Devrim ve Turizm
Başlık:
Devrim ve Turizm
Kaynak:
Ulus, "Günaydın" No 13218, ss. 1, 5
Tarih:
1960-06-19
Lokasyon:
Rahşan Ecevit Arşivi / Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
Devrim ve turizm
Çöken iktidarın, bir yandan hırsızlıklar ve döviz kaçakçılıkları ile, bir yandan yatırımlardaki düzensizlik ve hesapsızlıkla, Türk ekonomisini nasıl derin bir uçuruma sürüklediğini, ne kadar ağır bir borç yükü altına soktuğunu, bu konularla ilgili yeni Bakanların verdikleri demeçler bütün açıklığı ile gösteriyor.
Dış borçlarımızı ödeyebilecek, dış ödeme açığımızı kapatabilecek duruma gelebilmemiz için yurdumuzda döviz getirici endüstri kollarının gelişmesi gerekir. Fakat bu, kısa zamanda başarılabilecek iş değildir.
Ancak, turizm dâvasının yeni bir anlayışla ve süratle ele alınması, dışarıya mal satan bir endüstri memleketi olabilmemiz için gerekli yatırımların çok daha azı ile turizmden geniş ölçüde döviz kazanmağa başlamamıza elverebilir.
Eski iktidar zamanında, dışardan turist çekmek için harcanan paralar ve emekler, hem, bizim görüşümüzce, yanlış bir yönde harcanmıştı, hem de, doğru yönde harcanmış olsa idi bile, umulan döviz kazancını zaten sağlayamazdı.
Yanlış yönde harcanmıştı, çünkü, her işte olduğu gibi turizmde de, eski iktidar, lükse ve israfa kaçıyordu. Yurdumuzun Batılı turistleri asıl geniş ölçüde çekebilecek olan arkeolojik servetlerini ve nisbeten sakin ve dokunulmamış tabiat güzelliklerini bütünü ile ihmal ederek, İstanbul'da lüks otel yapımını ve hizmetten çok soygunculuk esası üzerine kurulmuş bir takım sözde turistik müesseseleri desteklemekle yetiniyordu. Tarih ve tabiat zenginliklerine dayanarak turizmlerini geliştirmiş başka Akdeniz ülkelerinin, lüks kategoriye giren turistlerden çok, lüks kategorinin altındaki, mütevazı ve aydın turistlerden gelir sağladığını ya bilmiyor ya bilmezlikten geliyor; «Turist» olarak, sadece, transatlantiklerde dünya turuna çıkan, bir çoğu uğradıkları yerlerde gemilerinde kalmayı tercih eden Amerikalı yaşlı milyoner ve milyarderleri düşünüyordu.
Oysa, Türkiye gibi bir memleketin asıl çekebileceği turistler, turizmle sporu ve kültürü bir tutan, lüks otellerden çok kamp hayatı arayan, genç, aydın, dar gelirli turistlerdir. Boylelerini tatmin etmekse, Amerikalı milyoner ve milyarder turistleri tatmin etmekten hem daha kolay hem de, sayıları çok olabileceği için, daha kazançlıdır. Son yıllarda İstanbul'un lüks turistik tesislerine ayrılan para ile, Batı ve Güney Anadolu'nun, genç, aydın dar gelirli turistleri çekebilecek her bölgesinde, böyle turistleri tatmin edici kamp yerleri, modern hanlar, plajlar kurulabilir, ulaştırma imkânları sağlanabilirdi.
Fakat, yukarıda da dediğimiz gibi, eski iktidar zamanında, yabancı turistlerden döviz kazanmak, turizm dâvası gereği gibi tutulmuş olsa idi bile pek mümkün olamazdı; çünkü malî durumumuzun bozukluğu, Türk parasının düşüklüğü yüzünden, turistlerin, paralarını karaborsada bozdurmaları bir hadden çok önlenemezdi ve önlenemiyordu. Nitekim, geçen yıla kadar turistlerin yurdumuzda bıraktıkları döviz, adam başına 60 - 80 liradan ibaret kalıyordu ki bu para, İstanbul'un o turistler için yaptırılan lüks otellerinde geçirilecek bir gecenin bile masrafını karşılayamazdı.
