Sosyal Reform ve Demokrasi
Başlık:
Sosyal Reform ve Demokrasi
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 5
Tarih:
1960-09-30
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Sosyal reform ve demokrasi
Demokrasiyi yalnız bir siyasal düzen olarak görmek, demokrasiyle sosyal ıeformları çelişir saymak, hattâ biribirinden ayrı tutmak yanlıştır. Demokrasi, bir siyasal düzen olduğu kadar, başlı başına bir sosyal reform da sayılır. Daha doğrusu, sosyal reformların anası; sosyal yapıdaki dengesizlikleri, huzursuzlukları giderici reformların anahtarı; o reformları başarmanın en güvenilir, en insanî yolu sayılır.
Diktatörlüğün zor kullanarak, kırıp yıkarak açmağa çalıştığı sosyal reform kapısı, demokrasinin anahtarı ile kendiliğinden açılır.
Gerçi Atina demokrasisinden başlıyarak 19 uncu yüzyıla kadar Batı demokrasisi için ayın şey söylenemezdi. Çünkü 19 uncu yüzyıla kadar demokrasi, geniz ölçüde, zümre demokrasisi idi. Demokrasinin bireylere tanıdığı hak ve hürriyetlerden, bütün halk değil, sınırlı bir zümre, imtiyazlı bazı sınıflar yararlanırdı.
Çağımızda ise demokrasi kütlenin malı olmuştur. Kütle demokrasisi (mass democracy), herkesin, sosyal ve ekonomik durumu ne olursa olsun herkesin, eşit olarak yararlandığı, işlemesine eşit haklarla katıldığı bir siyasal düzendir.
Bu anlamdaki demokrasi ile, kütle demokrasisi ile, toplumun gerçek ihtiyacı olan sosyal reformlar arasında çelişme bulunamaz. Tersine, kütle demokrasisi, sosyal dengesizlikle, sosyal adaletsizlik ve huzursuzlukla çelişme halindedir. Çünkü bu demokraside herkesin oyu birdir; herkesin oyunu kullanma, seçme ve seçilme, seçilenleri denetleme hak ve imkânı, hem hukuken hem de fiilen eşittir. Egemen olan, bir zümre değil, bazı imtiyazlı sınıflar değil, bütünü ile halktır ve halkın egemenliğinde kimsenin payı başkalarınınkinden üstün değildir. Devletin yönetimine, toplumun düzenlenmesine, en varlıklı ile en yoksul, ağa ile ırgat, çalıştıranla çalışan, eşit ölçüde katılır.
Kütlenin, geniş halk yığınlarının, küçük zümreler, varlıklı kimseler elinde, beyler, ağalar, şeyhler elinde ezilmekten kurtulabilmesi için bundan iyi yol, bundan etkili silâh mı olur?
Siyasal haklar bakımından eşitliğin karşısında, sosyal eşitsizliğin barınabilmesi imkânsızdır. Siyasal haklardan eşitlik olunca, sosyal yapıda, hattâ zamanla ekonomik düzende, âdil bir denge kendiliğinden kurulur.
Sosyal yapısında bozukluk, dengesizlik olan toplumlar için demokrasi, son zamanlarda bazı aydınlarımızın ileri sürdüğü gibi, bir «fantezi» olmak şöyle dursun, şarttır.
—İlkin ağaların, beylerin saltanatına son verelim de, demokrasiyi düzgün bir sosyal yapı üzerinde kuralım ki düzgün işlesin!, tezi terstir, temelinden sakattır.
Değil mi ki oy sandığı başında beyin beyliği ile uşağın beyliği, ağanın ağalığı ile ırgatın ağalığı birdir, o sandık başında ağaların beylerin saltanatı, hem de kan dökülmeden, zora baş vurulmadan, oy gücü ile yıkılıverir.
Hangi gerçek demokraside, kütle demokrasisinin uygulandığı hangi ülkede, sosyal dengesizlik devam edebilmiş, feodal düzen, hattâ az veya çok sömürücü bir kapitalist düzen yaşıyabilmiştir?.. Kapitalistin en koyusu partilerin bile iktidarında, sosyal adalet günden güne gelişmekte, sosyal yapıdaki dengesizlik günden güne azalmaktadır. Oy hakkında eşitliğin gücüne karşı adaletsizliğin hiç bir türlüsü direnememektedir.
— Önce sosyal reform, sonra demokrasi!,.
Hayır!.. Demokrasi olunca, toplumun muhtaç bulunduğu sosyal reformlar kendiliğinden ve mutlaka oluşur. Ama demokrasi olmayan yerde, gerekli sosyal reformları, bunların gerekliliğine en çok inanan bir idarenin bile gerçekleştirebileceği şüphelidir. Çünkü demokrasiyi reddeden bir idare, halktan değil, zümrelerden kuvvet alan, çoğunluğun oyuna değil, bir azınlığın fiilî desteğine dayanan idaredir. İdareye kuvvet veren, fiilî destek sağlayan zümrelerin veya azınlığın da, çoğunluğu ezmek isteyen, sosyal reformları önlemek isteyen zümrelerin veya azınlığın tâ kendisi, olmayacağını kim önceden temin edebilir?
