Resmî Resim Sergisi

Başlık: 
Resmî Resim Sergisi 
Kaynak: 
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3 
Tarih: 
1954-05-10 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/28 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA :

Resmî resim sergisi

Onbeşinci Devlet Resim ve Heykel Sergisinden söz etmedik diye gücenenler olmuş. Oysa ki biz, kimseyi gücendirmiyelim diye susmuştuk. Fakat madem öyle de gücendireceğiz, böyle de, bari vazifemizi yapmış olalım!

Bu sergi hakkında en güzel en içten söz, Forum Dergisinin üçüncü sayısında çıktı. Bu sayıdaki yazısında, Bilge Karasu, "resimlerin karşısında insan üzülüyor" diyor. Arkadaşımızın bu üzüntüsüne katılmamak elde değil! Bu, yıllardan beri, her Nisan ayında tazelenen bir üzüntü oldu.

Bir zamanlar ressamlardan hemen hiç bir yardımı esirgemiyen devletin, şimdi, resim sanatına bütün ilgisi, yılda bir defa bir "Devlet Resim ve Heykel Sergisi" açmıya inhisar etmektedir. Bu sergiyi gördükten sonra da insan, devletin resim sanatına başka yardımlarda bulunmadığına şükretmek istiyor.

Son yıllardaki Devlet Resim ve Heykel Sergilerinin tek tesellî edici tarafı, bugünkü Türk resmini temsil etmemesidir.

Bugünkü Türk resmi dar çevre içinde övünebileceğimiz bir seviyededir, ve, devletin değil, aydınların ilgisiyle yaşamakta ve gelişmektedir. Bugünkü Türk resminin gerçek temsilcilerinden bir çoğu, Devlet sergisinin kapısındaki gümrükten içeriye ya zorlukla bir kaç eser sokabilmekte, ya da o gümrüğe hiç uğramayıp serginin dışında kalmaktadırlar.

Devlet sergisi, bütün sanat cereyanlarını temsil etmek iddiasında! Böyle bir iddia ile ortaya çıkınca, o serginin jürisinde de bütün sanat cereyanlarının temsilcilerine yer verilmek gerekirdi. Oysa ki bu jürilerin çoğu üyeleri, kendi tarzlarında değerli ressamlar olmakla beraber, çağdaş resme resim demiyen kimselerdir.

Kimbilir, belki de çağdaş resim, adında "Devlet" kelimesi bulunan bir serginin ciddiyetiyle uzlaştırılamıyordur. Resmî bir hüviyet taşıyan bir sergide belki de çağdaş resmin "hafiflik" lerine yer yoktur. Söz gelmesin diye, nazarlık gibi, onlardan da birkaç örnek alınıp kenara köşeye sıkıştırılmaktadır.

Fakat, Devlet Resim ve Heykel Sergileri dâvası, sadece bir yeni resim - eski resim dâvası da değildir. Ondan daha önce, bir hatır - gönül, bir yumuşaklık dâvasıdır. Bu yumuşaklık, eski tarzların olduğu kadar yeni tarzların temsilcilerine de gösterilmektedir. Son sergide, modern resim diye yapılmış öyle adî taklitler vardır ki, bunların bir sanatçı haysiyetiyle nasıl bağdaştırılabildiğine akıl ermiyor.

Devlet, bu sergilerle, güya sanatı teşvik etmektedir.

Sanat, gönül almakla, hatır saymakla teşvik edilmez! Bir jüriye hoşgörürlük ve insaf hâkim olmamalıdır! Eş dost kırılmasın diye tutulan bu yol, çok değerli nice ressamımızı, teşvik etmek şöyle dursun, geriletmiştir. Onlara bir gevşeklik, bir adamsendecilik getirmiştir.

Bu işleri bir hatır - gönül işi saymamız yüzünden, bizde ustalık, geri alınmaz bir paye hâline gelmiştir. Bu payeyi bir defa kazanan ressam, işleri kolaya almakta, her türlü kaygıyı içinden atmaktadır.

Kaygısızlık, sanatçıyı öldürür, tuvallere örümcek ağları örer.

Devlet sergisindeki eserlerden çoğu, üzerlerine kaygısızlık, gevşeklik ve huzur sinmiş eserlerdir. Sanat bu değildir! Sanat, kaygısızlığın, gevşekliğin, huzurun ifadesi değildir! Sanat, bunların yok olduğu yerde, ve bunlar yok olduğu için vardır.

Bu resmî sergide, eski tarzda olsun, yeni tarzda olsun, iyi eserler, içindeki yaratıcılık ateşi sönmemiş insanlar elinden çıkmış eserler de yok değil! Ama, kaplumbağa modelinin heykel diye teşhir edildiği bir sergide, insan bunları da ciddiye alamıyor.

Bülent ECEVİT 

Dosyalar

1954.05.10.jpg
1954.05.10_B.jpg
1954.05.10_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Resmî Resim Sergisi,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 28 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/226 ulaşıldı.