Przetak Neden Bizi Seçti
Başlık:
Przetak Neden Bizi Seçti
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" No 13015, ss. 1, 5
Tarih:
1959-10-27
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Przetak neden bizi seçti?
Bülent ECEVİT
«Hangi plândan bahsediyorsun a kardeşim? Benim imkânım olsaydı plânımı yapardım. Neyin plânını yapacaksınız? Güldürmeyin beni! Geliyor, şu fabrikayı yapayım, kamyon fabrikası yapayım diyor. Sizin eski devrinizde değiliz, bu bir âlemi imkândır. Her gün akla hayale gelmedik tekliflerle karşı karşıyayız. Hangi plândan bahsediyorsunuz»?..
Bu sevimli sözleri kimin söylediğini hatırlarsınız herhâlde! Hatırlamasanız bile, bu sözleri yer yüzünde olsa olsa kimin söylemiş olabileceğini elbette tahmin edebilirsiniz!
Başbakan Adnan Menderes, bu sözleri 20 Şubat 1955 günü, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki Bütçe görüşmelerinde, Demokrat Parti iktidarını plânsız, programsız bir ekonomik gidişin sakınca ve tehlikelerine karşı uyaranlara cevap olarak söylemişti.
Interpol’ün bütün dünyada dosyalarına geçmiş, Alman polisini izine düşürmüş Bruno Przetak gibi milletlerarası bir cüretkâr dolandırıcı, yeni ve büyük tasarıları, dolandırıcılık tertipleri için kendine Demokrat Parti iktidarının Türkiye’sinden daha geniş bir «âlemi imkân» bulabilir miydi? Artık Demokrat Parti iktidarının Türkiye’sinden başka bir ülkede barınıp iş yapmayı umabilir miydi?
Nitekim, Interpol’le Alman Büyükelçiliğinin ihbarları olmasaydı. Bruno Przetak bugün hâlâ, Ankara’da «Grand Hotel Balin» in, İstanbul'da Hilton’un salonlarında bir muteber iş adamı olarak boy gösterecekti. Belki de resmî makamlardan almış olduğu yüzlerce milyon liralık lisanslarla, bedelsiz ithal permileriyle bazı tesisler getirtecek, nice benzerleri gibi bir işe yaramayan bir takım kulak doldurucu yabancı adlı büyük fabrikalar kurasaktı; bu fabrikaların açılış törenlerinde iktidar ileri gelenleri muhalefeti yeren, «eski devir» i batıran, Demokrat Parti iktidarının «Kalkınma hamleleri» ni göklere çıkaran söylevler vereceklerdi; ve tıpkı traktör imal ettiğimiz (!), otomobil, kamyon imal ettiğimiz (!) gibi, daha kimbilir neler neler de imal ediyor olacaktık!
İktidar sözcüsü Zafer Gazetesi, «Deutsche Afrikanische Balkand - Orient Komandit Firması sahibi» Bruno Przetak’ın «Grand Hotel Balin» salonlarında Türkiye’ye bir buçuk milyar liralık yatırım tasarısını açıkladığı basın konferansını birinci sayfanın üst sağ köşesinde 3 sütun üzerinden vermişti. Alman «iş adamı» nın, yol dâvamızda gösterilen üstün başarıya dair övücü sözlerini haberin en başına almıştı. Firmanın Türkiye’de sayısız oteller, moteller yapacağını, bu otellerin motellerin ihtiyaçları için modern çiftlikler kuracağını, buz dolabı monte edecek tesisler getirteceğini, bedelsiz ithal rejiminden yararlanıp 4 adet 3400 tonilâtoluk gemi, 155 adet frigorofik tesisatlı kamyon ve yüzlerce otomobil ithal edeceğini yazmıştı. Zafer, Przetak meselesinin iç yüzü yabancı kaynaklardan yapılan açıklamalarla anlaşılınca Ulus’un, Zafer’de baş köşede yapılan bu yayını hatırlatmasına pek kızmış.
