Hürriyet ve Disiplin
Başlık:
Hürriyet ve Disiplin
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" s. 1
Tarih:
1960-07-18
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Hürriyet ve disiplin
Hürriyete bağlı olanlar için en büyük tehlike hürriyetle disiplini bağdaşmaz sanmak; bir toplulukta disiplin ihtiyacı duyanların düşünebilecekleri en büyük yanlışlık ta hürriyeti disipline düşman saymaktır.
Fakat hürriyetle disiplinin çelişen değil, birbirini tamalayan ve değerlendiren unsurlar olduklarını, 27 Mayıs hareketiyle Türk Ordusu, her türlü tartışmanın üstünde bir açıklıkla göstermiştir.
Türkiye'de Ordu, disiplini en kuvvetli kurumdur. Fakat disiplinli yaşama ve çalısma, Ordu üyelerinin, hürriyet uğurunda canlarını seve seve tehlikeye atacak, Türkiye'de demokrasiyi çöküntüden kurtarmayı ve sağlam temeller üzerine oturtmayı kendilerine ödev bilecek kadar hürriyete bağlanmalarını önleyememiştir. Hatta çalışma ve yaşama düzenleri daha az disiplinli, daha «hür» görünüşlü zümrelerden bir çoğuna kıyasla, Türk subaylarının, genel olarak, hürriyeti daha iyi anladıkları, daha çok benimsedikleri ortaya çıkmıştır.
Hürriyeti anarşiden ayıran, verimsizlikten koruyan, yapıcı kılan, disiplindir. Disiplini emir kulluğundan ayıran da insanlık onuru ve sorumluluk duygusudur.
Türkiyede Ordu, hürriyet ve disiplin anlayısında bu ölçüleri bulabilmiş, sıhhatli bir denge kurabilmiş olan kurumdur.
Onun içindir ki Türkiyede Ordu, hürriyet ve demokrasi ülküsüne bağlılık bakımından olduğu kadar, ahlâk sağlamlığı, düzenli ve verimli çalışma, ve çağdaş ilerleme hızına ayak uydurma bakımından da örnek tutulacak kurumların başında gelir.
İçinde bulunduğumuz geçici Ordu yönetimi devresi, başka bazı kurumlarımızın ve zümrelerin de Orduyu örnek alarak çalışma tarzlarını yeniden düzenlemeleri için değerli bir fırsat sayılmalıdır. Yurdumuzdaki sivil hayatın birçook kesimlerinde Ordudakine yakın ölçüde olsun disiplinli bir çalışma düzeni kurulması, hem milletçe kalkınabilmemizin ve Batıdaki ilerleme hızına ayak uydurabilmemizin, hem de hürriyet ve demokrasimizi sağlam temellere olurtabilmemizin ve verimli kılabilmemizin şartıdır .
Özel ve resmî bütün iş alanlarında çalışmamıza sıkı bir disiplin hakim olmadıkça, Türkiye'de hürriyet, askerlerin siviller için kullandıkları ve gerçeğe pek de aykırı olmayan bir deyimle, «başıbozukluk» tan kurtulamıyacak verimli hâle gelemiyecektir.
Disiplinin hürriyetimizi köstekleyen, bizi köle durumuna düşüren bir nitelik ve ölçü almasını önlemek içinse, insanlık onurumuzu ordudaki gibi korumamız, ve yaptığımız işten kendimizi, gene ordudaki gibi bize o işi verenler ve o işte bize emir verecek durumda olanlar kadar sorumlu saymamız yeter.
BÜLENT ECEVİT
Hürriyet ve disiplin
Hürriyete bağlı olanlar için en büyük tehlike hürriyetle disiplini bağdaşmaz sanmak; bir toplulukta disiplin ihtiyacı duyanların düşünebilecekleri en büyük yanlışlık ta hürriyeti disipline düşman saymaktır.
Fakat hürriyetle disiplinin çelişen değil, birbirini tamalayan ve değerlendiren unsurlar olduklarını, 27 Mayıs hareketiyle Türk Ordusu, her türlü tartışmanın üstünde bir açıklıkla göstermiştir.
Türkiye'de Ordu, disiplini en kuvvetli kurumdur. Fakat disiplinli yaşama ve çalısma, Ordu üyelerinin, hürriyet uğurunda canlarını seve seve tehlikeye atacak, Türkiye'de demokrasiyi çöküntüden kurtarmayı ve sağlam temeller üzerine oturtmayı kendilerine ödev bilecek kadar hürriyete bağlanmalarını önleyememiştir. Hatta çalışma ve yaşama düzenleri daha az disiplinli, daha «hür» görünüşlü zümrelerden bir çoğuna kıyasla, Türk subaylarının, genel olarak, hürriyeti daha iyi anladıkları, daha çok benimsedikleri ortaya çıkmıştır.
Hürriyeti anarşiden ayıran, verimsizlikten koruyan, yapıcı kılan, disiplindir. Disiplini emir kulluğundan ayıran da insanlık onuru ve sorumluluk duygusudur.
Türkiyede Ordu, hürriyet ve disiplin anlayısında bu ölçüleri bulabilmiş, sıhhatli bir denge kurabilmiş olan kurumdur.
Onun içindir ki Türkiyede Ordu, hürriyet ve demokrasi ülküsüne bağlılık bakımından olduğu kadar, ahlâk sağlamlığı, düzenli ve verimli çalışma, ve çağdaş ilerleme hızına ayak uydurma bakımından da örnek tutulacak kurumların başında gelir.
İçinde bulunduğumuz geçici Ordu yönetimi devresi, başka bazı kurumlarımızın ve zümrelerin de Orduyu örnek alarak çalışma tarzlarını yeniden düzenlemeleri için değerli bir fırsat sayılmalıdır. Yurdumuzdaki sivil hayatın birçook kesimlerinde Ordudakine yakın ölçüde olsun disiplinli bir çalışma düzeni kurulması, hem milletçe kalkınabilmemizin ve Batıdaki ilerleme hızına ayak uydurabilmemizin, hem de hürriyet ve demokrasimizi sağlam temellere olurtabilmemizin ve verimli kılabilmemizin şartıdır .
Özel ve resmî bütün iş alanlarında çalışmamıza sıkı bir disiplin hakim olmadıkça, Türkiye'de hürriyet, askerlerin siviller için kullandıkları ve gerçeğe pek de aykırı olmayan bir deyimle, «başıbozukluk» tan kurtulamıyacak verimli hâle gelemiyecektir.
Disiplinin hürriyetimizi köstekleyen, bizi köle durumuna düşüren bir nitelik ve ölçü almasını önlemek içinse, insanlık onurumuzu ordudaki gibi korumamız, ve yaptığımız işten kendimizi, gene ordudaki gibi bize o işi verenler ve o işte bize emir verecek durumda olanlar kadar sorumlu saymamız yeter.
Koleksiyon
Alıntı
“Hürriyet ve Disiplin,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1206 ulaşıldı.