Düşüş
Başlık:
Düşüş
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında" No 12953, ss. 1, 5
Tarih:
1959-08-26
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
DÜŞÜŞ
Bülent ECEVİT
1946 ile 1950 arasında, bir fikir anlaşmazlığı veya liderlerin bir küçük hoşnutsuzluğu üzerine, Meclisteki mütevazı grupunun büyük bir kısmını budayıp atıverecek kadar kendine güvenen bir Demokrat Parti vardı.
1950 ile 1955 arasında da bu parti, liderlere en küçük bir itaatsizlik karşısında, veya parti programına, o programı rafa kaldırmış liderleri rahatsız edecek kadar bağlılık gösterileri karşısında, en değerli unsurlarından bazısını, gözünü kırpmadan atabilecek kadar kendine güveniyordu.
Fakat 1955 güzündeki «temizlik» hareketinden sonra geçirdiği buhran, Demokrat Partiye, artık eski gücünden çok şey kaybetmiş olduğunun ilk işaretini verdi.
Liderler, bu tehlike işaretine gözlerini, kulaklarını kapattılar; temiz ve idealist unsurları kendileriyle anlaşmazlığa ve geçimsizliğe düşüren etkenleri ortadan kaldırma yoluna gidecek yerde parti içinde olduğu kadar memlekette de huzursuzluk yaratan, parti tüzüğüne, programına olduğu kadar Anayasaya, kanunlara, demokratik esaslara da aykırı bulunan tutumlarına büsbütün kuvvet verdiler.
1957 genel seçimleri, muhalefetin hakkı olan sonucu alabilmesine karşı çıkarılan bütün engellere rağmen, Demokrat Partinin bir azınlık partisi hâline geldiğini gösterdi.
Demokrat Parti liderleri bundan da ders alamadılar. Çıkmaz yolda ilerlemeğe devam ettiler.
Nihayet, 1959 ilkbaharında, demokratik olsun olmasın hiç bir medenî memlekette hoş görülemiyecek şiddet tedbirlerine baş vurdular.
Bu hareketleriyle, çıkmaz yolun sonundaki sert duvara, halkın haksızlığa, hürriyetsizliğe, baskıya tahammülünün sona erdiği duvara çarptılar. Muhalefetin, o duvarda yoğunlaşan gücüne çarptılar.
Şimdi o çarpışın sarsıntısı ıçindedirler. Tuttukları yolda daha ileri gitme imkânının tükendiğini, henüz kendi kendilerine itiraf edebilecek kadar kavramış olmasalar bile, hissetmiş görünmektedirler.
O çarpışın sarsıntısıyla, içlerindeki çözüntü, bir parçalanıp dağılış hâline gelmiştir.
Bir zamanların, gözünü kırpmadan saflarında «temizlik», budama ameliyeleri yapabilen Demokrat Partisi, şimdi, her ne sebeple olursa olsun partiden ayrılmış veya çıkarılmış, kimi Demokrat Partinin gidişiyle bağdaşamıyacak kadar idealist oldukları için ayrılmış kimi ise Demokrat Partide barındırılamıyacak kadar uygunsuz veya kanunsuz hareketlerde bulundukları için çıkarılmış, bütün üyelerine, geri gelmeleri için adetâ yalvarmak ihtiyacını duymaktadır.
Dünkü yazımızda sözünü etiğimiz «davetiye yerine kâim olmak üzere» yayınlanan genelge, bu yalvarışın bir ifadesidir.
Ama bu yalvarışta bile, hâla, en küçük bir nedamet, bir uyanış belirtisine, şuurlu olarak hatadan dönüş istidadına rastlanamamaktadır.
Partinin liderlik katlarında temelli değişiklikler olmadıkça buna imkân da yoktur. Çünkü liderlik katlarında bulunan politikacılar, kendi kaderlerini, tuttukları hatalı yola, bir daha dönemiyecek şekilde bağlamışlardır.
Nedametin, hatadan dönüşün tek güvenilir belirtisi, ancak demokratik denetlemeyi, bütün icapları ve şartları ile geri getirmeyi kabul etmek olabilir. Ama demokratik denetleme asgari şart ve icaplarıyla yeniden işlemeğe başlarsa liderlik katlarındaki kimselerden bir çoğu, gün gelip hesabını verme ihtimali kendilerine kâbus gibi görünen bazı hareketlerinin sorumluluğu île karşı karşıya kalacaklardır.
İçlerinde bu hesap verme korkusu oldukça, bu hesap verme korkusu - Genel Başkan tarafından geçen yıl Bursa söylevinde kullanılan bir deyimle- içlerinde «kâbus» gibi büyüdükçe (ki Uşak, İstanbul olaylarından sonra o kâbus dayanılmaz bir hâl almış olmalıdır), kendilerini çıkmaza sürükleyen yoldan dönemiyeceklerdir.
O yoldan dönmedikçe de, ne eski arkadaşlara kollarını açmalar, ne uydurma veya zorlama «Vatan Cephesi» ne katılış listeleriyle kendi kendini aldatmalar, ne de şimdiki gibi genel aflar, Demokrat Partiye, eski gününü yeniden kazanma, eski kadrosunu yeniden toparlama imkânını sağlıyabilecektir.
Demokrat Parti, hataların ve bu hatalar için hesap verme korkusu ile işlenen daha ağır hataların, kısır döngüsüne kendini kaptırmış, eridikçe eriyecektir.
Yakın zamana kadar Demokrat Parti kızılacak durumda idi. Eski partililer için bir yalvarış edası ile ilân edilen son genel af ise, Demokrat Partinin artık, kızılacak durumu yukarlarda bırakıp, acınacak duruma düştüğünü göstermektedir.
