Sularınız Nasıl?
Başlık:
Sularınız Nasıl?
Kaynak:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1954-09-11
Lokasyon:
Milli Kütüphane
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
«Sularınız nasıl?»
İngiltere'de insanların en büyük derdi hava olduğu için birbirlerinin hatırını havadan bahsederek sorarlar;
- Günaydın efendim, hava bugün ne güzel! Yahut,
- Günaydın efendim, ne kötü hava! diye selâmlaşırlar.
Bizde ise aile müessesesi çok kuvvetli olduğu için, çoluk çocuktan bahsederek hatır sormak âdetti.
Fakat şimdi İstanbul'da bu âdetin değişmeye başladığını gördüm.
İşte İstanbulluların en son hatır sorma şekline bir örnek:
— Merhaba Mahmud efendi, sularınız nasıl?
— Merhabaa Ali efendi, bizimkiler bugün de akmadı, ya sizinkiler? Herhâlde çok geçmeden bunu,
— Allah suyunuzu arttırsın!
— Allah musluklarınıza su versin! gibi dostça dilekler ve,
— Muslukları kuruyası!
— Musluklarının suyu keşilesi!. gibi beddualar da takib edecektir. İstanbul'a vardığımın ertesi günü evde,
— Bu sabah su gelmemiş diyecek oldum, âdeta şaşırdılar:
— Dün gelmişti ya, dedi.. bugün gelmez elbette!
[...] bir şiirinde, uğurlu bir albatrosu öldürdüğü için işkence çeken bir gemiciyi anlatır. Bu gemici ıssız bir okyanustaki bir gemide tek başına ve susuz kalır ve der ki:
«Dört yanım suyla çevrili
İçecek bir damla su yok».
İstanbul'un da dört yanı suyla çevrili, el yıkayacak bir damla su yok. Sanki bütün İstanbullular, romantik İngiliz şairinin uğurlu bir albatros öldürmüş gemicisi gibi cezaya çarpılmışlar.
Gerçi bir belediyeleri var ama bu belediye de romantik: Yalnız büyük projelerle ilgileniyor! Meselâ asma köprüler kurulacak, tüneller açılacak, limanlar yapılacak..
Ve bu asma köprülerde suların üstünden, tünellerde suların altından, limanlarda suların yanından geçerken rastlaşan İstanbullular hâlâ birbirlerine soracaklar:
— Merhaba Mahmud efendi, sularınız nasıl?
— Merhaba Ali efendi, bizimkiler bugün de akmadı ya sizinkiler?
Bülend ECEVİT
«Sularınız nasıl?»
İngiltere'de insanların en büyük derdi hava olduğu için birbirlerinin hatırını havadan bahsederek sorarlar;
- Günaydın efendim, hava bugün ne güzel! Yahut,
- Günaydın efendim, ne kötü hava! diye selâmlaşırlar.
Bizde ise aile müessesesi çok kuvvetli olduğu için, çoluk çocuktan bahsederek hatır sormak âdetti.
Fakat şimdi İstanbul'da bu âdetin değişmeye başladığını gördüm.
İşte İstanbulluların en son hatır sorma şekline bir örnek:
— Merhaba Mahmud efendi, sularınız nasıl?
— Merhabaa Ali efendi, bizimkiler bugün de akmadı, ya sizinkiler? Herhâlde çok geçmeden bunu,
— Allah suyunuzu arttırsın!
— Allah musluklarınıza su versin! gibi dostça dilekler ve,
— Muslukları kuruyası!
— Musluklarının suyu keşilesi!. gibi beddualar da takib edecektir. İstanbul'a vardığımın ertesi günü evde,
— Bu sabah su gelmemiş diyecek oldum, âdeta şaşırdılar:
— Dün gelmişti ya, dedi.. bugün gelmez elbette!
[...] bir şiirinde, uğurlu bir albatrosu öldürdüğü için işkence çeken bir gemiciyi anlatır. Bu gemici ıssız bir okyanustaki bir gemide tek başına ve susuz kalır ve der ki:
«Dört yanım suyla çevrili
İçecek bir damla su yok».
İstanbul'un da dört yanı suyla çevrili, el yıkayacak bir damla su yok. Sanki bütün İstanbullular, romantik İngiliz şairinin uğurlu bir albatros öldürmüş gemicisi gibi cezaya çarpılmışlar.
Gerçi bir belediyeleri var ama bu belediye de romantik: Yalnız büyük projelerle ilgileniyor! Meselâ asma köprüler kurulacak, tüneller açılacak, limanlar yapılacak..
Ve bu asma köprülerde suların üstünden, tünellerde suların altından, limanlarda suların yanından geçerken rastlaşan İstanbullular hâlâ birbirlerine soracaklar:
— Merhaba Mahmud efendi, sularınız nasıl?
— Merhaba Ali efendi, bizimkiler bugün de akmadı ya sizinkiler?
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Sularınız Nasıl?,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/307 ulaşıldı.