Yeni Devletçilik
Title:
Yeni Devletçilik
Source:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Date:
1954-05-11
Location:
Atatürk Kitaplığı, 152/28
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
Yeni Devletçilik
C. H. P. nin Iktisadî devletçiliği, memlekette bir ekonomik kalkınma başarabilmek için, sermaye ve teşebbüs yokluğunda baş vurulmuş bir çare idi. C. H. P., başlangıçta görüşü bu olduğu için, bugüne kadar, devletçiliği haklı değil, sadece mazur göstermeğe çalışmış ve memleket ekonomisi gelişip ortaya sermaye ve teşebbüs çıktıkça, bu mazeret kuvvetinden kaybetmiştir.
Öyle ki, zamanla C. H. P. devletçilikten tâvizlerde bubunmaya, ekonomik hayatımız da özel teşebbüse gittikçe daha fazla yer ayırmaya başlamıştır. Gün gelmiş, özel teşebbüsün bayraktarlığını yapan Demokrat Parti ile, devletçi Cumhuriyet Halk Partisi arasında bu yönden de fazla bir ayrılık kalmamış, hattâ, nazariyatta değilse de tatbikatta, D. P. bazen C. H. P. den daha devletçi yollara sapmıştır.
Fakat, tatbikattaki bu şaşırtıcı görünüşe rağmen, D. P., devletçilik yolunu tuttuğu iş alanlarında bile, toplumun yahut zümrelerin değil, varlıklı şahısların menfaatine yardımcı olmaktadır. Onun için, tatbikattaki gariplikler ne kadar çok olursa olsun, C. H. P. halâ, devletçilik cephesinin asıl müdafii durumundadır.
Ancak, C. H. P. nin durumunda da bir takım tenakuzlar olduğu inkâr edilemez. Üstelik bu tenakuzlar görünüşte kalmayıp, köklere inmektedir. Böyle köklü tenakuzlar ortaya çıkmasının sebebi, yukarda da belirttiğimiz gibi, C. H. P. nin devletçiliği mâzur göstermekten öteye gitmek istememesi ve mazeretler zayıfladıkça zor duruma düşmesidir.
C. H. P., kendine kesin ve tenakuzları giderilmiş bir ekonomik ve sosyal politika çizebilmek için, artık devletçiliği, bir kusurmuş gibi mâzur göstermekten vaz geçip haklı gösterme yolunu tutmalıdır! Bunu yaparken, elbette devletçiliğin sosyal alandaki faydalarını belirtecek, fakat, muarızları tarafından bu faydalara karşı devletçiliğin zarar ve tehlikeleri gösterilecektir. Yakın zamana kadar, bu zarar ve tehlikelerin vârid olmadığını ileri sürmekte güçlük çekilebilirdi. Ama bugün, bu güçlük ortadan kalkmıştır. Çünkü son yıllarda, devletçiliğin bazı Avrupa memleketlerindeki tatbikatı sırasında, bu zarar ve tehlikeler, devaları bulunarak önlenmiştir.
C. H. P. nin bu memleketlerdeki tecrübelerden alacağı dersler, devletçilik prensipini memleket ihtiyâçlarına ve geniş zümrelerin menfaatlerine en uygun bir şekilde yeniden formülleştirmesine imkân verecektir.
Devletçiliğin başlıca mahzurları, ekonomik hayatın merkezileşmesine, gittikçe ağırlaşan bir bürokrasi altında ezilip durgunlaşmasına, şahsî gayret ve teşebbüsün ortadan kalkmasına sebep olması idi. Bu mahzurlar ancak, daha büyük mahzurları olan bir çare ile, totaliterlik çaresi ile, karşılanabilir sanılıyordu. Memlekette demokrasinin yerleşmesini kendine esas gaye bilen C.H.P. ise, bu çareye başvurmayı kabul etmediği için, tek çıkar yolu, devletçilikten yavaş yavaş uzaklaşmakta buluyordu.
Fakat bugün, birçok batı devletlerinin tecrübelerinden, bütün mahzurları demokratik zihniyete en uygun bir şekilde giderilmiş olan yeni bir devletçilik ortaya çıkmıştır.
Devlet teşebbüslerinin yönetimine işçinin ve hattâ bazı hâllerde müstehlikin, devletle eşit haklardan faydalanarak iştirâki, ve ekonomik plânlamanın bazı hâllerde yalnız piyasa kontrolü yoluyla yapılması, bütün mahzurları giderilmiş ve faydaları çoğaltılmış bu yeni ve demokratik devletçiliğin ruhunu teşkil etmektedir.
Önümüzdeki dört muhalefet yılı boyunca C.H.P. deki yetkili uzmanların, bu yeni devletçilik usûllerini memleketimize uygulayabilmek için hazırlanmaları temenni edilir.
