1957 Seçiminden Sonra DP'deki Kompleks
Başlık:
1957 Seçiminden Sonra DP'deki Kompleks
Kaynak:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Tarih:
1958-03-05
Lokasyon:
Atatürk Kitaplığı, 152/38
Metin:
GÜNÜN IŞIĞINDA
1957 SEÇİMİNden SONRA D. P.'DEKİ KOMPLEKS
Bülent ECEVİT
FIKRADAKİ, «yağmur yağdı» sözünden «ördek» anlamı çıkaran alıngan gibi, Demokrat Parti sorumluları, son seçimlerden sonra muhalefet ne söylese, «bize gayrımeşru dediniz» diyorlar.
Oysa, bugünkü iktidarın meşruluğunu veya gayrımeşruluğunu tartışma konusu yapmakta kimsenin menfaati yoktur. O konuda kesin yargıyı tarih verir.
Ancak muhalefet, son genel seçimlerin şeklinden, şartlarından şikâyetçidir. Son seçimlerin çok eşitsiz ve adaletsiz şartlar altında yapıldığını, seçmenlerin diledikleri gibi oy kullanma hürriyetine engel olunduğunu, devlet radyosunun sırf Demokrat Parti propagandası için çalıştığını, devlet taşıtlarından iktidar partisinin dilediği gibi faydalandığını, seçmen kütüklerindeki kusurların pek çok sayıda yurttaşı oy kullanma imkânından yoksun bıraktığını, bazı yurttaşlarınsa bir kaç yerde oy kullanma fırsatı bulduğunu, seçim sonuçlarının derlenişinde ve açıklanışında bazı usulsüzlükler olduğunu iddia etmektedir.
Demokrat Parti bütün bu iddiaları yalanlıyamıyor. Yalanlıyamadığı gibi de, bu iddialardan, kendi iktidarına gayrımeşru denildiği anlamını çıkarıyor.
Oysa muhalefetin yaptığı, son seçimlerin hangi şartlar altında geçtiğini delillere dayanarak belirtmekten ibarettir. Bu şartlar altındaki seçimler sonunda beliren iktidarın meşru sayılıp sayılmaması bir ölçü ve anlayış meselesidir.
Eğer Demokrat Parti, bu şartlar altındaki seçimler sonunda beliren iktidarı Türk Milletinin meşru saymıyacağına inanıyorsa, bu yüzden sıkıntı içindeyse, böyle bir sıkıntıya çare bulmak elbette muhalefetin elinde değildir.
Muhalefet Demokrat Partiye ne, «son seçimlerden sonra senin iktidarın gayrımeşrudur», ne de «iktidarda 4 yıl kalamazsın, seçimleri daha önce yenilemelisin» demiştir!
Demokrat Parti sorumluları ve sözcüleri, kendi kendilerine, «biz gayrımeşru değiliz», «biz gidici değiliz», «biz süresi dolmadan seçimleri yenilemeyiz» diye söylenip durmaktadırlar.
Daha garibi, sanki bunları söyleyen muhalefetmiş gibi, muhalefete karşı o yüzden yeni tedbirler alacaklarını, böyle tedbirlere kendilerini muhalefetin zorladığını haykırmaktadırlar.
Bu kadarla da yetinmeyip, şimdi, seçimlerde yolsuzluk ve baskı yapanın muhalefet olduğunu, kütükleri muhalefetin bozduğunu, bunlar için Meclis tahkikatı açacaklarını ilân ediyorlar.
Muhalefet hakkındaki bu iddialar doğru olsa idi, adlî makamlar elbette gerekeni yaparlardı. Buna ortada hiçbir engeli yoktur. Adlî makamların, hem de bağımsızlıktan oldukça uzaklaşmış adlî makamların, suçlu çıkaramadığı bir muhalefeti iktidarın Meclis Grupu mahkûm ederse, bu mahkûmiyet elbette milletçe makbul sayılmayacak, milletçe makbul sayılmayacağı için de, Demokrat Parti gene aradığı huzura, güvence kavuşmuş olmayacaktır.
Oysa muhalefetin isteği, bütün bu hiddet, şiddet ve kaygıyı gülünç düşürecek kadar basit ve masumanedir.
Muhalefet sadece, son seçimlerde olanların bir dahaki seçimlerde olmamasını, son seçimlerin, 1950 veya 1954 dekinden daha demokratik değil, 1950 veya 1954 deki kadar demokratik şartlar altında yapılacağına dair teminat verilmesini, bir umut ışığı tutulmasını istemektedir.
İktidarsa bu umut ışığını tutmağa yanaşmıyor. Yanaşmadığı gibi, Genel Başkanının, Başbakanın ağzından, bir muhalefet partisinin iktidara gelmesi ihtimalini «facia» olarak ilân edip, böyle bir ihtimal için «Allah bir daha göstermesin» diyor. Allah'ın böyle bir ihtimali bir daha göstermemesi için de, ilerideki seçimlerde muhalefetin elini kolunu büsbütün bağlıyacak, hattâ belki o seçimlere Demokrat Partinin muhalefetsiz girmesini sağlıyacak tedbirler ardında olduğunu açığa vuruyor.
Eğer Demokrat Parti, tasarladığı bu tedbirleri aldıktan sonra yapılacak bir seçimle kendi iktidarının meşruluğuna kanaat getirip huzura kavuşabileceğini sanıyorsa çok aldanıyor demektir.
Demokrat Parti iktidarı için, kendi kendini bu gayrımeşruluk kompleksinden kurtarmanın yolu, millet iradesine, 1950 seçimlerini yapan itidar kadar saygı göstermek, millet iradesinin gün gelip kendi aleyhinde belirmesi ihtimalini mutlaka önlemesi gerekli bir «Facia» gibi görüp göstermekten vaz geçmektir.