DÜŞÜŞ
Bülent ECEVİT
1946 ile 1950 arasında, bir fikir anlaşmazlığı veya liderlerin bir küçük hoşnutsuzluğu üzerine, Meclisteki mütevazı grupunun büyük bir kısmını budayıp atıverecek kadar kendine güvenen bir Demokrat Parti vardı.
1950 ile 1955 arasında da bu parti, liderlere en küçük bir itaatsizlik karşısında, veya parti programına, o programı rafa kaldırmış liderleri rahatsız edecek kadar bağlılık gösterileri karşısında, en değerli unsurlarından bazısını, gözünü kırpmadan atabilecek kadar kendine güveniyordu.
Fakat 1955 güzündeki «temizlik» hareketinden sonra geçirdiği buhran, Demokrat Partiye, artık eski gücünden çok şey kaybetmiş olduğunun ilk işaretini verdi.
Liderler, bu tehlike işaretine gözlerini, kulaklarını kapattılar; temiz ve idealist unsurları kendileriyle anlaşmazlığa ve geçimsizliğe düşüren etkenleri ortadan kaldırma yoluna gidecek yerde parti içinde olduğu kadar memlekette de huzursuzluk yaratan, parti tüzüğüne, programına olduğu kadar Anayasaya, kanunlara, demokratik esaslara da aykırı bulunan tutumlarına büsbütün kuvvet verdiler.
1957 genel seçimleri, muhalefetin hakkı olan sonucu alabilmesine karşı çıkarılan bütün engellere rağmen, Demokrat Partinin bir azınlık partisi hâline geldiğini gösterdi.
Demokrat Parti liderleri bundan da ders alamadılar. Çıkmaz yolda ilerlemeğe devam ettiler.
Nihayet, 1959 ilkbaharında, demokratik olsun olmasın hiç bir medenî memlekette hoş görülemiyecek şiddet tedbirlerine baş vurdular.
Bu hareketleriyle, çıkmaz yolun sonundaki sert duvara, halkın haksızlığa, hürriyetsizliğe, baskıya tahammülünün sona erdiği duvara çarptılar. Muhalefetin, o duvarda yoğunlaşan gücüne çarptılar.
Şimdi o çarpışın sarsıntısı ıçindedirler. Tuttukları yolda daha ileri gitme imkânının tükendiğini, henüz kendi kendilerine itiraf edebilecek kadar kavramış olmasalar bile, hissetmiş görünmektedirler.
O çarpışın sarsıntısıyla, içlerindeki çözüntü, bir parçalanıp dağılış hâline gelmiştir.
Bir zamanların, gözünü kırpmadan saflarında «temizlik», budama ameliyeleri yapabilen Demokrat Partisi, şimdi, her ne sebeple olursa olsun partiden ayrılmış veya çıkarılmış, kimi Demokrat Partinin gidişiyle bağdaşamıyacak kadar idealist oldukları için ayrılmış kimi ise Demokrat Partide barındırılamıyacak kadar uygunsuz veya kanunsuz hareketlerde bulundukları için çıkarılmış, bütün üyelerine, geri gelmeleri için adetâ yalvarmak ihtiyacını duymaktadır.
Dünkü yazımızda sözünü etiğimiz «davetiye yerine kâim olmak üzere» yayınlanan genelge, bu yalvarışın bir ifadesidir.
Ama bu yalvarışta bile, hâla, en küçük bir nedamet, bir uyanış belirtisine, şuurlu olarak hatadan dönüş istidadına rastlanamamaktadır.
Partinin liderlik katlarında temelli değişiklikler olmadıkça buna imkân da yoktur. Çünkü liderlik katlarında bulunan politikacılar, kendi kaderlerini, tuttukları hatalı yola, bir daha dönemiyecek şekilde bağlamışlardır.
Nedametin, hatadan dönüşün tek güvenilir belirtisi, ancak demokratik denetlemeyi, bütün icapları ve şartları ile geri getirmeyi kabul etmek olabilir. Ama demokratik denetleme asgari şart ve icaplarıyla yeniden işlemeğe başlarsa liderlik katlarındaki kimselerden bir çoğu, gün gelip hesabını verme ihtimali kendilerine kâbus gibi görünen bazı hareketlerinin sorumluluğu île karşı karşıya kalacaklardır.
İçlerinde bu hesap verme korkusu oldukça, bu hesap verme korkusu - Genel Başkan tarafından geçen yıl Bursa söylevinde kullanılan bir deyimle- içlerinde «kâbus» gibi büyüdükçe (ki Uşak, İstanbul olaylarından sonra o kâbus dayanılmaz bir hâl almış olmalıdır), kendilerini çıkmaza sürükleyen yoldan dönemiyeceklerdir.
O yoldan dönmedikçe de, ne eski arkadaşlara kollarını açmalar, ne uydurma veya zorlama «Vatan Cephesi» ne katılış listeleriyle kendi kendini aldatmalar, ne de şimdiki gibi genel aflar, Demokrat Partiye, eski gününü yeniden kazanma, eski kadrosunu yeniden toparlama imkânını sağlıyabilecektir.
Demokrat Parti, hataların ve bu hatalar için hesap verme korkusu ile işlenen daha ağır hataların, kısır döngüsüne kendini kaptırmış, eridikçe eriyecektir.
Yakın zamana kadar Demokrat Parti kızılacak durumda idi. Eski partililer için bir yalvarış edası ile ilân edilen son genel af ise, Demokrat Partinin artık, kızılacak durumu yukarlarda bırakıp, acınacak duruma düştüğünü göstermektedir.
Koleksiyon
Alıntı
“Düşüş,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 22 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1056 ulaşıldı.