İhsan Cemal Karaburçak
Title:
İhsan Cemal Karaburçak
Source:
Ulus, "Sanat Köşesi"
Date:
1953-03-23
Location:
Rahşan Ecevit Arşivi
Text:
SANAT KÖŞESİ
RESİM:
İhsan Cemal Karaburçak
Ergin bir yaşta, olgun bir sanat kültürü ve anlayışı ile profesyonel ressamlar arasına geçen İhsan Cemal Karaburçak’ın, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinde açılan son sergisinden, sağlam adımlarla ilerlemekte olduğu görülüyor.
Geçen yılki sergisi için yazdığımız yazıda da (Ulus, 13. 4. 1952) belirtmiş olduğumuz gibi, İ.C. Karaburçak, etki altında kalmaksızın çalışan sayılı ressamlarımızdandır. Batmm resim anlayışı içinde kendi başına bir araştırmacıdır. Birkaç yıldır Ankara'da açtığı sergilerinde tutmuş olduğu görülen yoldan ayrılmaksızın derinleşmektedir..
İ.C. Karaburçak’ın özelliklerinden biri, ışık kullanmamasıdır. Resimlerinde nötr bir ışık olduğu bile söylenemez; olsa olsa, nötr bir ışıksızlık var, denebilir. Hiçbir renk, ve şekiller üzerinde hiçbir renk etkisi, ışığa göre değerlendirilmemektedir. Işık olmadığı için gölge de yoktur.
Böylece, renkler soyutlaşmış (mücerretleşmiş) olmaktadır. Bu bakımdan, Karaburçak’ın resimleri soyut resim sayılabilir. Gerçi resimlerinde doğaya (tabiata) uygun şekiller vardır. Ama bunlar da anlamlarından az çok soyulmuş şekillerdir. Bir başka deyimle, ressam şekillere değil, şekiller ressamın kompozisyon gerekçelerine uymaktadır.
Yalnız, Karaburçak, insan karşısında değişiyor. Belki de insanı anlamından soymaya eli varmıyordur. Hümanist bir görüşle bakınca bunu övmek, plâstik ölçülere vurunca da bîr tenakuz saymak gerekir.
12 sayılı resmindeki kadın portresini, tülü andıran benekli bir yüzey altında yitirmek istemiş ama, gene de büsbütün kıyamamış: O tül altında insan yüzü, bütün gerçekliğiyle yaşıyor.
İhsan Cemal Karaburçak, resimlerinde en çok renge dayanıyor. Gerçi birkaç resminde (en çok 2, 9, 11, 22, 35 sayılılarda) şekilleri sınırlandırmak, bir kaçında da (3 ve 10 sayılılarda) resme hareket katmak için çizgiden faydalanmıştır. Ama bunlar azınlıkta. Karaburçak, henüz, resimlerinde çizgiye bir görev verip vermiyeceği, verecekse bu görevin ne olacağı üzerinde bir kesin karara varmamış görünüyor. Geçen yıl gördüğümüz bir resminde de çizgi, şekillere aydınlık katmaya yarıyordu.
Karaburçak, renkte tam bir ustalığa varmıştır. Birçok çağdaş ressamlar gibi, rengi, dekoratif bir unsur olarak kullanmaması, onu, bütün kuvvetiyle renge dayandığı halde, sathî bir ressam olmaktan kurtarmaktadır. Renkleri saf olarak kullanmak gibi bir kaygısı yoktur. Karaburçak’ta renk, başlıca hayat unsuru olduğu için, girift bir düzenle kullanılmaktadır. Karaburçak’ın dünyası, toprak, hava, su ve ateşten, yahut atomlardan değil, renkten kurulmuş bir dünyadır. Onun resimlerinde, doğadaki her varlık, ve bütün düzen, renkten olmuştur.
Ankara’daki son sergisinin, memleketimizde şimdiye kadar açılan en başarılı resim sergilerinden biri olduğunu çekinmeksizin söyliyebiliriz.
