Mesut Erdem
Title:
Mesut Erdem
Source:
Ulus, s. 5
Date:
1952-03-14
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/20
Text:
Resim:
Mesut Erdem
Bülent ECEVİT
Mesut Erdem'in üç resmini, geçen yıl, Onikinci Devlet Resim ve Heykel Sergisinde görmüştük. Başka vesilelerle de eserlerini teşhir etmiş miydi, bilmiyorum. Fakat, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesindeki sergisi, kendi başına açtığı ilk sergi olsa gerek!
Geçen yıldan hatırda kalan üç tabloşu insanı biraz hazırlıklı kılsa bile, Mesut Erdem'in sergisine ilk girince, bir şaşkınlık, daha
doğrusu bir yabancılık duymamak elden gelmiyor. Şimdiye kadar hemen belli başlı bütün ressamlarımızın bize Fransız havasını getirmesine öylesine alışmış, bunu öyle tabiî karşılar olmuşuz ki o havayı taşıyan Türk resimleri sanki öz be öz yerli imiş de gerisi yabancıymış gibi geliyor artık bize. Acıklı ama, böyle!
Mesut Erdem'in resimleri de Fransız yerine italyan havası getirdiği için olacak, insana öyle bir yabancılık duygusu veriyor.
Ama, modern italyan resmini pek az tanısak da, aklımıza Modigliani geliyor, onun etkisi altında gelişen İtalyan okullarından örnekler geliyor, ve çok geçmeden resimlerle aramızda bir bağ kurup serginin atmosferini teneffüse kendimizi alıştırabiliyoruz.
Modern İtalyan resminin görebilmiş olduğumuz bazı örneklerinde rastlanan donuk, silik yeşiller; sıcak fakat hüzünlü turuncular; ve o turuncuların ışığı altında yanar gibi olmuş siyahlar, Mesut Eerdem'in de resimlerine hakim.
Bu renkleri İtalya'dan alınmış konularda tabiî karşılıyoruz da kendi manzaralarımızda, kendi enteryörlerimizde görünce yadırgıyoruz. Bu renkler bize gerçekten mi yabancı, yoksa kendi yurdumuzun renklerini Fransız gözlükleriyle görmeye çok alışmışız da ondan mı bize öyle geliyor, buna kesin bir cevap verebilecek kadar objektif olmak bizim için artık öyle güçlesmiş ki!
Mesut Erdem'in resimlerinde, derecesini tayine bilgimizin elvermediği italyan etkisi ne kadar fazla olursa olsun, bu resimlerin bir şahsiyet taşıdığına da inanıyor insan.
Her şeyden önce Mesut Erdem'in desenleri kuvvetli. Büyük bir çizgi ekonomisiyle çok şey verebiliyor. Bu, resimleri basitleştirmeyen, sathîleştirmeyen, aksine, onlara sadelik içinde derin bir ruh katan bir çizgi ekonomisi.. Desenlerindeki bu kuvvet, ressamın yağlıboya tablolarında da kendini gösteriyor. Yağlıboya resimlerde desenin renkten daha çok göze çarpması bizde ender rastlanan bir şey olduğu için, bu bakımdan Mesut Erdem resmimize faydalı bir contribution'da bulunmuş sayılabilir.
Mesut Erdem'in resimlerinde desen kuvvetini sağlam bir anatomi bilgisi tamamlıyor. Ressamın anatomiyi rahatça, en muhafazakârlara bile tatlı gelebilir bir şekilde deformer edebilecek kadar ona hakim olduğu görülüyor.
Resimlerin havasından olduğu kadar adlarında da, Mesut Erdem'in şair mizaçlı, derin duyan bir sanatçı olduğunu anlıyoruz.
Resimlerinde hem insanı tesîri altına alıveren bir melankoli, hem de duygulu bir hayat sevgisinin bu melankoliye kattığı sükûn ve huzur var.
Mesut Erdem
Bülent ECEVİT
Mesut Erdem'in üç resmini, geçen yıl, Onikinci Devlet Resim ve Heykel Sergisinde görmüştük. Başka vesilelerle de eserlerini teşhir etmiş miydi, bilmiyorum. Fakat, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesindeki sergisi, kendi başına açtığı ilk sergi olsa gerek!
Geçen yıldan hatırda kalan üç tabloşu insanı biraz hazırlıklı kılsa bile, Mesut Erdem'in sergisine ilk girince, bir şaşkınlık, daha
doğrusu bir yabancılık duymamak elden gelmiyor. Şimdiye kadar hemen belli başlı bütün ressamlarımızın bize Fransız havasını getirmesine öylesine alışmış, bunu öyle tabiî karşılar olmuşuz ki o havayı taşıyan Türk resimleri sanki öz be öz yerli imiş de gerisi yabancıymış gibi geliyor artık bize. Acıklı ama, böyle!
Mesut Erdem'in resimleri de Fransız yerine italyan havası getirdiği için olacak, insana öyle bir yabancılık duygusu veriyor.
Ama, modern italyan resmini pek az tanısak da, aklımıza Modigliani geliyor, onun etkisi altında gelişen İtalyan okullarından örnekler geliyor, ve çok geçmeden resimlerle aramızda bir bağ kurup serginin atmosferini teneffüse kendimizi alıştırabiliyoruz.
Modern İtalyan resminin görebilmiş olduğumuz bazı örneklerinde rastlanan donuk, silik yeşiller; sıcak fakat hüzünlü turuncular; ve o turuncuların ışığı altında yanar gibi olmuş siyahlar, Mesut Eerdem'in de resimlerine hakim.
Bu renkleri İtalya'dan alınmış konularda tabiî karşılıyoruz da kendi manzaralarımızda, kendi enteryörlerimizde görünce yadırgıyoruz. Bu renkler bize gerçekten mi yabancı, yoksa kendi yurdumuzun renklerini Fransız gözlükleriyle görmeye çok alışmışız da ondan mı bize öyle geliyor, buna kesin bir cevap verebilecek kadar objektif olmak bizim için artık öyle güçlesmiş ki!
Mesut Erdem'in resimlerinde, derecesini tayine bilgimizin elvermediği italyan etkisi ne kadar fazla olursa olsun, bu resimlerin bir şahsiyet taşıdığına da inanıyor insan.
Her şeyden önce Mesut Erdem'in desenleri kuvvetli. Büyük bir çizgi ekonomisiyle çok şey verebiliyor. Bu, resimleri basitleştirmeyen, sathîleştirmeyen, aksine, onlara sadelik içinde derin bir ruh katan bir çizgi ekonomisi.. Desenlerindeki bu kuvvet, ressamın yağlıboya tablolarında da kendini gösteriyor. Yağlıboya resimlerde desenin renkten daha çok göze çarpması bizde ender rastlanan bir şey olduğu için, bu bakımdan Mesut Erdem resmimize faydalı bir contribution'da bulunmuş sayılabilir.
Mesut Erdem'in resimlerinde desen kuvvetini sağlam bir anatomi bilgisi tamamlıyor. Ressamın anatomiyi rahatça, en muhafazakârlara bile tatlı gelebilir bir şekilde deformer edebilecek kadar ona hakim olduğu görülüyor.
Resimlerin havasından olduğu kadar adlarında da, Mesut Erdem'in şair mizaçlı, derin duyan bir sanatçı olduğunu anlıyoruz.
Resimlerinde hem insanı tesîri altına alıveren bir melankoli, hem de duygulu bir hayat sevgisinin bu melankoliye kattığı sükûn ve huzur var.
Collection
Citation
“Mesut Erdem,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed December 21, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/353.