Ankara'nın İmarı: 5, "Müstakil" Evlerden Blok Apartmanlara

Başlık: 
Ankara'nın İmarı: 5, "Müstakil" Evlerden Blok Apartmanlara 
Kaynak: 
Ulus, "Günün Işığında", Sayı: 11675, s. 1 
Tarih: 
1955-06-22 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/29 
Metin: 
GÜNÜN Işığında

Ankara'nın imarı : 5

"Müstakil" evden blok apartmanlara

DÜNKÜ yazımızda izaha çalıştığımız gibi, Ankaralıların küçük ve müstakil ev yaptırmaya olan eğilimi, şehrin, belediye hizmetlerini aksatacak, bazan ifa edilemez hale getirecek kadar yayılmasına sebep olduğu gibi, halkamızın ortalama gelir seviyesindeki düşüklük yüzünden bu evlerde, şehir dışındaki müstakil evlerden beklenen avantajların hiç biri de sağlanamamaktadır.

«Müstakil» diye kendimizi aldattığımız, fakat aslında müstakil ev evsafını haiz olmıyan tarzda ev inşaatına rağbet gösterilmesindeki âmillerden biri, yüksek apartmanlara izin verilmemesi, biri de yakın zamana kadar kat mülkiyeti olmaması idi.

Şimdi kat mülkiyetine imkân verilmekle bu âmillerden biri ortadan kalkmıştır.

Geçen çarşamba günü Millî Kütüphanede verilen izahattan öğrendiğimize göre, Ankara'nın imarı için kabul edilen projenin sahipleri Bay Raşit Uybadın'la Bay Nihat Yücel, bazı bölgelerde 8 - 10 katlı apartmanlar yapılmasına da izin verilmesini istemişlerdir.

Genç ve değerli mimarlarımızın bu tavsiyesine bir an önce uyulmakla, Ankara'nın düşmekte olduğu çıkmazdan kurtarılması çok kolaylaşmış olacaktır.

Yüksek apartmanların gayrı sıhhî yönleri olsa bile bunlar, apartmanların arası açılmak, üzerlerinde apartman bulunacak caddeler yeteri kadar geniş tutulmak suretiyle kolayca önlenebilir.

Bugün, güya «müstakil» Ankara evlerinden meselâ 100 ünün sıkışık olarak inşa edilmiş olduğu bir sahanın belki dörtte biri kadar bir sahada 100 daireli büyük bir apartman yaptırılıp çevresi yeşillik olarak boş bırakılsa, hem arsadan geniş ölçüde iktisat edilmiş hem de bütün dairelere, şimdiki «müstakil» evlere kıyasla çok daha geniş bir görüş sahası bırakılmış ve kat sahipleri manzara, temiz hava ve güneşten daha bol faydalanma imkânına kavuşmuş olurdu.

Üstelik bu yol tutulmakla şehrin fazla yayılması önleneceği için belediye hizmetleri, inşaat sayısı azalacağı için de yeni inşaatın estetik bakımdan kontrolü kolaylaşmış olacaktır.

Ayrıca, kooperatifler yoluyla yaptırılacak blok apartmanlarda, istenirse ısıtma, hattâ servis, çamaşır yıkatma ve yemek gibi ihtiyaçların müştereken karşılanması imkânları elde edilmiş olacağı için ev idaresi giderleri de geniş ölçüde kısılabilecektir.

Bu avantajlar gözününde tutularak, gerek belediye gerek inşaat için kredi veren müesseseler, yapı kooperatiflerini artık «müstakil» evler yerine blok apartmanlar yaptırmaya teşvik etmelidirler.

Cumartesi ve pazar günleri çıkan yazılarımızda temas ettiğimiz gecekondu derdini halletmek için de tek çarenin, imar projesi müellifleri tarafından tavsiye edildiği gibi, blok apartmanlar yaptırmak olduğuna inanıyoruz. Fakat bunun, gecekondularda oturan vatandaşlardan değil, ancak idarî makamlardan beklenebileceği aşikârdır. Devlet yahut belediyeler, medeni memleketlerdeki örnekleri gözönünde tutarak, az gelirli vatandaşı ev sahibi kılmak için kendilerine bir mesken politikası çizmeyi başlıca vazifeleri arasında saymalıdırlar.

Gecekondularda yaşıyanlar için belediye yahut doğrudan doğruya devlet yardımiyle yaptırılacak blok apartmanlar, yalnız bir iskân meselesinin değil, aynı zamanda bir eğitim meslesinin de hallini kolaylaştırmış, yoksul halka medenî ve sıhhî şartlar altında yaşamayı en kestirme bir yoldan öğretme imkânını sağlamış olacaktır.

Bu konuda bundan birkaç ay önce çıkan bir yazımızda da (1) belirtmiş olduğumuz gibi, İkinci Dünya Harbinden sonra İngiltere'de az gelirli halk için blok apartmanlar inşasına hız verildiği sırada, «orta tabaka» ya mensup insanlardan bir kısmı, her türlü konforu haiz bu apartmanlara yerleştirilen az gelirli ve görgüsüz insanların banyo küvetlerine kömür doldurduklarını söyler, İşçi Partisi'nin mesken politikasını bu şekilde gözden düşürmeye çalışılardı.

Fakat, 8 - 10 yıl önceye kadar banyo küvetinin ne işe yaradığını bilemeyip ona kömür dolduran bu insanlar için şimdi banyo küveti, bir zamanlar kendileriyle alay eden «orta tabaka» mensupları için olduğu kadar tabiî bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Bülent ECEVİT

-----------

(1) — «Ankara Kalesinin burcunda» — «Halkçı» — 5 Nisan 1955 — S. 3. 

Dosyalar

1955.06.22.jpg
1955.06.22_B.jpg
1955.06.22_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Ankara'nın İmarı: 5, "Müstakil" Evlerden Blok Apartmanlara,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 29 Mart 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/394 ulaşıldı.