Anayasa ve Kömür
Başlık:
Anayasa ve Kömür
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" s. 1
Tarih:
1961-06-08
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi, "Günaydın Yazı Dizisi 1960-61"
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Anayasa ve Kömür
«Devlet herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşıyabilmesini ve tıbbî bakım görmesini sağlamakla ödevlidir.
«Devlet yoksul ve dar gelirli ailelerin sağlık şartlarına uygun konut ihtiyacını karşılayıcı tedbirler alır.»
Yakında halkoyuna sunulacak yeni Anayasanın 49 uncu maddesi böyle diyor.
Belki bir kaç güne kadar Anayasa referandumu için propagandaya başlandığında, gecekondu mahallelerine de gidilecek, ve, şüphesiz, Anayasanın bu maddesi üzerinde de durulacaktır.
«Devlet herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşıyabilmesini... sağlamakla ödevli...»
Sıra bu maddeye geldiğinde, gecekondu mahallelerinde oturan Ankaralılardan on binlercesi haklı olarak şu soruyu sorabilirler:
— Bu Anayasa önümüzdeki kış yürürlüğe girmiş olacak.. Yeni alınan bir karara göre, gene önümüzdeki kış, bizim kömür istihkakımız ise, oturduğumuz evin oda sayısı ve ısınabılmek için kömür ihtiyacı ne olursa olsun, yarım tona indirilecek... Yani kışın soğuğunda, çoluğumuzla çocuğumuzla, «beden sağlığı»mız tehlikeye düşecek... Bu Anayasa ile bu sınırlamayı koyan yönetmelik nasıl bağdaşacaktır?.. Kömür istihkakımızı yarım tona indiren devlet, kışın soğuğunda karında, bizim beden sağlığımızı nasıl sağlıyacaktır?
Bu soruya karşılık,
— Ama senin evin tapusuzmuş!,
Diyecek olcak, yurttaş bize, gene haklı olarak aynı Anayasa hükmünün ikinci fıkrasını hatırlatabilir:
— Öyle ise devlet benim konut ihtiyacımı karşılasın, bana tapulu ev versin. gelirime uygun barınacak yer göstersin!, diyebilir.
Böyle kaçınılmaz soru ve hatırlatışlar karşısında. Anayasa propagandasına çıkan başka kimseler ne diyeceklerdir, bilemem!.. Fakat, yeni Anayasa metni üzerinde durmuş bir insan olarak mantığımı işletince, ben, işin içinden ancak şu cevapla çıkabileceğimi düşünüyorum:
— Anayasa yürürlüğe girdiğinde, yani kış gelip havalar soğuduğunda, devlet sizin beden sağlığınızı sağlamakla kaynakların elverdiği ölçüde bunun için de çalışmakla, ödevli duruma gelmiş olacaktır. O vakit. bu kadar kömürle beden sağlığınızın sağlanamıyacağını öne sürer, tapulu evlerde oturanlara hangi ölçüye göre kömür veriliyorsa siz de o ölçüye göre kömürünüzü alırsınız!.
derim... Sözümü şüpheyle karşılıyacak olurlarsa da şunları ilâve ederim:
— Yeni Anayasaya göre, devlet, bu isteğinizi yerine getirmeğe mecbur olacaktır. Eğer memleketteki kömür kaynakları yetersizse, devlet, kömür tahsislerindeki kısıntıyı, yurttaşlar arasında, «evi tapulular - evi tapusuzlar» diye ayrılık gözetmeksizin, herkes için eşit olarak yapacaktır. Çünkü bu Anayasanın 12 inci maddesine göre, «Hiç bir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfına İmtiyaz tanınamaz».. Böyle olunca da, beden sağlığını sağlama, soğuğa karşı korunma bakımından imtiyazlı zümre veya sınıflar yaratılamaz!
Tapulusuna gücü yetmediğinden tapusuz evde oturduğu için kömür istihkakı, yani soğuğa karşı korun a hakkı, kısılmak istenen, öylelikle «beden sağlığı» tehlikeye düşebilecek olan «yoksul ve dar gelirli» yurttaşa verilebilecek başka bir cevap benim aklıma gelmiyor.
Çünkü biliyorum ki bu Anayasaya göre, tapusuz evde oturanları soğuğa karşı korunmasız bırakmak devletin hakkı olmayacak; fakat onları tapulu evde oturma imkânına kavuşturmak, yani «yoksul ve dar gelirli ailelerin sağlık şartlarına uygun konut ihtiyacını karşılayıcı tedbirler» almak, devletin ödevi olacaktır.
