Asya'ya Dönüş
Başlık:
Asya'ya Dönüş
Kaynak:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1954-09-09
Lokasyon:
Milli Kütüphane
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
Asya'ya dönüş
Filipinlerin başkenti Manila'da toplanan konferans şimdilik hiçbir meseleyi halledemeden dağılsa bile, insanlık tarihinde belki bir merhale sayılacaktır.
Büyük göçlerle beraber Asya'dan batıya doğru başlıyan uygarlık ve kültür yayılması, dünyada tam bir devir yapmış ve belki Manila’da gene Asya'ya dönmüş olacaktır.
Bugüne kadar batılılar ya ticaret ya harb için ya da sömürgeler kurmak için Asya'ya giderlerdi. Böylesi, göçlerin kaynağına ve uygarlıkların beşiğine bir dönüş sayılmazdı.
Asya’ya gerçek dönüş, İkinci Dünya Harbinden sonra başlamıştır. Çünkü ancak bu harpten sonra batılılar, Asya'yı kendi dünyalariyle birleştirmenin ve kendi dünyaları için tehlikesiz bir hale getirmenin, ona eşit haklar tanımaktan başka yolu olmadığını kavramışlardır.
Daha birkaç sömürge kalmış olsa bile, bugün Asya'da sömürgeler devri kapanmıştır. Artık Batılılar Asya'ya, Asyalıların rızası olmadan gidemiyeceklerdir.
Manila konferansının daha toplanmadan uğradığı başarısızlıklar, bunun yakın bir örneğidir. Asyalıların şartlarını da hesaba katmaksızın girişilecek bir teşebbüsün başarısız kalmaya mahkûm olduğu, Manila Konferansı hazırlanırken bir [...] daha anlaşılmıştır.
Avustralya ve Yeni Zelanda, toprakları Asya’da olmakla beraber birer «Batı» devleti sayıldıklarına, Birleşik Amerika, İngiltere ve Fransa'da birer batı devleti olduklarına göre, Konferansta ancak üç Asya devleti kalmaktadır: Pakistan, Tailand, ve Filipinler Cumhuriyeti.. Hindistan’ın da içinde bulunduğu Kolombo devletlerinin katılmak istemeyişleri, Manila Konferansını ve bu konferans sonunda kurulması düşünülen Güneydoğu Asya Paktı Teşkilâtını (S.E.A.T.O.) daha doğmadan kısırlaştırmıştır.
Ancak eğer Batılılar, Manila’da takibedecekleri hareket tarzı ve alacakları kararlarla Kolombo devletlerinin duyduğu kaygıları dağıtabilir, ve Asyadan yeni koğulan batı emperyalizmini Asya'ya geri getirmek için aldatıcı yollar aramadıklarını isbat edebilirlerse, o zaman, Manila Konferansı, başarısızlığa uğrasa bile, ilerisi için bir başarı zemini hazırlamış olacaktır.
Bir başka deyimle, Manila Konferansı, Batılılar için bir iyiniyet denemesidir. Bu deneme sonunda, demirperde dışındaki Asyalılar, o arada bilhassa Hintliler, Batılılara iyi bir not verirlerse, artık batı dünyası ile Asya’nın - tabiî, şimdilik yalnız demirperde dışında kalan Asya'nın - eşit şartlar altında birleşmesine karşı ciddî bir engel kalmamış olacaktır.
Insanlığın, Asya’da doğup batıya doğru yayıldıktan ve yüzyıllar boyunca bütün dünyayı dolaştıktan sonra kolay kolay tanınamıyacak bir hale gelen kültür mirası, bugün dönüp gene Asya’nın doğu kapısına dayanmıştır. Asyalının Manila’da yaptığı, kapıyı aralayıp, ziyaretçiyi iyiden iyiye süzmek olacaktır. Eğer onun büsbütün bir yabancı olmadığına, bir düşman olmadığına kanaat getirir, ve bu kültür mirasında kendi hissesini de tanıyabilirse, ona kapısını açacaktır.
Yoksa, insanlığın bütün kültür mirasını reddeden komünizm, yüzündeki kandırıcı maske ile Asyalıyı kendine bağlamak ve dünyayı bir daha kolay kolay birleşemiyecek bir şekilde ikiye bölmek fırsatını bulmuş olacaktır.
