Bay Gedik Derde Parmak Bastı
Title:
Bay Gedik Derde Parmak Bastı
Source:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Date:
1958-05-28
Location:
Atatürk Kitaplığı
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
BÜLENT ECEVİT
Bay Gedik derde parmak bastı
«Ferda Güley istese de istemese de, kabul etse de etmese de ben, sadece Demokrat Partinin değil, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin ve Türk milletinin bir Vekiliyim.»
İşine öyle gelince, İçişleri Bakanı Bay Namık Gedik, Büyük Millet Meclisi kürsüsünde, C.H.P. Ordu milletvekili Ferda Güley'e karşı böyle konuştu.
Oysa aynı Namık Gedik'in daha birkaç hafta önee Ordu'da halka şöyle dediğini duymuştuk:
«Demokrat Parti milletin hizmetindedir. Ancak ihtiyaçlarınızı ve işlerinizi doğrudan doğruya bize müracaat ederseniz yaparız. Aksi halde, işlerinizi milletvekilleriniz kanalıyla takip ettirirseniz, arzularınızı yerine getirmeyiz. Çünkü onlar işleri kendilerine mal ederler.»
İki buçuk ay kadar önce, bir başka Karadeniz ilinde, Bayındırlık Bakanı Bay Tevfik İleri de halka şöyle hitabediyordu:
«Hiç şüphe yok 1957 seçimleriyle Sinop'un kaderi değişmiş bulunmaktadır. Bu, mahaza Sinop'un bize itimat etmiş olmasından değil, bütün dileklerini ve isteklerini heran hükümete ulaştıracak milletvekillerine sahip olmasındadır... Döneceğiz ve mebuslarınızla beraber her an sizin ihtiyaçlarınızdan haberdar olarak onlara çareler bulmak imkânını elde edeceğiz. Dün olmayan bu idi, dilek ve ihtiyaçlarınız hiçbir zaman hakkı ile ve lâyıkı ile hükümete intikal ettirilemedi.»
Demokrat Parti Hükümetlerinin iki gedikli üyesinin yukarıya aldığımız sözleri yan yana konulunca çok hazin bir zihniyet, bir hükümet anlayışı beliriyor. Bu anlayışa göre, Hükümet kendini sadece Demokrat Partili yurttaşların hizmetinde saymaktadır; başkalarının seslerine, isteklerine kulakları tıkalıdır!
Bu yalnız Bay Gedikle Bay İleri'nin zihniyeti midir?.. Ne gezer! Bu zihniyetin önderliği bizzat D.P. Başkanındadır... Son seçim kampanyası sırasında Menderes Kars halkını da böyle tehdid etmiş. Meclise C.H.P. li milletvekilleri göndermekte ısrar eden illerin ihtiyaçlarıyla, Hükümet olarak, gereği gibi ilgilenilmediğini ve ilgilenilmeyeceğini açık açık belirtmişti.
Bu durumda Bay Gedik'in, kendi işgal ettiği mevki hakkında Mecliste söylediği sözleri, başka sözleriyle ve her günkü tutumlarıyla, bizzat Bay Gedik, ve onun gibi, Bay Menderes gibi, Bay ileri gibi düşünen ve davranan Demokrat Partili devlet adamları çürütmüş olmaktadırlar.
Sırası düştükçe, «biz muhalefeti kanunî mecburiyetler ötesinde tanımıyoruz», diyen onlardır...
Muhalefet temsilcilerini Başbakanlık makamına kabul etmeyen onlardır...
Muhalefete protokolde yer vermeyen onlardır...
Muhalefete söz hakkı, bu yurtta serbestçe dolaşma ve toplanma hakkı, hattâ bazan el sıkışma hakkı tanımak istemeyen onlardır...
Temsilî ödevlerini yaparken olsun partiler üstü bir davranış benimsemesi gereken Cumhurbaşkanı, devleti temsilen çıktığı yurtdışı gezilerde bile elinden «D.P.» başlıklı bastonu, artık vatandaş gözünde partizan idarenin sembolü hâline gelmiş o bastonu, eksik etmemektedir.
Kanunlar Demokrat Partililere başka muhaliflere başka türlü uygulanmaktadır. İktidar sözcüsü gazetelerde suç sayılmayan sözlerin çok daha hafifleri bir muhalif veya bağımsız gazetede iktidara karşı kullanılsa o gazete toplatılmakta kapatılmakta, o gazetenin sorumluları en ağır cezalara çarptırılmaktadır.
Onun için Bay Namık Gedik'in, Mecliste bir C.H.P. milletvekiline karşı söylediği sözleri kendi kulaklarıyla da işitebilmiş, kendi vicdanına ve kendisyle aynı zihniyetteki sorumlu parti arkadaşlarının da vicdanlarına eriştirebilmiş olmasını dileriz!
Evet Bay Namık Gedik: Siz «sadece Demokrat Partinin değil, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin de bir Vekili» olmak zorundasınız.
Siz ve Kabine arkadaşlarınız davranışınızı, Hükümet anlayışınızı bu zorunluluğa ayarlayabildiğiniz gün, muhalefeti tedirgin eden milleti üzen dertlerin büyük bir kısmı zaten ortadan kalkmış olacaktır.