BÜLENT ECEVİT
Anayasa ve Kömür
«Devlet herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşıyabilmesini ve tıbbî bakım görmesini sağlamakla ödevlidir.
«Devlet yoksul ve dar gelirli ailelerin sağlık şartlarına uygun konut ihtiyacını karşılayıcı tedbirler alır.»
Yakında halkoyuna sunulacak yeni Anayasanın 49 uncu maddesi böyle diyor.
Belki bir kaç güne kadar Anayasa referandumu için propagandaya başlandığında, gecekondu mahallelerine de gidilecek, ve, şüphesiz, Anayasanın bu maddesi üzerinde de durulacaktır.
«Devlet herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşıyabilmesini... sağlamakla ödevli...»
Sıra bu maddeye geldiğinde, gecekondu mahallelerinde oturan Ankaralılardan on binlercesi haklı olarak şu soruyu sorabilirler:
— Bu Anayasa önümüzdeki kış yürürlüğe girmiş olacak.. Yeni alınan bir karara göre, gene önümüzdeki kış, bizim kömür istihkakımız ise, oturduğumuz evin oda sayısı ve ısınabılmek için kömür ihtiyacı ne olursa olsun, yarım tona indirilecek... Yani kışın soğuğunda, çoluğumuzla çocuğumuzla, «beden sağlığı»mız tehlikeye düşecek... Bu Anayasa ile bu sınırlamayı koyan yönetmelik nasıl bağdaşacaktır?.. Kömür istihkakımızı yarım tona indiren devlet, kışın soğuğunda karında, bizim beden sağlığımızı nasıl sağlıyacaktır?
Bu soruya karşılık,
— Ama senin evin tapusuzmuş!,
Diyecek olcak, yurttaş bize, gene haklı olarak aynı Anayasa hükmünün ikinci fıkrasını hatırlatabilir:
— Öyle ise devlet benim konut ihtiyacımı karşılasın, bana tapulu ev versin. gelirime uygun barınacak yer göstersin!, diyebilir.
Böyle kaçınılmaz soru ve hatırlatışlar karşısında. Anayasa propagandasına çıkan başka kimseler ne diyeceklerdir, bilemem!.. Fakat, yeni Anayasa metni üzerinde durmuş bir insan olarak mantığımı işletince, ben, işin içinden ancak şu cevapla çıkabileceğimi düşünüyorum:
— Anayasa yürürlüğe girdiğinde, yani kış gelip havalar soğuduğunda, devlet sizin beden sağlığınızı sağlamakla kaynakların elverdiği ölçüde bunun için de çalışmakla, ödevli duruma gelmiş olacaktır. O vakit. bu kadar kömürle beden sağlığınızın sağlanamıyacağını öne sürer, tapulu evlerde oturanlara hangi ölçüye göre kömür veriliyorsa siz de o ölçüye göre kömürünüzü alırsınız!.
derim... Sözümü şüpheyle karşılıyacak olurlarsa da şunları ilâve ederim:
— Yeni Anayasaya göre, devlet, bu isteğinizi yerine getirmeğe mecbur olacaktır. Eğer memleketteki kömür kaynakları yetersizse, devlet, kömür tahsislerindeki kısıntıyı, yurttaşlar arasında, «evi tapulular - evi tapusuzlar» diye ayrılık gözetmeksizin, herkes için eşit olarak yapacaktır. Çünkü bu Anayasanın 12 inci maddesine göre, «Hiç bir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfına İmtiyaz tanınamaz».. Böyle olunca da, beden sağlığını sağlama, soğuğa karşı korunma bakımından imtiyazlı zümre veya sınıflar yaratılamaz!
Tapulusuna gücü yetmediğinden tapusuz evde oturduğu için kömür istihkakı, yani soğuğa karşı korun a hakkı, kısılmak istenen, öylelikle «beden sağlığı» tehlikeye düşebilecek olan «yoksul ve dar gelirli» yurttaşa verilebilecek başka bir cevap benim aklıma gelmiyor.
Çünkü biliyorum ki bu Anayasaya göre, tapusuz evde oturanları soğuğa karşı korunmasız bırakmak devletin hakkı olmayacak; fakat onları tapulu evde oturma imkânına kavuşturmak, yani «yoksul ve dar gelirli ailelerin sağlık şartlarına uygun konut ihtiyacını karşılayıcı tedbirler» almak, devletin ödevi olacaktır.
Koleksiyon
Alıntı
“Anayasa ve Kömür,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 21 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1381 ulaşıldı.