Ne Ekilirse...
Başlık:
Ne Ekilirse...
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 2
Tarih:
1961-06-24
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi, "Günaydın Yazı Dizisi 1960-61"
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
NE EKİLİRSE
Seçim kampanyasında ne ekilirse seçimden sonra o biçilir. Kin ekilirse kin, sevgi ekilirse sevgi... Seçim kampanyasında tutulamıyacak sözler verilirse, seçimden sonra partilerin de memleketin de başına o sözlerle dert açılır.
Demokrasi, bir bakıma, siyaset alanında düşman olmadan ayrılabilmek, kin gütmeden yarışabilmek, kavga etmeden tartışabilmek sanatıdır; fakat, gerekince de, her türlü ayrılmanın, yarışmanın, tartışmanın üstünde, ulusun esenliği için el ele çalışabilmek sanatıdır.
Bunca acı tecrübeden sonra, şimdi ulusça bizlerin, bu sanattaki yeterliğimiz nedir?. Önümüzdeki 21 gün bunu gösterecek!.. Önümüzdeki 21 günün sonunda, seçimlerin sonucu değil, bu sorunun cevabı. Türk demokrasisinin yolunu çizecek.
Demokrasinin yaşıyabilmesi, memlekete yararlı olabilmesi ve huzur getirebilmesi için gerekli medenî münasebet ve insanca mücadele geleneklerini kurmak, bu 21 gün içinde, partilerin, politikacıların, gazetecilerin ellerindedir.
Bu geleneklerin kurulabilmesi uğrunda partilere, politikacılara, gazetecilere düşen ödevler, Yuvarlak Masa toplantılarında varılan sözleşmelerle belirtilmiştir. Bu sözleşmeler üzerinde bazılarının birkaç gündür giriştikleri yakışıksız oy spekülasyonları seçim kampanyasıyla beraber sona erer de, her parti ve her gazete, sözleşmeler altındaki imzasına saygı gösterecek kadar dürüst davranırsa, memlekette demokrasi için, huzur için gerekli şartlar, daha seçim sonuçları alınmadan yerine getirilmiş olacaktır.
Bu hususta öncülük etmek, örnek olmak, en büyük, en güçlü, en görgülü partiye düşer.
En büyük, en güçlü, en görgülü partinin kendi partisi olduğuna inanan her Cumhuriyet Halk Partili, seçim kampanyası süresince, bu öncülük ödevinin, örnek olma ödevinin, sorumluluğunu omuzlarında hissedecektir.
Her Cumhuriyet Halk Partili, en ağır tahrikler, en insafsız hücumlar karşısında bile, bu ağır sorumluluğu omuzlarında taşıyabilme gücünü, kendi bilincinden, kendi sorumluluk duygusundan, ve İnönü'nün son C. H. P. Kurultayındaki öğütlerinden alabilecktir.
Kurultay kapanırken, İnönü'nün, bütün delegelere «bir yol armağanı» olarak sunduğu bu öğütleri, şimdi, seçim kampanyasının başladığı günde bir daha hatırlamak yerinde olacaktır:
«Siyasî partiler demek, vatandaşın hemen hemen hepsini kapsayan teşekküller demektir» diyordu İnönü...
«Beraber yaşıyacağız.. İktidarda olursak, muhalefette olursak; barışta olursak, harbte olursak»... beraber yaşıyacağız, diyordu...
«Vatandaşlar arasında iyi münasebeti ve vatanda huzuru müdafaa etmek için tecrübeleri en eski olan Cumhuriyet Halk Partisinden tahammül isterim, dikkat isterim».
«Tesadüf edeceğiniz tarizleri, taarruzları ruhunuzda mümkün olduğu kadar ısıtmaya çalışarak, itidal ile karşılamanızı isterim.... Ne haksızlığa, tarize maruz olursanız olunuz, kiminin yeniliğine ve acemiliğine, kiminin kendisini, ilerisini sizin kadar düşünmeden, sözünü sakınmadığına atfediniz. Siz mümkün olduğu kadar sabırlı olunuz. Bu seçim devrini memleket olarak huzur içinde geçirelim ve muhtelif siyasî partilere mensup vatandaşlar olarak az kırılmış olarak geçirelim», diyordu.
Türkiye'nin esenliğini her türlü particilik düşüncesinin üstünde tutan İnönü, partili mücadele arkadaşlarına, o gün,
«Dünya karışıktır, gergindir, ve Türkiye büyük umman ortasında bir adadır. Siz her mülâhazada, vatanın kuvvetini, istikrarını, istikbalini birinci derecede düşünmeye mecbursunuz».
diyordu.
İnönü'nün bu sözlerine uymak, bu öğütlerini tutmak, Cumhuriyet Halk Partisinin, seçim kampanyasında kendine düşen ödevi en etkili bir şekilde yapmasına; seçim kampanyasında huzur ekip seçimden sonra huzur biçmesine; sevgi ekip sevgi biçmesine; Türkiye'yi demokrasi için en verimli bir toprak haline getirmesine yetecektir.
Seçim mücadelesine giden partili arkadaşlarına verdiği bu «yol armağanı» öğütlerin seçim devresinde tutulduğunu görmek, İnönü için, bugün bir yaş daha eklenen ömrünün, her günü memlekete büyük hizmetlerle dolu ömrünün, belki en değerli bir armağanı yerine geçecektir.
