Huzura Doğru
Başlık:
Huzura Doğru
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" s. 1
Tarih:
1961-11-16
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi, "Günaydın Yazı Dizisi 1960-61"
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
HUZURA DOĞRU
Adalet Partisi yetkili organlarının dün aldığı kararla, Türkiye'de bir karma hükümet kurulması imkânı sağlanmış oluyor.
Huzur isteyen, istikrar isteyen, demokrasi isteyen herkes, son günlerde, umutlarını, İsmet İnönü'nün başkanlığında Cumhuriyet Halk Partisi ile Adalet Partisini yanyana getirecek bir hükümete bağlamıştı. 15 Ekim seçimlerinin sonuçlarına göre, istikrarlı bir hükümet, ancak, bu iki parti el ele verirse kurulabilirdi; ihtilâl rejimi ile normal demokratik rejim arasındaki dar geçitten memleketi esenlikle geçirmeğe, ancak, öyle bir hükümetin gücü yetebilirdi.
Bu hususta Cumhuriyet Halk Partisi yönünden herhangi bir güçlük yoktu. Fakat Adalet Partisi içindeki bazı akımlar, böyle bir işbirliğine karşı engeller çıkarmakta idiler.
Şimdi, anlaşılan, bu engeller aşılmıştır.
Bu engellerin aşılmasında halkoyunun ve basının etkisi büyük rol oynadığı gibi, başta Sayın Ragıp Gümüşapla olmak üzere, birçok Adalet Partisi yöneticilerinin ve gerek Adalet Partili gerek bağımsız bazı iyi niyetli ve sağduyulu siyaset adamlarının da büyük emekleri geçtiği bellidir.
Onların bu emekleri, ihtilâlden sonra normal demokratik düzene geçişin ârızasız başarılmasını mümkün kılmış etkenler arasında sayılacak, ve Türk demokrasi tarhinde takdirle anılacaktır.
Gerçi, hükümet için Cumhuriyet Halk Partisi ile işbirliğine hâlâ yanaşmak istemeyen bazı Adalet Partililer bulunduğu sır değildir. Fakat demokratik rejimi çıkmazdan kurtarmak üzere C.H.P. ile işbirliği yapmanın partilerini asla zayıflatmıyacağını; tersine büyük yurttaş çoğunluğunun gözünde ve hür dünya önünde Adalet Partisine itibar kazandıracağını, zamanla onlar da göreceklerdir.
Kurulacak karma hükümetin başarısı için çalışmakla, kendi partilerinln gelişmesini, devlet başında hizmet sınavından geçmiş bir parti olarak Türk siyaset hayatında vaz geçilmez bir unsur olarak kökleşmesini de teminat altına almağa hizmet etmiş olacaklardır.
Türkiye için en büyük bedbahtlık, Türk demokrasisi için en tehlikeli zaaf, kısmen particiliği karşılıklı husumet haline getirmekte menfaat umanların gayretleri, kısmen de demokrasideki tecrübesizlik yüzünden, son yıllarda Türk Ulusunun adetâ ikiye bölünmüş olmasından geliyordu.
İhtilâlden ve yeni partiler kurulmasından sonra da bu bölünmenin devam ettiği, hattâ büsbütün derinleştiği intibaı uyanmıştı. Bu bölünmede Adalet Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi iki zıt kutup teşkil eder görünüyorlardı.
Şimdi, C.H.P. ile A.P.'nin bir karma hükümette işbirliği yapabilmeleri ile, birçok kimselerin yakın zamana kadar aslâ bağdaşamaz sandığı bu zıt kutuplar bağdaşmış; öylelikle, toplum yapımızda yılların açtığı ayrılık ve husumet yarası kapanma yoluna girmiş olacaktır.
Bunun sağlanabilmesi, aslında, hükümetsiz kalma tehlikesinin önlenmesinden de daha büyük bir önem, daha derin ve daha sevindirici bir anlam taşır.
Bu işbirliği yürürse, Türk Ulusu, kendi içinde iki hasım cepheye bölünmenin, gerçek bir sebebe dayanmıyan bir korkulu kâbusdan ibaret olduğunu anlıyacak, o kâbusdan uyanıp kurtulmanın huzur ve mutluluğunu duyacaktır.
Türk Ulusu, demokrasinin nimetlerine, demokratik hayat içinde huzur ve güvenliğe, ve demokrasi yoluyla hızlı kalkınma ve yüzyılların yığdığı dertlere çareler bulma imkânına, o zaman kavuşacaktır.
