Bir İstifanın Düşündürdükleri
Title:
Bir İstifanın Düşündürdükleri
Source:
Ulus, "Günün Işığında", s. 3
Date:
1958-01-23
Location:
Atatürk Kitaplığı
Text:
GÜNÜN IŞIĞINDA
Bir istifanın düşündürdükleri
Bülent ECEVİT
Bay Şem'i Ergin'in Millî Savunma Bakanlığından istifasına dair yayınlanan resmî bildiri şundan ibaretti:
«İstifa eden Millî Müdafaa Vekili Şem'i Ergin'in istifasının kabulü ile yerine Nafıa Vekili Etem Menderes ve Nafıa Vekilliğine de Devlet Vekili ve Başvekil Muavini Tevfik İleri'nin tayinleri Reisicumhurun yüksek tasdiklerine iktıran etmiştir.»
Bu bildiri, D.P. hükümetlerinin millete hesap vermekten, bir bakanın çekilmesi gibi olayları bile izah etmekten kaçınma âdetine tipik bir örnekti.
Ancak, yerli yabancı bütün basın, hattâ Batı memleleketlerindeki radyolar, Bay Şem'i Ergin'in istifasını İstanbul'da bazı subayların tevkifi ve gizli, hem de çok gizli, yargılanması hâdisesine bağlayınca, hükümet de istifaya bir sebep göstermek zorunluluğunu duymuş olacak ki, daha birkaç gün önce Bütçe Encümeninde sıhhati pek yerinde olduğunu, kendisine yöneltilen soru yağmurunu güler yüzle karşılayıp hiç bir yorgunluk, sinirlilik izi göstermeden saatlerce, sigaraların birini söndürüp birini yakarak cevaplandırdığını gözlerimizle gördüğümüz, yeni açılan Kan Bankasına cömertçe kan bağışında bulunduğunu gazetelerde okuduğumuz Sayın Şem'i Ergin'in «sıhhi durumu» yüzünden «bir müddet için istirahate meebur» kaldığı için istifa ettiği bildirildi.
Bu durumda biz de, Bakanlık otomobilini bıraktıktan sonra Bulvarda dinç sporcu adımlarıyla yürüyüşler yapan Sayın Şem'i Ergin'e Başbakan gibi «sıhhat» diler, geçmiş olsun deriz.
Deriz ama, nasıl subayların tevkifi hâdisesi ancak bu meseleye dair yabancı radyolarda yayınlar başladıktan sonra Türk halkoyuna resmen açıklandı ise, Bay Şem'i Ergin'in istifasının sıhhî bir sebebi bulunduğuna dair açıklamanın da yabancı basında ve radyolarda bu istifa ile ilgili yorumlar başladıktan sonra yapılmış olmasına dikkat etmekten kendimizi alıkoyamayız.
Bay Şem'i Ergin öyle apansız istifa etmiş ve yerine Bay Etem Menderes öyle süratle tayin edilip Başbakanla - Artık başkentten çok İstanbul'da oturan Başbakanla - görüşmek üzere akşam ekspresine koşmuştur ki, Pazar günü Bütçe Encümeninde Bayındırlık Bütçesini saat 19'a kadar Bay Etem Menderes savunduğu halde, saat 21'den itibaren bu işi yeni Bayındırlık Bakanı Bay Tevfik İleri üzerine almak zorunda kalmıştır. Yani Bay Şem'i Ergin'in istifası, hattâ bu istifanın açıklanması, bir gece, hiç değilse Bayındırlık Bütçesi hazırlıklı bir Bakan huzurunda Encümenden çıkıncaya kadar bile bekletilememiştir.
Bu, hiç de olagan sayılamıyacak kadar, daha bir kaç gün önce Kan Bankasına kan verebilen ve dün Bulvarda yürüyüşe çıkabilen bir kimsede esasen tasavvur olunamıyacak derecede ciddî bir rahatsızlıkla bile izah edilemiyecek kadar süratli değişikliği, halkoyu ve basın, ister istemez İstanbul'daki subayların tevkifi hâdisesine bağlıyacaktı fe belki sor açıklamadan sonra da bağlamıya devam edecektir. Hattâ belki yüksek rütbeli subaylar arasında yapılan değişikliklerle de bu istifa arasında zihinlerde bir bağlantı kurulması önlenemiyecektir.
Eğer ortada, değişikliğin, mesai günü bile olmayan Pazar akşamı saat 19'dan Pazartesi sabahına kadar bekletilmesine imkân vermeyecek derecede âcil bir durum olsa idi, o takdirde de, yeni Millî Savunma Bakanının, ödevini başkentte devir bile almaksızın İstanbul'a koşması, veya Başbakanın başkentten uzakta maçlara, «Canlı Balık» lara, istimlâk bölgesi teftişlerine vakit ayırabilmesi kolay kolay izah edilemezdi.
