El Değmemiş Bir Hazine: Boş Vakit...
Başlık:
El Değmemiş Bir Hazine: Boş Vakit...
Kaynak:
Halkçı, "Günün Işığında", s. 3
Tarih:
1955-03-26
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA :
El değmemiş bir hazine : Boş vakit..
Bülent ECEVİT
Halkevleri memleketimizin eğitim hayatında büyük bir kuvvetti. Onların bıraktığı boşluk halâ olduğu gibi duruyor.
C.H.P. den alındıktan sonra, bu müesseselerin, başka bir ad ve şekil altında da olsa devam ettirilmemelerinden devlet sorumludur.
Fakat Halkevlerinin çalışmaları arasında birçoğu, devlet ilgisi olmadan da yürütülebilirdi. Bunun yapılmamış olmasındansa, aydınlarımız sorumludur.
Çalışma programları bakımından halkevlerine benziyen müesseseler, Batı Avrupa’da ve Amerika’da da vardır. Bunların başında, Genç Hırıstiyanlar Birliği denilen, hemen bütün şehir ve kasabalara yayılmış teşkilât gelir. Adındaki «Hıristiyan» kelimesine rağmen, çoğu yerlerde bu teşkilât, din ayrılığı gözetmiyen ve dinî maksatları olmıyan bir eğitim müessesesidir.
Kütüphaneleri, sanat çalışmaları, konferansları ve jimnastikhaneleriyle, çocukların ve gençlerin boş saatlerini verimli ve faydalı geçirmelerine imkân verir.
Bildiğimiz kadar bu birlikler, bulundukları yerde ancak halkın bilgi ve yardımiyle yaşarlar.
Okullarının sayısı ve halkının kültür seviyesi bizdekinden çok daha yüksek memleketlerde bile bu türlü eğitim müesseselerine ihtiyaç duyulurken, Türkiye'de halkevlerinden kalan boşluğun halâ doldurulmamış olması, ihmalciliklerimizin en affedilmezlerinden biridir.
Bizde yeni yeni beliren teşkilâtçılık ruhu, şimdilik, taşıdıkları iddialı adlara rağmen ancak birer kumar ve eğlence merkezi olan kulüp ve dernekler kurulması şeklinde kendini gösteriyor.
Boş vakitlerin topluma en faydasız bir şekilde geçirilmesini teşvikten başka bir işe yaramıyan, ve zararlı sayılabilecek faaliyeti için bile çoğu zaman kendilerinde devletten ve özel müesseselerden yardım bekleme hakkını gören kulüp ve dernekler, meselâ Ankara’da, yüz kızartıcı bir sayıya varmıştır.
Halkevlerinin çalışmalarından başlıcaları nelerdir?.. Konferans, konser ve sergiler düzenlemek, amatör tiyatro grupları meydana getirmek, resim, musiki ve, yabancı dil kursları açmak, kütüphaneler ve gençlik için jimnastikhaneler kurmak!.
Her şehirde iyi niyetli ve orta halli 100 er kişi bir araya gelirse, bu çalışmaların hepsini yahut bir kısmını başarmalarına ne engel vardır?
İstanbul ve Ankara’da bildiğimiz sayılı birkaç teşebbüs, çok daha az sayıda insanın bile, biraz iyi niyet göstermekle, bu türlü çalışmaları kolaylıkla başarabileceğini ispat etmiştir. Bunun İstanbul’daki örnekleri gençlerin kurduğu amatör tiyatrolar, Ankara’daki bir örneği de, iki yıl içinde şehrimizin sanat hayatına yeni bir hava getiren Helikon’dur.
Bunlar paralı insanların değil, sadece, boş vaktini kendine ve topluma faydalı geçirmek istiyen insanların teşebbüsleridir.
Bizde boş vakit, henüz el değmemiş bir hazinedir. Boş vakit her gün sokaklarımızdan seller gibi akmakta, evlerimize, kahve ve meyhanelerimize, kulüp ve derneklerimize dolap taşmaktadır.
Memleketimizde nasıl kalkınma, bu hazinenin değerini anladığımız gün başlıyacaktır.
