstakil» ev merakı
HAYALİNDE müstakil bir ev ve bahçe yaşatmıyan pek az olsa gerektir. Ankara'nın 30 yıllık gelişmesine hakim olan bazı şartlar da, ev yaptırabilecek durumda vatandaşların bu hayalini körüklemiştir.
Coğrafi durumu bakımından Ankara'nın yayılmaya müsait bulunması, şehir nüfusunda büyük bir yekûn tutan memurların kesesine ancak küçük evlerin elverişli olması, yüksek apartmanlara, yakın zamana kadar da kat mülkiyetine izin verilmesi, şehrimizde büyük ev inşaatını hızlandırmış, böylelikle Ankara, üzerinde kurula olduğu bozkıra yayıldıkça yayılmıştır.
Şehir nüfusundaki süratli artışa muvazi olarak merkezî bölgelerde arsa fiyatlarının süratle yükselmesi de, ev sahibi olmak istiyen dar gelirli vatandaşları merkezden uzak yerlerde ev yaptırmaya teşvik eden âmillerden biri olmuştur.
Birleşik Amerika ve Kanada gibi genç ve nüfus yoğunluğa düşük memleketlerde de halkın eğilimi, küçük müstakil evler yaptırıp şehir merkezlerinden uzağa, hattâ belediye sınırlarından dışarıya yayılmaktır.
Bu bakımdan, Ankara'deki gelişmenin, çağımızın genç ve ileri memleketlerindeki gelişmeye muvazi bir syir takibettiği düşünülebilir. Fakat, o mmleketlerle Türkiye'nin sosyal ve ekonomik şartları arasındaki ayrılıklar göz önüne getirildiği zaman, Birlerik Amerika ve Kanada için hayırlı sayılabilecek bir gelişmenin bizim bünyemize mutlaka uyması gerekmediğini de teslim etmek zorunda kalırız.
Yeni dünyanın bu iki müreffeh memleketinde fertlerin ortalama gelir seviyesi bizdekiyle kıyaslanamıyacak kadar yüksektir. O bakımdan, bu memleketlerde müstakil ev ve bahçeler gerçekten müstakil olabilmekte, evler geniş aralıklarla biribirlerinden ayrıldıkları için görüş sahaları da geniş ve çevreleri ferah kalabilmektedir.
Bizde ise orta gelirli vatandaşların geçim durumu büyük arsalar ortasında ev yaptırmaya elvermediği için, evler, şehir dışında bile küçük bahçeli, sıkışık, biribirleriyle iç içe olmaktadırlar. Bugün meselâ Bahçelievler'de yahut Yenimahalle'de «müstakil» denilen evlerin ne çevreleri Yenişehir'deki apartmanlarınkinden daha ferah ne de görüş sahaları daha geniştir. Üstelik tek daireli ev yaptırmak iktisadi olmadığı için «müstakil» evlerden çoğu 2-3 daireli yaptırılmaktadır. «Müstakil» ev ve bahçe sahibi olma hayaliyle girişilen teşebbüsler bu bakımdan da neticesiz kalmış olmaktadır.
Kaldı ki müstakil evlerin Amerika'daki geniş aralıklarla çevresine yaılması bizde zaten pratik olmazdı. Çünkü, hemen her Amerikalı ve Kanadalı için ayak kadar tabiî bir hale gelmiş ve mesafeyi önemsiz hale getirmiş olan otomobil bizde henüz lükstür ve daha çok uzun zaman da lüks olarak kalacaktır. Amerika'nın bir küçük şehrindeki kadar otomobil bugün bütün Türkiye'de yoktur. şehirlerin yol, otobüs, elektrik,
Öte yandan, süratle yayılan havagazı, kanalizasyon, temizlik, ağaçlandırma gibi zaruri ihtiyaçların, gereken sürat ve yeterlikle karşılamıya belediyelerimizin imkânları elvermemektedir.
Amerika'da, belediyelerin sorumluluk bölgesi dışında kalan inkişaf sahalarında halk, bu gibi medeni ve zaruri ihtiyaçlardan pek çoğunu kendi karşılar. Bizde ise banu yapmıya halkımızın ne gelir durumu ne de henüz gelişmemiş olan toplum şuuru elverişlidir.
Gene Amerika'da, küçük esnaf günden güne ortadan kalkıp onların yerini bütün memlekete yaygın büyük satış müesseseleri almaktadır. Bir şehrin merkezden uzağında yahut belediye sınırları dışında yeni bir mahalle kurulduğu zaman, bu büyük satış müesseseleri, ilk fırsatta o mahallelerde de şubeler açmakta, böylelikle şehir merkezlerinden uzakta yaşıyan halka, hemen bütün istihlâk maddeleri, fazla el değiştirip fiyatları yükselmeksizin ulaştırılmış olmaktadır.
Bütün bunların sonucu olarak, Birleşik Amerika ve Kanada'da, şehir merkezlerinden uzakta yaşıyanlar şehir merkezinde yaşamanın hemen bütün avantajlarına sahip olabildikleri gibi, tabiattan, açık ve temiz havadan ve göz doyurucu manzaradan da şehir merkezinde yaşıyanlara kıyasla çok daha fazla faydalanabilmektedirler.
Bizim memleketimizde, küçük «müstakil» ev inşaatına hız verip şehir merkezinden uzağa yayılmanın bu gibi kolaylık ve avantajlarından, görülüyor ki hiçbiri yoktur; üstelik böyle bir gelişme belediye hizmetlerinin aksamasından, şehirliler için medenî yaşama şartları sağlanmasını güçleştirmekten, hattâ geçimi zorlaştırmaktan başka bir sonuç vermemektedir.
Bülent ECEVİT
Düzeltme: Dünkü yazımızda üçüncü sütununun 2 nci paragrafında satırlar karışmıştır. Bu paragrafın doğru şekli söyledir:
«Fakat bir kısım vatandaşların medeni evlerde yaşıyamıyacak kadar yoksul olması kadar, medenî evlerde yaşama ihtiyacını, duyamıyacak derecede medeniyetten uzak olması da, sorumluluğunu bilen bir devlet idaresine bir takım vazifeler yüklese gerektir.
Collection
Citation
“Ankara'nın İmarı: 4, "Müstakil" Ev Merakı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/393.