Yılmak ve Yılmamak
Başlık:
Yılmak ve Yılmamak
Kaynak:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1954-03-21
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA :
Yılmak ve yılmamak
Donuk bakışlarla insanı dinler, dinlerler de, «yirmi yıl önce ben de böyle ateşliydim, yaşlandıkça hayatı anlıyacaksın» derler. «Nene lâzım» derler. «Daha pişeceksin» derler.
Yurdumuzda belki hergün binlerce «pişmiş» insan, binlerce gencin içinde yanan ateşi böyle sözlerle küllemiye çalışır. Bir iç ateşi yanar olmasın çevrelerinde, gözleri kamaşır. Kendi içlerinde çoktan sönmüş bir ateşi başkalarında yanar görmiye tahammülleri yoktur.
Yılgınlığı olgunluk sayarlar. Herkes, daha genç yaşta, kendileri gibi yılsın isterler. Ve sonra kahve köşelerinde, rakı masalarında, eş dost meclislerinde, memleket işlerinin kötü gitmesinden dert yanarlar. Yerin kulağı duymasın diye seslerini alçaltarak böyle dert yandıkça da vatandaşlık vazifelerini yapmış olurlar.
Onların «hayatı anlamak» dediği, hayatın zorluklarına boyun eğmektir. Onların «pişmek» dediği, hayatın kötülükleri ile uzlaşmaktır.
Bütün geriliğimiz, bütün eksikliğimiz, bu «hayatı anlamış», bu «pişmiş« insanlar yüzündendir.
Memleketin kalkınmasına, gerilikten kurtulmasına, memlekette gerçek bir hürriyetin yerleşmesine hizmet edenler, bu «hayatı anlamış» ların sözlerine kulak asmayanlar arasından çıkacaktır.
«Hayatı anlamak», insana, hayatı güzelleştirmek için dayanılmaz bir istek veriyorsa bir değer taşır.
Yurdumuzun bu kalkınma çağında, bir yaşlıdan bir gence belki, en güzel öğüt, «hayat adamı olma!» diye verilecek öğüttür.
Bülend ECEVİT
Yılmak ve yılmamak
Donuk bakışlarla insanı dinler, dinlerler de, «yirmi yıl önce ben de böyle ateşliydim, yaşlandıkça hayatı anlıyacaksın» derler. «Nene lâzım» derler. «Daha pişeceksin» derler.
Yurdumuzda belki hergün binlerce «pişmiş» insan, binlerce gencin içinde yanan ateşi böyle sözlerle küllemiye çalışır. Bir iç ateşi yanar olmasın çevrelerinde, gözleri kamaşır. Kendi içlerinde çoktan sönmüş bir ateşi başkalarında yanar görmiye tahammülleri yoktur.
Yılgınlığı olgunluk sayarlar. Herkes, daha genç yaşta, kendileri gibi yılsın isterler. Ve sonra kahve köşelerinde, rakı masalarında, eş dost meclislerinde, memleket işlerinin kötü gitmesinden dert yanarlar. Yerin kulağı duymasın diye seslerini alçaltarak böyle dert yandıkça da vatandaşlık vazifelerini yapmış olurlar.
Onların «hayatı anlamak» dediği, hayatın zorluklarına boyun eğmektir. Onların «pişmek» dediği, hayatın kötülükleri ile uzlaşmaktır.
Bütün geriliğimiz, bütün eksikliğimiz, bu «hayatı anlamış», bu «pişmiş« insanlar yüzündendir.
Memleketin kalkınmasına, gerilikten kurtulmasına, memlekette gerçek bir hürriyetin yerleşmesine hizmet edenler, bu «hayatı anlamış» ların sözlerine kulak asmayanlar arasından çıkacaktır.
«Hayatı anlamak», insana, hayatı güzelleştirmek için dayanılmaz bir istek veriyorsa bir değer taşır.
Yurdumuzun bu kalkınma çağında, bir yaşlıdan bir gence belki, en güzel öğüt, «hayat adamı olma!» diye verilecek öğüttür.
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Yılmak ve Yılmamak,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/196 ulaşıldı.