Bülent ECEVİT
RESİM:
İhsan Cemal Karaburçak
Ergin bir yaşta, olgun bir sanat kültürü ve anlayışı ile profesyonel ressamlar arasına geçen İhsan Cemal Karaburçak’ın, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinde açılan son sergisinden, sağlam adımlarla ilerlemekte olduğu görülüyor.
Geçen yılki sergisi için yazdığımız yazıda da (Ulus, 13. 4. 1952) belirtmiş olduğumuz gibi, İ.C. Karaburçak, etki altında kalmaksızın çalışan sayılı ressamlarımızdandır. Batmm resim anlayışı içinde kendi başına bir araştırmacıdır. Birkaç yıldır Ankara'da açtığı sergilerinde tutmuş olduğu görülen yoldan ayrılmaksızın derinleşmektedir..
İ.C. Karaburçak’ın özelliklerinden biri, ışık kullanmamasıdır. Resimlerinde nötr bir ışık olduğu bile söylenemez; olsa olsa, nötr bir ışıksızlık var, denebilir. Hiçbir renk, ve şekiller üzerinde hiçbir renk etkisi, ışığa göre değerlendirilmemektedir. Işık olmadığı için gölge de yoktur.
Böylece, renkler soyutlaşmış (mücerretleşmiş) olmaktadır. Bu bakımdan, Karaburçak’ın resimleri soyut resim sayılabilir. Gerçi resimlerinde doğaya (tabiata) uygun şekiller vardır. Ama bunlar da anlamlarından az çok soyulmuş şekillerdir. Bir başka deyimle, ressam şekillere değil, şekiller ressamın kompozisyon gerekçelerine uymaktadır.
Yalnız, Karaburçak, insan karşısında değişiyor. Belki de insanı anlamından soymaya eli varmıyordur. Hümanist bir görüşle bakınca bunu övmek, plâstik ölçülere vurunca da bîr tenakuz saymak gerekir.
12 sayılı resmindeki kadın portresini, tülü andıran benekli bir yüzey altında yitirmek istemiş ama, gene de büsbütün kıyamamış: O tül altında insan yüzü, bütün gerçekliğiyle yaşıyor.
İhsan Cemal Karaburçak, resimlerinde en çok renge dayanıyor. Gerçi birkaç resminde (en çok 2, 9, 11, 22, 35 sayılılarda) şekilleri sınırlandırmak, bir kaçında da (3 ve 10 sayılılarda) resme hareket katmak için çizgiden faydalanmıştır. Ama bunlar azınlıkta. Karaburçak, henüz, resimlerinde çizgiye bir görev verip vermiyeceği, verecekse bu görevin ne olacağı üzerinde bir kesin karara varmamış görünüyor. Geçen yıl gördüğümüz bir resminde de çizgi, şekillere aydınlık katmaya yarıyordu.
Karaburçak, renkte tam bir ustalığa varmıştır. Birçok çağdaş ressamlar gibi, rengi, dekoratif bir unsur olarak kullanmaması, onu, bütün kuvvetiyle renge dayandığı halde, sathî bir ressam olmaktan kurtarmaktadır. Renkleri saf olarak kullanmak gibi bir kaygısı yoktur. Karaburçak’ta renk, başlıca hayat unsuru olduğu için, girift bir düzenle kullanılmaktadır. Karaburçak’ın dünyası, toprak, hava, su ve ateşten, yahut atomlardan değil, renkten kurulmuş bir dünyadır. Onun resimlerinde, doğadaki her varlık, ve bütün düzen, renkten olmuştur.
Ankara’daki son sergisinin, memleketimizde şimdiye kadar açılan en başarılı resim sergilerinden biri olduğunu çekinmeksizin söyliyebiliriz.
Bülent ECEVİT
Collection
Citation
“İhsan Cemal Karaburçak,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed December 30, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/373.