Fakat iktidar sözcüsü gazete, meselenin iç yüzü yabancı kaynaklar tarafından açıklanıncaya kadar Przettak’ın nasıl aylarca Türkiye’de serbestçe iş görebildiğini, Hükümetle anlaşmalara varabildiğini, yüzlerce milyonluk ithal permileri alabildiğini izaha hiç yanaşmıyor. Başka ülkelerde şahısları dolandırmakla yetinen bu milletlerarası dolandırıcının, Türkiye’ye gelince — hem de Interpol izine düşmüş olduğu halde — doğrudan doğruya resmî makamları dolandırma cesaretini kendinde bulabilmesinin sebepleri üzerinde durmuyor.
Böyle devlet ölçüsünde bir dolandırıcılık teşebbüsü için, ünlü milletlerarası dolandırıcı Bruno Przetak acaba neden bizi seçmiş, neden Türkiye’yi gözüne kestirmiştir?.. Mesele burada!
Bu sorunun cevabı da ortada!.. Bu sorunun cevabını, daha 4 buçuk yıl önceden Türk Başbakanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde vermiş, o kendine has müstehzî üslûpla,
«Hangi plândan bahsediyorsun a kardeşim» demişti; «benim imkânım olsaydı plânımı yapardım. Neyin plânını yapacaksınız? Güldürmeyin beni! Geliyor, şu fabrikayı yapayım, kamyon fabrikası yapayım diyor. Sizin eski devrinizde değiliz, bu bir âlemi imândır. Her gün akla hayale gelmedik tekliflerle karşı karşıyayız. Hangi plândan bahsediyorsunuz»?..
İşte, Bruno Przetak da Türkiye’ye «geliyor», Demokrat Parti iktidarının sağladığı «âlemi imkân» dan yararlanarak, Hükümeti, «akla hayale gelmedik tekliflerle karşı karşıya» bırakıyor!.. «Geliyor», Hükümete, «şu fabrikayı yapayım, bunu kurayım» diyor!..
İktidar sorumluları, Bruno Przetak’ın kim olduğunu, «Dautsche Afrikanische Balkand — Orient Komandit Firması» nın ne olduğunu araştırıp, bu «firma sahibi» nin tekliflerini ciddî bir incelemeden geçirip red mi edeceklerdi? İşlerini ciddiye alan bazı memurlar bu ihtiyacı duysalar bile, reddetmeğe güçleri mi yetecekti?
«Güldürmeyin beni!»
Przetak neden bizi seçti?
Bülent ECEVİT
«Hangi plândan bahsediyorsun a kardeşim? Benim imkânım olsaydı plânımı yapardım. Neyin plânını yapacaksınız? Güldürmeyin beni! Geliyor, şu fabrikayı yapayım, kamyon fabrikası yapayım diyor. Sizin eski devrinizde değiliz, bu bir âlemi imkândır. Her gün akla hayale gelmedik tekliflerle karşı karşıyayız. Hangi plândan bahsediyorsunuz»?..
Bu sevimli sözleri kimin söylediğini hatırlarsınız herhâlde! Hatırlamasanız bile, bu sözleri yer yüzünde olsa olsa kimin söylemiş olabileceğini elbette tahmin edebilirsiniz!
Başbakan Adnan Menderes, bu sözleri 20 Şubat 1955 günü, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki Bütçe görüşmelerinde, Demokrat Parti iktidarını plânsız, programsız bir ekonomik gidişin sakınca ve tehlikelerine karşı uyaranlara cevap olarak söylemişti.
Interpol’ün bütün dünyada dosyalarına geçmiş, Alman polisini izine düşürmüş Bruno Przetak gibi milletlerarası bir cüretkâr dolandırıcı, yeni ve büyük tasarıları, dolandırıcılık tertipleri için kendine Demokrat Parti iktidarının Türkiye’sinden daha geniş bir «âlemi imkân» bulabilir miydi? Artık Demokrat Parti iktidarının Türkiye’sinden başka bir ülkede barınıp iş yapmayı umabilir miydi?
Nitekim, Interpol’le Alman Büyükelçiliğinin ihbarları olmasaydı. Bruno Przetak bugün hâlâ, Ankara’da «Grand Hotel Balin» in, İstanbul'da Hilton’un salonlarında bir muteber iş adamı olarak boy gösterecekti. Belki de resmî makamlardan almış olduğu yüzlerce milyon liralık lisanslarla, bedelsiz ithal permileriyle bazı tesisler getirtecek, nice benzerleri gibi bir işe yaramayan bir takım kulak doldurucu yabancı adlı büyük fabrikalar kurasaktı; bu fabrikaların açılış törenlerinde iktidar ileri gelenleri muhalefeti yeren, «eski devir» i batıran, Demokrat Parti iktidarının «Kalkınma hamleleri» ni göklere çıkaran söylevler vereceklerdi; ve tıpkı traktör imal ettiğimiz (!), otomobil, kamyon imal ettiğimiz (!) gibi, daha kimbilir neler neler de imal ediyor olacaktık!
