Devrimlerle Demokrasinin Düşmanları Birdir

Başlık: 
Devrimlerle Demokrasinin Düşmanları Birdir 
Kaynak: 
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 5 
Tarih: 
1960-07-16 
Lokasyon: 
Rahşan Ecevit Arşivi 
Metin: 
GÜNAYDIN

BÜLENT ECEVİT

Devrimlerle demokrasinin düşmanları birdir

Cumhuriyetin ilk yıllarında, ileri görüşlü Türk aydınlarının ve yöneticilerinin karşılaştıkları başlıca meselelerden biri, devrimlerle demokrasiyi bağdaştırabilmek ve bir arada yürütebilimekti. Tek partili ve görünüşte otoriter bir rejimin yürürlükte olduğu o yıllarda bile hedefin demokrasi olduğu belli idi. Bu hedefe bir an önce varmakta çekilen güçlük, gericilerin, devrimleri benimseyemeyenlerin, çok partili demokratik rejimi, devrimlere karşı yıkıcı faaliyette bulunabilmek için fırsat olarak kollamalarından geliyordu. İkinci Dünya Harbinden önce iki defa girişilen çok partili demokrasi denemesi, onların bu çabaları yüzünden yürütülememişti.

1946 da üçüncü denemenin başlamasından sonra da gericiler ve kendilerinin yöneldikleri hiç bir ülkü, bağlandıkları hiç bir ilke bulunmadığı için, gericilere âlet olmakta sakınca görmeyen bazı fırsatçı politikacılar, ilkin muhalefette sonra iktidarda, devrimleri hırpalama ve yıkma çabalarına aralıksız devam ettiler. Ama artık iş işten geçmişti. Cumhuriyet devrimleri, yeni bir kuşağın yetişmesiyle kökleşmiş, zamanın lehine işlediği kuvvetli bir koruyucu unsura kavuşmuştu. Bu kuşak, kendi gücüne o kadar güveniyordu ki, demokrasinin sağladığı imkânlardan yararlanılarak devrimlere karşı girişilen yıkıcı faaliyet karşısında, demokrasiden yılgınlık getirecek yerde ona büsbütün sarılıyordu.

Zaten zaman ilerledikçe devrimcilerin gücünün arttığı, gericilerin demokrasiye gitgide sırt çevirmeğe başlamalarından, kendi amaçları için demokrasiden umut kesip diktatörlüğe umut bağlamalarından da belli idi. Nasıl vaktiyle devrimciler, demokrasi ülküsüne bağlılıklarına rağmen, henüz kendilerini zayıf hissettikleri için, sırf devrimleri koruma kaygısı ile demokrasiden uzak kalıyorlardı ise, bu sefer de gericiler, her geçen gün biraz daha zayıfladıklarını hissettikçe, devrimleri yıkma imkânını artık demokrasiden çok diktatörlükte görür olmuşlardı. Cumhuriyet Türkiyesinde devrimler, artık ancak halk iradesine karşı gelen bir rejimle yıkılmağa kalkışılabilecek kadar topluma mal olmuştu.

Böylece, devrimciler de gericiler de siyaset alanındaki gerçek saflarını almış bulunuyorlardı. Devrimciler demokrasiden, gericiler diktatörlükten yana idiler. Başka türlü olması da zaten mantığa ve tabiata aykırı idi. Böyle bir aykırılık, ancak devrimlerin kökleşme eylemi süresince, o zaman da ancak görünüşte ve bir taktik olarak vardı. Yoksa, Türkiye'deki devrimciler, başlangıçtan beri, her bakımdan ileri düşünceyi temsil eden bir davranışta idiler: Sosyal ve kültürel alanlarda ileri düşünceli olup da siyaset alanında geri düşünceli olamazlardı. Buna karşılık gericiler de her alanda ve her anlamda gerici idiler: Sosyal ve kültürel alanlarda gerici olup, siyaset alanında ileri düşünceli değillerdi.

Nitekim şimdi, Demokrat Parti iktidarı devrildikten ve öylelikle, bir D.P. diktatörlüğü altında memleketi zorla devrimlerden geri döndürme umutlan yıkıldıktan sonra bile, gericiler, siyasal renklerini belli etmekten kendilerini alamamaktadırlar. Öteden beri gerici olarak, açıktan veya üstü kapalı birer devrim düşmanı olarak tanıdığınız gazetelerle yazarların son günlerdeki tutumlarına dikkat ediniz: Devrimleri kötüleyenler, D.P idari sırasında zedelenmiş devrimlerin şimdi onarılmasını baltalamağa çalışanlar da onlardır. Millî Birlik idaresinin Demokrasiyi kurtarma ve canlandırma çabalarım türlü usul ve taktiklerle — sureti haktan görünerek — engellemeğe çalışanlar da onlar...

Aslında kurtulamıyacakları bir çıkmazdadırlar: Demokrasi tutunsa da, bu türlü sabotajcıların çıkarabilecekleri engeller yüzünden aksasa da, Türkiye'de siyasal hayata artık ancak devrimcilerin hâkim olabilecekleri gün gibi acıktır. Gericiler, her alanda birden ve bir daha dirilemiyecek ölçüde silinmektedirler. Hattâ, ihtilâl yapacak, hem iktidarın bütün imkânlarına sahip oldukları sırada bile ihtilâl yapacak kadar da güçleri kalmamıştır. Her şeyin üstünde zamana yenilmişlerdir.

Bu çıkmaz ve bu yenilgidir ki, demokrasi düşmanları ile devrim düşmanlarının aslında aynı kimseler olduklarını, artık gizlenemiyecek şekilde ortaya çıkarmıştır. Artık onlar, isteseler de yüzlerine demokrasi taraftarlığı maskesini takamıyacak kadar zayıf ve çaresiz durumdadırlar. 

Dosyalar

1960.07.16.RE_B1.jpg
1960.07.16.RE_B2.jpg
1960.07.16.RE_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Devrimlerle Demokrasinin Düşmanları Birdir,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Nisan 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1205 ulaşıldı.