Sınır
Title:
Sınır
Source:
Ulus, "Günün Işığında" No 13079, ss. 1, 5
Date:
1959-12-30
Location:
Atatürk Kitaplığı
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
SINIR
Bülent ECEVİT
Türkiye’de iktidarla muhalefet arasında, Almanya’yı ikiye bölen sınır gibi bir sınır vardır sanki. Rejim konusunda görüş ve davranışlar yer yer öylesine kesin bir çizgiyle ayrılmakta, vatandaşın devlet imkânlarından, vatandaşlık haklarından yararlanışında öylesine ayrılık gözetilmektedir.
C.H.P. den çıkarılan Ordu Milletvekili Atıf Topaloğlu’na radyoda sağlanan imkânlar ve kendisinin basın konferansı için alınan tertipler bu ayrılıkların müşahhas örnekleridir.
Türkiye sanki ikiye bölünmüştür de, Devlet Radyosu memleketin sanki yalnız bir bölümünün malıdır!
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi Atıf Topaloğlu C.H.P. lı kaldıkça Devlet Radyosundan yararlanamazdı. Tersine, kendisinin de vergi ödediği o radyoyu bir hasım gibi karşısında bulurdu. Yalnız C.H.P. den çıkarılmakla da Devlet Radyosundan yararlanamazdı. Ama, çıkarılışından 2 saat sonra parti teşkilâtına bir istifa teli çekince o tel radyoda okunmuştur. Hem de bir harb veya isyan haberi veya pek önemli bir iltica haberi gibi, normal musiki yayını kesilerek okunmuştur.
Bir D.P. li milletvekili partisinden çıkarılmış veya çekilmiş olsa idi Devlet Radyosunun topçu ateşini kendisine yönelmiş bulurdu. Fakat Atıf Topaloğlu C.H.P. den çıkarılıp 2 saat sonra C.H.P. ne bir istifa teli çekince ve hele C.H.P. ni itham için bir basın konferansı yapınca, aynı Devlet Radyosu istifadesine verilmiştir.
Bir D.P. li milletvekilinin istifası halinde radyonun aynı ilgiyi gösterip gösteremiyeceği sorusunu, Topaloğlu,
— Bunu siz gidin, Basın - Yayın ve Turizm Umum Müdürü Altemur Kılıç’tan sorun! diye cevaplandırmış.
Oysa Bay Atıf Topaloğlu hâlâ milletvekilidir. Milletvekili olarak Devlet Radyosunun tutumunu denetleme mevkiindedir. Milletvekili olarak kendisi, istifade etmekten kaçınmadığı bir açık eşitsizliğin sorumluluğunu bir devlet memurunun sırtına yükleyemez.
Fakat daha da acı olan, Bay Topaloğlu’nun basın konferansının sahneye konuş şeklidir. Almanya'nın iki bölümü araındaki sınırı aşıp Doğuya iltica edenlerin basın konferansları ile benzerlik elle tutulur haldedir. Basın Konferansı emniyet memurlarının, resmî görevlilerin nezaret ve kontrolü altında cereyan etmiştir. Görevliler sık sık müdahalede bulunmuşlardır. Radyo onların «al» dediğini almış, «kes» dediğini kesmiştir. Böylelikle, Batıdan Doğuya iltica edenlerin basın konferanslarındaki hemen bütün usullere uyulmuştur.
D.P. iktidarınca izlenen rejimin bugünkünden daha az sert, daha az haksız olduğu yılların sert ve amansız muhalifi Atıf Topaloğlu’nu böyle tertiplere, itirazsız ve muhalefetsiz kendini teslim eder görmek insana hüzün veriyor.
Bay Topaloğlu, basın konferansında, memlekette bugünkü sıkıntılara, iki parti liderinin biribirlerinden uzak kalmalarının sebep olduğunu söylemiş.
Oysa biribirlerinden uzak olan, liderlerden önce zihniyettir. Bugünkü sıkıntıların gerçek sebebi, Topaloğlu’nun C.H.P. den ayrılışı vesilesiyle yeni örnekleri görülen eşitsizlik, ayrılık ve tertiplerdir; aynı memleket halkının sanki bir sınırla ikiye ayrılmış gibi muamele görmesi, ve bazı tatbikat ve usuller bakımından sınırın iki tarafındaki rejim anlayışının, rejim konusunda dünyayı ikiye bölen saflar arasındaki kadar ayrı olmasıdır.