Bülend ECEVİT
Yeni Devletçilik
C. H. P. nin Iktisadî devletçiliği, memlekette bir ekonomik kalkınma başarabilmek için, sermaye ve teşebbüs yokluğunda baş vurulmuş bir çare idi. C. H. P., başlangıçta görüşü bu olduğu için, bugüne kadar, devletçiliği haklı değil, sadece mazur göstermeğe çalışmış ve memleket ekonomisi gelişip ortaya sermaye ve teşebbüs çıktıkça, bu mazeret kuvvetinden kaybetmiştir.
Öyle ki, zamanla C. H. P. devletçilikten tâvizlerde bubunmaya, ekonomik hayatımız da özel teşebbüse gittikçe daha fazla yer ayırmaya başlamıştır. Gün gelmiş, özel teşebbüsün bayraktarlığını yapan Demokrat Parti ile, devletçi Cumhuriyet Halk Partisi arasında bu yönden de fazla bir ayrılık kalmamış, hattâ, nazariyatta değilse de tatbikatta, D. P. bazen C. H. P. den daha devletçi yollara sapmıştır.
Fakat, tatbikattaki bu şaşırtıcı görünüşe rağmen, D. P., devletçilik yolunu tuttuğu iş alanlarında bile, toplumun yahut zümrelerin değil, varlıklı şahısların menfaatine yardımcı olmaktadır. Onun için, tatbikattaki gariplikler ne kadar çok olursa olsun, C. H. P. halâ, devletçilik cephesinin asıl müdafii durumundadır.
Ancak, C. H. P. nin durumunda da bir takım tenakuzlar olduğu inkâr edilemez. Üstelik bu tenakuzlar görünüşte kalmayıp, köklere inmektedir. Böyle köklü tenakuzlar ortaya çıkmasının sebebi, yukarda da belirttiğimiz gibi, C. H. P. nin devletçiliği mâzur göstermekten öteye gitmek istememesi ve mazeretler zayıfladıkça zor duruma düşmesidir.
C. H. P., kendine kesin ve tenakuzları giderilmiş bir ekonomik ve sosyal politika çizebilmek için, artık devletçiliği, bir kusurmuş gibi mâzur göstermekten vaz geçip haklı gösterme yolunu tutmalıdır! Bunu yaparken, elbette devletçiliğin sosyal alandaki faydalarını belirtecek, fakat, muarızları tarafından bu faydalara karşı devletçiliğin zarar ve tehlikeleri gösterilecektir. Yakın zamana kadar, bu zarar ve tehlikelerin vârid olmadığını ileri sürmekte güçlük çekilebilirdi. Ama bugün, bu güçlük ortadan kalkmıştır. Çünkü son yıllarda, devletçiliğin bazı Avrupa memleketlerindeki tatbikatı sırasında, bu zarar ve tehlikeler, devaları bulunarak önlenmiştir.
C. H. P. nin bu memleketlerdeki tecrübelerden alacağı dersler, devletçilik prensipini memleket ihtiyâçlarına ve geniş zümrelerin menfaatlerine en uygun bir şekilde yeniden formülleştirmesine imkân verecektir.
Devletçiliğin başlıca mahzurları, ekonomik hayatın merkezileşmesine, gittikçe ağırlaşan bir bürokrasi altında ezilip durgunlaşmasına, şahsî gayret ve teşebbüsün ortadan kalkmasına sebep olması idi. Bu mahzurlar ancak, daha büyük mahzurları olan bir çare ile, totaliterlik çaresi ile, karşılanabilir sanılıyordu. Memlekette demokrasinin yerleşmesini kendine esas gaye bilen C.H.P. ise, bu çareye başvurmayı kabul etmediği için, tek çıkar yolu, devletçilikten yavaş yavaş uzaklaşmakta buluyordu.
Fakat bugün, birçok batı devletlerinin tecrübelerinden, bütün mahzurları demokratik zihniyete en uygun bir şekilde giderilmiş olan yeni bir devletçilik ortaya çıkmıştır.
Devlet teşebbüslerinin yönetimine işçinin ve hattâ bazı hâllerde müstehlikin, devletle eşit haklardan faydalanarak iştirâki, ve ekonomik plânlamanın bazı hâllerde yalnız piyasa kontrolü yoluyla yapılması, bütün mahzurları giderilmiş ve faydaları çoğaltılmış bu yeni ve demokratik devletçiliğin ruhunu teşkil etmektedir.
Önümüzdeki dört muhalefet yılı boyunca C.H.P. deki yetkili uzmanların, bu yeni devletçilik usûllerini memleketimize uygulayabilmek için hazırlanmaları temenni edilir.
Bülend ECEVİT
Collection
Citation
“Yeni Devletçilik ,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 23, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/227.