Hakkını Arayan Türk İşçisi
Title:
Hakkını Arayan Türk İşçisi
Source:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Date:
1954-07-17
Location:
Rahşan Ecevit Arşivi
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
Hakkını arayan Türk işçisi
Türk işçisinin nesi eksiktir?
Ne kaabiliyeti, ne efendiliği ne de milliyet duygusu eksiktir!
Eksik olan, Türk işçisinin hakları ve maddî refahıdır.
Memleketimizde sendikalar kurulmasına izin verilmiş, fakat işçilerin grev yapamıyacağı, sendikaların siyasetle ilgilenemiyeceği kayıtları ile, sendikacılık bir sözden ibaret bırakılmıştır. Hele hakların savunulmasını bile siyaset sayan, «günlük ve adî politika» sayan bir iktidar elinde sendikacılık, hikmeti vücudunu bütün bütün kaybetmiştir. Türk- İş İcra Heyetinin bir açıklamasında çok iyi ifade ettiği gibi, bugün, «Çalışma Vekâleti hakikatlerin açıklanmasına politika ve hakkın müdafaa edilmesine polemik adını vermiştir.»
Hemen bütün hür memleketlerdeki komünist aleyhdarı işçilerin üye bulunduğu milletlerarası bir işçi teşkilâtına Türkiye de üye seçilmiş, fakat resmî makamlar hâlâ bu üyeliği tasdik etmemişlerdir.
Milletlerarası çalışma konferanslarına gidecek işçi temsilcilerini işçilerin seçmesi gerektiği hâlde, Çalışma Bakanlığı bunu tayinle yapmaktadır.
Baş görevi işçi hak ve menfaatlerini korumak olan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk - İş), her türlü engel karşısında bırakılmakta, ve dertlerini açığa vurmak zorunda kaldığı zaman politika yapmakla itham edilmektedir.
İş ihtilâflarının hâlli gecikmekte, ihtiyacı karşılıyacak kadar çalışma müfettişi görevlendirilmemekte, asgarî ücret vaatleri yıllardan beri gerçekleştirilmemektedir.
Demirperde gerisi hariç hemen bütün memleketlerde, hattâ birçok sömürgelerde işçilere, en tabiî bir hak olarak tanınmış grev hakkının Türk işçisine hâlâ tanınmamış olması karşısında ise tek mazeret, Türkiye’de işçi hak ve menfaatlerinin greve ihtiyaç bırakmıyacak şekilde karşılanması olabilirdi.
Bugün Türkiye’de böyle bir mazeret ileri sürülemez. İleri sürülse, başta işçiler olmak üzere, kimse buna inandırılamaz.
Ona rağmen işveren haklarını da en az işçi hakları kadar koruyan grev ve lokavt kanunu tasarısı hasır altı edilmiştir.
Birçok memleketlerde işçiler, grev hakkını zorla almış, ve o memleketler uzun yıllar bunun acısını çekmişlerdir.
Son günlerde Türk işçisinin greve benzetilen iki masum teşebbüsü, umulur ki artık başta bulunanlara bir ikaz yerine geçsin!
Türk işçisinin, kendisini, sömürge işçilerine kıyasla daha az olgun saymasını, onlara bile tanınmış haklardan yoksun bırakılmayı hoş karşılamasını bekliyemeyiz.
Hakkını arayana ancak saygı beslenir.
Bülend ECEVİT
Hakkını arayan Türk işçisi
Türk işçisinin nesi eksiktir?
Ne kaabiliyeti, ne efendiliği ne de milliyet duygusu eksiktir!
Eksik olan, Türk işçisinin hakları ve maddî refahıdır.
Memleketimizde sendikalar kurulmasına izin verilmiş, fakat işçilerin grev yapamıyacağı, sendikaların siyasetle ilgilenemiyeceği kayıtları ile, sendikacılık bir sözden ibaret bırakılmıştır. Hele hakların savunulmasını bile siyaset sayan, «günlük ve adî politika» sayan bir iktidar elinde sendikacılık, hikmeti vücudunu bütün bütün kaybetmiştir. Türk- İş İcra Heyetinin bir açıklamasında çok iyi ifade ettiği gibi, bugün, «Çalışma Vekâleti hakikatlerin açıklanmasına politika ve hakkın müdafaa edilmesine polemik adını vermiştir.»
Hemen bütün hür memleketlerdeki komünist aleyhdarı işçilerin üye bulunduğu milletlerarası bir işçi teşkilâtına Türkiye de üye seçilmiş, fakat resmî makamlar hâlâ bu üyeliği tasdik etmemişlerdir.
Milletlerarası çalışma konferanslarına gidecek işçi temsilcilerini işçilerin seçmesi gerektiği hâlde, Çalışma Bakanlığı bunu tayinle yapmaktadır.
Baş görevi işçi hak ve menfaatlerini korumak olan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk - İş), her türlü engel karşısında bırakılmakta, ve dertlerini açığa vurmak zorunda kaldığı zaman politika yapmakla itham edilmektedir.
İş ihtilâflarının hâlli gecikmekte, ihtiyacı karşılıyacak kadar çalışma müfettişi görevlendirilmemekte, asgarî ücret vaatleri yıllardan beri gerçekleştirilmemektedir.
Demirperde gerisi hariç hemen bütün memleketlerde, hattâ birçok sömürgelerde işçilere, en tabiî bir hak olarak tanınmış grev hakkının Türk işçisine hâlâ tanınmamış olması karşısında ise tek mazeret, Türkiye’de işçi hak ve menfaatlerinin greve ihtiyaç bırakmıyacak şekilde karşılanması olabilirdi.
Bugün Türkiye’de böyle bir mazeret ileri sürülemez. İleri sürülse, başta işçiler olmak üzere, kimse buna inandırılamaz.
Ona rağmen işveren haklarını da en az işçi hakları kadar koruyan grev ve lokavt kanunu tasarısı hasır altı edilmiştir.
Birçok memleketlerde işçiler, grev hakkını zorla almış, ve o memleketler uzun yıllar bunun acısını çekmişlerdir.
Son günlerde Türk işçisinin greve benzetilen iki masum teşebbüsü, umulur ki artık başta bulunanlara bir ikaz yerine geçsin!
Türk işçisinin, kendisini, sömürge işçilerine kıyasla daha az olgun saymasını, onlara bile tanınmış haklardan yoksun bırakılmayı hoş karşılamasını bekliyemeyiz.
Hakkını arayana ancak saygı beslenir.
Bülend ECEVİT
Collection
Citation
“Hakkını Arayan Türk İşçisi,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/275.