Bülend ECEVİT
Asya'ya dönüş
Filipinlerin başkenti Manila'da toplanan konferans şimdilik hiçbir meseleyi halledemeden dağılsa bile, insanlık tarihinde belki bir merhale sayılacaktır.
Büyük göçlerle beraber Asya'dan batıya doğru başlıyan uygarlık ve kültür yayılması, dünyada tam bir devir yapmış ve belki Manila’da gene Asya'ya dönmüş olacaktır.
Bugüne kadar batılılar ya ticaret ya harb için ya da sömürgeler kurmak için Asya'ya giderlerdi. Böylesi, göçlerin kaynağına ve uygarlıkların beşiğine bir dönüş sayılmazdı.
Asya’ya gerçek dönüş, İkinci Dünya Harbinden sonra başlamıştır. Çünkü ancak bu harpten sonra batılılar, Asya'yı kendi dünyalariyle birleştirmenin ve kendi dünyaları için tehlikesiz bir hale getirmenin, ona eşit haklar tanımaktan başka yolu olmadığını kavramışlardır.
Daha birkaç sömürge kalmış olsa bile, bugün Asya'da sömürgeler devri kapanmıştır. Artık Batılılar Asya'ya, Asyalıların rızası olmadan gidemiyeceklerdir.
Manila konferansının daha toplanmadan uğradığı başarısızlıklar, bunun yakın bir örneğidir. Asyalıların şartlarını da hesaba katmaksızın girişilecek bir teşebbüsün başarısız kalmaya mahkûm olduğu, Manila Konferansı hazırlanırken bir [...] daha anlaşılmıştır.
Avustralya ve Yeni Zelanda, toprakları Asya’da olmakla beraber birer «Batı» devleti sayıldıklarına, Birleşik Amerika, İngiltere ve Fransa'da birer batı devleti olduklarına göre, Konferansta ancak üç Asya devleti kalmaktadır: Pakistan, Tailand, ve Filipinler Cumhuriyeti.. Hindistan’ın da içinde bulunduğu Kolombo devletlerinin katılmak istemeyişleri, Manila Konferansını ve bu konferans sonunda kurulması düşünülen Güneydoğu Asya Paktı Teşkilâtını (S.E.A.T.O.) daha doğmadan kısırlaştırmıştır.
Ancak eğer Batılılar, Manila’da takibedecekleri hareket tarzı ve alacakları kararlarla Kolombo devletlerinin duyduğu kaygıları dağıtabilir, ve Asyadan yeni koğulan batı emperyalizmini Asya'ya geri getirmek için aldatıcı yollar aramadıklarını isbat edebilirlerse, o zaman, Manila Konferansı, başarısızlığa uğrasa bile, ilerisi için bir başarı zemini hazırlamış olacaktır.
Bir başka deyimle, Manila Konferansı, Batılılar için bir iyiniyet denemesidir. Bu deneme sonunda, demirperde dışındaki Asyalılar, o arada bilhassa Hintliler, Batılılara iyi bir not verirlerse, artık batı dünyası ile Asya’nın - tabiî, şimdilik yalnız demirperde dışında kalan Asya'nın - eşit şartlar altında birleşmesine karşı ciddî bir engel kalmamış olacaktır.
Insanlığın, Asya’da doğup batıya doğru yayıldıktan ve yüzyıllar boyunca bütün dünyayı dolaştıktan sonra kolay kolay tanınamıyacak bir hale gelen kültür mirası, bugün dönüp gene Asya’nın doğu kapısına dayanmıştır. Asyalının Manila’da yaptığı, kapıyı aralayıp, ziyaretçiyi iyiden iyiye süzmek olacaktır. Eğer onun büsbütün bir yabancı olmadığına, bir düşman olmadığına kanaat getirir, ve bu kültür mirasında kendi hissesini de tanıyabilirse, ona kapısını açacaktır.
Yoksa, insanlığın bütün kültür mirasını reddeden komünizm, yüzündeki kandırıcı maske ile Asyalıyı kendine bağlamak ve dünyayı bir daha kolay kolay birleşemiyecek bir şekilde ikiye bölmek fırsatını bulmuş olacaktır.
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Asya'ya Dönüş,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/306 ulaşıldı.