Millî Birlik İdaresi iş başına geçtiğinden, ve yolsuzlukları, israfı önleyici tedbirler alınmağa başladığından beri ise, Türk parasının değeri hızla yükselmekte, karaborsa kuru ile resmî kur arasındaki açıklık kapanmaktadır. Böylece, bundan sonra yurdumuza gelecek turistlerin, paralarını karaborsada bozdurmaları gitgide kendiliğinden önlenmiş olacaktır.
İhtilâlden önceki bir ay boyunca Türk gençliğinin ve aydınlarının kahramanca ve medenî mücadelesi, 27 Mayıs'da ise, Türk Ordusunun, dünya basınına «Centilmen ihtilâli» diye geçen hareketi, şüphesiz, Batı'daki hele Batı'nın genç ve aydın çevrelerindeki itibarımızı çok arttırmış, bu çevrelerde yurdumuza duyulan ilginin çok genişlemesine yol açmış olmalıdır.
Bu durumdan yararlanılarak, dışardan memleketimize bol sayıda turist çekmek, hele lüksün altındaki kategorilere giren ve gittikleri yerde lüks turistlere kıyasla çok daha tatmin edilebilen genç ve aydın turistleri çekmek için açılacak bir turizm kampanyası herhalde etkisiz kalmayacaktır.
Bu yıl için zaman biraz geçmiş olsa bile, Batı ve Güney Anadolu'da pek az masrafla kurulabilecek kamplara, güz aylarında, hattâ kış tatilinde olsun, bir kısım Batı Avrupa gençliğini çekmek pekâlâ mümkün olabilir, ve bu yıl bu yönde verilecek emekler, ilerisi için hayırlı bir deneme ve başlangıç yerine geçebilir.
BÜLENT ECEVİT
Devrim ve turizm
Çöken iktidarın, bir yandan hırsızlıklar ve döviz kaçakçılıkları ile, bir yandan yatırımlardaki düzensizlik ve hesapsızlıkla, Türk ekonomisini nasıl derin bir uçuruma sürüklediğini, ne kadar ağır bir borç yükü altına soktuğunu, bu konularla ilgili yeni Bakanların verdikleri demeçler bütün açıklığı ile gösteriyor.
Dış borçlarımızı ödeyebilecek, dış ödeme açığımızı kapatabilecek duruma gelebilmemiz için yurdumuzda döviz getirici endüstri kollarının gelişmesi gerekir. Fakat bu, kısa zamanda başarılabilecek iş değildir.
Ancak, turizm dâvasının yeni bir anlayışla ve süratle ele alınması, dışarıya mal satan bir endüstri memleketi olabilmemiz için gerekli yatırımların çok daha azı ile turizmden geniş ölçüde döviz kazanmağa başlamamıza elverebilir.
Eski iktidar zamanında, dışardan turist çekmek için harcanan paralar ve emekler, hem, bizim görüşümüzce, yanlış bir yönde harcanmıştı, hem de, doğru yönde harcanmış olsa idi bile, umulan döviz kazancını zaten sağlayamazdı.
Yanlış yönde harcanmıştı, çünkü, her işte olduğu gibi turizmde de, eski iktidar, lükse ve israfa kaçıyordu. Yurdumuzun Batılı turistleri asıl geniş ölçüde çekebilecek olan arkeolojik servetlerini ve nisbeten sakin ve dokunulmamış tabiat güzelliklerini bütünü ile ihmal ederek, İstanbul'da lüks otel yapımını ve hizmetten çok soygunculuk esası üzerine kurulmuş bir takım sözde turistik müesseseleri desteklemekle yetiniyordu. Tarih ve tabiat zenginliklerine dayanarak turizmlerini geliştirmiş başka Akdeniz ülkelerinin, lüks kategoriye giren turistlerden çok, lüks kategorinin altındaki, mütevazı ve aydın turistlerden gelir sağladığını ya bilmiyor ya bilmezlikten geliyor; «Turist» olarak, sadece, transatlantiklerde dünya turuna çıkan, bir çoğu uğradıkları yerlerde gemilerinde kalmayı tercih eden Amerikalı yaşlı milyoner ve milyarderleri düşünüyordu.
