Halk ve Devlet
Başlık:
Halk ve Devlet
Kaynak:
Halkçı, "Günün Işığında", s. 3
Tarih:
1955-03-23
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA :
Halk ve Devlet
Bülent ECEVİT
Türkiye’de daha geniş bir hürriyet özliyen aydınlar öteden beri devlet baskısından şikâyetçidirler.
Bazan bir memlekette devlet baskısı, halkın bundan huzursuzluk duymasına rağmen de, zora dayanılarak, bir müddet devam ettirilebilir.
Fakat genel olarak devlet baskısının baş sebebi, halkın toplumsal hayatta geniş boşluklar bırakmasıdır. Bu boşlukları ister istemez devlet doldurur, ve bunun tabiî bir sonucu olarak da devlet halk üzerinde bir baskı unsuru hâline gelir.
Dünkü yazımızda da belirttiğimiz gibi, bizde halkın çoğunluğu hürriyetindeki kısıntıdan huzursuzluk duymadığına göre (bunun en son delili, bu kısıntıların açık belirtilerine rağmen 1954 seçimlerinde alınan sonuçlardır), Türkiye’de süregiden devlet baskısından halkın kendisi sorumlu demektir.
Gerçekten bizler vatandaş olarak memleketimizin toplumsal hayatiyle o kadar ilgisiziz ki, toplum şuurumuz o kadar zayıftır ki, memleketimizde yapılması gerekli birçok işler haliyle devlet denen kuvvete kalmış olmaktadır.
Kendinden bu kadar çok iş beklenen bir devletse, bu yükleri ancak birtakım imtiyazlar karşılığında üzerine alır. Bunun istisnaları ancak halkın çok olgun, uyanık ve idare başındaki politikacıların olağanüstü bir iyiniyet sahibi olmalariyle mümkün olabilir.
işçi Partisi iktidara geldiği zaman, hürriyetine bağlı İngiliz halkının da karşılaştığı en büyük mesele, devlete bırakılan işlerle beraber ona verilecek imtiyazların da artmasını önlemekti. George Orwell’in geçenlerde B.B.C.’de yayınlanması hâdise olan «1984» adlı eseri, bu tehlikeyi belirtiyordu.
Dâvetli olarak Amerika’da geçirdiğim son birkaç ay zarfında, dikkatimi en çok çeken şeylerden biri, halkın bu husustaki titizliği oldu.
«Ortanın solunda» ki Demokrat Parti’yi tutan Amerikalılar bile, Federal İdare’nin gitgide daha çok sorumluluk yüklenmesi karşısında duydukları kaygıyı saklamıyor, bunun tehlikelerini açıkça tartışıyorlardı. Bir yandan bazı işleri fertlerin kendi başlarına başaramıyacaklarını itiraf ediyor, bir yandan da bu işleri devletin yüklenmesiyle hürriyetlerinin ne derece kısılmış olacağı onları düşündürüyordu.
Başka memleketlerde devletin yapması tabiî görülen birçok âmme hizmetleri bugün Amerika’da halkın omuzlarına yüklüdür.
Amerikalı, bunun için gerekli zaman ve parayı sevine sevine veriyor. Çünkü, karşılığında, hürriyetinin tam sahibi olmaktadır.
Amerika’da bir insan topluluğu, ancak okulunu, kilisesini, yangın söndürme teşkilâtını ve sosyal yardım müesseselerini kurduktan sonra kendi kendini «topluluk» adına lâyık görmektedir.
Türkiye halkında, bu kadar olmasa bile buna yakın bir toplum şuuru uyandırmak, bunun için gereken bilgiyi ve kendi kendine saygı duygusunu halka aşılıyabilmek, hürriyete inanan Türk aydınlarının ilk görevlerinden biri olmalıdır.
Devlet baskısından kurtulma[...] yolu, devlete muhtaç olmak[...] kurtulmaktır.
Halk ve Devlet
Bülent ECEVİT
Türkiye’de daha geniş bir hürriyet özliyen aydınlar öteden beri devlet baskısından şikâyetçidirler.
Bazan bir memlekette devlet baskısı, halkın bundan huzursuzluk duymasına rağmen de, zora dayanılarak, bir müddet devam ettirilebilir.
Fakat genel olarak devlet baskısının baş sebebi, halkın toplumsal hayatta geniş boşluklar bırakmasıdır. Bu boşlukları ister istemez devlet doldurur, ve bunun tabiî bir sonucu olarak da devlet halk üzerinde bir baskı unsuru hâline gelir.
Dünkü yazımızda da belirttiğimiz gibi, bizde halkın çoğunluğu hürriyetindeki kısıntıdan huzursuzluk duymadığına göre (bunun en son delili, bu kısıntıların açık belirtilerine rağmen 1954 seçimlerinde alınan sonuçlardır), Türkiye’de süregiden devlet baskısından halkın kendisi sorumlu demektir.
Gerçekten bizler vatandaş olarak memleketimizin toplumsal hayatiyle o kadar ilgisiziz ki, toplum şuurumuz o kadar zayıftır ki, memleketimizde yapılması gerekli birçok işler haliyle devlet denen kuvvete kalmış olmaktadır.
Kendinden bu kadar çok iş beklenen bir devletse, bu yükleri ancak birtakım imtiyazlar karşılığında üzerine alır. Bunun istisnaları ancak halkın çok olgun, uyanık ve idare başındaki politikacıların olağanüstü bir iyiniyet sahibi olmalariyle mümkün olabilir.
işçi Partisi iktidara geldiği zaman, hürriyetine bağlı İngiliz halkının da karşılaştığı en büyük mesele, devlete bırakılan işlerle beraber ona verilecek imtiyazların da artmasını önlemekti. George Orwell’in geçenlerde B.B.C.’de yayınlanması hâdise olan «1984» adlı eseri, bu tehlikeyi belirtiyordu.
Dâvetli olarak Amerika’da geçirdiğim son birkaç ay zarfında, dikkatimi en çok çeken şeylerden biri, halkın bu husustaki titizliği oldu.
«Ortanın solunda» ki Demokrat Parti’yi tutan Amerikalılar bile, Federal İdare’nin gitgide daha çok sorumluluk yüklenmesi karşısında duydukları kaygıyı saklamıyor, bunun tehlikelerini açıkça tartışıyorlardı. Bir yandan bazı işleri fertlerin kendi başlarına başaramıyacaklarını itiraf ediyor, bir yandan da bu işleri devletin yüklenmesiyle hürriyetlerinin ne derece kısılmış olacağı onları düşündürüyordu.
Başka memleketlerde devletin yapması tabiî görülen birçok âmme hizmetleri bugün Amerika’da halkın omuzlarına yüklüdür.
Amerikalı, bunun için gerekli zaman ve parayı sevine sevine veriyor. Çünkü, karşılığında, hürriyetinin tam sahibi olmaktadır.
Amerika’da bir insan topluluğu, ancak okulunu, kilisesini, yangın söndürme teşkilâtını ve sosyal yardım müesseselerini kurduktan sonra kendi kendini «topluluk» adına lâyık görmektedir.
Türkiye halkında, bu kadar olmasa bile buna yakın bir toplum şuuru uyandırmak, bunun için gereken bilgiyi ve kendi kendine saygı duygusunu halka aşılıyabilmek, hürriyete inanan Türk aydınlarının ilk görevlerinden biri olmalıdır.
Devlet baskısından kurtulma[...] yolu, devlete muhtaç olmak[...] kurtulmaktır.
Koleksiyon
Alıntı
“Halk ve Devlet,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/17 ulaşıldı.