1957 SEÇİMİNden SONRA D. P.'DEKİ KOMPLEKS
Bülent ECEVİT
FIKRADAKİ, «yağmur yağdı» sözünden «ördek» anlamı çıkaran alıngan gibi, Demokrat Parti sorumluları, son seçimlerden sonra muhalefet ne söylese, «bize gayrımeşru dediniz» diyorlar.
Oysa, bugünkü iktidarın meşruluğunu veya gayrımeşruluğunu tartışma konusu yapmakta kimsenin menfaati yoktur. O konuda kesin yargıyı tarih verir.
Ancak muhalefet, son genel seçimlerin şeklinden, şartlarından şikâyetçidir. Son seçimlerin çok eşitsiz ve adaletsiz şartlar altında yapıldığını, seçmenlerin diledikleri gibi oy kullanma hürriyetine engel olunduğunu, devlet radyosunun sırf Demokrat Parti propagandası için çalıştığını, devlet taşıtlarından iktidar partisinin dilediği gibi faydalandığını, seçmen kütüklerindeki kusurların pek çok sayıda yurttaşı oy kullanma imkânından yoksun bıraktığını, bazı yurttaşlarınsa bir kaç yerde oy kullanma fırsatı bulduğunu, seçim sonuçlarının derlenişinde ve açıklanışında bazı usulsüzlükler olduğunu iddia etmektedir.
Demokrat Parti bütün bu iddiaları yalanlıyamıyor. Yalanlıyamadığı gibi de, bu iddialardan, kendi iktidarına gayrımeşru denildiği anlamını çıkarıyor.
Oysa muhalefetin yaptığı, son seçimlerin hangi şartlar altında geçtiğini delillere dayanarak belirtmekten ibarettir. Bu şartlar altındaki seçimler sonunda beliren iktidarın meşru sayılıp sayılmaması bir ölçü ve anlayış meselesidir.
Eğer Demokrat Parti, bu şartlar altındaki seçimler sonunda beliren iktidarı Türk Milletinin meşru saymıyacağına inanıyorsa, bu yüzden sıkıntı içindeyse, böyle bir sıkıntıya çare bulmak elbette muhalefetin elinde değildir.
Muhalefet Demokrat Partiye ne, «son seçimlerden sonra senin iktidarın gayrımeşrudur», ne de «iktidarda 4 yıl kalamazsın, seçimleri daha önce yenilemelisin» demiştir!
Demokrat Parti sorumluları ve sözcüleri, kendi kendilerine, «biz gayrımeşru değiliz», «biz gidici değiliz», «biz süresi dolmadan seçimleri yenilemeyiz» diye söylenip durmaktadırlar.
Daha garibi, sanki bunları söyleyen muhalefetmiş gibi, muhalefete karşı o yüzden yeni tedbirler alacaklarını, böyle tedbirlere kendilerini muhalefetin zorladığını haykırmaktadırlar.
Bu kadarla da yetinmeyip, şimdi, seçimlerde yolsuzluk ve baskı yapanın muhalefet olduğunu, kütükleri muhalefetin bozduğunu, bunlar için Meclis tahkikatı açacaklarını ilân ediyorlar.
Muhalefet hakkındaki bu iddialar doğru olsa idi, adlî makamlar elbette gerekeni yaparlardı. Buna ortada hiçbir engeli yoktur. Adlî makamların, hem de bağımsızlıktan oldukça uzaklaşmış adlî makamların, suçlu çıkaramadığı bir muhalefeti iktidarın Meclis Grupu mahkûm ederse, bu mahkûmiyet elbette milletçe makbul sayılmayacak, milletçe makbul sayılmayacağı için de, Demokrat Parti gene aradığı huzura, güvence kavuşmuş olmayacaktır.
Oysa muhalefetin isteği, bütün bu hiddet, şiddet ve kaygıyı gülünç düşürecek kadar basit ve masumanedir.
Muhalefet sadece, son seçimlerde olanların bir dahaki seçimlerde olmamasını, son seçimlerin, 1950 veya 1954 dekinden daha demokratik değil, 1950 veya 1954 deki kadar demokratik şartlar altında yapılacağına dair teminat verilmesini, bir umut ışığı tutulmasını istemektedir.
İktidarsa bu umut ışığını tutmağa yanaşmıyor. Yanaşmadığı gibi, Genel Başkanının, Başbakanın ağzından, bir muhalefet partisinin iktidara gelmesi ihtimalini «facia» olarak ilân edip, böyle bir ihtimal için «Allah bir daha göstermesin» diyor. Allah'ın böyle bir ihtimali bir daha göstermemesi için de, ilerideki seçimlerde muhalefetin elini kolunu büsbütün bağlıyacak, hattâ belki o seçimlere Demokrat Partinin muhalefetsiz girmesini sağlıyacak tedbirler ardında olduğunu açığa vuruyor.
Eğer Demokrat Parti, tasarladığı bu tedbirleri aldıktan sonra yapılacak bir seçimle kendi iktidarının meşruluğuna kanaat getirip huzura kavuşabileceğini sanıyorsa çok aldanıyor demektir.
Demokrat Parti iktidarı için, kendi kendini bu gayrımeşruluk kompleksinden kurtarmanın yolu, millet iradesine, 1950 seçimlerini yapan itidar kadar saygı göstermek, millet iradesinin gün gelip kendi aleyhinde belirmesi ihtimalini mutlaka önlemesi gerekli bir «Facia» gibi görüp göstermekten vaz geçmektir.
Koleksiyon
Alıntı
“1957 Seçiminden Sonra DP'deki Kompleks,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 23 Aralık 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/964 ulaşıldı.