İşte Bayram!
Title:
İşte Bayram!
Source:
Ulus, "Günaydın" No 13207, s. 1
Date:
1960-06-05
Location:
Rahşan Ecevit Arşivi / Atatürk Kitaplığı
Text:
GÜNAYDIN
BÜLENT ECEVİT
IŞTE BAYRAM!
Bayramlar bayram olmaktan çıkmıştı. Bir gün bir önceki günden, bir bayram bir önceki bayramdan daha sıkıntılı, daha kaygılı, daha karanlıktı.
Hele gazeteler bütün bütün bayramsızdı. Her bayram bir kaç gazeteci hapiste, her bayram gazetecilerin ilk ziyaret ettikleri yerlerden biri hapishaneler olurdu. Yaslı bir insanın gülmesi kadar zor olurdu, zoraki olurdu bayramları kutlamak. Nice yıldır ilk defa bütün gazeteciler bir arada bir bayram kutlayabiliyoruz. Nice yıldır ilk defa, bayram olmasa da bayram mutluluğu duyabileceğimiz günler yaşıyoruz. Nice yıldır ilk defa bir bayramı bayram edebiliyoruz.
Gerçi gene yüreklerimizde bir acı: Hürriyet uğrunda verilmiş, insanlık haysiyeti uğrunda verilmiş, daha nice bayramları bayram edebilmemiz uğrunda verilmiş kurbanlarla giriyoruz bu kurban bayramına.
Ama bir yandan da yüreklerimizde bir teselli: Dökülen vatandaş kanının boşuna dökülmediğini, ölenlerin boşuna ölmediğini, uğrunda kan dökülen, uğrunda can verilen hürriyetin artık yurdumuza yerleştiğini biliyoruz.
Kavuştuğumuz hürriyetin milletçe hak edilmiş bir hürriyet olduğunu, iyilikle kötülüğün, aydınlıkla karanlığın yurdumuzdaki son ve çetin savaşında, zaferi iyiliğin, zaferi aydınlığın kazandığını biliyoruz.
Daha geçen bayram hiç bir millet bayram sevincine bizden uzak olamazdı. Bu bayram duyduğumuz sevinci ise hiç bir millet bizim kadar içten, bizim kadar gerçekten duyamazdı.
Vatandaş kanına bulanmamış tertemiz süngülerin ucunda bize bayramların en güzeli, en mutlusu, en hak edilmişi sunuldu.
Bayramın kutlu olsun Türk Ordusu! Bayramın kutlu olsun milletim! Bayramın kutlu olsun yıllardır bu gazetenin bizimle dert ortağı olan okuyucusu!
BÜLENT ECEVİT
IŞTE BAYRAM!
Bayramlar bayram olmaktan çıkmıştı. Bir gün bir önceki günden, bir bayram bir önceki bayramdan daha sıkıntılı, daha kaygılı, daha karanlıktı.
Hele gazeteler bütün bütün bayramsızdı. Her bayram bir kaç gazeteci hapiste, her bayram gazetecilerin ilk ziyaret ettikleri yerlerden biri hapishaneler olurdu. Yaslı bir insanın gülmesi kadar zor olurdu, zoraki olurdu bayramları kutlamak. Nice yıldır ilk defa bütün gazeteciler bir arada bir bayram kutlayabiliyoruz. Nice yıldır ilk defa, bayram olmasa da bayram mutluluğu duyabileceğimiz günler yaşıyoruz. Nice yıldır ilk defa bir bayramı bayram edebiliyoruz.
Gerçi gene yüreklerimizde bir acı: Hürriyet uğrunda verilmiş, insanlık haysiyeti uğrunda verilmiş, daha nice bayramları bayram edebilmemiz uğrunda verilmiş kurbanlarla giriyoruz bu kurban bayramına.
Ama bir yandan da yüreklerimizde bir teselli: Dökülen vatandaş kanının boşuna dökülmediğini, ölenlerin boşuna ölmediğini, uğrunda kan dökülen, uğrunda can verilen hürriyetin artık yurdumuza yerleştiğini biliyoruz.
Kavuştuğumuz hürriyetin milletçe hak edilmiş bir hürriyet olduğunu, iyilikle kötülüğün, aydınlıkla karanlığın yurdumuzdaki son ve çetin savaşında, zaferi iyiliğin, zaferi aydınlığın kazandığını biliyoruz.
Daha geçen bayram hiç bir millet bayram sevincine bizden uzak olamazdı. Bu bayram duyduğumuz sevinci ise hiç bir millet bizim kadar içten, bizim kadar gerçekten duyamazdı.
Vatandaş kanına bulanmamış tertemiz süngülerin ucunda bize bayramların en güzeli, en mutlusu, en hak edilmişi sunuldu.
Bayramın kutlu olsun Türk Ordusu! Bayramın kutlu olsun milletim! Bayramın kutlu olsun yıllardır bu gazetenin bizimle dert ortağı olan okuyucusu!
Collection
Citation
“İşte Bayram!,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1178.