El değmemiş bir hazine : Boş vakit..
Bülent ECEVİT
Halkevleri memleketimizin eğitim hayatında büyük bir kuvvetti. Onların bıraktığı boşluk halâ olduğu gibi duruyor.
C.H.P. den alındıktan sonra, bu müesseselerin, başka bir ad ve şekil altında da olsa devam ettirilmemelerinden devlet sorumludur.
Fakat Halkevlerinin çalışmaları arasında birçoğu, devlet ilgisi olmadan da yürütülebilirdi. Bunun yapılmamış olmasındansa, aydınlarımız sorumludur.
Çalışma programları bakımından halkevlerine benziyen müesseseler, Batı Avrupa’da ve Amerika’da da vardır. Bunların başında, Genç Hırıstiyanlar Birliği denilen, hemen bütün şehir ve kasabalara yayılmış teşkilât gelir. Adındaki «Hıristiyan» kelimesine rağmen, çoğu yerlerde bu teşkilât, din ayrılığı gözetmiyen ve dinî maksatları olmıyan bir eğitim müessesesidir.
Kütüphaneleri, sanat çalışmaları, konferansları ve jimnastikhaneleriyle, çocukların ve gençlerin boş saatlerini verimli ve faydalı geçirmelerine imkân verir.
Bildiğimiz kadar bu birlikler, bulundukları yerde ancak halkın bilgi ve yardımiyle yaşarlar.
Okullarının sayısı ve halkının kültür seviyesi bizdekinden çok daha yüksek memleketlerde bile bu türlü eğitim müesseselerine ihtiyaç duyulurken, Türkiye'de halkevlerinden kalan boşluğun halâ doldurulmamış olması, ihmalciliklerimizin en affedilmezlerinden biridir.
Bizde yeni yeni beliren teşkilâtçılık ruhu, şimdilik, taşıdıkları iddialı adlara rağmen ancak birer kumar ve eğlence merkezi olan kulüp ve dernekler kurulması şeklinde kendini gösteriyor.
Boş vakitlerin topluma en faydasız bir şekilde geçirilmesini teşvikten başka bir işe yaramıyan, ve zararlı sayılabilecek faaliyeti için bile çoğu zaman kendilerinde devletten ve özel müesseselerden yardım bekleme hakkını gören kulüp ve dernekler, meselâ Ankara’da, yüz kızartıcı bir sayıya varmıştır.
Halkevlerinin çalışmalarından başlıcaları nelerdir?.. Konferans, konser ve sergiler düzenlemek, amatör tiyatro grupları meydana getirmek, resim, musiki ve, yabancı dil kursları açmak, kütüphaneler ve gençlik için jimnastikhaneler kurmak!.
Her şehirde iyi niyetli ve orta halli 100 er kişi bir araya gelirse, bu çalışmaların hepsini yahut bir kısmını başarmalarına ne engel vardır?
İstanbul ve Ankara’da bildiğimiz sayılı birkaç teşebbüs, çok daha az sayıda insanın bile, biraz iyi niyet göstermekle, bu türlü çalışmaları kolaylıkla başarabileceğini ispat etmiştir. Bunun İstanbul’daki örnekleri gençlerin kurduğu amatör tiyatrolar, Ankara’daki bir örneği de, iki yıl içinde şehrimizin sanat hayatına yeni bir hava getiren Helikon’dur.
Bunlar paralı insanların değil, sadece, boş vaktini kendine ve topluma faydalı geçirmek istiyen insanların teşebbüsleridir.
Bizde boş vakit, henüz el değmemiş bir hazinedir. Boş vakit her gün sokaklarımızdan seller gibi akmakta, evlerimize, kahve ve meyhanelerimize, kulüp ve derneklerimize dolap taşmaktadır.
Memleketimizde nasıl kalkınma, bu hazinenin değerini anladığımız gün başlıyacaktır.
Koleksiyon
Alıntı
“El Değmemiş Bir Hazine: Boş Vakit...,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 26 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/19 ulaşıldı.