BÜLENT ECEVİT
SINIR
Bülent ECEVİT
Türkiye’de iktidarla muhalefet arasında, Almanya’yı ikiye bölen sınır gibi bir sınır vardır sanki. Rejim konusunda görüş ve davranışlar yer yer öylesine kesin bir çizgiyle ayrılmakta, vatandaşın devlet imkânlarından, vatandaşlık haklarından yararlanışında öylesine ayrılık gözetilmektedir.
C.H.P. den çıkarılan Ordu Milletvekili Atıf Topaloğlu’na radyoda sağlanan imkânlar ve kendisinin basın konferansı için alınan tertipler bu ayrılıkların müşahhas örnekleridir.
Türkiye sanki ikiye bölünmüştür de, Devlet Radyosu memleketin sanki yalnız bir bölümünün malıdır!
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi Atıf Topaloğlu C.H.P. lı kaldıkça Devlet Radyosundan yararlanamazdı. Tersine, kendisinin de vergi ödediği o radyoyu bir hasım gibi karşısında bulurdu. Yalnız C.H.P. den çıkarılmakla da Devlet Radyosundan yararlanamazdı. Ama, çıkarılışından 2 saat sonra parti teşkilâtına bir istifa teli çekince o tel radyoda okunmuştur. Hem de bir harb veya isyan haberi veya pek önemli bir iltica haberi gibi, normal musiki yayını kesilerek okunmuştur.
Bir D.P. li milletvekili partisinden çıkarılmış veya çekilmiş olsa idi Devlet Radyosunun topçu ateşini kendisine yönelmiş bulurdu. Fakat Atıf Topaloğlu C.H.P. den çıkarılıp 2 saat sonra C.H.P. ne bir istifa teli çekince ve hele C.H.P. ni itham için bir basın konferansı yapınca, aynı Devlet Radyosu istifadesine verilmiştir.
Bir D.P. li milletvekilinin istifası halinde radyonun aynı ilgiyi gösterip gösteremiyeceği sorusunu, Topaloğlu,
— Bunu siz gidin, Basın - Yayın ve Turizm Umum Müdürü Altemur Kılıç’tan sorun! diye cevaplandırmış.
Oysa Bay Atıf Topaloğlu hâlâ milletvekilidir. Milletvekili olarak Devlet Radyosunun tutumunu denetleme mevkiindedir. Milletvekili olarak kendisi, istifade etmekten kaçınmadığı bir açık eşitsizliğin sorumluluğunu bir devlet memurunun sırtına yükleyemez.
Fakat daha da acı olan, Bay Topaloğlu’nun basın konferansının sahneye konuş şeklidir. Almanya'nın iki bölümü araındaki sınırı aşıp Doğuya iltica edenlerin basın konferansları ile benzerlik elle tutulur haldedir. Basın Konferansı emniyet memurlarının, resmî görevlilerin nezaret ve kontrolü altında cereyan etmiştir. Görevliler sık sık müdahalede bulunmuşlardır. Radyo onların «al» dediğini almış, «kes» dediğini kesmiştir. Böylelikle, Batıdan Doğuya iltica edenlerin basın konferanslarındaki hemen bütün usullere uyulmuştur.
D.P. iktidarınca izlenen rejimin bugünkünden daha az sert, daha az haksız olduğu yılların sert ve amansız muhalifi Atıf Topaloğlu’nu böyle tertiplere, itirazsız ve muhalefetsiz kendini teslim eder görmek insana hüzün veriyor.
Bay Topaloğlu, basın konferansında, memlekette bugünkü sıkıntılara, iki parti liderinin biribirlerinden uzak kalmalarının sebep olduğunu söylemiş.
Oysa biribirlerinden uzak olan, liderlerden önce zihniyettir. Bugünkü sıkıntıların gerçek sebebi, Topaloğlu’nun C.H.P. den ayrılışı vesilesiyle yeni örnekleri görülen eşitsizlik, ayrılık ve tertiplerdir; aynı memleket halkının sanki bir sınırla ikiye ayrılmış gibi muamele görmesi, ve bazı tatbikat ve usuller bakımından sınırın iki tarafındaki rejim anlayışının, rejim konusunda dünyayı ikiye bölen saflar arasındaki kadar ayrı olmasıdır.
BÜLENT ECEVİT
Collection
Citation
“Sınır,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 21, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1126.