Bay Şem'i Ergin, son seçimlerde ordu araçlarının D.P. hizmetinde çalışmasına göz yummuş olmakla beraber, Millî Savunma Bakanlığı sırasında tarafsız kalabilmek için Demokrat Partili devlet adamından pek çoğunda görmeğl alışık olmadığımız bir gayret sarfetmiştir.
Halkoyu, İstanbul'daki tevkif ve gizli muhakeme hâdisesine yüksek rütbeli subaylar arasında yapılan son değişikliklerle Milî Savunma Bakanının istifası arasında bir dağlan'ı kurarken, hiç süphesiz, Bay Şem'i Ergin'in Bakanlığı süresince aşırı partizanlıktan uzak kalmak, hiç değilse uzak görünmek için sarf ettiği gayreti de gözönünde bulunduracaktır.
Zihinlerde bu türlü bağlantılar kurulması baskı tedbirleriyle önlenemez. Akıllarını işletmelerine engel olunmadıkça, insanlar, en ağır baskı altında bile, hâdiseler arasında böyle bağlantılar kuracaklardır.
Onun için şimdi iktidarın, İstanbul'daki tevkif hâdisesi ve gizli muhakeme hakkında uyanabilecek kaygıları önlemek üzere tedbirler düşünmesinde, hem millî menfaatler bakımından hem de kendi menfaati bakımından fayda göreceği umulur.
Eğer hâdisenin mahiyetini tatmin edici bir ölçüde açıklamak ve muhakemenin safhalarından halkoyunu asgarî ölçüde olsun haberdar etmek için de yabancı ajans ve radyoların ergeç yapacakları emri vakiler beklenecek olursa, o zaman iktidar, kendini bugünkünden çok daha gkç bir durumda bulacak, siyasi ve askerî sorumlular arasında yapılabilecek başka değişiklikleri, ileride yapılabilecek yeni tevkifleri veya gizli muhakeme sonuçlarını olsun, hattâ Başbakanın hükümet işleri en yüklü bulunduğu bir sırada başkenti bırakıp gizli askerî muhakemenin cereyan etmekte olduğu İstanbulda ikamet buyurmasını olsun izah etmekte daha fazla sıkıntı çekecektir.
Bir istifanın düşündürdükleri
Bülent ECEVİT
Bay Şem'i Ergin'in Millî Savunma Bakanlığından istifasına dair yayınlanan resmî bildiri şundan ibaretti:
«İstifa eden Millî Müdafaa Vekili Şem'i Ergin'in istifasının kabulü ile yerine Nafıa Vekili Etem Menderes ve Nafıa Vekilliğine de Devlet Vekili ve Başvekil Muavini Tevfik İleri'nin tayinleri Reisicumhurun yüksek tasdiklerine iktıran etmiştir.»
Bu bildiri, D.P. hükümetlerinin millete hesap vermekten, bir bakanın çekilmesi gibi olayları bile izah etmekten kaçınma âdetine tipik bir örnekti.
Ancak, yerli yabancı bütün basın, hattâ Batı memleleketlerindeki radyolar, Bay Şem'i Ergin'in istifasını İstanbul'da bazı subayların tevkifi ve gizli, hem de çok gizli, yargılanması hâdisesine bağlayınca, hükümet de istifaya bir sebep göstermek zorunluluğunu duymuş olacak ki, daha birkaç gün önce Bütçe Encümeninde sıhhati pek yerinde olduğunu, kendisine yöneltilen soru yağmurunu güler yüzle karşılayıp hiç bir yorgunluk, sinirlilik izi göstermeden saatlerce, sigaraların birini söndürüp birini yakarak cevaplandırdığını gözlerimizle gördüğümüz, yeni açılan Kan Bankasına cömertçe kan bağışında bulunduğunu gazetelerde okuduğumuz Sayın Şem'i Ergin'in «sıhhi durumu» yüzünden «bir müddet için istirahate meebur» kaldığı için istifa ettiği bildirildi.
Bu durumda biz de, Bakanlık otomobilini bıraktıktan sonra Bulvarda dinç sporcu adımlarıyla yürüyüşler yapan Sayın Şem'i Ergin'e Başbakan gibi «sıhhat» diler, geçmiş olsun deriz.