BÜLENT ECEVİT
Sosyal reform ve demokrasi
Demokrasiyi yalnız bir siyasal düzen olarak görmek, demokrasiyle sosyal ıeformları çelişir saymak, hattâ biribirinden ayrı tutmak yanlıştır. Demokrasi, bir siyasal düzen olduğu kadar, başlı başına bir sosyal reform da sayılır. Daha doğrusu, sosyal reformların anası; sosyal yapıdaki dengesizlikleri, huzursuzlukları giderici reformların anahtarı; o reformları başarmanın en güvenilir, en insanî yolu sayılır.
Diktatörlüğün zor kullanarak, kırıp yıkarak açmağa çalıştığı sosyal reform kapısı, demokrasinin anahtarı ile kendiliğinden açılır.
Gerçi Atina demokrasisinden başlıyarak 19 uncu yüzyıla kadar Batı demokrasisi için ayın şey söylenemezdi. Çünkü 19 uncu yüzyıla kadar demokrasi, geniz ölçüde, zümre demokrasisi idi. Demokrasinin bireylere tanıdığı hak ve hürriyetlerden, bütün halk değil, sınırlı bir zümre, imtiyazlı bazı sınıflar yararlanırdı.
Çağımızda ise demokrasi kütlenin malı olmuştur. Kütle demokrasisi (mass democracy), herkesin, sosyal ve ekonomik durumu ne olursa olsun herkesin, eşit olarak yararlandığı, işlemesine eşit haklarla katıldığı bir siyasal düzendir.
Bu anlamdaki demokrasi ile, kütle demokrasisi ile, toplumun gerçek ihtiyacı olan sosyal reformlar arasında çelişme bulunamaz. Tersine, kütle demokrasisi, sosyal dengesizlikle, sosyal adaletsizlik ve huzursuzlukla çelişme halindedir. Çünkü bu demokraside herkesin oyu birdir; herkesin oyunu kullanma, seçme ve seçilme, seçilenleri denetleme hak ve imkânı, hem hukuken hem de fiilen eşittir. Egemen olan, bir zümre değil, bazı imtiyazlı sınıflar değil, bütünü ile halktır ve halkın egemenliğinde kimsenin payı başkalarınınkinden üstün değildir. Devletin yönetimine, toplumun düzenlenmesine, en varlıklı ile en yoksul, ağa ile ırgat, çalıştıranla çalışan, eşit ölçüde katılır.
Kütlenin, geniş halk yığınlarının, küçük zümreler, varlıklı kimseler elinde, beyler, ağalar, şeyhler elinde ezilmekten kurtulabilmesi için bundan iyi yol, bundan etkili silâh mı olur?
Siyasal haklar bakımından eşitliğin karşısında, sosyal eşitsizliğin barınabilmesi imkânsızdır. Siyasal haklardan eşitlik olunca, sosyal yapıda, hattâ zamanla ekonomik düzende, âdil bir denge kendiliğinden kurulur.
Sosyal yapısında bozukluk, dengesizlik olan toplumlar için demokrasi, son zamanlarda bazı aydınlarımızın ileri sürdüğü gibi, bir «fantezi» olmak şöyle dursun, şarttır.
—İlkin ağaların, beylerin saltanatına son verelim de, demokrasiyi düzgün bir sosyal yapı üzerinde kuralım ki düzgün işlesin!, tezi terstir, temelinden sakattır.
Değil mi ki oy sandığı başında beyin beyliği ile uşağın beyliği, ağanın ağalığı ile ırgatın ağalığı birdir, o sandık başında ağaların beylerin saltanatı, hem de kan dökülmeden, zora baş vurulmadan, oy gücü ile yıkılıverir.
Hangi gerçek demokraside, kütle demokrasisinin uygulandığı hangi ülkede, sosyal dengesizlik devam edebilmiş, feodal düzen, hattâ az veya çok sömürücü bir kapitalist düzen yaşıyabilmiştir?.. Kapitalistin en koyusu partilerin bile iktidarında, sosyal adalet günden güne gelişmekte, sosyal yapıdaki dengesizlik günden güne azalmaktadır. Oy hakkında eşitliğin gücüne karşı adaletsizliğin hiç bir türlüsü direnememektedir.
— Önce sosyal reform, sonra demokrasi!,.
Hayır!.. Demokrasi olunca, toplumun muhtaç bulunduğu sosyal reformlar kendiliğinden ve mutlaka oluşur. Ama demokrasi olmayan yerde, gerekli sosyal reformları, bunların gerekliliğine en çok inanan bir idarenin bile gerçekleştirebileceği şüphelidir. Çünkü demokrasiyi reddeden bir idare, halktan değil, zümrelerden kuvvet alan, çoğunluğun oyuna değil, bir azınlığın fiilî desteğine dayanan idaredir. İdareye kuvvet veren, fiilî destek sağlayan zümrelerin veya azınlığın da, çoğunluğu ezmek isteyen, sosyal reformları önlemek isteyen zümrelerin veya azınlığın tâ kendisi, olmayacağını kim önceden temin edebilir?
Koleksiyon
Alıntı
“Sosyal Reform ve Demokrasi,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 25 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1249 ulaşıldı.