BÜLENT ECEVİT
NE EKİLİRSE
Seçim kampanyasında ne ekilirse seçimden sonra o biçilir. Kin ekilirse kin, sevgi ekilirse sevgi... Seçim kampanyasında tutulamıyacak sözler verilirse, seçimden sonra partilerin de memleketin de başına o sözlerle dert açılır.
Demokrasi, bir bakıma, siyaset alanında düşman olmadan ayrılabilmek, kin gütmeden yarışabilmek, kavga etmeden tartışabilmek sanatıdır; fakat, gerekince de, her türlü ayrılmanın, yarışmanın, tartışmanın üstünde, ulusun esenliği için el ele çalışabilmek sanatıdır.
Bunca acı tecrübeden sonra, şimdi ulusça bizlerin, bu sanattaki yeterliğimiz nedir?. Önümüzdeki 21 gün bunu gösterecek!.. Önümüzdeki 21 günün sonunda, seçimlerin sonucu değil, bu sorunun cevabı. Türk demokrasisinin yolunu çizecek.
Demokrasinin yaşıyabilmesi, memlekete yararlı olabilmesi ve huzur getirebilmesi için gerekli medenî münasebet ve insanca mücadele geleneklerini kurmak, bu 21 gün içinde, partilerin, politikacıların, gazetecilerin ellerindedir.
Bu geleneklerin kurulabilmesi uğrunda partilere, politikacılara, gazetecilere düşen ödevler, Yuvarlak Masa toplantılarında varılan sözleşmelerle belirtilmiştir. Bu sözleşmeler üzerinde bazılarının birkaç gündür giriştikleri yakışıksız oy spekülasyonları seçim kampanyasıyla beraber sona erer de, her parti ve her gazete, sözleşmeler altındaki imzasına saygı gösterecek kadar dürüst davranırsa, memlekette demokrasi için, huzur için gerekli şartlar, daha seçim sonuçları alınmadan yerine getirilmiş olacaktır.
Bu hususta öncülük etmek, örnek olmak, en büyük, en güçlü, en görgülü partiye düşer.
En büyük, en güçlü, en görgülü partinin kendi partisi olduğuna inanan her Cumhuriyet Halk Partili, seçim kampanyası süresince, bu öncülük ödevinin, örnek olma ödevinin, sorumluluğunu omuzlarında hissedecektir.
Her Cumhuriyet Halk Partili, en ağır tahrikler, en insafsız hücumlar karşısında bile, bu ağır sorumluluğu omuzlarında taşıyabilme gücünü, kendi bilincinden, kendi sorumluluk duygusundan, ve İnönü'nün son C. H. P. Kurultayındaki öğütlerinden alabilecktir.
Kurultay kapanırken, İnönü'nün, bütün delegelere «bir yol armağanı» olarak sunduğu bu öğütleri, şimdi, seçim kampanyasının başladığı günde bir daha hatırlamak yerinde olacaktır:
«Siyasî partiler demek, vatandaşın hemen hemen hepsini kapsayan teşekküller demektir» diyordu İnönü...
«Beraber yaşıyacağız.. İktidarda olursak, muhalefette olursak; barışta olursak, harbte olursak»... beraber yaşıyacağız, diyordu...
«Vatandaşlar arasında iyi münasebeti ve vatanda huzuru müdafaa etmek için tecrübeleri en eski olan Cumhuriyet Halk Partisinden tahammül isterim, dikkat isterim».
«Tesadüf edeceğiniz tarizleri, taarruzları ruhunuzda mümkün olduğu kadar ısıtmaya çalışarak, itidal ile karşılamanızı isterim.... Ne haksızlığa, tarize maruz olursanız olunuz, kiminin yeniliğine ve acemiliğine, kiminin kendisini, ilerisini sizin kadar düşünmeden, sözünü sakınmadığına atfediniz. Siz mümkün olduğu kadar sabırlı olunuz. Bu seçim devrini memleket olarak huzur içinde geçirelim ve muhtelif siyasî partilere mensup vatandaşlar olarak az kırılmış olarak geçirelim», diyordu.
Türkiye'nin esenliğini her türlü particilik düşüncesinin üstünde tutan İnönü, partili mücadele arkadaşlarına, o gün,
«Dünya karışıktır, gergindir, ve Türkiye büyük umman ortasında bir adadır. Siz her mülâhazada, vatanın kuvvetini, istikrarını, istikbalini birinci derecede düşünmeye mecbursunuz».
diyordu.
İnönü'nün bu sözlerine uymak, bu öğütlerini tutmak, Cumhuriyet Halk Partisinin, seçim kampanyasında kendine düşen ödevi en etkili bir şekilde yapmasına; seçim kampanyasında huzur ekip seçimden sonra huzur biçmesine; sevgi ekip sevgi biçmesine; Türkiye'yi demokrasi için en verimli bir toprak haline getirmesine yetecektir.
Seçim mücadelesine giden partili arkadaşlarına verdiği bu «yol armağanı» öğütlerin seçim devresinde tutulduğunu görmek, İnönü için, bugün bir yaş daha eklenen ömrünün, her günü memlekete büyük hizmetlerle dolu ömrünün, belki en değerli bir armağanı yerine geçecektir.
Koleksiyon
Alıntı
“Ne Ekilirse...,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 9 Ekim 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1382 ulaşıldı.