Sana Kaldı!
Başlık:
Sana Kaldı!
Kaynak:
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" s. 3
Tarih:
1954-03-01
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA:
Sana kaldı!
Dünkü yazımızın sonunda omuz silkip «bana mı kaldı?» diyen aydın, tarih bilgisini başında canlandırıp, «tek insan» ın bugüne kadar insanlığa hizmetlerini düşünmelidir!
Tarihi yapanlar, omuz silkip «bana mı kaldı» diye sormamış olan kişilerdir. Dehanın sırrı, bu soruyu sormamaktadır. Zaten lâtincede de «genlus» (dahi), doğuran, yaratan, meydana getiren demektir.
Emerson, «bütün deha eserlerinde kendi reddedilmiş düşüncelerimizi buluruz» der, ve dehanın en basit fakat belki en doğru tarifini yapar:
«Kendi düşüncenize inanmak; kendiniz için doğrululuğuna inandığınız şeyin bütün insanlar için doğru olduğuna inanmak: Deha işte budur!» Biraz daha açıklarsak deha, insanın, bütün insanlar için doğruluğuna inandığı düşüncelerini gerçekleştirebilmesidir.
Insanlık tarihinin dahiler arasında saydığı bütün insanlara Emerson’un tarifini uyguluyabilirsiniz. İsterseniz, dehasından hiçbirimizin şüphe etmediği Atatürk’ü alın! Onun aklından geçenleri, Birinci Dünya Harbi sonunda onun neslinden kimbilir daha ne kadar Türk aydını düşünmüş, ve sonradan Atatürk’ün eserlerine bakıp, «bunları ben de düşünmüştüm,» demiştir!
O günlerde, memleketi düşmandan temizlemeli, fesi atıp şapka giymeli, eski yazı yerine Lâtin yazısını almalı, Doğuyu bırakıp Batılı olmalı diye düşünebilmek için herhalde dâhi olmak gerekmezdi. Atatürk’ün dehası, bunları düşündükten sonra, «bana mı kaldı?» dememiş olmasındadır.
Bugün yurdumuzda yapılması gereken, yapılması mümkün olan ne kadar iş vardır! Bütün bu işler, «bana mı kaldı?» demiyecek insanları beklemektedir.
«Bana mı kaldı?» diye omuz silkip politikadan kaçınan aydınlar da, yurdumuzdaki bütün insanların belki yararına olabilecek düşüncelerini, kafalarının içinde öldürmektedirler. Böyle düşünceler, anasının rahminde ölen çocuk kadar fonksiyonsuz, hayata faydasızdır.
Sana kalmadı da kime kaldı?.. Bu dünyada yapılabilecek ne iş varsa insana kalmıştır. Kendiliğinden bizim için bu işleri yapacak insandan başka bir yaratık yoktur.
Onun için insan, «bana mı kaldı?» demeyi, insanlık onuruna yediremese gerektir!
Bülend ECEVİT
Sana kaldı!
Dünkü yazımızın sonunda omuz silkip «bana mı kaldı?» diyen aydın, tarih bilgisini başında canlandırıp, «tek insan» ın bugüne kadar insanlığa hizmetlerini düşünmelidir!
Tarihi yapanlar, omuz silkip «bana mı kaldı» diye sormamış olan kişilerdir. Dehanın sırrı, bu soruyu sormamaktadır. Zaten lâtincede de «genlus» (dahi), doğuran, yaratan, meydana getiren demektir.
Emerson, «bütün deha eserlerinde kendi reddedilmiş düşüncelerimizi buluruz» der, ve dehanın en basit fakat belki en doğru tarifini yapar:
«Kendi düşüncenize inanmak; kendiniz için doğrululuğuna inandığınız şeyin bütün insanlar için doğru olduğuna inanmak: Deha işte budur!» Biraz daha açıklarsak deha, insanın, bütün insanlar için doğruluğuna inandığı düşüncelerini gerçekleştirebilmesidir.
Insanlık tarihinin dahiler arasında saydığı bütün insanlara Emerson’un tarifini uyguluyabilirsiniz. İsterseniz, dehasından hiçbirimizin şüphe etmediği Atatürk’ü alın! Onun aklından geçenleri, Birinci Dünya Harbi sonunda onun neslinden kimbilir daha ne kadar Türk aydını düşünmüş, ve sonradan Atatürk’ün eserlerine bakıp, «bunları ben de düşünmüştüm,» demiştir!
O günlerde, memleketi düşmandan temizlemeli, fesi atıp şapka giymeli, eski yazı yerine Lâtin yazısını almalı, Doğuyu bırakıp Batılı olmalı diye düşünebilmek için herhalde dâhi olmak gerekmezdi. Atatürk’ün dehası, bunları düşündükten sonra, «bana mı kaldı?» dememiş olmasındadır.
Bugün yurdumuzda yapılması gereken, yapılması mümkün olan ne kadar iş vardır! Bütün bu işler, «bana mı kaldı?» demiyecek insanları beklemektedir.
«Bana mı kaldı?» diye omuz silkip politikadan kaçınan aydınlar da, yurdumuzdaki bütün insanların belki yararına olabilecek düşüncelerini, kafalarının içinde öldürmektedirler. Böyle düşünceler, anasının rahminde ölen çocuk kadar fonksiyonsuz, hayata faydasızdır.
Sana kalmadı da kime kaldı?.. Bu dünyada yapılabilecek ne iş varsa insana kalmıştır. Kendiliğinden bizim için bu işleri yapacak insandan başka bir yaratık yoktur.
Onun için insan, «bana mı kaldı?» demeyi, insanlık onuruna yediremese gerektir!
Bülend ECEVİT
Koleksiyon
Alıntı
“Sana Kaldı!,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/187 ulaşıldı.