Abasıyanık
Başlık:
Abasıyanık
Kaynak:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1954-05-13
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/28
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA :
Abasıyanık
Orhan Veli de Sait Faik de. en yakın dostları için bile, daha yaşarken efsaneleşmiş insanlardı. Aşağı yukarı aynı tarihlerde biri şiirde, biri hikâyede çığır açmışlardı. İkisi de genç öldüler. İkisinin de ölümü içkiden oldu.
Onların genç yaşta ölümü ile bizlere, geride kalanlara yazık olmuştur ama, kendilerine de yazık oldu denemez! Hayat onları kısa zamanda son nefeslerine kadar harcadıysa, onlar da hayatı son damlasına kadar yaşadılar.
Biri şiirde biri hikâyede çığır açtılar, bu çığırı verimli kılacak edebiyat anlayışını memlekette kökleştirdiler ve açtıkları çığırda olgun eserlerini verdiler.
Kısacası, hayatın tadına varıp, giriştikleri işi tamamlayıp öyle öldüler.
Ölümlü dünyada böyle ölüme özenmek gerekir!
*
Sait Faik, Hikâyeleri gibi yaşadı. Hikâyelerini yaşadı. Ve nasıl hikâyeleri, hayatın devamlılığını bozmamak istermişçesine, beklenmedik bir noktada ansızın kesiliverirse, kendi ömür hikâyesi de öyle, beklenmedik bir günde, sessiz sadasız, ansızın sona eriverdi. Ağzından kan boşanıp hastahaneye kaldırıldığını yeni duymuştuk, daha ne oluyor demiye kalmadan ölüm haberi geldi.
Sait Faik, hayatla hikâyeyi çözülmez bir şekilde biribirine bağlamıştı. Öyle ki, en darmadağınık eserlerine bile söz edilemezdi, çünkü bunlarda yansıyan, hayatın dağınıklığı olurdu.
Belki bir eleştirmeci gözüyle Sait Faiğ'in eserlerinde çok kusur bulunabilir. An [...] eğer hayatta kusur görmüyorsanız, Sait Faik'in hikâyelerinde de kusur göremezdiniz. Eğer yaşamanın tadına varabiliyorsanız, Sait Faik'in eserlerinin de tadına varabilirdiniz.
Zaten Sait Faik de insana, bütün acıları, bütün sevgileriyle yaşamanın tadını duyurur, insanı, bütün anlaşılmazlığı, bütün dağınıklığı ile hayatın kusursuzluğuna inandırırdı.
Böylece Sait Faik, hikâyelerini okuyanlara, bu hikâyeleri sevmesini, bu hikâyelerde kusur görmemesini de öğretmiş olurdu.
Sait Faik'in hikâyeleriyle hayatımız daha güzelleşmişti.
Bülend ECEVİT
Abasıyanık
Orhan Veli de Sait Faik de. en yakın dostları için bile, daha yaşarken efsaneleşmiş insanlardı. Aşağı yukarı aynı tarihlerde biri şiirde, biri hikâyede çığır açmışlardı. İkisi de genç öldüler. İkisinin de ölümü içkiden oldu.
Onların genç yaşta ölümü ile bizlere, geride kalanlara yazık olmuştur ama, kendilerine de yazık oldu denemez! Hayat onları kısa zamanda son nefeslerine kadar harcadıysa, onlar da hayatı son damlasına kadar yaşadılar.
Biri şiirde biri hikâyede çığır açtılar, bu çığırı verimli kılacak edebiyat anlayışını memlekette kökleştirdiler ve açtıkları çığırda olgun eserlerini verdiler.
Kısacası, hayatın tadına varıp, giriştikleri işi tamamlayıp öyle öldüler.
Ölümlü dünyada böyle ölüme özenmek gerekir!
*
Sait Faik, Hikâyeleri gibi yaşadı. Hikâyelerini yaşadı. Ve nasıl hikâyeleri, hayatın devamlılığını bozmamak istermişçesine, beklenmedik bir noktada ansızın kesiliverirse, kendi ömür hikâyesi de öyle, beklenmedik bir günde, sessiz sadasız, ansızın sona eriverdi. Ağzından kan boşanıp hastahaneye kaldırıldığını yeni duymuştuk, daha ne oluyor demiye kalmadan ölüm haberi geldi.
Sait Faik, hayatla hikâyeyi çözülmez bir şekilde biribirine bağlamıştı. Öyle ki, en darmadağınık eserlerine bile söz edilemezdi, çünkü bunlarda yansıyan, hayatın dağınıklığı olurdu.
Belki bir eleştirmeci gözüyle Sait Faiğ'in eserlerinde çok kusur bulunabilir. An [...] eğer hayatta kusur görmüyorsanız, Sait Faik'in hikâyelerinde de kusur göremezdiniz. Eğer yaşamanın tadına varabiliyorsanız, Sait Faik'in eserlerinin de tadına varabilirdiniz.
Zaten Sait Faik de insana, bütün acıları, bütün sevgileriyle yaşamanın tadını duyurur, insanı, bütün anlaşılmazlığı, bütün dağınıklığı ile hayatın kusursuzluğuna inandırırdı.
Böylece Sait Faik, hikâyelerini okuyanlara, bu hikâyeleri sevmesini, bu hikâyelerde kusur görmemesini de öğretmiş olurdu.
Sait Faik'in hikâyeleriyle hayatımız daha güzelleşmişti.
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Abasıyanık,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/229 ulaşıldı.