BÜLENT ECEVİT
Bay Gedik derde parmak bastı
«Ferda Güley istese de istemese de, kabul etse de etmese de ben, sadece Demokrat Partinin değil, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin ve Türk milletinin bir Vekiliyim.»
İşine öyle gelince, İçişleri Bakanı Bay Namık Gedik, Büyük Millet Meclisi kürsüsünde, C.H.P. Ordu milletvekili Ferda Güley'e karşı böyle konuştu.
Oysa aynı Namık Gedik'in daha birkaç hafta önee Ordu'da halka şöyle dediğini duymuştuk:
«Demokrat Parti milletin hizmetindedir. Ancak ihtiyaçlarınızı ve işlerinizi doğrudan doğruya bize müracaat ederseniz yaparız. Aksi halde, işlerinizi milletvekilleriniz kanalıyla takip ettirirseniz, arzularınızı yerine getirmeyiz. Çünkü onlar işleri kendilerine mal ederler.»
İki buçuk ay kadar önce, bir başka Karadeniz ilinde, Bayındırlık Bakanı Bay Tevfik İleri de halka şöyle hitabediyordu:
«Hiç şüphe yok 1957 seçimleriyle Sinop'un kaderi değişmiş bulunmaktadır. Bu, mahaza Sinop'un bize itimat etmiş olmasından değil, bütün dileklerini ve isteklerini heran hükümete ulaştıracak milletvekillerine sahip olmasındadır... Döneceğiz ve mebuslarınızla beraber her an sizin ihtiyaçlarınızdan haberdar olarak onlara çareler bulmak imkânını elde edeceğiz. Dün olmayan bu idi, dilek ve ihtiyaçlarınız hiçbir zaman hakkı ile ve lâyıkı ile hükümete intikal ettirilemedi.»
Demokrat Parti Hükümetlerinin iki gedikli üyesinin yukarıya aldığımız sözleri yan yana konulunca çok hazin bir zihniyet, bir hükümet anlayışı beliriyor. Bu anlayışa göre, Hükümet kendini sadece Demokrat Partili yurttaşların hizmetinde saymaktadır; başkalarının seslerine, isteklerine kulakları tıkalıdır!
Bu yalnız Bay Gedikle Bay İleri'nin zihniyeti midir?.. Ne gezer! Bu zihniyetin önderliği bizzat D.P. Başkanındadır... Son seçim kampanyası sırasında Menderes Kars halkını da böyle tehdid etmiş. Meclise C.H.P. li milletvekilleri göndermekte ısrar eden illerin ihtiyaçlarıyla, Hükümet olarak, gereği gibi ilgilenilmediğini ve ilgilenilmeyeceğini açık açık belirtmişti.
Bu durumda Bay Gedik'in, kendi işgal ettiği mevki hakkında Mecliste söylediği sözleri, başka sözleriyle ve her günkü tutumlarıyla, bizzat Bay Gedik, ve onun gibi, Bay Menderes gibi, Bay ileri gibi düşünen ve davranan Demokrat Partili devlet adamları çürütmüş olmaktadırlar.
Sırası düştükçe, «biz muhalefeti kanunî mecburiyetler ötesinde tanımıyoruz», diyen onlardır...
Muhalefet temsilcilerini Başbakanlık makamına kabul etmeyen onlardır...
Muhalefete protokolde yer vermeyen onlardır...
Muhalefete söz hakkı, bu yurtta serbestçe dolaşma ve toplanma hakkı, hattâ bazan el sıkışma hakkı tanımak istemeyen onlardır...
Temsilî ödevlerini yaparken olsun partiler üstü bir davranış benimsemesi gereken Cumhurbaşkanı, devleti temsilen çıktığı yurtdışı gezilerde bile elinden «D.P.» başlıklı bastonu, artık vatandaş gözünde partizan idarenin sembolü hâline gelmiş o bastonu, eksik etmemektedir.
Kanunlar Demokrat Partililere başka muhaliflere başka türlü uygulanmaktadır. İktidar sözcüsü gazetelerde suç sayılmayan sözlerin çok daha hafifleri bir muhalif veya bağımsız gazetede iktidara karşı kullanılsa o gazete toplatılmakta kapatılmakta, o gazetenin sorumluları en ağır cezalara çarptırılmaktadır.
Onun için Bay Namık Gedik'in, Mecliste bir C.H.P. milletvekiline karşı söylediği sözleri kendi kulaklarıyla da işitebilmiş, kendi vicdanına ve kendisyle aynı zihniyetteki sorumlu parti arkadaşlarının da vicdanlarına eriştirebilmiş olmasını dileriz!
Evet Bay Namık Gedik: Siz «sadece Demokrat Partinin değil, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin de bir Vekili» olmak zorundasınız.
Siz ve Kabine arkadaşlarınız davranışınızı, Hükümet anlayışınızı bu zorunluluğa ayarlayabildiğiniz gün, muhalefeti tedirgin eden milleti üzen dertlerin büyük bir kısmı zaten ortadan kalkmış olacaktır.
Collection
Citation
“Bay Gedik Derde Parmak Bastı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/989.