Açıklık ve Kanun
Title:
Açıklık ve Kanun
Source:
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 5
Date:
1960-08-14
Location:
Rahşan Ecevit Arşivi
Text:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Açıklık ve kanun
Açıklık ve tartışma serbestliği demokrasinin başlıca unsurlarındandır. Halkın devlet yönetimine katılması, memleketin kaderini ilgilendiren konularda halkoyunun oluşması, ulusal gücün seferber edilmesini gerekli kılan hamlelerde yurttaşın işbirliği, gönüllü desteği, ancak açıklıkla, tartışma serbestliği ile sağlanabilir; yöneticilerin geri dönülmesi güç, yanlış adımlar atmaları, tahakküm yoluna kaymaları, geniş ölçüde, açıklıkla, tartışma serbestliği ile önlenebilir.
Şimdi Türkiye'de bir ihtilâl rejimi vardır. İhtilâl rejimlerinin bazı özellikleri vardır. Bu özellikler arasında açıklığın, tartışma serbestliğinin bir süre için işlemez olması da sayılabilir.
Fakat, Türkiye'deki gibi, kendi kendini «geçici» olarak tanıtan, amacı, demokratik düzeni yeniden kurup en kısa zamanda serbest seçimler yapmak, iktidarı bu seçimlerde kazananlara devretmek olan bir ihtilâl idaresinin, açıklığı ve tartışma serbestliğini sınırlamasında, güvenlikten başka bir düşünce rol oynamamalıdır! Güvenlikle ilgili konular dışında alınacak tedbirlerin, atılacak adımların, yurttaşlar arasında serbestçe tartışılmasından kaçınılmamalıdır!
Oysa, yalnız güvenlikle ilgili konularda değil, toplum hayatının her kesimini ilgilendiren kanunları halk, ancak yürürlüğe girdikten sonra öğrenebilmektedir. Halkın bunlar hakkında önbilgisi ya hiç olmamakta ya da, kimi doğru kimi yanlış, doğru da olsa eksik, söylentilerden ibaret kalmaktadır.
Kanunlar, Resmî Gazete ile yayınlandığı anda yürürlüğe girer. Resmî Gazete sokakta satılmadığı, herkesin günü gününe görebileceği bir yayın organı olmadığı halde, yurttaş, çıkan kanunlara, Resmî Gazete'de yayınlandıkları andan itibaren uymağa mecburdur. Fakat normal zamanlarda yurttaş, hangi kanun tasarısının Mecliste ne gün görüşülebileceğini önceden öğrenebilecek durumda bulunduğu için, kendisini ilgilendiren bir kanunun mahiyetini ve ne gün yürürlüğe girmiş olabileceğini de Resmî Gazete'yi görmeden tahmin edebilir. Ama şimdi yurttaşın elinde bu imkân yoktur. Her sabah uyandığında, işine başladığında, mahiyetinden, tasarlandığından habersiz olduğu bazı kanunlar Millî Birlik Komitesince onaylanarak yürürlüğe girmiş ve kendisini bağlamış olabilir.
Eğer Millî Birlik İdaresi, İhtilâlin ilk günlerinden beri açıklanan amacına uygun olarak, sırf bir intikal devresinin zaruri kıldığı tedbirleri kanunlaştırmakla yetinse idi, bunda büyük bir sakınca görülmeyebilirdi. Ama Millî Birlik idaresi, o amacı aşan, toplum hayatımızın türlü kesimlerini ilgilendiren, çok uzun vâdeli teşebbüslerde de bulunmaktadır. Böyle teşebbüslerde bulunmasının doğru olup olmadığı, şu yazının çerçevesine girmez. Fakat bir an için doğru olduğu kabul edilse bile, hiç değilse bu teşebbüslerin, kanunlaşmadan önce, henüz tasarı halinde iken halkoyuna açıklanması, tartışılmasına, üzerinde düşünceler söylenmesine zaman bırakılması ve Millî Birlik Komitesi gündemine alınışından halkın haberdar edilmesi gerekir. Bu, yapılan hamlelerde, atılan adımlarda yanlışlık ihtimalini azaltmanın, halkın gönüllü desteğini sağlamanın yolu olduğu kadar, yurttaşa saygının, halkoyuna değer vermenin, demokrasiye bağlılığın da bir belirtisidir.
Hele gerekçesiz kanun çıkarmaktan mutlâka vaz geçilmelidir! İnsanoğlunun kundaktan çıkıp konuşmağa başladığında ilk öğrendiği ve o günden başlıyarak en sık kullandığı sözlerden biri «NEDEN» dir... İnsan kafası her şeyin «neden» ini bilmek ister. Onu üstün kılan, doğaya hâkim kılan biraz da bu istektir. Gerekçe, kanunlar konusunda, insanoğlunun bu isteğini karşılamağa yarar. İnsanoğlu, itaat edeceği kanunun da neden çıkarıldığını bilmek biter.
Bir kanunu çıkardıktan sonra halkoyundaki menfî tepkilerini veya uygulanma yeteneği olmadığını görüp güç duruma düşmektense, yeni çıkmış kanunları sık sık değiştirmeğe mecbur kalmaktan veya halkın tepkisine rağmen zorla yürütmeğe kalkışarak tahakküme doğru kaymaktansa, her kanunu tasarı halinde iken ve gerekçesiyle birlikte açıklamak, halkoyunun tepkisini önceden anlamak, ya o tepkiye göre tasarıda değişiklik yapmak ya da halkoyunu önceden ikna etmeğe çalışmak, elbette daha doğru, daha verimli bir davranıştır.
Anayasa tasarısını halkoyuna sunmağa kararlı bir idarenin kanunları gizlilik içinde çıkarmağa herhalde ihtiyacı yoktur.