İktidar sözcüsü Zafer Gazetesi, «Deutsche Afrikanische Balkand - Orient Komandit Firması sahibi» Bruno Przetak’ın «Grand Hotel Balin» salonlarında Türkiye’ye bir buçuk milyar liralık yatırım tasarısını açıkladığı basın konferansını birinci sayfanın üst sağ köşesinde 3 sütun üzerinden vermişti. Alman «iş adamı» nın, yol dâvamızda gösterilen üstün başarıya dair övücü sözlerini haberin en başına almıştı. Firmanın Türkiye’de sayısız oteller, moteller yapacağını, bu otellerin motellerin ihtiyaçları için modern çiftlikler kuracağını, buz dolabı monte edecek tesisler getirteceğini, bedelsiz ithal rejiminden yararlanıp 4 adet 3400 tonilâtoluk gemi, 155 adet frigorofik tesisatlı kamyon ve yüzlerce otomobil ithal edeceğini yazmıştı. Zafer, Przetak meselesinin iç yüzü yabancı kaynaklardan yapılan açıklamalarla anlaşılınca Ulus’un, Zafer’de baş köşede yapılan bu yayını hatırlatmasına pek kızmış.
Fakat iktidar sözcüsü gazete, meselenin iç yüzü yabancı kaynaklar tarafından açıklanıncaya kadar Przettak’ın nasıl aylarca Türkiye’de serbestçe iş görebildiğini, Hükümetle anlaşmalara varabildiğini, yüzlerce milyonluk ithal permileri alabildiğini izaha hiç yanaşmıyor. Başka ülkelerde şahısları dolandırmakla yetinen bu milletlerarası dolandırıcının, Türkiye’ye gelince — hem de Interpol izine düşmüş olduğu halde — doğrudan doğruya resmî makamları dolandırma cesaretini kendinde bulabilmesinin sebepleri üzerinde durmuyor.
Böyle devlet ölçüsünde bir dolandırıcılık teşebbüsü için, ünlü milletlerarası dolandırıcı Bruno Przetak acaba neden bizi seçmiş, neden Türkiye’yi gözüne kestirmiştir?.. Mesele burada!
Bu sorunun cevabı da ortada!.. Bu sorunun cevabını, daha 4 buçuk yıl önceden Türk Başbakanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde vermiş, o kendine has müstehzî üslûpla,
«Hangi plândan bahsediyorsun a kardeşim» demişti; «benim imkânım olsaydı plânımı yapardım. Neyin plânını yapacaksınız? Güldürmeyin beni! Geliyor, şu fabrikayı yapayım, kamyon fabrikası yapayım diyor. Sizin eski devrinizde değiliz, bu bir âlemi imândır. Her gün akla hayale gelmedik tekliflerle karşı karşıyayız. Hangi plândan bahsediyorsunuz»?..
İşte, Bruno Przetak da Türkiye’ye «geliyor», Demokrat Parti iktidarının sağladığı «âlemi imkân» dan yararlanarak, Hükümeti, «akla hayale gelmedik tekliflerle karşı karşıya» bırakıyor!.. «Geliyor», Hükümete, «şu fabrikayı yapayım, bunu kurayım» diyor!..
İktidar sorumluları, Bruno Przetak’ın kim olduğunu, «Dautsche Afrikanische Balkand — Orient Komandit Firması» nın ne olduğunu araştırıp, bu «firma sahibi» nin tekliflerini ciddî bir incelemeden geçirip red mi edeceklerdi? İşlerini ciddiye alan bazı memurlar bu ihtiyacı duysalar bile, reddetmeğe güçleri mi yetecekti?
«Güldürmeyin beni!»
Koleksiyon
Alıntı
“Przetak Neden Bizi Seçti,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 25 Kasım 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1087 ulaşıldı.