Oysa, Türkiye gibi bir memleketin asıl çekebileceği turistler, turizmle sporu ve kültürü bir tutan, lüks otellerden çok kamp hayatı arayan, genç, aydın, dar gelirli turistlerdir. Boylelerini tatmin etmekse, Amerikalı milyoner ve milyarder turistleri tatmin etmekten hem daha kolay hem de, sayıları çok olabileceği için, daha kazançlıdır. Son yıllarda İstanbul'un lüks turistik tesislerine ayrılan para ile, Batı ve Güney Anadolu'nun, genç, aydın dar gelirli turistleri çekebilecek her bölgesinde, böyle turistleri tatmin edici kamp yerleri, modern hanlar, plajlar kurulabilir, ulaştırma imkânları sağlanabilirdi.
Fakat, yukarıda da dediğimiz gibi, eski iktidar zamanında, yabancı turistlerden döviz kazanmak, turizm dâvası gereği gibi tutulmuş olsa idi bile pek mümkün olamazdı; çünkü malî durumumuzun bozukluğu, Türk parasının düşüklüğü yüzünden, turistlerin, paralarını karaborsada bozdurmaları bir hadden çok önlenemezdi ve önlenemiyordu. Nitekim, geçen yıla kadar turistlerin yurdumuzda bıraktıkları döviz, adam başına 60 - 80 liradan ibaret kalıyordu ki bu para, İstanbul'un o turistler için yaptırılan lüks otellerinde geçirilecek bir gecenin bile masrafını karşılayamazdı.
Millî Birlik İdaresi iş başına geçtiğinden, ve yolsuzlukları, israfı önleyici tedbirler alınmağa başladığından beri ise, Türk parasının değeri hızla yükselmekte, karaborsa kuru ile resmî kur arasındaki açıklık kapanmaktadır. Böylece, bundan sonra yurdumuza gelecek turistlerin, paralarını karaborsada bozdurmaları gitgide kendiliğinden önlenmiş olacaktır.
İhtilâlden önceki bir ay boyunca Türk gençliğinin ve aydınlarının kahramanca ve medenî mücadelesi, 27 Mayıs'da ise, Türk Ordusunun, dünya basınına «Centilmen ihtilâli» diye geçen hareketi, şüphesiz, Batı'daki hele Batı'nın genç ve aydın çevrelerindeki itibarımızı çok arttırmış, bu çevrelerde yurdumuza duyulan ilginin çok genişlemesine yol açmış olmalıdır.
Bu durumdan yararlanılarak, dışardan memleketimize bol sayıda turist çekmek, hele lüksün altındaki kategorilere giren ve gittikleri yerde lüks turistlere kıyasla çok daha tatmin edilebilen genç ve aydın turistleri çekmek için açılacak bir turizm kampanyası herhalde etkisiz kalmayacaktır.
Bu yıl için zaman biraz geçmiş olsa bile, Batı ve Güney Anadolu'da pek az masrafla kurulabilecek kamplara, güz aylarında, hattâ kış tatilinde olsun, bir kısım Batı Avrupa gençliğini çekmek pekâlâ mümkün olabilir, ve bu yıl bu yönde verilecek emekler, ilerisi için hayırlı bir deneme ve başlangıç yerine geçebilir.
Koleksiyon
Alıntı
“Devrim ve Turizm,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 26 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1186 ulaşıldı.