BÜLENT ECEVİT
Açıklık ve kanun
Açıklık ve tartışma serbestliği demokrasinin başlıca unsurlarındandır. Halkın devlet yönetimine katılması, memleketin kaderini ilgilendiren konularda halkoyunun oluşması, ulusal gücün seferber edilmesini gerekli kılan hamlelerde yurttaşın işbirliği, gönüllü desteği, ancak açıklıkla, tartışma serbestliği ile sağlanabilir; yöneticilerin geri dönülmesi güç, yanlış adımlar atmaları, tahakküm yoluna kaymaları, geniş ölçüde, açıklıkla, tartışma serbestliği ile önlenebilir.
Şimdi Türkiye'de bir ihtilâl rejimi vardır. İhtilâl rejimlerinin bazı özellikleri vardır. Bu özellikler arasında açıklığın, tartışma serbestliğinin bir süre için işlemez olması da sayılabilir.
Fakat, Türkiye'deki gibi, kendi kendini «geçici» olarak tanıtan, amacı, demokratik düzeni yeniden kurup en kısa zamanda serbest seçimler yapmak, iktidarı bu seçimlerde kazananlara devretmek olan bir ihtilâl idaresinin, açıklığı ve tartışma serbestliğini sınırlamasında, güvenlikten başka bir düşünce rol oynamamalıdır! Güvenlikle ilgili konular dışında alınacak tedbirlerin, atılacak adımların, yurttaşlar arasında serbestçe tartışılmasından kaçınılmamalıdır!
Oysa, yalnız güvenlikle ilgili konularda değil, toplum hayatının her kesimini ilgilendiren kanunları halk, ancak yürürlüğe girdikten sonra öğrenebilmektedir. Halkın bunlar hakkında önbilgisi ya hiç olmamakta ya da, kimi doğru kimi yanlış, doğru da olsa eksik, söylentilerden ibaret kalmaktadır.
Kanunlar, Resmî Gazete ile yayınlandığı anda yürürlüğe girer. Resmî Gazete sokakta satılmadığı, herkesin günü gününe görebileceği bir yayın organı olmadığı halde, yurttaş, çıkan kanunlara, Resmî Gazete'de yayınlandıkları andan itibaren uymağa mecburdur. Fakat normal zamanlarda yurttaş, hangi kanun tasarısının Mecliste ne gün görüşülebileceğini önceden öğrenebilecek durumda bulunduğu için, kendisini ilgilendiren bir kanunun mahiyetini ve ne gün yürürlüğe girmiş olabileceğini de Resmî Gazete'yi görmeden tahmin edebilir. Ama şimdi yurttaşın elinde bu imkân yoktur. Her sabah uyandığında, işine başladığında, mahiyetinden, tasarlandığından habersiz olduğu bazı kanunlar Millî Birlik Komitesince onaylanarak yürürlüğe girmiş ve kendisini bağlamış olabilir.
Eğer Millî Birlik İdaresi, İhtilâlin ilk günlerinden beri açıklanan amacına uygun olarak, sırf bir intikal devresinin zaruri kıldığı tedbirleri kanunlaştırmakla yetinse idi, bunda büyük bir sakınca görülmeyebilirdi. Ama Millî Birlik idaresi, o amacı aşan, toplum hayatımızın türlü kesimlerini ilgilendiren, çok uzun vâdeli teşebbüslerde de bulunmaktadır. Böyle teşebbüslerde bulunmasının doğru olup olmadığı, şu yazının çerçevesine girmez. Fakat bir an için doğru olduğu kabul edilse bile, hiç değilse bu teşebbüslerin, kanunlaşmadan önce, henüz tasarı halinde iken halkoyuna açıklanması, tartışılmasına, üzerinde düşünceler söylenmesine zaman bırakılması ve Millî Birlik Komitesi gündemine alınışından halkın haberdar edilmesi gerekir. Bu, yapılan hamlelerde, atılan adımlarda yanlışlık ihtimalini azaltmanın, halkın gönüllü desteğini sağlamanın yolu olduğu kadar, yurttaşa saygının, halkoyuna değer vermenin, demokrasiye bağlılığın da bir belirtisidir.
Hele gerekçesiz kanun çıkarmaktan mutlâka vaz geçilmelidir! İnsanoğlunun kundaktan çıkıp konuşmağa başladığında ilk öğrendiği ve o günden başlıyarak en sık kullandığı sözlerden biri «NEDEN» dir... İnsan kafası her şeyin «neden» ini bilmek ister. Onu üstün kılan, doğaya hâkim kılan biraz da bu istektir. Gerekçe, kanunlar konusunda, insanoğlunun bu isteğini karşılamağa yarar. İnsanoğlu, itaat edeceği kanunun da neden çıkarıldığını bilmek biter.
Bir kanunu çıkardıktan sonra halkoyundaki menfî tepkilerini veya uygulanma yeteneği olmadığını görüp güç duruma düşmektense, yeni çıkmış kanunları sık sık değiştirmeğe mecbur kalmaktan veya halkın tepkisine rağmen zorla yürütmeğe kalkışarak tahakküme doğru kaymaktansa, her kanunu tasarı halinde iken ve gerekçesiyle birlikte açıklamak, halkoyunun tepkisini önceden anlamak, ya o tepkiye göre tasarıda değişiklik yapmak ya da halkoyunu önceden ikna etmeğe çalışmak, elbette daha doğru, daha verimli bir davranıştır.
Anayasa tasarısını halkoyuna sunmağa kararlı bir idarenin kanunları gizlilik içinde çıkarmağa herhalde ihtiyacı yoktur.
Collection
Citation
“Açıklık ve Kanun,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1219.