Deriz ama, nasıl subayların tevkifi hâdisesi ancak bu meseleye dair yabancı radyolarda yayınlar başladıktan sonra Türk halkoyuna resmen açıklandı ise, Bay Şem'i Ergin'in istifasının sıhhî bir sebebi bulunduğuna dair açıklamanın da yabancı basında ve radyolarda bu istifa ile ilgili yorumlar başladıktan sonra yapılmış olmasına dikkat etmekten kendimizi alıkoyamayız.
Bay Şem'i Ergin öyle apansız istifa etmiş ve yerine Bay Etem Menderes öyle süratle tayin edilip Başbakanla - Artık başkentten çok İstanbul'da oturan Başbakanla - görüşmek üzere akşam ekspresine koşmuştur ki, Pazar günü Bütçe Encümeninde Bayındırlık Bütçesini saat 19'a kadar Bay Etem Menderes savunduğu halde, saat 21'den itibaren bu işi yeni Bayındırlık Bakanı Bay Tevfik İleri üzerine almak zorunda kalmıştır. Yani Bay Şem'i Ergin'in istifası, hattâ bu istifanın açıklanması, bir gece, hiç değilse Bayındırlık Bütçesi hazırlıklı bir Bakan huzurunda Encümenden çıkıncaya kadar bile bekletilememiştir.
Bu, hiç de olagan sayılamıyacak kadar, daha bir kaç gün önce Kan Bankasına kan verebilen ve dün Bulvarda yürüyüşe çıkabilen bir kimsede esasen tasavvur olunamıyacak derecede ciddî bir rahatsızlıkla bile izah edilemiyecek kadar süratli değişikliği, halkoyu ve basın, ister istemez İstanbul'daki subayların tevkifi hâdisesine bağlıyacaktı fe belki sor açıklamadan sonra da bağlamıya devam edecektir. Hattâ belki yüksek rütbeli subaylar arasında yapılan değişikliklerle de bu istifa arasında zihinlerde bir bağlantı kurulması önlenemiyecektir.
Eğer ortada, değişikliğin, mesai günü bile olmayan Pazar akşamı saat 19'dan Pazartesi sabahına kadar bekletilmesine imkân vermeyecek derecede âcil bir durum olsa idi, o takdirde de, yeni Millî Savunma Bakanının, ödevini başkentte devir bile almaksızın İstanbul'a koşması, veya Başbakanın başkentten uzakta maçlara, «Canlı Balık» lara, istimlâk bölgesi teftişlerine vakit ayırabilmesi kolay kolay izah edilemezdi.
Bay Şem'i Ergin, son seçimlerde ordu araçlarının D.P. hizmetinde çalışmasına göz yummuş olmakla beraber, Millî Savunma Bakanlığı sırasında tarafsız kalabilmek için Demokrat Partili devlet adamından pek çoğunda görmeğl alışık olmadığımız bir gayret sarfetmiştir.
Halkoyu, İstanbul'daki tevkif ve gizli muhakeme hâdisesine yüksek rütbeli subaylar arasında yapılan son değişikliklerle Milî Savunma Bakanının istifası arasında bir dağlan'ı kurarken, hiç süphesiz, Bay Şem'i Ergin'in Bakanlığı süresince aşırı partizanlıktan uzak kalmak, hiç değilse uzak görünmek için sarf ettiği gayreti de gözönünde bulunduracaktır.
Zihinlerde bu türlü bağlantılar kurulması baskı tedbirleriyle önlenemez. Akıllarını işletmelerine engel olunmadıkça, insanlar, en ağır baskı altında bile, hâdiseler arasında böyle bağlantılar kuracaklardır.
Onun için şimdi iktidarın, İstanbul'daki tevkif hâdisesi ve gizli muhakeme hakkında uyanabilecek kaygıları önlemek üzere tedbirler düşünmesinde, hem millî menfaatler bakımından hem de kendi menfaati bakımından fayda göreceği umulur.
Eğer hâdisenin mahiyetini tatmin edici bir ölçüde açıklamak ve muhakemenin safhalarından halkoyunu asgarî ölçüde olsun haberdar etmek için de yabancı ajans ve radyoların ergeç yapacakları emri vakiler beklenecek olursa, o zaman iktidar, kendini bugünkünden çok daha gkç bir durumda bulacak, siyasi ve askerî sorumlular arasında yapılabilecek başka değişiklikleri, ileride yapılabilecek yeni tevkifleri veya gizli muhakeme sonuçlarını olsun, hattâ Başbakanın hükümet işleri en yüklü bulunduğu bir sırada başkenti bırakıp gizli askerî muhakemenin cereyan etmekte olduğu İstanbulda ikamet buyurmasını olsun izah etmekte daha fazla sıkıntı çekecektir.
Collection
Citation
“Bir İstifanın Düşündürdükleri,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, accessed November 22, 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/950.