İhtilâli Köyümüze Uğratmanın Yolu

Başlık: 
İhtilâli Köyümüze Uğratmanın Yolu 
Kaynak: 
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 2 
Tarih: 
1961-05-06 
Lokasyon: 
Rahşan Ecevit Arşivi, "Günaydın Yazı Dizisi 1960-61" 
Metin: 
GÜNAYDIN

BÜLENT ECEVİT

İhtilâli köyümüze uğratmanın yolu

«Tasfiye», anlamı bakımından kötü bir söz değildir: Saflaştırmak, temizleyip arıtmak demektir. Fakat bu söz ne zaman, hangi alan için ortaya çıksa. ürküntü yaratır.

Çünkü tasfiye sel gibi, yangın gibi, deprem gibidir: Kötünün yanında iyiyi de, çürüğün yanında sağlamı da, kurunun yanında yaşı da yakar, yıkar, yok eder.

Bir tasfiye sırasında, haklı olarak çıkarılan yüzde 80'in yanında haksızlığa uğrayanların oranı yüzde 20'yi geçmese bile, önceki gün Meclis koridorunda İnönü'nün söylediği gibi, «Yüzde 20'nin mahzuru yüzde 80'in faydasını götürür.»

Hele, herhangi bir tasfiye hareketiyle beraber başlıyan şikâyetlerin, ihbarların arasından sızacak iftiralar, en temizlerin, en dürüstlerin bile huzurunu kaçırmağa, güvenliğini sarsmağa, hizmet şevkini kırmağa yeter.

Gerçi, pek çok alanı ifsad eden, pek çok alanda ahlâksızlığı, menfaatçiliği, partizanlığı başlıca desteği haline getiren bir kötü idareyi yıkmak için yapılmış bir ihtilâlden sonra, hiç bir alanda geniş ölçüde tasfiyeler, toplu tasfiyeler yapmamak da bir bakıma haksızlık sayılabilir. Kötü idarenin zulmüne, haksızlığına uğramış kimseler, o zulme, haksızlığa âlet olanlardan bazısının hâlâ eski işlerinde kaldığını görünce, haklı olarak içlerinde bir isyan duygusu duyabilirler. Bu yüzden ihtilâle de küsebilirler... Nitekim, öyle bir küskünlükle, 27 Mayıs İhtilâlinden sonra yer yer,

— İhtilâl bizim ile, İhtilâl bizim kasabaya, bizim köye uğramadı!, diyenler vardır.

Bunu diyenlerin hayal kırıklığı, küskünlüğü bütün bütün yersiz, haksız değildir.

Fakat, baş sorumlular saf dışı edildikten, baş suçlular hesap vermeğe götürlüdükten sonra, artık, geçmişin toplu bir tasfiyesinden daha önemli, daha gerekli olan, geleceğin sağlam temeller üzerinde kurulması, gelecek için, sorumlu mevkilerde, hattâ — mevkii ne olursa olsun — toplum içinde, ancak temizlerin, ancak dürüstlerin barınabilecekleri, tutunabilecekleri, yükselebilecekleri bir ortam yaratılmasıdır.

Böyle bir ortam, kötüyü ve aşağılığı iyileşip yücelmeğe, ahlâksızı ve haksızı dürüstleşip doğrulaşmağa zorlar. Bu zorlayışa karşı direnecek kadar kötü yaradılışlı olanlar, düzelmez olanlar, hali ile toplum dışına itilirler. Hiç değilse kötülüğün ve haksızlığın artık geçer akçe olmadığını görürler.

Eğer 27 Mayıs İhtilâlini doğuran ve başarıya ulaştıran ruh ve davranış, eğer yeni hazırlanan Anayasa ve bu Anayasa ile kurulacak düzen ve müesseseler, bu ortamı yaratamazsa, zaten İhtilâl boşuna olmuş, Anayasa boşuna hazırlanmış, o düzen ve müesseseler boşuna kurulmuş demektir. O zaman, tasfiye ile atılan kötülerin yerine yeni kötüler türer.

Bazı köyler, kasabalar vardır, hırsızlık, cinayet olmaz orada. Evlerinden ayrılanlar anahtarlarını kapılarının dışına asar da giderler. Öyle bir toplum bilinci, öyle bir doğruluk düzeni vardır ki o köyde, kasabada, bir başka yere düşseler kolaylıkla suç işleyebilecek, kötü yollara sapabilecek kimselerden bir çoğu, orada kendilerini dürüst davranmağa, başkalarının hakkına saygılı olmağa mecbur hissederler.

İktidarlara da, idare kadrolarına da, mahkemelere de bu mecburiyeti yüklemek mümkündür: Bu, toplumun elindedir, toplumun kurup yaşatacağı müesseselerin gücündedir.

İnönü bunu, önceki gün Meclis koridorunda, hâkimlerin tasfiyesine karşı konuşurken,

«İnsan karakteri bulunduğu kaba göre şekil alır» diye anlattı.

Türkiye'de bir yeni düzen kurar, bir yeni çağ açarken, geçmişin kırgınlıklarını, kızgınlıklarını o yeni düzene temel etmekten, o yeni çağa kırgınlıklarımızla, kızgınlıklarımızla yön vermekten kaçınıp, insan karakterine şekil verecek kabı düzgün ve sağlam yapmağa bakmalıyız!.. Toplu tasfiyelerin ancak kırıp atmağa — hem de bir çok doğrularla beraber kırıp atmağa — muvaffak olabileceği eğrileri, düzgün ve sağlam bir kap içinde doğrulaştırmağa çalışmalıyız!.. İhtilâlle huzur ve güvenliği, İhtilâlle yapıcılığı ancak öyle bağdaştırabilir, İhtilâli köyümüze ancak o yoldan uğratabiliriz. 

Dosyalar

1961.05.06.RE_B1.jpg
1961.05.06.RE_B2.jpg
1961.05.06.RE_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“İhtilâli Köyümüze Uğratmanın Yolu,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1369 ulaşıldı.