"Beyaz İhtilal" Tarihi
Başlık:
"Beyaz İhtilal" Tarihi
Kaynak:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1954-03-09
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA :
"Beyaz ihtilâl" tarihi
Demokrat Partinin devlet adamları, açık açık, ihtilâlci olduklarını söylerler. Fakat talihsiz birer ihtilâlcidirler. Çünkü, baştakilerin düzenlediği serbest seçimlerle iktidara gelmişlerdir. O yüzden, ihtilâlcilikleri yarım kalmıştır.
Gönülleri buna razı olamazdı. «Husumet andı» nı içmişlerdi bir kere, erkek olan sözünden dönemezdi.
Kurşun sıkamadan zafer kazandılar diye, hevesleri içlerinde, kurşunları namlularında mı kalsındı? Bir ihtilâlciye reva mıdır böyle azap?
İhtilâlciler, iktidara gelebilmek için, ister istemez, biraz tahribat yaparlar. Bizim ihtilâlcilerimiz buna fırsat bulamadan iktidara gelmişlerse, tahribatı sonradan yapıp arzularını tatmin edemezler miydi?
Hem böylesi daha rahat, daha korkusuz olurdu. İktidara gelmeden ihtilâl çıkartmak tehlikelidir. İktidara geldikten sonra ise, ihtilâlcilikten kolay ne var?
Bir kere, kendinden öncekilerin ortaya getirdiği eserleri yıkarsın! Bunu fırsat bilip akıllarınca yeni eserler kurmak istiyenler çıkarsa, önce teşvik eder, sonra, işi ileri götürdüklerini sezince, «mürtecî unsurlar» deyip onları da temizlersin! Eski devre bir özlem belirirse, eskiden başta bulunanların heykellerini yıktırıp yerlerde sürükletirsin! Bir ihtilâl devresinde yaşadığını unutup hür konuşmak, hür yazmak istiyenleri sindirirsin! Toplantıları dağıtırsın! Karşı tarafın lideri senin elindeki bir şehre girip konuşmak mı istedi, hemen şehrin giriş yerlerini tutar, sonra, geleceği varsa göreceği de var diye Vali ile haber iletip, kendisini şehrin kapısından geri çevirtirsin! Arasıra, göz dağını tazelemek için, karşı taraftan birkaç kişiyi karanlıkta kıstırıp dövdürürsün! Mahkeme filân tanımazsın! «Bu devir ihtilâl devridir», «Mısır’da İhtilâl Konseyi de böyle yapmıştır» deyip, mahkeme kararı şeklinde kanunlar çıkartır, sana karşı gelmiye cüret edenleri o kanunlarla mahkûm eder, mallarını alırsın!
Bir ihtilâlciler toplantısında, gayeye ihanet eden birisi ileri geri lâf ederse, sıkarsın beynine kurşunu, öldürürsün! Kim kimde nhesap soracak?
Devrini doldurmuş bir mahkemenin kararına güvenip dededen kalma yaylâlarına sahip çıkan bir takım köylüler, yaylalarını, ona göz diken ihtilâlcilerden mi esirgediler, gönderirsin mitralyözlü adamlarını, «dur» diyeni kurşundan geçirtirsin! Varsın «Beyaz ihtilâl» e biraz da kan karışsın!
Bu seçim sonrası ihtilâlcilerine şimdi bir kere daha oy verecek olanlar, o kurşunlarla ölen Şemük'lü Gülbahar Dal’ın ahi tutmasından korkmıyacaklar mıdır? Korkmıyacaklarsa gerçekten cesur insanlardır. İhtilâlci dediğin öyle olmalıdır! Yufka yürekliden ihtilâlci olmaz.
Bülend ECEVİT
"Beyaz ihtilâl" tarihi
Demokrat Partinin devlet adamları, açık açık, ihtilâlci olduklarını söylerler. Fakat talihsiz birer ihtilâlcidirler. Çünkü, baştakilerin düzenlediği serbest seçimlerle iktidara gelmişlerdir. O yüzden, ihtilâlcilikleri yarım kalmıştır.
Gönülleri buna razı olamazdı. «Husumet andı» nı içmişlerdi bir kere, erkek olan sözünden dönemezdi.
Kurşun sıkamadan zafer kazandılar diye, hevesleri içlerinde, kurşunları namlularında mı kalsındı? Bir ihtilâlciye reva mıdır böyle azap?
İhtilâlciler, iktidara gelebilmek için, ister istemez, biraz tahribat yaparlar. Bizim ihtilâlcilerimiz buna fırsat bulamadan iktidara gelmişlerse, tahribatı sonradan yapıp arzularını tatmin edemezler miydi?
Hem böylesi daha rahat, daha korkusuz olurdu. İktidara gelmeden ihtilâl çıkartmak tehlikelidir. İktidara geldikten sonra ise, ihtilâlcilikten kolay ne var?
Bir kere, kendinden öncekilerin ortaya getirdiği eserleri yıkarsın! Bunu fırsat bilip akıllarınca yeni eserler kurmak istiyenler çıkarsa, önce teşvik eder, sonra, işi ileri götürdüklerini sezince, «mürtecî unsurlar» deyip onları da temizlersin! Eski devre bir özlem belirirse, eskiden başta bulunanların heykellerini yıktırıp yerlerde sürükletirsin! Bir ihtilâl devresinde yaşadığını unutup hür konuşmak, hür yazmak istiyenleri sindirirsin! Toplantıları dağıtırsın! Karşı tarafın lideri senin elindeki bir şehre girip konuşmak mı istedi, hemen şehrin giriş yerlerini tutar, sonra, geleceği varsa göreceği de var diye Vali ile haber iletip, kendisini şehrin kapısından geri çevirtirsin! Arasıra, göz dağını tazelemek için, karşı taraftan birkaç kişiyi karanlıkta kıstırıp dövdürürsün! Mahkeme filân tanımazsın! «Bu devir ihtilâl devridir», «Mısır’da İhtilâl Konseyi de böyle yapmıştır» deyip, mahkeme kararı şeklinde kanunlar çıkartır, sana karşı gelmiye cüret edenleri o kanunlarla mahkûm eder, mallarını alırsın!
Bir ihtilâlciler toplantısında, gayeye ihanet eden birisi ileri geri lâf ederse, sıkarsın beynine kurşunu, öldürürsün! Kim kimde nhesap soracak?
Devrini doldurmuş bir mahkemenin kararına güvenip dededen kalma yaylâlarına sahip çıkan bir takım köylüler, yaylalarını, ona göz diken ihtilâlcilerden mi esirgediler, gönderirsin mitralyözlü adamlarını, «dur» diyeni kurşundan geçirtirsin! Varsın «Beyaz ihtilâl» e biraz da kan karışsın!
Bu seçim sonrası ihtilâlcilerine şimdi bir kere daha oy verecek olanlar, o kurşunlarla ölen Şemük'lü Gülbahar Dal’ın ahi tutmasından korkmıyacaklar mıdır? Korkmıyacaklarsa gerçekten cesur insanlardır. İhtilâlci dediğin öyle olmalıdır! Yufka yürekliden ihtilâlci olmaz.
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“"Beyaz İhtilal" Tarihi,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/191 ulaşıldı.