BÜLENT ECEVİT
HUZURA DOĞRU
Adalet Partisi yetkili organlarının dün aldığı kararla, Türkiye'de bir karma hükümet kurulması imkânı sağlanmış oluyor.
Huzur isteyen, istikrar isteyen, demokrasi isteyen herkes, son günlerde, umutlarını, İsmet İnönü'nün başkanlığında Cumhuriyet Halk Partisi ile Adalet Partisini yanyana getirecek bir hükümete bağlamıştı. 15 Ekim seçimlerinin sonuçlarına göre, istikrarlı bir hükümet, ancak, bu iki parti el ele verirse kurulabilirdi; ihtilâl rejimi ile normal demokratik rejim arasındaki dar geçitten memleketi esenlikle geçirmeğe, ancak, öyle bir hükümetin gücü yetebilirdi.
Bu hususta Cumhuriyet Halk Partisi yönünden herhangi bir güçlük yoktu. Fakat Adalet Partisi içindeki bazı akımlar, böyle bir işbirliğine karşı engeller çıkarmakta idiler.
Şimdi, anlaşılan, bu engeller aşılmıştır.
Bu engellerin aşılmasında halkoyunun ve basının etkisi büyük rol oynadığı gibi, başta Sayın Ragıp Gümüşapla olmak üzere, birçok Adalet Partisi yöneticilerinin ve gerek Adalet Partili gerek bağımsız bazı iyi niyetli ve sağduyulu siyaset adamlarının da büyük emekleri geçtiği bellidir.
Onların bu emekleri, ihtilâlden sonra normal demokratik düzene geçişin ârızasız başarılmasını mümkün kılmış etkenler arasında sayılacak, ve Türk demokrasi tarhinde takdirle anılacaktır.
Gerçi, hükümet için Cumhuriyet Halk Partisi ile işbirliğine hâlâ yanaşmak istemeyen bazı Adalet Partililer bulunduğu sır değildir. Fakat demokratik rejimi çıkmazdan kurtarmak üzere C.H.P. ile işbirliği yapmanın partilerini asla zayıflatmıyacağını; tersine büyük yurttaş çoğunluğunun gözünde ve hür dünya önünde Adalet Partisine itibar kazandıracağını, zamanla onlar da göreceklerdir.
Kurulacak karma hükümetin başarısı için çalışmakla, kendi partilerinln gelişmesini, devlet başında hizmet sınavından geçmiş bir parti olarak Türk siyaset hayatında vaz geçilmez bir unsur olarak kökleşmesini de teminat altına almağa hizmet etmiş olacaklardır.
Türkiye için en büyük bedbahtlık, Türk demokrasisi için en tehlikeli zaaf, kısmen particiliği karşılıklı husumet haline getirmekte menfaat umanların gayretleri, kısmen de demokrasideki tecrübesizlik yüzünden, son yıllarda Türk Ulusunun adetâ ikiye bölünmüş olmasından geliyordu.
İhtilâlden ve yeni partiler kurulmasından sonra da bu bölünmenin devam ettiği, hattâ büsbütün derinleştiği intibaı uyanmıştı. Bu bölünmede Adalet Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi iki zıt kutup teşkil eder görünüyorlardı.
Şimdi, C.H.P. ile A.P.'nin bir karma hükümette işbirliği yapabilmeleri ile, birçok kimselerin yakın zamana kadar aslâ bağdaşamaz sandığı bu zıt kutuplar bağdaşmış; öylelikle, toplum yapımızda yılların açtığı ayrılık ve husumet yarası kapanma yoluna girmiş olacaktır.
Bunun sağlanabilmesi, aslında, hükümetsiz kalma tehlikesinin önlenmesinden de daha büyük bir önem, daha derin ve daha sevindirici bir anlam taşır.
Bu işbirliği yürürse, Türk Ulusu, kendi içinde iki hasım cepheye bölünmenin, gerçek bir sebebe dayanmıyan bir korkulu kâbusdan ibaret olduğunu anlıyacak, o kâbusdan uyanıp kurtulmanın huzur ve mutluluğunu duyacaktır.
Türk Ulusu, demokrasinin nimetlerine, demokratik hayat içinde huzur ve güvenliğe, ve demokrasi yoluyla hızlı kalkınma ve yüzyılların yığdığı dertlere çareler bulma imkânına, o zaman kavuşacaktır.
Koleksiyon
Alıntı
“Huzura Doğru,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1392 ulaşıldı.